Süre                : 59 dakika
Çıkış Tarihi     : 11 Nisan 2010 Pazar, Yapım Yılı : 2010
Türü                : Drama,Müzik
Taglar             : 21'inci yüzyıl,Radyo istasyonu,alternatif müzik
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Blown Deadline Productions , HBO Entertainment
Yönetmen       : Anthony Hemingway (IMDB)(ekşi), Ernest R. Dickerson (IMDB)(ekşi), Agnieszka Holland (IMDB)(ekşi), Jim McKay (IMDB)(ekşi), Brad Anderson (IMDB)(ekşi), Simon Cellan Jones (IMDB), Adam Davidson (IMDB), Roxann Dawson (IMDB), Tim Robbins (IMDB), Alex Hall (IMDB), Daniel Attias (IMDB), Christine Moore (IMDB), Rob Bailey (IMDB), Alex Zakrzewski (IMDB)
Senarist          : Eric Overmyer (IMDB),David Simon (IMDB)(ekşi),George Pelecanos (IMDB)(ekşi),Anthony Bourdain (IMDB)(ekşi),Lolis Eric Elie (IMDB),Tom Piazza (IMDB),David Mills (IMDB),Mari Kornhauser (IMDB),James Yoshimura (IMDB),Davis Rogan (IMDB),Jordan Hirsch (IMDB),Micah Kibodeaux (IMDB),Chris Offutt (IMDB),Jennifer Ralston (IMDB),Chris Rose (IMDB),Chris Yakaitis (IMDB)
Oyuncular      : Khandi Alexander (IMDB)(ekşi), Rob Brown (IMDB)(ekşi), Kim Dickens (IMDB), Melissa Leo (IMDB)(ekşi), Lucia Micarelli (IMDB)(ekşi), Clarke Peters (IMDB), Wendell Pierce (IMDB)(ekşi), Steve Zahn (IMDB)(ekşi), Michiel Huisman (IMDB), India Ennenga (IMDB), Phyllis Montana LeBlanc (IMDB), David Morse (IMDB), Lance E. Nichols (IMDB), Jon Seda (IMDB), Ntare Guma Mbaho Mwine (IMDB), Davi Jay (IMDB), Otto DeJean (IMDB), Derrick Freeman (IMDB), Edwina Findley (IMDB), Dan Ziskie (IMDB), Jaron Williams (IMDB), Sean-Michael Bruno (IMDB), Renwick D. Scott II (IMDB), Venida Evans (IMDB), Walter Harris (IMDB), Lloyd Watts (IMDB), Elizabeth Ashley (IMDB), Henry Griffin (IMDB), Eddie Vanison (IMDB), Cornell Williams (IMDB), Lara Grice (IMDB), John Goodman (IMDB), Hong Chau (IMDB), Keith Hart (IMDB), Kesha Bullard (IMDB), Chris Coy (IMDB), Jeffrey John Carisalez (IMDB), David Kency (IMDB), Sam Robards (IMDB), Davis Rogan (IMDB) >>devamı>>

Treme ' Dizisinin Konusu :
Hikayesini yaşanmış bir olaydan alan Treme, adını da New Orleans'taki bir yerleşim biriminden alıyor. 2005'te ortalığı kasıp kavuran Katrina Kasırgası'nın etkilediği insanların hayat hikayelerini anlattığı dizi, şehirdeki siyasete şöyle bir göz atarken, toplu konut projelerinde yaşananlara ve ceza ile adalet sistemine de eleştirel bir bakış atıyor. Aynı zamanda New Orleans'ın vazgeçilmez bir parçası da olan müzik de diziyi yeterince nasiplendiriyor..

Ödüller      :

Primetime Emmy Ödülleri:Outstanding Sound Mixing for a Miniseries or a Movie


  • "david simon'un the wire sonrası bir projesiymiş. katrina kasırgasından sonra new orleans'de takılan müzisyenleri anlatırmış. (bkz: ukte)"
  • "benim gibi the wire i yeni bitirenler icin depresyon surecini atlattirabilecek hbo nun david simon imzali yeni dizisi"
  • "hbo'nun ilk bölümden hemen sonra 2. sezonuna uzattığı dizi."
  • "dizinin ismi new orleans'ta cazın doğduğu varsayılan mahalle "claude treme"den geliyor. kısaca treme diye anılıyormuş.soundtrack albümü sezonluk değil bölümlük çıkar artık heralde bunun."
  • "1. sezon, 3. bölüm ve mr. moreland açılışı yapıyor."
  • "kabul edelim, ne kadar moral bozucu olsa da the wire ayarında bir dizi bir daha gelmeyecek. aynı fikirdeyseniz treme'yi izleyin."
  • "nisan ayında başlayacak ikinci sezonu iple çekilen david simon dizisi."
  • "dizideki "dj davis" karakteri, uçuk yaşam biçimiyle şehirde tanınmış olan davis rogan'dan esinlenilerek yaratılmıştır."




