• "luke’ın belirmesiyle diriliş ertuğrul izlerken tv’ye kılıç sallayan dayıları daha iyi anladığım dizi"
  • "ilk bölümde görev alıp drop yapıyor ve item basarak zırhını yükseltiyor.bi de binek skillini açtı. ."




Facebook Yorumları
  • comment image

    şu diziye ne zaman fazla western olmuş diyen biri görsem ümüğünü force grip ile sıkasım geliyor. yeter lan! bilmeyenler için; star wars'un her zaman bir western yanı vardı. george lucas flash gordon ile western'i bir araya getirmiş, bu da yetmemiş işin içine samurayları katmıştır. on yıllardır izlediğimiz şey samuraylı space western.

    clone wars'un ilk sezonunda da episodik bir ilerleme vardı ama onu oturtamamışlardı. star wars yerine star trek izliyormuş havası veriyordu bence. sonraki sezon ana hikaye üzerinden giderek toparladılar. the mandalorian'da ise bu episodik yapı cuk oturuyor. mando'nun görev alıp vermesini eleştirenler var, ulan adam bounty hunter, işi bu! ana hikayeyi de her bölüm kademe kademe ilerletiyorlar gayet uyumlu gidiyor.

    kathleen kennedy ve şürekası bok yesin jon favreau ile dave filoni fan service nasıl yapılır 101 dersi vermeye devam ediyor vallahi. benim anlatacağım hikayeye bu evren uymuyor diye ego savaşına girip fanlarla kavga etmiyorlar. gerekeni yapıyorlar.

    --- spoiler ---

    ilk sezonun finalinde darksaber ile heyecanlandırdılar. şimdi bo-katan ve ahsoka tano ile sevindirdiler. biz moff gideon'a odaklanmışken grand admiral thrawn ile ters köşeye yatırdılar. diyecek bir şey bulamıyorum.

    heh buldum.. grogu'yu şimdi tython** gezegenine götürecek ya mando. işte orada iletişim kuracağı jedi, inzivaya çekilen çakması değil, halis mulis jedi master luke skywalker olacak. oyuncu da sebastian stan olacak. sequellerin tabutuna son çiviler çakılacak.*

    rosario dawson'ın yüz hatları ahsoka tano'ya benziyordu, çene ve dudaklar aynı zaten. tek korkum ahsoka'nın çok genç veya çok yaşlı gösterilme ihtimaliydi. bence iyi kotarmışlar. bo-katan konusunda çok laf edildi geçen haftalarda fakat ben onun da kabul edilebilir yaşta gözüktüğünü düşünüyorum. 45-55 yaş arası olması gereken bir karakteri 40 yaşındaki katee sackhoff oynuyor. o da karaktere gayet benziyordu. lucas'ın yaptığı orjinal üçleme ve prequel arasında tutarsızlık daha rahatsız edici aslında.

    ---
    spoiler ---


    (eldrun - 28 Kasım 2020 00:47)

  • comment image

    --- spoiler ---

    dizi ilk uclemenin bittigi zamandan bir kac zaman sonrasinda geciyor, 10 yil civari diyebiliriz.

    ashoka yaklasik 15 yasindayken, anakin'in ogrencisiydi ve anakin darth vader'a evrilmeden 10 yil kadar once ayrilmislardi. anakin darth vader olduktan sonra cocuklari dogdu, luke ve leia 20 yaslarinda iken rebel oldular. luke yine 20 civari iken obi-wan ve yoda'dan ders alip jedi oldu. yoda zaten o ara hakkin rahmetine kavustu.

    imparatoru oldurmeleri bir kac senelerini aldi, luke 25 yasindaydi diyebiliriz.

    simdi ashoka o halde 15 (anakin'le birlikte oldugu zaman) + 10 (ayri kaldiklari zaman araligi) + 25 (luke'un yasi) + 10 (ana uclemeden sonra gecen donem) = 60 yasinda (dizide de buna benzer bir yasta)

    boba fett'in de yasli olmasi dogal attack of the clones filminin son sahnesinde 10 yaslarinda cocuktu, yani ashoka ile neredeyse yasit, bu da gayet guzel oturtulmus.

    luke'un olaya dahil olusu han solo'yu jabba'nin elinden almaya gittigi sahneyi andirtiyor. ayrica yaklasik 35 civari bir goruntuye sahip, yani zamanlama uyumlu.

    ---
    spoiler ---

    cok guzel dizi disney'in sicip batirdigi yeni uclemeden sonra ilac gibi ilac. 2021 aralik'ta da boba fett dizisi gelecekmis onu da gormus olduk.


    (neanbey - 19 Aralık 2020 00:21)

  • comment image

    --- spoiler ---

    bazı izleyiciler luke'u biraz karanlık bulmuş, hatta sith'e benzetenler olmuş. kılıç stili, siyah cübbesi ve son droid'i force crush ile ezmesi yüzünden olsa gerek. yeni star wars expanded universe canon'una hakim değilim, ama eski canon üzerinden biraz luke'un "karanlık" olmasına değineyim:

