aksiyon filmlerinin son dönemde yükselen yönetmenlerinden joe carnahan'ın yazıp yönettiği, yapımcılığını ridley scott ve tony scott'ın üstlendiği, ocak 2012'de gösterime girecek film. trailer'ından da kolayca anlaşılacağı üzere, alaska'da bir petrol kuyusuna giderken uçakları düşen bir grup insanla, bir kurt sürüsünün sıcacık hikayesini anlatıyor. başrollerinde ise liam neeson, dermot mulroney, james badge dale, frank grillo, joe anderson, nonso anozie, dallas roberts, game of thrones'taki dire-wolflardan grey wind ve danyal topatan var.

(dasdafavcx - 27 Eylül 2011 11:10)

film hakında 2 review okuyup "hani nerde hemen bugün gitmeliyiz!" diye salak bir heyecana kapıldıktan sonra türkiye'de mart ayından önce gösterime girmeyeceğini öğrenince uyuzlardan uyuz beğenmek gerekti. tam şu sıralarda çok iyi gidebilecek bir film olabilirdi halbuki.. (sefilliğe anlam arayışları çerçevesinde)

bir diğeri de gelir "winter is coming" der, nisan ayında der... ya bırakın bu işleri allahaşkına. vakitlice vizyona sokamıyorsanız bir filmi de diziyi de ne anladım ben showbizinizden sizin.. bu sefil soğukların bir anlamı olmalıydı. --22c, ankara -

(terrapin - 3 Şubat 2012 08:13)

film sonunda yer alan yazıları görünce çıkışa saldırmamanın gerektiği filmdir.

--- spoiler ---

once more into the fray. into the last good fight i'll ever know. live and die on this day. live and die on this day.

--- spoiler ---

(vita es morte - 20 Şubat 2012 08:59)

--- spoiler ---

klasik hollywood filmlerinden farkli bir filmdir. aksiyon vardir ama daha farkli sekilde bir aksiyon, yani bu filmde aksiyon heyecan olsun diye degil de, sartlarin zorlugunu gostermek icin kullanilmis daha cok. hollywood'un aksiyon filmlerinde karakterler ucar kacar insanustu hareketler yapar tehlikeli durumlardan pacayi siyirirlar genelde.. bu filmde oyle degil, bu filmde aksiyon yapan geberiyor desem yalan olmaz.
zaten karakterlerin insani yonlerine vurgu yapilmaya calisilmis filmde israrla. kiminin kaybettigi kardesi, kiminin kizi, kiminin esi falan filan. insani yonlerine vurgu yapilirken hep de daha once kaybettikleri yakinlari one cikartilmis simdi farkettim, bunlari yazarken yani. zaten filmin uyarlandigi orjinal kisa hikayenin adi ghost walker.
vertical limit ya da indiana jones tarzi bir aksiyon bekleyerek gidecekseniz gitmeyin bu filme. the snow walker diye bir film vardi, o da bir ucak kazasi sonrasi durumlari anlatiyordu, orada da karakterlerin insani yonlerine vurgu yapiliyordu, bana onu hatirlatti, ama bu film ondan da farkli, yine de the snow walker'i begenen bunu da begenir diye dusunuyorum oyle bir referans verebilirim. bir de sinema'da izlerseniz, post-credits scene var onu bekleyin. bi kac saniye ama olsun onemli.
--- spoiler ---

(efe - 5 Mart 2012 02:28)

her trailer izleyen ve beklentilerini aksiyon bazında gereğinden fazla yüksek tutan insan gibi ben de sarsıcı bir tatmin yaşayamadım. fazla çarpıcı trailer, büyüyerek gelen çığ efekti yaratmış resmen. film daha sakin ilerliyor.

sefilliğe anlam arayışları çerçevesinde cesaret, harekete geçme, hayata tutunma vs gibi şeyler izleyende anlam yaratıyorsa vakit kaybı sayılmaz, güzeldi bence. imdb puanı da günden güne düşmekte öte yandan. vasat masat.. vasat diyen kendidir :p

+ buna vasatlayan buna da vasatladı: (bkz: another earth)