Facebook Yorumları
  • comment image

    ilk bölüm itibariyle babalar gibi bir dizi olmaya aday. the wire'da olduğu gibi son derece doyurucu yığınla alt karakter mevcut. bölüm sonunda da çoğumuzun new orleans hakkında sahip olduğu iki üç klişenin en vurucusu ve en yabancılık uyandıranı da bir güzel gözler önünden geçmiştir. müzikler banko, karakterler bizim mahallenin çocukları, daha ne isteyelim.


    (frank n furter - 12 Nisan 2010 18:43)

  • comment image

    hbo'da yayinlandigi ve gayet basarili bir yapim oldugu icin kisa kesilecek ve yarim yamalak bir finalle bitirilecek dizidir. sonrasi malum, elinde altin oldugunun bilincindeki hbo huysuz bir cocuk gibi ne kendi kullanacak, ne de haklari satin almak isteyen sirketlere verecektir.

    (bkz: carnivale)


    (glosoli - 14 Nisan 2010 12:50)

  • comment image

    homicide life on the street ve özellikle the wire dolayısıyla hbo'da sonsuz krediye sahip olan, hbo'nun "dilersen bir sezon daha uzatalım" teklifini, the wire'ın misyonunu tamamladığını ve aklında bir altıncı sezon olmadığını belirtip geri çeviren david simon'ın yeni dizisi. ilk bölümünün jeneriğine kadar geçen yedi dakikası, her karesiyle adamın tüylerini diken diken etmeye yeter. ilk bölümde ki elvis costello sürprizi sevindirmiştir. kermit adlı karakter de tipi, tavrı ve ses tonuyla son noktadır.

    the wire'da dizinin daha gerçekçi olması adına müzik kullanılmamıştır. bölümlerde duyulan müzikler-sezon finalleri hariç- çevredeki seslerden ibarettir. örneğin arabadan yükselen hip-hop şarkıları veya bir bara gidildiğinde orada çalan müzik gibi (çok büyük konuştum şu an ama öyle lan sanki?). treme ise daha ilk bölümünden adama birden fazla "ne lan bu şarkı" dedirteceğini hissettirmiştir. e new orleans'da geçiyor, boru değil.


    (chillin - 14 Nisan 2010 13:58)

  • comment image

    dizinin ismi new orleans'ta cazın doğduğu varsayılan mahalle "claude treme"den geliyor. kısaca treme diye anılıyormuş.

    soundtrack albümü sezonluk değil bölümlük çıkar artık heralde bunun.


    (deinnorra - 16 Nisan 2010 01:54)

  • comment image

    new orleans, luisiana.
    üç ay sonra...
    diye başlar. the wire dan sonra yine dayılar televizyon draması nasıl yapılır cümle aleme göstermektedirler.
    ayrıca;
    --- spoiler ---

    play for the money, boys
    play for that motherfuckin' money.

    ---
    spoiler ---

    fakat akılıma da şu sorunun takılmasına sebep oldu: bu ve wire gibi dizleri çıkaracak zehir gibi yazarlar, teknik ekip oyuncular var, ne bileyim chuck tır, one tree hill dir, bones tur, gossip girl dür skimsonik dizileri hala niye üretiyor amerikanski televizya endüstrisi?


    (narsil - 22 Nisan 2010 00:03)

  • comment image

    bu tarz dizileri sevmeme nedenim; chuck, bones, gossip girl falan... gibi çerezlik, insanları eğlendirmekten başka amaç gütmeyen dizilere bok atan burnu havada snob tipler. aynı sıkıntıyı, işte büyük bütçeli holivud yapımlarına burun kıvıran almodovarcı snob tipler yüzünden de çekiyoruz.. bu adamlar yüzünden kırmızı şarabımı alıp ipek bornozumla tv karşısına geçip(elbette full hd) korsan bir şekilde netten indirdiğim almodovar filmini seyredemiyorum, soğudum bir defa.. cık cık cık..

    sıkıcı dizi. bizim hayatımız olmuş treme.

    -üstadım fatih akın'ın son filmin gittin mi? ne realist adam ya!! hem de bizden biri. uv ye! çek bir fırt. bak bir daha sana sıra gelmez babaaa!!


