Süre                : 2 Saat 7 dakika
Çıkış Tarihi     : 08 Kasım 2012 Perşembe, Yapım Yılı : 2012
Türü                : Drama,Romantik,Savaş
Taglar             : Kadın çıplakları,Çıplak göğüsler,kasık kılı,Erkek kasık saç,Saraybosna
Ülke                : İtalya,İspanya
Yapımcı          :  Medusa Film , Alien Produzioni , Mod Producciones
Yönetmen       : Sergio Castellitto (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Margaret Mazzantini (IMDB),Sergio Castellitto (IMDB)(ekşi),Margaret Mazzantini (IMDB)
Oyuncular      : Penélope Cruz (IMDB)(ekşi), Emile Hirsch (IMDB), Adnan Haskovic (IMDB)(ekşi), Saadet Aksoy (IMDB)(ekşi), Pietro Castellitto (IMDB)(ekşi), Mira Furlan (IMDB)(ekşi), Jovan Divjak (IMDB), Vinicio Marchioni (IMDB), Branko Djuric (IMDB), Jane Birkin (IMDB), Luca De Filippo (IMDB), Sergio Castellitto (IMDB), Bruno Armando (IMDB), Fausto Russo Alesi (IMDB), Juan Carlos Vellido (IMDB), Sanja Vejnovic (IMDB), Luna Zimic Mijovic (IMDB), Emina Muftic (IMDB), Igor Zoric (IMDB), Ajsa Mujacic (IMDB), Moamer Kasumovic (IMDB), Sven Medvesek (IMDB), Mediha Musliovic (IMDB), Isabelle Adriani (IMDB), Mugdim Avdagic (IMDB), Ravijojla Jovancic (IMDB), Milan Pavlovic (IMDB), Ermin Sijamija (IMDB), Federico Sella (IMDB), Mona Muratovic (IMDB), Belma Salkunic (IMDB)

Venuto al mondo (~ Twice Born) ' Filminin Konusu :
Gemma ve Diego Saraybosna’da tanışmışlardır. Gemma'nın hayatı Diego’ya aşık olması ile beklenmedik şekilde değişmiştir. Fakat Diego, Bosna savaşı sırasında hayatını kaybeder, Gemma ise başka bir ülkeye savrulur. Savaş bittikten yıllar sonra Gemma oğulunu da yanına alarak Diego'nun öldüğü topraklara geri döner. Geçmişte yaşananları ve Diego'nun izlerini Saraybosna'da arar...


  • "kaçırılmaması gereken özgün, muhteşem bir film."
  • "son zamanlar da izlediğim en iyi film listemde ilk 10 içinde yer alan filmdir.izleyin,izletin derim."
  • "aynı hafta içinde az önce ikinci kez izleyerek kendime yaptığım eziyetin farkındayım, normale dönmek için kaç saate ihtiyacım var bilmiyorum. öylesi güzel, öylesi saklı kalmış öylesi acı bir film."
  • "bunca film çöplüğünün arasında ilaç gibi geldi. bir türk kızını hem de başrollerden birinde görmek de ayrıca mutlu etti beni."
  • "şu gece vakti psikolojimi alt üst etmiş filmdir. saadet ışıl aksoy da gayet iyi iş çıkarmış, izlemenizi tavsiye ederim."
  • "içimi parça parça etmiş filmdir. uzun zamandır bu kadar güzel film izlememiştim. bittiğinden beri göğsümdeki ağrı geçmedi. mutlaka izlenmeli."
  • "ne dogru ne yanlis, kim iyi kim kotu hakkinda surekli degisen kararlar aldiran ve filmin sonunda butun kararlarin yanlis oldugunu anlatan bir hikayesi var."




Facebook Yorumları
  • comment image

    son zamanlar da izlediğim en iyi film listemde ilk 10 içinde yer alan filmdir.

    izleyin,izletin derim.