    eski jedi düzeni'nin sağ kalan son üyelerinden obi-wan ve yoda, jedi'ların bir şeyleri yanlış yaptığını fark ediyorlar. yoda, geçmişte asi tavırlarını beğenmediği qui-gon'un aslında kendisinden daha bilge olduğunu anlıyor. obi-wan tatooine'de, yoda ise dagobah'taki sürgünlerinde qui-gon'un ruhu ile sürekli iletişim içindeler. ölümden sonra bilinci koruma tekniğini de bu sürede qui-gon'dan öğreniyorlar (not: bu teknik geçmişte biliniyordu ama yıllar içinde iyice bürokratikleşmiş, mistisizmini kaybetmiş jedi düzeni tarafından unutulmuştu, qui-gon yeniden keşfetmiş).
    yoda ve obi-wan, eğitecekleri yeni jedi'ın (luke ya da leia) farklı bir anlayışla eğitilmesinde hemfikir oluyorlar. böylelikle bu kişi üzerinden yeni bir jedi düzeni ortaya çıkarmış olacaklar. luke bu anlayışla eğitiliyor. fakat luke çok sınırlı bir eğitim alabiliyor. binlerce yıllık jedi tarihi ve bilgisi yok olmuş gitmiş, luke obi-wan ve yoda'dan dinleyebildikleriyle yetinmek zorunda kalıyor. ışın kılıcı tekniklerine dair bilgiler de artık yok, luke el yordamıyla ustalarından bir şeyler kapmaya çalışıyor. fakat olağanüstü yetenekli bir silahşör olduğu için ışın kılıcında gene de başarılı.
    obi-wan ve yoda sahneden çıktıktan sonra luke onlardan aldığı temelin üzerine yeni jedi düzenini kendisi inşa etmek zorunda kalıyor.
    obi-wan, coruscant'ta bir gece luke'a göründüğünde onun "eski jedi'ların sonuncusu değil, yeni jedi'ların ilki" olduğunu belirtmektedir. yani luke'un arayışı geçmişte değil, gelecekte olmalıdır. fakat geçmişe dair hatalardan ders çıkarılmadan, yani geçmiş bilinmeden, daha iyi bir gelecek de yaratılamaz. bu bağlamda luke, gerek kendi araştırmaları, gerek öğrencilerinden biri olan bir tarihçi sayesinde geçmişe dair epey bilgi topluyor. babasını karanlığa çeken hususları da zaman içerisinde öğreniyor. tüm bunları analiz eden luke, yeni düzene şeklini veriyor.
    yeni düzende jedi'lar istedikleri yaşta eğitime başlayabilir. aşık olabilir, evlenebilir. lightning gibi "dark" güçleri gerektiğinde kullanabilirler. devletle ilişkileri nispeten gayrıresmi. coruscant'ta onlara yeni bir tapınak yapılıyor ama jedi'lar pek merkezde takılmıyorlar, galaksiye yayılıyor ya da yavin 4, ossus gibi gezegenlerdeki üslerinde daha rahat hissediyorlar. politikadan uzak duruyor, polis gibi hareket etmektense diyar diyar gezip adaletsizliklerle mücadele eden gezgin dervişler oluyorlar. güç'ü karanlık ve aydınlık olarak ayırmaktansa gri bir anlayışı tercih ediyor, iyi bir amaç için karanlığı araç olarak kullanmaktan çekinmiyorlar.
    özetlersek, eski düzenin aşırı dikkatli, karanlık taraf hususunda aşırı korkak, çok düzenli, bürokratik ve kurallar içinde boğulmuş düzenine kıyasla nefes alan, yaşayan, hayatın içinde olan bir düzen var ortada.
    ve bu jedi'lar daha badass, daha "karanlık" görünüyorlar haliyle. ama kesinlikle eski düzenden daha başarılı ve daha güçlü olduklarını düşünüyorum.
    diziden küçük bir örnek: mando, grogu'yu ahsoka'ya vermek istiyor, ahsoka, mando kendisine yardım ederse kabul edeceğini söylüyor. mando da ona yardım ediyor. buna rağmen ahsoka sözünde durmuyor ve grogu'nun mando ile arasındaki bağ yüzünden karanlığa meyilli olduğunu, böyle bir kişiyi eğiterek risk alamayacağını söylüyor. malum, eski düzende jedi'lar bebeklikten alınır, eğitime adeta kuvöz içinden başlanır ki, öğrenci nereden geldiğini, ebeveynlerini bilmesin, arkadaşı, eşi dostu olmasın, kimseyle bağı olmadan, insanlığını kaybetmiş bir robot gibi olsun. paranoyanın ve aşırı disiplinin boyutları ortada.
    oysa luke ne yapıyor? grogu'dan sinyali aldığı gibi x-wing'ine atlayıp onu buluyor, droidleri biçe biçe elemanları kurtarıyor, grogu'yu "kişisel bağları var" falan demeden kucağına alıyor, basıp gidiyor. az laf çok iş. başka sözüm yok hakim bey.
    ---
    spoiler ---


    (olaganustu beyefendi - 22 Aralık 2020 03:22)

  • comment image

    ben bu kadar izleyici kitlelerinin her birine hitap eden bir dizi görmedim hayatımda.

    - star wars episode i-ii-iii'ten ölümüne nefret eden kemik dinozor kitle?
    dizide bir kere bile midichlorian lafı geçmedi. cgi sırıtmıyor. yoda kukla kıvamında. 30 yıllık tartışmayı bitirdi adamlar resmen.

    - expanded universe sevenler derneği?
    thrawn... bence ahsoka ve bo-katan da bu gruba girer. bu gruba ayrı bir güzellik yapılmış çünkü ahsoka'yı rosario dawson, bo-katan'ı katee sackhoff ablamız** oynuyor. aynı zamanda dark saber...

    - ben arada sırada eski oyuncuları görmek istiyorum çünkü tüyler diken dikenciler?
    yani boba fett'ten sonra luke'u beklemezdim açıkçası. çıtayı çok yükselttiler. ama bir yandan da bu grup force awakens'ta bu işin bokunu çıkardılar diye biraz azalmıştı. üçüncü sezonda jar jar binks gelirse bence yapılabilecek en güzel şeyi yapacaklar.

    - son üçleme çok berbat ama star wars benim anam babam, nolur kurtarın bunu diyenler?
    teknik olarak bu dizi episode 6 ve episode 7 arasında bir köprü. eğer dizi birkaç sezon daha giderse son üçlemeyi hazırlayan olaylara değinmeleri olası. snoke hikayeleri, kylo ren ve grogu'nun maceraları; teknik olarak işlenebilecek hikayeler bol. ki ikinci sezon dördüncü bölüm aslında snoke için güzel bir temel oluşturdu.

    - ben çok fazla materyal istiyorum nolur tek dizi bu olmasın her hafta yeni bir şey çıksıncılar?
    bu insanlar çok azaldı, ama hala varlar. onlar için ahsoka, the book of boba fett, rangers of the new republic vs devreye giriyor. sonuncusunun potansiyelinden emin değilim çünkü işin sonunda sıçıp batıracaklarını biliyoruz. new order intergalaktik naziler olarak fındıktan sürpriz olarak çıkmadı sonuçta.

    - star wars'la alakası olmayan insanlar?
    western bilimkurgu tutuyor şu sıralar. yoda tatlı, dizi aksiyonlu, ortam falan her bölümde değişiyor, durağanlık yok. niye sevmesin insanlar.

    - gamerlar?
    ilginç bir mentalitesi var dizinin. teknik olarak dungeon-exp-reward üçgeninde gidiyor bölümler. eğer çok abartarak kör göze parmak sokmazlarsa bu şekilde devam ederse izlenir, gayet güzel işleniyor.