    (poink - 4 Mayıs 2010 04:38)

  • comment image

    bu yapımı şöyle tarif edebiliyorum ancak. vakti zamanında bir gurme [ şu an ismini hatırlayamadım, yanlış da olabilir ] ya macallan ya da laphroaig için söylemişti bu sözü, "boğazından aşağıya marşlar söyleyerek mideye iniyor" demişti. aynen böyle bir yapım. seyredeken insanın gözünden yaşlar geliyor. tam tanımı bu. steinback'i okuduktan sonra sardalya sokağı'na gitmek ister ya insan, aha bu yapımı izleyince de claude treme'e gitmek istiyorsunuz o derece. cenazen oradan kalksın.

    (bkz: david simon dili ve edebiyatı)


    (pink floyd floyd yaylalar - 3 Mayıs 2011 15:25)

  • comment image

    karakterlerinin önemli bir kısmı müzik dünyasından olduğundan, ve tabi hikaye new orleans'ta geçtiğinden, her bölümünün en az 10-15 dakikasında harika gruplardan harika müzikler çalınan dizidir. ikinci sezonu başlamış ve ağır ağır ilerlemekte olan dizi ayrıca.


    (tomarza - 9 Mayıs 2011 01:36)

  • comment image

    bu david simon kadar hakkında yazdığı yeri estetize edebilen birisini tanımıyorum. baltimore hakkında bile meraklandırmıştı ki new orleans hakikaten ilgi çekici bir yer, gidip göresim geldi. diziye gelince: bence güzel.


    (kelbil - 2 Haziran 2011 16:47)

  • comment image

    hbo'nun yaptığı hemen hemen her dizinin tadı bir başka, kabul.

    bugüne dek yayınladıkları the sopranos, the wire, oz, six feet under, carnivale, rome, boardwalk empire, game of thrones ve daha aklıma gelmeyen başka bir sürü dizi, mutlaka öyle ya da böyle dünyanın farklı yerlerindeki farklı insanlara "ben bundan daha iyisini izlemedim" dedirtti, dedirtmeye de devam ediyor. dizi yapmıyorlar aslında bu adamlar, bi nevi 50-100 saatlik sinema filmleri yapıyorlar, bu gerçekten öyle kolay bir iş değil.

    fakat bugüne dek izlemiş olduğum hiçbir dizi bana ciddi ciddi insan sevgisi aşılamadı sanırım. bildiğin insanları sevdiğimi hissediyorum o jeneriği her duyduğumda. ki bunu fırsatını bulduğu sürece tanımadığı insanlarla iletişim kurmaktan kaçınan, üç-beş iyi arkadaştan fazlasına sahip olmayan bir insan olarak yazıyorum. new orleans yerlileri diziye nasıl bir tepki verdiler bilemiyorum ama, sanırım ben new orleans'ta yaşıyor olsaydım mest ederdi beni, izlediğim zaman sokağa çıkıp ilk gördüğüm insana sarılmaya, gördüğüm ilk second line'ın peşine takılmaya çalışırdım.

    dizi 3. sezonuna önümüzdeki yıl girecek, eğer ilk iki sezonundan daha yüksek reytingler almayı başarırsa, ülkemizde biraz daha duyulmaya başlarsa, her platformda olduğu gibi burada da üzerinden "olm chuck ne la, heroes ne, dizi budur" şeklinde "bakın siz bunlardan habersizsiniz, cnbc-e'de gördüğünüzden başkasını bilmiyorsunuz ama ben biliyorum" mesajı kaygılı entry ler döşenecektir bu başlığın altına, garanti veririm.

    fakat bu dizi öyle garip bir his veriyor ki insana, çok temiz bi akarsu gibi. sürekli akıyor, sürekli canlı. eğer bir yandan gazete okuyarak, bulmaca çözerek falan izlemiyorsanız kendinizi mutlaka kaptırıyorsunuz. hareket halinde olduğunuzu ve içinde sürüklendikçe bütün egonuzdan, hazımsızlığınızdan, hasetinizden arındığınızı hissediyorsunuz. dolayısıyla bence çok ciddi problemleriniz yoksa bu diziyi izledikten hemen sonra şu başlığın altına gelip de "cold case de dizi mi olm" diye bik bik ötmezsiniz diye düşünüyorum.

    hepsinin hedef kitlesi ayrı, hepsinin izleyeni var. 14 yaş grubundaki kızlar, orta yaş ve üstü teyzeler, hiçbir diziyi düzenli takip edemeyecek kadar yoğun programı olan ve tek bölümlük hikayelerden oluşan dizilerden başkasını izleyemeyenler dizisiz mi kalsın. arz-talep meselesi hep bu işler. sonuç itibariyle treme'yi yayından kaldırmalarını engelleyecek reyting sağlansın, yeterli bizim için. biz "gerçekten kaliteli" olanı takip etmeye devam ederiz zaten her türlü.


    (pink doors of purple zeppelin - 30 Temmuz 2011 01:04)

Yorum Kaynak Link : treme