    (bellenaz - 26 Nisan 2013 17:16)

  • comment image

    oyuncuların da performansların da zaten çok iyi olduğu, bana kalırsa süper bir film. her filme kolay ağlamam, bu film beni çökertti. her şeyden biraz biraz, insan filmde kayboluyor. bu insanlar neler yaşamışlar ya?


    (adilosbebem - 29 Ekim 2013 14:28)

  • comment image

    --- spoiler ---

    aska gemma'ya en son her şeyi açıklamadan önce diego'yu çoğu erkek gibi iğrenç bir yalancı ilan ettiğim için kendimden utanıyorum...

    kan, bombalar, silahlar, ölü çocuklar ve öldürdükten sonra pis pis kahkaha atan askerler... bunların hepsi ayrılık acısından daha kötü aslında ama ben şu aralar "en büyük acı ayrılınca hissedilendir" gibi saçma düşüncelere kapılmıştım. kendimi şanslı hissettim ilk defa hiçbir savaşı, katliamı gözlerimle görmediğim, yaşamadığım için.

    bir de tekrar nefret ettim insanoğlundan...

    ---
    spoiler ---

    çok ağlattı film, çok dokunaklıydı. harika bir dramaydı.


    (hayat putlarla guzel - 20 Şubat 2014 07:04)

  • comment image

    aynı hafta içinde az önce ikinci kez izleyerek kendime yaptığım eziyetin farkındayım, normale dönmek için kaç saate ihtiyacım var bilmiyorum. öylesi güzel, öylesi saklı kalmış öylesi acı bir film.


    (fundalamaca - 22 Mart 2014 21:50)

  • comment image

    bunca film çöplüğünün arasında ilaç gibi geldi. bir türk kızını hem de başrollerden birinde görmek de ayrıca mutlu etti beni.


    (electra kompleksi - 5 Mayıs 2014 13:49)

  • comment image

    içimi parça parça etmiş filmdir. uzun zamandır bu kadar güzel film izlememiştim. bittiğinden beri göğsümdeki ağrı geçmedi. mutlaka izlenmeli.


    (draga - 7 Ağustos 2014 21:55)

  • comment image

    ne dogru ne yanlis, kim iyi kim kotu hakkinda surekli degisen kararlar aldiran ve filmin sonunda butun kararlarin yanlis oldugunu anlatan bir hikayesi var.


    (auro - 23 Kasım 2014 01:08)

