Süre                : 1 Saat 33 dakika
Çıkış Tarihi     : 02 Ağustos 2002 Cuma, Yapım Yılı : 2002
Türü                : Döküman
Taglar             : Don Kişot,Film yapımcısı,aktör,Yönetmen
Ülke                : İngiltere,ABD
Yapımcı          :  Quixote Films , Low Key Productions , Eastcroft Productions
Yönetmen       : Keith Fulton (IMDB)(ekşi), Louis Pepe (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Keith Fulton (IMDB)(ekşi),Louis Pepe (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Philip A. Patterson (IMDB)(ekşi), Terry Gilliam (IMDB)(ekşi), José Luis Escolar (IMDB)(ekşi), Carlo Poggioli (IMDB)(ekşi), Jeff Bridges (IMDB)(ekşi), Orson Welles (IMDB)(ekşi), Johnny Depp (IMDB)(ekşi), Christopher Eccleston (IMDB)(ekşi), Vanessa Paradis (IMDB), Bill Paterson (IMDB), Miranda Richardson (IMDB), Jean Rochefort (IMDB)

Lost in La Mancha (~ Don Kihotis horis telos...) ' Filminin Konusu :
class="text-collapsed" style="overflow: hidden;" Bu, dünyanın ilk “yapılmayış öyküsü” belgeseli olabilir; varolmayan bir filmin, karizmatik yönetmen Terry Gilliam’ın hazırlıkları için on yıl uğraştığı, Don Kişot versiyonunun ilgi çekici öyküsü. 2000 Eylül’ünde kameralar nihayet çalışmaya başladığında, aslında uzun süredir gerçekleşmesi beklenen bu rüyanın sonu ufukta belirmişti. Genç belgeselciler çekimler başlamadan sekiz hafta önce film ekibine katıldılar ve o günden itibaren objektifleri, oyuncu kadrosu ve film ekibi arasındaki giderek büyüyen sorunlara ve beklenmedik aksiliklere tanıklık etti. Hava bile ters gitti, çıkan fırtına sonucu setler ve donanım hasar gördü. Sonuçta, koşullar her tür sanatsal hayalden çok daha güçlü çıkınca, proje iptal edildi. Ama Gilliam’ın filminin yapımındaki talihsizlikler, sinema sanatının kırılganlığının ve yaratıcı bir dehanın, doğa güçlerine boyun eğmek zorunda kalışının etkileyici dramı olan bu belgeselin başarısına epey katkıda bulundu


  • "terry gilliam'in aslinda bir don kisot oldugunu anlatan belgesel."
  • "(bkz: man of la mancha)"
  • "cok acikli bir film hakikaten. ispanyol collerinde yagmur, sel ve dolu manzarasi merak edenlere ozelikle tavsiye edilir.ayrica (bkz: the man who killed don quixote)"
  • "(bkz: louis pepe)(bkz: keith fulton)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    sonlarına doğru gilliam'ın çizdiği ve altına da "the windmills of reality fight back!" yazdığı kağıt parçası çok çarpıcıdır. diğer taraftan da herifin ne kadar zeki olduğunu izleyiciye gösterir.. üzüntü verici.


    (evreniz - 16 Temmuz 2007 23:27)

  • comment image

    ne yalan söyleyeyim tam 3 aydır üniversitede ki hocalarımdan birisi
    "lost in la mancha 'yı şu gün izliyeceğiz, bugun izliyeceğiz, zorunlu! herkez gelsin falan da filan da" dedi dedi ve sonunda beni bu belgeseli izlemek için saat 16.30 dan sonra gösteri salonuna sokmayı başardı.

    ders "information systems to project management", (tahmin ediyorum ki sosyal içerikli kısa film tarzı birşeyler izleyeceğiz..)gittik oturduk başladık izleyemeye. daha onuncu dakikadan kıllanmalar başladı bizde, kamera çekimleri behind scene tarzında yapılmış fakat belirli bir kurgu üzerine çekilmiş sahneler gibi daha çok. neyse efendim.
    işin özünde bizim için proje yönetimi, aksaklıklar, hesaplanamayan riskler, finansal problemler, derector un eksik yönetimi falan filan belgeselin ders almamız için yapılmış bir etkinlik olduğu ortaya çıktı.
    çok birşey kaybetmeyeceğiniz garip bir gösteri olabilir.