(terrapin - 5 Mart 2012 15:23)

genelin aksine beğendiğim filmdir. tamam derinlikli bir senaryo değil, tamam karakterler havada kalmış ve tamam bazı mantık hataları var ama bence basbayağı olmuş filmdir. kim doğada hayatta kalma mücadeleleri barındıran bir gerilim filminden taklalar atan bir senaryo bekler ki. ya da iih karakterler tam oturmamış o kadın adamın anası mıydı karısı mıydı bacısı mıydı neydi o bile belli değil diye filmi daha az beğenir. ben mi çok düşük beklentilerle izlediğim için beğendim bilmiyorum ama olmamış vasattı denilip geçilemeyecek bir film. biz ne doğada ayakta kalma filmleri gördük yürüyerek sibirya’dan hindistan’a gittiler bir atmaca bile hayati tehlike yaratmadı, ya da buz altında kalmış koca kanada kırsalını yürüyerek geçip de bir ayı tarafından bile kovalanmamış adamlar mı ararsınız? ya da aksi bir örnek gerekirse ne filmler gördük haftasonu temizlik nedeni ile kapatılan kayak tesisine güpegündüz kurtlar indi. bu saydığım filmlerin hepside imdbde sükse yapmış filmler hee.

(basliksiz fuze - 7 Mart 2012 17:57)

filmi kıçımdan uydurduğum bir aforizmayla özet geçmek istiyorum.

"hayat, yürüyebildiğin kadar uzundur ve içinde tanrı yoktur."

--- spoiler ---

"içinde liam neeson varsa kesin taken gibi bişeydir oturur çekirdek çitlerken iyi adamın kazanmasını beklerim "diyorsan hiç başlama filme. çünkü insanoğlunun doğaya ve kendine ağır ağır kaybedişini izleyeceksin.

--- spoiler ---

--- çok ağır spoiler öyle böyle değil ---

film sonrası akan yazılar bittikten sonraki 3 saniyeye dikkat edin. kurt filmin başında liam neeson'un vurduğu gri kurtun yavaş yavaş nefes alıp verdiği ve sonrasında öldüğü sahnedeki gibi nefes alıyor ve liam neeson'ın kafası kurdun karnının hemen yanında.

alfa dog'u ininde sikerten liam neeson'ı alnından öpüyorum :)

--- çok ağır spoiler öyle böyle değil ---

(ya birak ya - 9 Mart 2012 00:24)

vasatın üstünde filmdir bana göre. aksiyon için gidildiğinde beklentileri karşılamayıp vasat gözükebilir. liam amca yapsın da isterse taştan olsun.

(macabrex - 9 Mart 2012 12:46)

kesinlikle bir aksiyon filmi değil. ona göre izleyin.

bir doğa-insan mücadele filmi. zor şartlarda insanların yaşamlarını, geçmişlerini ve yapabileceklerini gösteriyor. kesinlikle çok çok kötü bir film değil. ha sen aksiyon filmi diye izlersen, olm hani lan aksiyon, diye kalırsın. o yüzden ne izleyeceğini bilip de gitmelisin.

aslında bu film tarz olarak the american'a daha çok benziyor. onda da insanlar aksiyon göreceğiz diye gitmişlerdi ve doğal olarak beğenmemişlerdi.

bence olmuş bir film. gidin, izleyin ve izlettirin. ama unutmadan, bu bir aksiyon filmi değil.

(wazzap - 10 Mart 2012 18:21)

son dönemde izlediğim en kaliteli survival filmi.

liam abimiz 50 yaşından sonra fiziksel efor gerektiren filmlere kendini adadı. hadi hayırlısı.

(financier - 10 Mart 2012 22:00)

şu sıralar metro bilboardlarında yer alan afişinde terra nova tv'den bi kadının mı ne "son 10 yıldır izlediğim en etkileyici film" diye bahsettiği film. arkadaşım anlaşılan sen 10 yıldır bi bok izlememişsin.