  • comment image

    bu bir savaş, muharebe; kalpleriniz ve ruhunuz yara alabilir..- ölü ozanlar derneği
    --- spoiler ---
    aşk, aile ve savaş temalarını içeren çoğu film gibi iç burkan ama boğazda düğümlenen duygular ve kafada dönüp duran temalar ile sizi rahat bırakmayan çok farklı bir film.
    filmde en hoşuma giden sahne, karın yeni yağdığı bir günde, saraybosna'da dağ evi etrafındaki neşeli kalabalığın tekerlekli sandalyedeki dedeyi sürüklediği sahne oldu. benzer şekilde, bana göre en trajik sahne de dedenin artık ittirilemediği sahneydi.
    film çok güçlü 4 karakter ve de filmde daha çekinik kalsa da filme damgasını vuran konu olan çocuk etrafında döndüğü için karakter analizleri ile yaklaşmak daha mantıklı geldi.
    gojco:
    direk baş rol değil, ama en kilit rollerden. güveni temsil ediyor sanki. hem basit zevkleri ve küçük hesapları olan sıradan bir adam, hem de duygusal şiirleri ile sanki bir narrator, topraklarına bağlı anarşist bir patriot, bireyselden çok kurumsal olarak "aile" temasına bağlılığı ile mükemmel baba ve eş, hiç bir koşulun yıpratmasına izin vermediği sevgisiyle mükemmel bir platonik aşık..tüm olaylar silsilesinin yegane görgü tanığı olarak tarihe şahitlik ediyor, mesafeleri yok ediyor, insanları birleştiriyor.
    diego:
    diego karakteri tutarsız. into the wild filmdeki pastoral, nihilist hava benzer. sanatının peşinde olduğunu zannederken, yaşanan bir vahşeti dökümante etme, insanlara yardım etme dürtüsü daha ağır basar hale geliyor. aslında tüm bunlardan da öte ağırlıklı olarak kendi bireysel meselelerinin bu güdülerinin altına olduğunu görüyoruz. diğer yandan herşeye full paranoya ve %0 güven ile yaklaşan kadın kimliğimin de etkisiyle inanılmaz kızdım kendisine. niye mi?
    1 günde gemma'ya aşık oldu ama gene de uzaklara çekti gitti. sonra kafasına esti ve geri geldi. şansına gemma boşanmıştı, olmasa da umrunda olmayacaktı sanki, yeter ki o kafasına koysun bir şeyleri istediği zaman çıksın gelsin, emma'nın babası ona kahve pişirsin falan..
    daha mantıklı olan gemma'nın tüm maddi ve manevi (kısırlık) kaygı ve korkularına rağmen hep orantısız pozitifliği ile diego, aşkı ön planda tuttu. daha sonra öncelik çocuğa kaydı. daha sonra hepten, hem gemma'dan, hem çocuktan vazgeçti, vicdan azabı ile sevgi ayrımını yapamadığı aska'ya döndü. yaşadığı travmaları aşamayıp eroin overdose ile ise sanki kolayına kaçtı ve ardındaki karışık bağlarla insanları ortada bıraktı.
    gemma:
    her filmde bir şekilde güzel, akıllı, fedakar, iyi karakterli olmasına rağmen kazık atılan bir kadın karakteri olur ya; penelope de o hale düşmüş bu filmde. hoş, gerçi mantığı ile karar verme yeteneğini hiç kaybetmeyerek kendini güvende hissedeceği limanlara sığınmayı da bilmiş. gerçek hayatta herkes onun kadar akıllı da olamıyor. aska da kadının tüm aşıklarını, hayallerini, hayatlarını çalan kişi havasında. son sahnelerde annemin dizilerinden karagül dizisiyle benzer annenin üvey oğlunu biyolojik anneden kıskanması temalarını hissederek kendi kendime gülmedim değil "kan çekiyor işte" diyerek. mavi göz benzerlikleri güzel yakalanmış ayrıca, ama burun da ihmale gelmemeli bence.
    pietro:
    aile temaları açısından pietro'nun gözünden bakarsak, nüfus cüzdanında yazan anne-baba bilgileri ile gerçekler tamamen farklı. hatta babası hangi sapık subay bilen yok. 7 yıldızlı golf sahalı bir otel inşa etme hayalini gütmesinde "güç" teması üzerinden asker baba genetiğine atıfta bulunulmuş olabilir. halbuki biyolojik annesi elinde gitarı gördüğünde bir an kendinden bir şeyler kaldığını düşünüyor. çocuk, roma'da kosmopolit bir hayat yaşıyor, kötü bir tesadüf olarak tanımladığı saraybosna ile olan bağından nefret ediyor. gemma da kendisiyle hiç bir (baba açısından bile) biyolojik bağı olmayan bir çocuğa tüm şefkati, maddi ve manevi tüm birikimiyle anne oluyor.
    filmin literally 'doğuştan' en şanssızı olmakla beraber batılı bir toplumun ve koşulsuz sevgi ve ilgi sunan (manevi) bir ailenin parçası olma şansını elde eden pietro, belki de o kadar şanssız değildir.
    ---
    spoiler ---
    savaşta kazanan olmaz ve en çok da siviller mağdur olur, tartışmasız doğrudur. kimin neyi kaybettiği ise biraz da kişinin kendi yorumudur. kimi çocuğunu, kimi aşkını, kimi daha doğamadan hayatını, kimi ise akıl sağlığını yitirir. bazen de bunların hepsi bir arada olur, bu filmde olduğu gibi. giden ne olursa olsun, geriye ise hep hüzün kalır, bu filmi izledikten sonra da olduğu gibi..


    (digitiminimi - 4 Aralık 2014 23:42)

Yorum Kaynak Link : twice born