    (ibot - 12 Mart 2008 07:50)

  • comment image

    filmin iyi hoş yanı şu: izledikten sonra kimse "acaba çekilebilseydi nasıl bir film olurdu?" diye düşünmüyor. brazil ve 12 monkeys filan bunlar iyi filmler ama gilliam kendisinin gerçek versiyonu olan tim burton'ın yanında ilelebet fantastik alemlerin yaratıcısı ikinci dahi çocuk olarak kalıcak; second one is the first loser olayı yani. ve dahası belgeseldeki 60 küsürüme geldim hala haylaz bir çocuğum havaları da can sıkıcı. gerçeklik duygusundan uzak bir coşkuya sahip gilliam film boyu. içinde bulunduğu durumu iyi kestirip hesaplamak yerine anlık ufak sevinçlere fazlasıyla asılmayı tercih ediyor. projenin başından itibaren önce potansiyel sonra gerçekleşen tüm sorunlardan kaçtığı ölçüde ufak başarılara müthiş histerik kahkahalarla el çırpıyor. set ekibi ve film için emek veren onca insan bir süre sonra "nerede bizim yönetmenimiz?" diye huzursuzluğa kapılıyorlar. film boyu gilliam'ın eninde sonunda gidişata müdahele edeceğini düşünüyorlar. bir süre sonra "ne de olsa o bir dahi, egzantrik bir insan" diye davranışını makul, anlaşılır kılmaya çalışıyorlar nafile yere.


    (bir takim dis mihraklar - 15 Nisan 2010 06:02)

  • comment image

    terry gilliam'in yillar boyu hayallerini kurdugu, don kisot hikayesinin uzerine kurulu 'the man who killed don quixote' adli filmi cekmeye calismasinin ve bin turlu talihsizlikten sonra basaramamasini anlatan bir eglenceli bir belgesel film. bu basarisizlik da birilerine 5 milyon dolara malolmustur, o da ayri bir konu.


    (sven korner - 10 Ocak 2003 19:22)

  • comment image

    eğlenceli ama bir o kadar da göz ya$artan bir film. nasıl gitmi$ bu güzelim film çöpe, nasıl elin bokçu sigortacılarına mahklum olmu$ bu proje diye ağlayası geliyor izlerken insanın. lakin i$in birebir içinde yer almak isteyen herkesin izlemesi gereken bir yapım olduğu kesin...


    (lem - 19 Nisan 2003 16:31)

  • comment image

    tam bir kara mizah. bu kadar talihsizlik nasıl üstüste gelebilir, bir insan (ibowan ın da tabiriyle ) nasıl bu kadar cenabet olur.
    eh artık bundan da kötüsü olamaz derken her seferinde daha beter bir felaketin vuku bulmasıyla, izlerken bizleri, sırasıyla, göt ardından dumur eden belgesel.
    çizgilerle terry gilliam kısmı da ayrıca pek hoştu.


    (bewitched - 19 Nisan 2003 22:29)

  • comment image

    saglık sorunlari,hava muhalefetleri,yanlis yerde yapilan cekimler,salak produktorler,firsatci/cikarci sigorta sirketleri ve yitip giden nefis bir gilliam senaryosu.
    the man who killed don quixote bitseydi avrupada cekilmis ve produksuyonu yapilmis en pahali film olma ozelligini tasiyacakti.
    terry gilliam in kendine ait senaryosunu zaptetmis olan sigorta sirketleriyle hala bogustugu,script i geri alip filmi cekecegi soyleniyor.
    (bkz: insallah)


    (mascara - 28 Haziran 2003 01:02)

  • comment image

    belgeselin yonetmenleri keith fulton ve louis pepe'dir. making of cekmeye gitmisler ama bu ortamin icinde kalip butun faciayi belgelemislerdir. sonunda da terry gilliam'in onayi ile film piyasaya cikmistir. daha sonra da yine gilliam'in onerisi ile bu belgesel "unmaking of..." olarak pazarlandi.


    (gerry - 13 Ağustos 2004 05:52)

  • comment image

    izlerken hüzünlendiğim, hüzünlenirken güldüğüm, gülerken coştuğum (johnny depp in ilk göründüğü çekim, off ) belgesel , kaç yönetmen onun kadar özen gösterir filmine acaba şu ülkede ,dehşete düşmedim desem doğru olmaz . önce vanessanın gecikmesi ,ardından doğal afet ,ardından başrol oyuncusunun zamansız hastalığı falan filan feşmekan derken , terry gilliam bi daha ki sefere inşallah diyerekten olay yerinden hızla uzaklaşmıştır. ama 2006 mayısında gene çekimlere başlanması muhtemelmiş ,duyunca pek bi sevindim.