(efreet sultan - 18 Mart 2012 23:10)

filmin ardından sonu için daha güzel senaryo yazdım. şöyle ki;

--- spoiler ---
sonunda john ottway de ölüyor belli, her ne kadar soru işareti bırakmak istemiş olsalar da biz anladık, şahaneyiz. ottway bir takım alet edavatı ellerine bağlayarak artistlik yapıyor adeta lakin yemez alfa kurta. kendi de biliyor da işte..

neyse böyle olması yerine bu adamcığımıza ufukta doğru düzgün bir yerleşim yeri, bir köy gösterselerdi, tam son bir hevesle oraya doğru yol alıyor iken ve pek tabii seyirci de "oh ulan kurtuldu" diyecekken, lök diye alfa kurdumuz gelip ottway'in kafayı patlatsaydı, sonra ekran esrarengiz bir karanlığa bürünseydi.

bu haliyle son ana kadar mücadele ruhu da güzel olmuş tabii. babasının şiiriyle çok da iyi olmuş çok da güzel iyi olmuş.

--- spoiler ---

(clementhe - 23 Mart 2012 22:29)

sonunda cast aktiktan sonra 1 saniyelik goruntu olan film. sonu hakkinda fikir veriyor.

(ipkins - 25 Mart 2012 20:04)

görüntü yönetmenliği çok başarılı bir film. filmin sonunda kimmiş diye özellikle baktırdı. (bkz: masanobu takayanagi)
epeydir özlediğim bir tat bıraktı film.

(surtr - 26 Mart 2012 18:00)

--- spoiler ---

gemici mantığıyla film izleyen birisi olmamama rağmen içinde bulundurduğu saçmalıklar karşısında ağzım açık kaldı. çünkü cidden dumur edecek derecede gerçek dışı olay yaşanıyor filmde. bunlardan en fazla göze batanı da alaska nehrinin dondurucu sularında dakikalarca kalıp ardından hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eden kahramanımız. soğuktan sakalı kirpiği donmuş adam buz gibi nehir suyuna düşmesine rağmen hipotermi geçirmiyor. hipotermiyi bırak adam düştüğü nehirden çıkmak için çaba bile sarfetmiyor, 10 dakika daha suyun içinde kalıp ölen arkadaşı için yas tutuyor. sudan çıktıktan sonra da ne bir üşüme belirtisi ne de hareketlerinde bir yavaşlama. ıslak ıslak devam ediyor yoluna. normal şartlarda öyle bir havada, serdar kılıç reyisin de söylediği gibi ıslanırsan hiçbir şekilde hayatta kalamazsın, ateş yakarak bile kurutamazsın kıyafetlerini.

ama işte tüm bu saçmalıklara rağmen gerim gerim germeyi başarıyor film. alaska atmosferi, kurtlarla karşılaşmalar, sürünün acayip acayip ulumaları, alfa kurdun karizması falan hepsi çok iyi. finali tırt, ama germe işini başarıyla yerine getiriyor film. bahsettiğim ayrıntılara takılmazsanız kötü zaman geçirmezsiniz özetle.

--- spoiler ---

(jc denton - 29 Mart 2012 04:57)

--- spoiler ---

niye herkes laf atıyor anlamadığım film. orjinal bir film olmuş, ana karakterin en sonlarda hep kurtulduğu filmleri sürekli görüyoruz zaten. üstelik gerçekçi de, düşündüğünüzde hepsi olabilecek şeyler. belki hepsinin aynı filmde olması izleyiciyi rahatsız etmiş olabilir. içime sinmeyen tek şey kurt arkadaşların hep belirli zamanlarda gelmeleri. bunun dışında çekimler, oyunculuklar filan hepsi mükemmel bence. hele o ilk sahnelerde liam neeson'un aniden rüyasından uyanmasında, ve uçağın düşüşündeki çekimler çok hoşuma gitti. heyecanı da gerçekten afişinde anlatıldığı kadar vardı. izlerken beni perdeye duraksız olarak baktıran bir film oldu (soldaki bir abinin koltuğu gıcırdıyordu gerçi arada bir dikkati dağıttı). yapımcılara bravo

--- spoiler ---

(okede - 2 Nisan 2012 00:35)

konu basit.. soğuk.. sıkı bir survivor filmi.. izlenir, kolay kolay unutulmaz..