    - babanem?
    evet, babanem. boş zamanlarında survivor izleyen 90 yaşındaki kadın yeğenlerimin onun yanında izlemesiyle uzaktan diziye başlamış. bebiş yoda'nın böcek yemesinden hoşlanmıyor ve yüzünü buruşturuyor ancak genel hatlarıyla diziden memnun olduğunu belirtir. kötü adamları ise sevmiyor.

    şimdi, daha ne yapsın bu adamlar?

    edit: arkadaşlar uyardılar; "midichlorian lafı geçmiyor" savı tam olarak doğru değil. midichlorian hakkında üstü kapalı bir gönderme bulunuyor, snoke'a bağlanan sahnede bebik yoda kanı hakkında "m-count" muhabbeti geçiyor. dizi kemik dinozor kitleye hitap etmeyi bırakmıyor tabi böyle. diğer konular devam, bu konuda da üstü kapalı olması belli ölçüde saygı göstergesi olarak yorumlanabilir.


    (camel camel - 6 Şubat 2021 14:16)

  • comment image

    2019 senesi beni joker'den sonra da şaşırtmaya devam ediyor sözlük. nicedir hayal dünyamda star wars evreninin çocukluğuma renk katan ögelerinden derlenmiş, kendi başına bir space western hayal ediyordum. kafamda cowboy bebop tarzı bir ekip ve star wars karması bir ortam vardı. bittabi ki bu evrendeki en clint eastwood tarzı kelle avcıları olarak mandalorianlar baş roldeydi. o yüzden bu dizi hakkında ilk bilgiler gelmeye başladığında sırf o tadı yakalayamaz diye ümitlenmemiştim ama dizi şaka maka o yolda dört nala ilerliyor. ecnebi tabiriyle şu an so far so good. nolan sonrası dc yine karanlık temada bir joker filmi çekse ne güzel olur diyordum. onu da yaptılar. keşke tanrıdan başka bir şey dileseymişim moduna girdim.

    aslında bu dizi yeni bir fikir değil. george lucas eski ve yeni seri arasında yani episode 3 ve revenge of the sith arasında geçecek 100 bölümlük bir dizi yapmak istediğini uzun zaman önce söylemişti. o dönem bizi yükselten ve bu fikre saplantılı hale getiren de bu olmuştu. peki bizi bu kadar yükselttikten sonra bütçe bulamayan george abimiz ne yaptı? amaan banane ya ergenliğiyle her şeyi disney'e sattı. biz de göt gibi ortada kaldık. neyse ki birileri bu fikri bir yerlere not etmiş olacak ki bugün karşımıza böyle bir dizi ile çıktılar. tabi bu noktaya gelmesinde netflix ve amazon prime gibi şirketlerin piyasayı sikip atmasının da büyük etkisi var. bu dizi sektörü bu kadar büyümeseydi ne disney+ ne de star wars dizilerini biraz zor izlerdik.

    ilk iki bölümde ufak tefek çapaklar olsa dahi bu dizi beni inanılmaz tatmin etti. şu an hikaye biraz daha karanlık olsun diye dua ediyorum. hadi uzay kovboyluğunu geçeyim. her hangi bir sevenine, star wars evreninde geçen bir yapımdan ne beklersiniz? sorusunu yöneltseniz aşağı yukarı şu yanıtı verir; tutarlı senaryo, karizma karakterler, bolca aksiyon, boş olmayan diyaloglar ve dozunda espriler. dizi şu ana kadar bunların hepsini veriyor. hatta konu derinleştikçe dizi daha da koyulaşırsa rahmetli walt disney adına kurban keser kan akıtırım. çünkü mandalora bu yakışır.

    bu arada bilmeyenler için bazı konuları netleştirmek lazım. başlıkta star wars evreniyle son yıllardaki disney yapımları dışında teması olmayan insanlar için pek detaylı bilgi verilmemiş. sözlüğün hap şeklinde bilgi üreticisi olarak yine bir amme hizmeti sunayım. aşağıdaki bazı bilgilerde inceden spoiler var fakat bu kadar kısa ve hiç bir şeyin belli olmadığı bölümlerde ne kadar önemi var bilmiyorum. siz yine de uyarı yaptığım varsayımıyla okuyun. dizinin kısa olması tamamen duygusal. bu sezon toplam sekiz bölüm olacak ve buna toplam 150 milyon dolar harcamışlar. dizi tutarsa gelecek sezonlarda 40 dakikaya sabitlerler gibi duruyor.

    nedir bu mandalorian?

    özünde mandalor gezegeninden olan demektir. bir nevi mardinli gibi bir sıfat. nasıl ki her midyeci mardinlidir. her beskar zırhı olan da mandalorludur. 24.000 yıllık tarihleri vardır. tarihlerini öğrenmek için bir saate yakın bir fan belgeseli var. en ince detaylarına kadar oradan öğrenebilirsiniz. yalnız dizide bahsi geçen mühür muhabbeti hala aydınlanmış değil. karakterimiz demirciye gider ve peşinat olarak aldığı beskarı verdiğinde demirci; signet has been revealed? gibi bir soru yöneltir. bu zırh ve mühür hikayesi muhtemelen gelecek bölümlerde ortaya çıkacak. benim anladığım ise; bu demiri aldın ama iş bitti mi? şeklindedir. yani bitmiş işle yapılan zırh daha kutsal. emanet malın canı götünde olur gibi bir anlamı var sorunun.

    sweu yani genişletilmiş star wars evreni öncesi biz de bu ırk hakkında pek bilgi sahibi değildik. en detaylı bilgi star wars insider adlı derginin 2005 yılındaki baskısında yayınlanmış. ben de bu fantastik tarihi oradaki on sayfalık makale sayesinde öğrendim. yoksa yakın zamana kadar çizgi romanlarda ara ara değinilen bir konu olduğundan biliyoruz sadece. aslı 1980 senesi the empire strikes back yazılırken yaratılan boba fett karakterine alt yapı olarak mandalor gezegeninde süper asker/kiralık katil yetiştiren bir tarikat olduğu hikayesinden çıkmadır. kaldı ki bu boba fett de tam olarak mandalorian kabul edilmez. hatta bi yerde ben de harranlıyam tepkisi verir ama orası uzun hikaye olduğu için hiç giremeyeyim. patron da mandalorlu herhal, hemşerisini kolliy diyerek geçelim.