    (ditriell - 25 Ocak 2006 03:40)

  • comment image

    "filmi cekemedik, elimize yuzumuze bulastirdik, bari kamera arkasi goruntulerini piyasaya surelim. batti balik yan gider; oglum sen jeff' i (bkz: jeff bridges) ara, bir seslendirme yapiversin suna. birileri de woody' i (bkz: woody allen) arasin; seyretsin de iki yorum yapsin. artik allah ne verdiyse..." seklinde bir onceki gunden kalan pilavdan yapilan corba misali, the man who killed don quijote adli filmin cekilememesi konulu sancho panza zihniyetiyle hazirlanmis traji-komik kamera arkasi belgeseli.

    belgeseli izledikten sonra beynimin sancho panza tarafi dedi ki;

    "terry gilliam gibi sahane isler cikaran bir adam nasil oldu da bu kadar tufaya geldi anlasilir gibi degil. tamam, resmen lanet gibi bir sey donmus ortalikta. ancak gelisen olaylar goz onunde bulundurulursa isin rengi pre-produksiyon asamasinda kendini belli etmis zaten. anladigim kadari ile gilliam abinin en buyuk don quijote' ligi, tepesinin tasini attiran amerikan yapimcilarina "hassittirin gidin. size mi muhtacim be, ben 6 yasimdan beri yonetmenlik yapiyorum ulan..!" deyip "eli dar" avrupali yapimcilara bel baglamasi olmus. zaten bu noktadan sonra her hey zincirleme kapak olma reaksiyonu seklinde daha bastan ters gitmeye baslamis. bir kac tecrubeli idealist disinda (onlarda oyle bir idealist ki destek mi oluyorsun kostek mi kardesim, surekli "ah su amatorler" tripleri. terry gilliam haricindekiler tabi)ekipteki hemen herkes olaya gonul vermis ancak en ufak bir terslikte panik ustune panik atmosferi yaratan tecrubesiz bir kitle. bastan 1-0' lik bir skor. mesela bakiniz lucas amcama (bkz: george lucas) para bok gibi, seti denetlerken elini bile cebinden cikartmiyor. tutmus her isin uzmanini, sadece "bu olmus, bu olmamis, begenmedim" diyor. terry abim de garibim, hababam takla atiyor ipin ucunu denklestirecem diye... simdi ben size sormak isterim;
    -daha produksiyon asamasindan kac hafta once cekimlerin yapilacagi yerin nato ucaklarinin tatbikat bolgesi oldugu, gunde sadece "1" saat ucak sesi olmadan cekim yapilabilecegi bilinmiyor muydu? soyleyeyim biliniyordu. bu arada cekimlerin yapildigi yerden bombardiman sesleri duyuluyordu.
    -cekimlerin ikinci gununde karsilasilan firtinanin varligindan nasil oluyordu da onceden haberdar olunamiyordu ki sene 1999; yani uydu teknolojisi ile kimin ne zaman osuracaginin bile tahmin edilebildigi bir yuzyilin son gunleri.
    -cekimlerin ilk haftasinda ciddi bir bicimde rahatsizlanan jean rochefort ve digerlerinin saglik durumlari veya soyle diyelim fiziki acidan role uygunluklari casting asamasinda ne kadar kontrol edilmisti? yoksa sadece "aha ne sahane plastigi var" deyip gecilmis miydi?
    -ic mekan cekimleri icin ayarlanan yerin ses yalitimindan denizler altinda 20000 fersah kadar uzakta bir ahir oldugu gorulurken "bu gemi nereye gidiyor abiler, bu isin sorumlulari kimdir ulan!" seklinde bir kadir inanir orada soyle bir gozukemez miydi? e simdi daha ne lanetinden bahsediyorsun, vidi vidi vidi vidi vidi ve de vidi........"

    daha gider bu.
    simdi goren de adi gecen filmin produksiyonunu ben yapmisim zannedecek. uzaktan atip tutuyorum iste. soylediklerim dogrudur ya da degildir siktir edin gitsin. bu belgesel bana sunu gosterdi: cervantes icimizdeki mantik dolu, cikarci, maddi dunya ile icli disli sancho panza' yi 400 yil once giydirmis, suratimiza carpmis bir guzel. koca degirmenler misali amerikan film sirketlerine meydan okuyan terry gilliams gibi insanlari da resmetmis. boyle dusununce nefret ettim icimdeki mantik adamindan. zaten don quijote' nin basindaki talihsizliklerin kaynagi sistem adami silahtar pancho degil miydi?

    terry gilliams bir hayalperest. the man who killed don quijote' u cekmek icin 10 yil beklemis, okumus, arastirmis. tipki kutuphaneye kapanip sovalye hikayeleri ile yillarini geciren la mancha' li mahzun sovalye don quijote gibi. o, la mancha' da kayboldu, ben de bu entryide kayboldum, bir tarafimda don quijotem, bir tarafimda sancho panzam.


    (bosch kalfa - 19 Şubat 2006 02:44)

Yorum Kaynak Link : lost in la mancha