--- spoiler ---
finalde kurtların lideri ile adamımız karşı karşıya kalıyor ya..
liam neeson'ın yakın plan suratında bitiyor, film..
oysa fragmanda liam'la kurt birbirlerine doğru koşarkenki sahneyi görüyorsunuz.
fragmanda var, filmin finalinde yok o sahne anlayacağınız..
asıl spoiler ise bomba..
film bitiyor.. tam 8 dakika kapanış jeneriği akıyor..
son 5 saniyede, filmin ilk sahnesindeki gibi devrilmiş ve hırıltılı nefes alan kurt ile liam amcamızın kafasını görüyorsunuz.. kurdu yastık yapmış, dinleniyor.
lakin sinemada seyretmişseniz, bunu görme imkanınız yok.. yani, finali kaçırıyorsunuz. yönetmen, seyirciye bıraktı gibi, bir şey oluyor. ama 8 dakika sonra kimin galip geldiği anlaşılıyor...
tv'de gösterilse bile, hiçbir kanal 8 dakika jenerik akıtmaz değil mi...

--- spoiler ---

(journalist - 23 Temmuz 2012 04:31)

diyalogları süper bir film.

--- spoiler ---

- beyler eksi 55 derecedeyiz, yiyeceğimiz yok ve 100 tane kurt peşimizde
+ o değil de babam bana bir şiir okumuştu, onu paylaşmak istiyorum
- anlat abi dinliyoruz

--- spoiler ---

(ed gein jr - 18 Aralık 2012 00:43)

bir gazla geldim, bismillah.
bayadır giriş yapmamıştım sözlüğe, şifremi unutmuşum falan, hatırlatma aldım vesaire. sonuçta yazıyorum şimdi.
okudum yazılanları, şaşırdım. birincisi bu film bir "doğayla insan mücadelesi" filmi değil, "hayatta kalma" filmi değil, "aksiyon" değil, "gerilim" falan değil. bu film "ölmek" ile ilgili bir film. ölmek isteyen bir adamın, ölüm anını uzatmasıyla ilgili. ölümü genleştirmesi...
size bunu uzun uzun anlatamam şu an, zira ne gücüm var ne de tam anlamıyla başarabilirim. ama bir tavsiye verebilirim; eğer hayatla ilgili sorunlarınız varsa, bir şeyler yanlış gidiyorsa sizin için sokakta, arkasından el bile sallayamadan kaybettiğiniz şeyler varsa ve hatta kaybetmeyi seven bir insansanız... izleyin.
filmin bütün mesajı, şekspir'in bir eserinden esinlenerek yazılan o dört dizede gizli, türkçe söylemek gerekirse;
son bir kez daha gir savaşa
aklında kalacak o son güzel kavga
yaşa ve de öl tam da bugün
yaşa ve öl tam da bugün.

filmde hayatta kalmaya dair hiçbir şey yok. film sadece, insanların genellikle kısa bir an boyunca yaşadığı "ölüyor olma" halini 117 dakikaya yaymış. ha, bir de sondaki, roll captiondan sonra gelen o sahne; hala aynı şeyi yapıyor izleyene: ölmüş olabilir ama ölüm anı hala sürüyor. çünkü aklımızda kaldı; "ya ölmediyse?"

gerisi bembeyaz bir sonsuzluk ve kapkara kurt.

(breuer - 24 Aralık 2012 07:39)

çok iyi bir film olmasa da çok beğendiğim bir film oldu.eksik yanları da var iyi yanları da.genelde böyle hayatta kalma temalı filmleri severim.bana anthony hopkins'in the edge adlı filmini de hatırlattı bu film.
filmin müzikleri güzel ve seyirciyi içine çekiyor.manzarasıyla, gerilimiyle, ateş başındaki sohbetiyle izleyeni de uçaktan sağ kurtulanlardanmış gibi hissettiriyor.uçak demişken düşüş sahnesi de çok başarılıydı.bana göre eksi yanı: gerilimi kurtlar ile sağlamaya çalışan bir film için kurtların olduğu sahneler iyi çekilmemiş.klişeler ve mantık hataları da var.

filmin sonu başarılı bir biçimde bitirilmiş.piyano eşliğinde

once more into the fray
into the last good fight i'll ever know
live and die on this day
live and die on this day

liam neeson'a da ayrı bir parantez açmak gerek.adam sinema için yaratılmış gibi.sesi, tipi, oyunculuğu ile hollywood'un aranan isimlerinden.

(imagination x - 20 Nisan 2013 23:10)