    şimdi ben bu fikrin haşhaşilere dayandığını söylerim ama ıspat edemem. gerçi haşhaşiler bugün bir çok yapımda izlediğimiz süper asker temasının temelidir ama özellikle star wars evreninde bu açık seçik hissedilir. tarihini efsanesini geçelim. temelde bunlar kiralık katil yetiştiren ezoterik bir tarikattır. genel olarak inanışları budur yani. kelle avcılığı, savaşta ölmek, kan akıtmak bir nevi bunların namazı niyazıdır. görev aldıkları vakit tanrılarını onurlandırmak adına ne pahasına olursa olsun o görevi tamamlamakla tanınırlar. ezoteriklerdir çünkü bilgilerini paylaşmazlar. beskar yani dizide sürekli tantanası yapılan mandolorian zırhının malzemesi ise bunların en büyük sırrıdır. ışın kılıcının kesemediği yegane demir de budur.

    dizi hangi dönemde geçiyor?

    dizi imparatorluğun yıkılışının hemen sonrasını anlatıyor. yani yoda öldükten sonraki dönem. buna rağmen nedense bir çok insanın bebek yoda dediği fakat aslında master yoda olmayan, sadece onunla aynı ırktan yani kısa boylu bir tür lannik olan karakteri yoda zannederek kafaları karışmış. karışmayanlar mesaj atmayı bırakabilir :)

    bizim haşhaşiye yardımcı olan kuiil karakteri ne ayak?

    onu hala bilmiyoruz. trailer ilk çıktığından beri sürekli bunu gösterip durdular ama ikinci bölümden sonra uzunca süre görmeyeceğiz gibi duruyor. bildiğimiz bir şey varsa o da; star wars evreninde götü yere yakın olan her karakterin devrik cümleler kurması adettendir. biz bu hayır sever abimizi de yoda gibi bağrımıza bastık. i have spoken repliğini gelecekte bol bol kullanacağız sayesinde.

    imparatorluk daire başkanlığı el kadar sabiden ne istiyor? bebenin olayı ne?

    benim anladığım burada iki farklı amaç var. birincisi imparatorluğu tekrar kurma çalışmalarında jedi olabilme potansiyeli olan herkesi toplayıp infaz ediyorlar. ikincisi ilk bölümde onu canlı istiyorum diyen doktor. rotten tomatoes da okuduğum bir teoriye göre bu doktor attack of the clones filminde izlediğimiz kloncu ırkın bir çalışanı. kolundaki amblem kaminoan klon a.ş.'e aitmiş. yani bebe yodayı alıp kendilerine sith ordusu kuracaklar veya başka amaçlar için kullanacaklar. bir diğer teori de bu bebek gerçekten yoda'nın bir klonu. bir şekilde bunu oradan kaçırıyorlar ve nikto adlı reptilianlardan kurulu paralı askerlere emanet ediyorlar. imparatorluğun takip cihazının olması ve konum ve yaş bilgisine sahip olmaları da bu yüzden.

    araya saçma bir bilgi olarak bu nikto ırkının adı nereden geliyor onu serpiştireyim. corç abimiz bu adı the day the earth stood still filminin meşhur repliği olan klaatu barada nikto'dan almış. hikayeyi tuvalette sıçarken yazmaya başlayan adamın bu isimleri sağdan soldan araklamış olması gayet normal. milyon tane ırk ve karakter var. adam aralara bir kaç tane sıkıştırmış işte. wookileri de götünün kıllarından esinlenerek yarattığına dair bir dedikodu var ama çiüğbakka duymasın çok üzülür.

    balık kafalı blurrg adlı yaratık ve kuiil'in teeey tey senin ataların zamanında mythosaur'a binerdi muhabbeti de çok kofti ama meraklısı için açıklayayım. çizgi roman serisinin bir bölümünde bu mandalorianların bi nevi dinozor olan bir hayvanı evcilleştirdikleri ve binek hayvanı olarak kullandıkları anlatılıyor. tasvir edilen dinozor starcraft 2 karakteri olan dehaka gibi bir şey. bu 24 bin yıllık tarihte daha ne hayvanlar var. hatta bildiğin ejderhaya binip baskına çıkan bir ancient mandalorian vardı diye hatırlıyorum. peki neden o kadar yaratık varken bu mythosaur daha önemli ve bahsi geçiyor. çünkü eğitilmesi çok zor bir hayvan ve antik dönemde bu hayvanın iskeleti bir tür simgeye dönüşüyor. ilk savaşlarında çok büyük avantaj sağladığı için bizdeki at avrat silah üçlemesindeki hayvanı sembolize ediyor. bunlarda muhtemelen mythosaur, beskar, blaster şeklindedir.

    jawalar yani mandolarian beyimizin gemisini talan eden ırk ise pek anlatılacak bir olayı olmayan ama görüldükleri her yapıma renk katan şerefsiz orkolardır. ya da orko bunların bi nevi merlin'i olabilir. orasını bilemedim.

    şu ana kadar sadece sesini duyduğumuz pedro pascal ise dizi için enteresan bir seçim olmuş. o başlığın altından escobar'ın korkulu rüyası gibi pala bıyıkları ve hawai gömleğiyle çıkarsa çok gülerim. sesini başlarda yadırgıyordum. her an bir you raped her killed her murdered her children repliği patlayacak diye bekledim ama zamanla kulağım alıştı.

    dizinin çapaklarına gelirsek bazı konulara hiç dokunmamış olmaları bir yandan hoşuma gidiyor öte yandan ufaktan değiştirseler ne güzel olurdu diyorum. yani en azından şu mandalorian kaskına bir kaç özellik ekleseydiniz be abi. bizim acemi mandalor henüz level atlayamadığı için jetpack ve gemiyi uzaktan kontrol eden anten olaylarına giremedi. o yüzden orasına bok atmıyorum. müzik konusunu da araya karıştırayım. main theme bayağı karma olmuş. arada acı acı çalan flüt ile güzel bir western teması var. ortalarına doğru rocky'nin müziği değil mi lan bu? dedirtiyor. sona doğru ise sürekli altta çalan bas gitar öne çıkıyor ve üçlü saltoyla tamamlanıyor. simple is the best olmuş. ben beğendim.

    diğer gözüme çarpanlar ise hala blaster rifle dürbünüyle bakmaya çalışmaları. artı takip cihazlarını antenli araba kumandasından hallice olması. o kadar para döktünüz bari az daha karmaşık bir alet koysaydınız demeden edemiyorum. lan oğlum üstünde sadece kırmızı ışık yanıp sönen bir kumanda var elinde. koca galakside ne mesafe ne koordinat hiç bir şey belirtmeyen bir şey. biz de hala keriz gibi bipleyen alet izliyoruz. sırf karakteri tanıtmak ve altyapı hazırlamak için hayvana binmeyi öğrenmesi, gemisiyle beş dakikada gidebileceği yere iki gün kağnı hızıyla gitmelerini hoş görüyorum. en azından fazla uzatmamışlar.

    son olarak blaster rifle demişken kelle avcımızın amban phase - pulse blaster adlı silahına da ayrı hastayım. buram buram western kokan bir tasarımı var. alet yakından şok cihazı uzaktan atomlara ayrıştırıcı olarak çalışıyor. mandalorları zaten bu yüzden seviyorum. clint eastwood gibi her alet edevatları karizmatik. üstüne üstlük clint abimiz gibi demir giymeyi seviyorlar. daha ne olsun. (bkz: i have spoken)

    edit: bir takım eklemeler ve typo.


    (shinigami ryuk - 19 Kasım 2019 03:14)

  • comment image

    "bir insan mandalor yolu'nu seçtiğinde, hem avcı hem de avdır. bir insan bu yaşam tarzını seçerse, nasıl korkak olabilir? korku değil, gurur bizimledir."

    işte yol budur.

    mandaloryanlar, mandalore gezegeni kaynaklı bir insan topluluğudur. galaktik tarihte, jedilara karşı da olmak üzere, efsanevi savaşçılar olarak özel bir rol oynadılar ve yalnızca mandalorian anavatanı ve ayı concordia'da değil, mandalorian uzayında ve galaksideki kalevala, krownest ve concord dawn gibi dünyalarda yaygın olarak fetihlerde bulundular. mandalore'un büyük bir savaş tarihi vardı ancak mandalorian iç savaşı'ndan sonra ve klon savaşları sırasında, düşes satine kryze'nin yönettiği pasifist ve reformist yeni mandalorist siyasi hizip, mandalore'u yönetmekteydi. bu, geçmişteki savaşçı atalarına özenen ve o şanlı günlere dönmek isteyen death watch gibi diğer mandalorelu gruplarla iç çatışmalara yol açmıştı.

    galaktik imparatorluğun yükselişinden sonra mandalore sistemi, mandalore'u işgal eden ve gar saxon'u vali olarak getiren imparatorluğun egemenliğine girdi. concord dawn gibi diğer mandalorian dünyaları, saxon'un kısa bir süre sonra, mand'alor unvanını alan ve mandalorian direnişini oluşturarak bir başka iç savaş başlatan bo-katan kryze'ye sadık mandalorelu klanlar tarafından mağlup edilinceye kadar imparatorluk yönetiminden muaftı.

    imparatorluğun yıkılmasından ve yeni cumhuriyetin yükselişinden sonra bazı mandalorelular, imparatorluğun mandalorelulara uyguladığı büyük temizlik yüzünden gizlenmeye başlamıştı. imparatorluk çökmesine çökmüştü ama azımsanmayacak bir kuvvet, galaksinin farklı noktalarında hala faaliyetteydi. 9 aby'de* kabile olarak adlandırılan bir grup mandalorlu, nevarro'daki bir yerleşim bölgesinde yaşıyordu ancak kendilerinden birini* açıkça savunduktan sonra gizli konumlarını değiştirmek zorunda kalmışlardı.

    "giydiğim zırh beş yüz yaşında. hevesime göre yeniden düzenledim ama savaşlar, kan ve tarih bu zırh içinde yaşıyor. aynı şey her mandalorelu için de geçerli. bu zırh kimliğimizin bir parçası. bu zırh, bizi olduğumuz şey, yani bir mandalorian kılıyor."

    mandaloryanlar, galaksideki en korkulan savaşçılardandı. gururlu savaşçılar olarak bire bir mücadele, mandaloryanların kültüründe ve ruhunda ayrılmaz bir normdu. bire bir düelloları için köklü ilkeleri vardı ve güçlü bir onur kanununa sahiplerdi. bu versusların en önemli kanunu; karşılaşan iki kişiden birisinin ölmesi gerekiyordu. bire bir mücadelelere aşırı önem yükleyen mandaloryanlar, bir jedi şövalyesi gibi büyük bir rakiple savaşırken bile tek başlarına rakiplerinin karşılarına dikilmişler ve şereflerine tek bir leke bile sürdürmemişlerdir. aralarındaki liderlik anlaşmazlıklarını çözmek için de bu yöntemi kullanmışlardır. mandalorlular, mando'a dilini konuşurlar; yazılı formu mandalorca olarak da bilinir.

    mandalore klan yapısı bir piramit gibidir; lider ya da mand'alor en üsttedir ve koruyucular da bir altta yer alıp liderlerini takip eder ya da baskı yaparlar. bunların altında aile klanlarından oluşan, houses olarak bilinen siyasi hizipler vardır. bunun bir örneği, klan vizsla ve klan wren'den oluşan house vizsla'dır. klon savaşları sırasındaki düşes satine kryze ve yeni mandalor hükümeti yönetimi altında, mandaloryanların bir kısmı savaşçı atalarını reddetmişlerdi ama göğüs kalkanı olan bir polis gücü ve gizli servis hala aktifti.

    mandalor zırhı, galakside korkulan efsanevi bir üne sahipti ve petek plakalı desenleri ile tehditkar t şekilli vizörleri ile görsel olarak farklıydı. ekipmanları ise, jetpack, mıknatıslı botlar ve silahlı eldivenler gibi jedi karşıtı araçlarla doluydu. bu silahların bazıları sadece savaşmaya yardım etmekle kalmıyor, aynı zamanda bileğe takılan sonik iticiler gibi aletler, jedi yeteneklerini de taklit etmelerini sağlıyordu. genel olarak, westar-35 blaster tabancaları ve z-6 jetpackleri tercih ediyorlardı ve bu arketipik mandaloryalı yıldız savaşçısı tasarımına, kom'rk sınıfı savaşçı denilirdi.

    mandaloryalı savaşçılar, cumhuriyet'in kurulmasından yüzyıllar öncesinden beri kronik olarak savaş halindeydi ve savaş eğitimleri daimiydi. bununla birlikte, jedilar ile olan çatışmalarından sonra savaş stillerini değiştirmeye başladılar ve yeni teknikler geliştirdiler. bir mandalorian savaşçısı, hem silahsız yumruk yumruğa dövüşü için, hem de bir meydanda çıktığı bire bir mücadele için ağır bir dövüş eğitimi alıyordu. bir jedi şövalyesini şaşırtmak için de üstün teknoloji donanımları kullanmaktaydı ve eğer mücadeleden muzaffer olarak çıkarsa, jedi'ı öldürme yetkisi vardı.

    kübizm, klon savaşları sırasında popüler bir mandalore sanat hareketidir ancak picasso'nun savaşın berbatlığını betimleyen çatışma resimlerinden sonra, mandalore'da bunun yerine savaşı tanıtmak ve yüceltmek için kullanılmıştır. mandaloryanlar, tipik olarak mimarilerinde, taşıtlarında, kıyafetlerinde ve hatta saç kesimlerinde elmas ve bal peteği şekilleri gibi geniş açılı ve altıgen çizgileri kullanmışlardır. specters'ın mandaloryan üyesi sabine wren, zırhını kişiselleştiren ve boyayan yetenekli bir grafiti sanatçısıydı. mandalore'a bir tarre vizsla heykeli dikilmiş ve umut ile mandalorya tarihinin sembolü olmuştur.

    mandalore tarihi
    mandaloryan haçlı seferleri ve ilk genişleme
    mandaloryanlar, cumhuriyet kurulmadan evvel bu savaşa dahil olmuşlardı. mandalore gezegeninden çıkan mandaloryanların tarihi, galakside korkulan ve paralı askerler ile ödül avcıları olarak ün kazanan, savaşçılarla öne çıkar. ayrıca mythosaurları kullandıkları da bilinmektedir. eski cumhuriyetin oluşumundan öncesinde bile savaş, yaşam tarzlarına hakimdi.
    bu savaş hayatı, sonunda genişleme hayallerine dönüştü ve crusaders* olarak bilinen bir grup mandaloryan savaşçısı, diğer insanlara karşı dünyalarını ele geçirmek adına evrenin dış kısmında savaş başlattı. zırh kaplı vücutları ve sivri uçlu kılıçlarıyla mandaloryanlar, savaşlar sırasında birçok dünyayı yakıp yıkarlar. crusaderlar, krownest ve concord dawn gezegenleri gibi birçok dünyayı ve sistemi fethettiler. bu bölgeler yüzlerce savaşın izlerini taşıyordu, zira gezegen kütlesinin neredeyse üçte biri hasar gördü ve uzay molozları olarak etrafa dağıldı. bu ilk fetihler, galaktik cumhuriyetin sonraki yıllarında ve galaktik imparatorluğu döneminde mandalore hüküm bölgesinin bir parçası olarak kalmıştır.

    en sonunda crusader mandaloryanlarının genişlemesi, "şerefsiz korkaklar sürüsü" olarak gördükleri ubdurialıları hedef aldı. ubduria gezegenine saldırarak yayılmalarını iç evrene taşıdılar ve savaşın boyutu artık değişecekti.

    jedilara karşı savaş
    mandaloryan haçlılarının genişlemesi, sonunda onları, jedi konseyi ve korudukları eski cumhuriyet ile çatışmaya soktu. jedi şövalyeleri ile giriştikleri ilk çatışmalar, mandaloryanları şaşırtmıştı: jediların force'u kullanması ve force'un jedilara sağladığı üstünlük, mandaloryanların daha önce hiç karşılaşmadıkları bir zorluktu. bununla birlikte mandaloryanların gururlu ve savaşçı doğası, bu dezavantajın kendilerinin ayakta kalmalarına izin vermeyeceğini kavramıştı. bunun üzerine, bu esrarengiz jediların güçlerinin üstesinden gelmenin yollarını teknolojik olarak bulmaya başlamışlardı. mandaloryan teknolojisinde, özellikle cephanelerinin ve zırhlarının geliştirilmesinde önemli bir ilerleme sağlandı. ayrıca jediların doğaüstü yeteneklerini engellemek için tüm cephaneliklerini ve becerilerini tek parça haline getiren bir dövüş stili geliştirdiler. bu yeni teknolojilerle mandaloryanlar, jedilarla olan çatışmaların bir kısmını kazanmaya başladılar ve savaşçıları, jedi şövalyeleri ile şanlı bir şekilde bire bir mücadelede yüzleşebilecek ve onları yenebilecek kadar iyi hal geldiler. nesiller boyu süren çatışma, kronik olarak süren bir düşmanlığı sağladı ve daha sonra klon savaşları sırasında ve hatta binlerce yıl sonrasında, bütün galaksi tarafından hatırlandı. mandaloryanlar ile jedi konseyi arasındaki bu çatışmalar, mandalore'un başkenti sundari'de ve uydusu concordia'da sergilenen kübist duvar resimleriyle ölümsüzleştirildi.

    sürekli sıcak çatışmalara rağmen, mandaloryanlar ve jedilar her zaman çatışma içinde değildi. bunun en belirgin örneği, güçlü bir vizsla house üyesi olan mandalore doğumlu tarre vizsla'nın gençken jedi konseyi'ne girmesiydi. vizsla, mandaloryan doğasına uygun olarak benzersiz bir ışın kılıcı yaratarak kendini jedi meslektaşlarından ayırmıştı: darksaber. hayatının bir noktasında tarre vizsla, mandalore'un tek yöneticisi ve halkı arasında saygın bir figür olan mand'alor oldu. ölümünün ardından jedilar, darksaber'ı kurtardılar ve coruscant'daki jedi tapınağı'na verdiler. mandaloryanlar da, daha sonra mirasını güçlendirmek için mandalore üzerine büyük bir heykel inşa ederek onu onurlandırdılar.

    eski cumhuriyetin son yüzyıllarında, mandaloryanlar düşmanlarının gücünün tam ortasına girdiler ve vizsla house üyeleri, coruscant'taki jedi tapınağı'na sızarak tarre vizsla'nın darksaber'ını çaldı. kılıcı, mandalore’un tamamını ele geçirmek için kullandılar ve bölgelerindeki bütün farklı haneler ve klanları birleştirdiler.

    mandaloryanların yıkımı*
    "bir zamanlar, bu ovalar çim kaplıydı. ama ben o çimleri hiç görmedim. bu yıkım ben doğmadan önce oldu." -sabine wren

    vizsla hanesi'nin mandalore'a getirdiği birliğe rağmen, mandaloryanların savaşçı mizacı işe yaramadı. sürekli savaşlar ve amansız fetih girişimleri, mandalore'u harap etti. çeşitli klanlardan savaş lordları, jedilara karşı ve aynı zamanda kendi aralarında savaşmak için ortaya çıktı. mandaloryan savaş lordları ve jediler arasındaki son büyük mücadele, mandalore’da meydana geldi ve gezegeni harap eden, yüzeyinin çoğunu cansız beyaz bir çöle dönüştüren tuhaf bir felakete neden oldu.

    bu olay, mandaloryanlar ile jedi arasındaki savaşın yanı sıra mandaloryanların genişleme hayallerini de sona erdirdi. ana vatanlarının yıkımlarının bir sonucu olarak, yeniden yapılanmaya odaklanan bir kısım mandalore savaşçısı, bir süre başka yerleri işgal etmeyi denedi çünkü mandalore'un yüzeyi, jediların gücü kullanması üzerine yaşanmaz hale gelmişti. bazı mandaloryanlar mandalore'u bırakmak yerine, başkent sundari gibi mühürlü kubbe şehirleri inşa ettiler. diğer klanlar, mandalore bölgesinin gezegenlerine yerleşmeyi seçti; wren klanı krownest kar gezegenine yerleşti, koruyucular ise concord dawn'ın ayı'na bir üs kurdular. muzaffer jedilar, yeni galaktik cumhuriyetin egemen galaktik hükümet olarak kurulmasına yardımcı olurken, mandaloryanlar kendi bölgelerinde tecrit edilmeye devam ettiler. savaşçı doğaları ve fetih arzuları nihayetinde ufak çatışmalara girseler de hala hayatta kalmayı sürdürdüler.

    barışcıl politika
    "mandalore'un şiddetli geçmişi geride kaldı. tüm savaşçılarımız, ayımız concordia'ya sürgün edildiler ve yıllar önce orada öldüler." -başbakan almec

    naboo istilası'ndan önceki yıllarda, mandalore halkı arasında yeni bir çatışma çıktı: mandalore iç savaşı. savaş, mandalore'un eski savaşçı günlerine geri dönmesini görmek isteyenler ve satine kryze'nin önderlik ettiği yeni mandaloryanlar arasında vuku buldu. savaşta, concord dawn sistemini savunmak için yemin eden seçkin bir savaşçı grubu olan concord dawn'un koruyucuları da yer aldı. iç savaşın sonunda satine kryze, mandalore düşesi olarak liderliğe geçti ve savaşçı klanlar concordia'ya sürgün edildi.

    satine, gezegeni savaşın yol açtığı zararları takiben kademeli olarak yeniden inşa etti. kayda değer sayıda ölümün olması, satine'yi sert bir pasifist yapmıştı ve mandaloryalı yaşam biçimini yeniden düzenledi. başbakan tarafından yönetilen birkaç bakanın dahil edildiği iktidar konseyi kuruldu. klon savaşları zamanında bu pozisyon, almec tarafından idare edildi. onun yönetimi altında mandalore zenginleşti ve modern barışçıl bir topluma dönüştü. bu yeni hükümet, nihayetinde galaktik cumhuriyeti'ne de katıldı.

    klon savaşları, cumhuriyet ile bağımsız sistemler konfederasyonu arasında patlak verdiğinde satine, mandalore'un tarafsız olduğunu ve gelişmeye devam ettiğini beyan etti. daha sonra, çatışmadan uzak durmak isteyen 1.500 yıldızlı sistemin galaktik senatosu olan nötr sistemler konseyi'nin lideri oldu.

    mandalore dirilişi
    "dinle, düşes. insanları duyuyor musun? değişim için haykırıyorlar. zayıf fikirli mandalore hükmün sona erdi. bizim savaşçılığımızı artık bastıramazsın. savaşçı geçmişimizin dirilişi başlamak üzere!" -pre vizsla

    klon savaşları sırasında concordia valisi pre vizsla, mandaloryan savaş kültürünü death watch klanı ile canlandırdı ve bir cumhuriyet kruvazörü ile kalevala gezegeninde terör eylemleri yapmaya başladı. vizsla, mandaloryanların savaşçı mirasını diriltmek için can atıyordu ve bağımsız sistemler konfederasyonunun lideri kont dooku ile bir araya gelip komplo hazırladılar. cumhuriyete karşı bir müdahalenin gerekli olduğuna, mandalore halkının inanmasını ümit ediyordu. bu olursa, death watch kuvveti ile savaşa mandaloryanların lideri olarak katılmak ve mandaloryanlar tarafından kahramanlar olarak selamlanmak istiyordu. ancak komplo başarısız oldu ve galaktik senato, mandalore savunma kararını reddetti. death watch, ilk önce dooku'nun çöküşünü planlamak için ayrılıkçı senatör lux bonteri'yle ve ardından mandalore halkının desteğini kazanmak için sith lordu darth maul'un gölge topluluğu ile bir araya geldi. ancak vizsla, darth maul'a ihanet ettikten sonra, maul onu öldürdü ve bo-katan kryze'nin kendisine karşı başlattığı isyana rağmen death watch'un lideri oldu.

    jedi konseyi, darbeyi araştırmak için obi-wan kenobi'yi oraya yolladı ancak yakalandı ve maul, ona saldırmak için satine'yi öldürdü. kenobi oradan kaçtı ve galaktik cumhuriyeti bilgilendirmek için geri döndü ancak bu aynı esnada şansölye sheev palpatine, maul’u ele geçirdi ve onu stygeon prime’daki spire'da hapishaneye attı. maul'un mandaloryan süper komandoları, sadakatlerini onu serbest bırakarak kanıtladı ancak yine de maul'un mandalore üzerindeki hükmü çöküyordu. mandalore kuşatması'nın ardından bo-katan, mandalore'un naibi seçildi. imparatorluk kurulduktan sonra mandalore'un, imparator palpatine'i takip etmeyi reddetmesi üzerine, galaktik imparatorluğu tarafından işgal edildi. bu arada, death watch birliğini hain olarak gören koruyucular, cumhuriyet büyük ordusu'na klon askerleri yetiştirme konusunda yardım etti. fenn rau'nun komutasındaki kafatası filosu da, klon asker pilotlarını eğiterek cumhuriyet'e yardım etti ve üçüncü mygeeto muharebesi'nde bizzat savaştı.

    imparatorluk işgali
    mandalore'un imparatorluk işgalinden sonra rau'nun koruyucuları, concord dawn'ın üçüncü ayında bir üs kurarak imparatorluk tarafından sistemlerini kendi adına korumak için para alırken, imparatorluk valisi gar saxon'un komutası altındaki diğer mandaloryanlar, imparatorluk ordusunda imparatorluk süper komandoları olarak hizmet vermeye devam edecekti. 2 bby'de saxon ve süper komandoları, mandaloryan koruyucularını yok etti ve bunun üzerine rau, isyana katılmaya karar verdi. sonraki yıl, spectes isyancı hücre üyesi sabine wren, kanan jarrus ve ezra bridger ile birlikte maul’a karşı savaştıktan sonra dathomir’de darksaber’ı buldu. fenn rau ve isyancıların liderleri hera syndulla ve jarrus'un çağrısını kabul eden sabine, darksaber ile eğitime başlamayı kabul etti. darksaber sayesinde halkını birleştirebilecek ve isyana mandalore'u tek parça halinde dahil edebilecekti.

    sabine'nin eğitiminin ardından, o, rau, jarrus ve bridger, krownest'teki clan wren'in kalesine döndüler. orada sabine, klan liderini ve annesi kontes ursa wren'i isyana katılmaya ikna etmeye çalıştı. ilk başta kontes ursa, kızının korunması ve darksaber karşılığında vali saxon ve imparatorluk süper komandolarına jediları teslim etmeye karar verdi. saxon, onu ve clan wren'i ımparatorluğun düşmanı ilan ettiğinde, ursa ve oğlu tristan, rau ve jedilar ile birlikte saxon ve komandolarla savaştılar. saxon, ursa'yı darksaber ile öldürmeye çalıştığında, sabine bridger'ın ışın kılıcını aldı ve sakson ile savaştı. sabine daha sonra darksaber'ı geri kazanmayı ve saxon'ı bastırmayı başardı. saxon sabine'yi vurmaya çalıştığında ursa tarafından öldürüldü. ölümü, mandaloryanlar arasında bir güç boşluğu yarattı. sabine daha sonra geride kalmaya karar verdi ve annesi, klan ve rau, mandalore'a hükmetmeyi hak eden kişiyi bulana kadar darksaber'ı kendinde tuttu.

    sabine, kryze, wren ve vizslalara darksaber'ı teklif etse de hiçbiri kabul etmedi çünkü hak ettiklerini düşünmüyorlardı. mandalore gezegenine yıkım için gelen büyük amiral thrawn ve filosu, saxon'un yörüngedeki kuvvetleri ile birleşti ve saldırı pozisyonuna geçti. birleşen mandaloryan gücü ve isyancı kuvvetler ise, saxon'un star destroyer'ına sızmayı başardı. büyük bir çatışmadan sonra saxon'un gemisini imha ettiler. savaştan sonra leydi bo-katan kryze, darksaber'ı ve mandaloryan klanlarına karşı liderlik harmanisini üstlendi. vizslalar, wrenler, kryzeler, rooklar, eldarlar ve geriye kalan tek koruyucu rau, yeni mand'alor'a bağlılık yemini ettiler.

    bizim biricik mandaloryanımız ise imparatorluk sonrası dönemde yaşamaktadır. kendisi gibi bir grup mandaloryan gizli yaşıyordu ve ödül avcılığı ile meşguldü. aralarında, imparatorluk kalıntıları ile iş yaptığı için bir çatışma yaşansa da, gururlu mandaloryanımız bu işin pisliğini fark edip imparatorluk unsurlarına karşı davrandı ve bu da oradaki gizliliklerinin deşifre olmasına neden oldu. yine de birliklerini kaybetmeyen mandaloryan klanı, dostlarının nevarro'dan çıkmasına, gizliliklerini feda ederek yardım etti ve mandaloryan, yanındaki çocukla birlikte kaçak bir hayat yaşamaya başladı.

    dizinin mükemmelliğine değinmeye gerek dahi yok ama beskar, ödül avcıları, mandalore düsturu ve maceralar, sanırım star wars evreninin jedi ve sith dualitesinin dışındaki en güzel şeyler. pedro pascal yüzünü göstermese de sesi ile harikalar yaratıyor ve disney sonunda güzel bir iş yapmışa benziyor. midichlorian seviyesi yüksek olanları, force'u ve galaktik sistemdeki üst kısımları çok gördük ama asıl cezbeden detaylardır ve bir mandalore savaşçısının gururunu, yeteneklerini, babalık hissini ve üzüntülerini görmek cidden bambaşka bir şey. anakin'i sevme sebebimiz en az gücü kadar, hataları ve doğrularıydı. anakin'in darth vader olarak gelmiş geçmiş en sevilen karakterlerden oluşunun sebebi buydu ve kendisi, koca evrendeki en insancıl duyguların esiri olmuş güçlü bir bireydi. yani karizmasını oluşturan şey geçmişiydi ve padme'yi kurtarmak için yaptıkları yanlış olsa da onun tercihiydi, güç, vader'da çok kuvvetliydi ve öncesinde ailesine sonrasında da padme ve doğacak çocuklarına duyduğu sevgi onun asıl gücüydü. mandaloryanımız da bu duyguların esiri ve ona karşı hissettiğim sıcaklık da bundan ötürü. yazılmış kurgu bir eser hem de uzayda geçiyor ama yine de insan tohumu ekili. gelecekte -tabii eğer olursa- olmak istediğim babalık figürüne mihmandarlık ediyor. oldukça güzel bir dizi ve izlenmesi elzemdir.


    (beren and luithen - 8 Aralık 2019 14:27)

  • comment image

    dizi sonuna eklenmiş olan çizimlerin ne olduğunu, ne amaçla çizildiğini merak eden bir çok yazar olduğunu fark ettim. bir kaç tanesine mesaj attım fakat olayı bir türlü detaylıca aktarmayı başaramadım. o yüzden bir entry döşeneyim de olay nedir anlatayım dedim.

    sinema ve reklam sektöründe pek mühim ve hayat kurtarıcı story board adı verdiğimiz bir yöntem mevcut. peki nedir bu story board? senaryoyu çizimlerle görselleştirerek çekilecek sahnelerin planlanmasına yardımcı olan bir yöntemdir. yani hangi sahne nereden başlayacak? arka planda ne olacak? kamera açıları nasıl olacak? gibi bir çok detaya bu aşamada karar verilir.

    örneğin moulin rouge filminden bir sahneyi ele alalım.

    story board: https://eksiup.com/images/24/32/h93111279hgo.jpg

    video: https://youtu.be/a1reftic5po

    çizimlerde gördüğünüz üzere sahnenin nasıl çekileceğine dair bütün öğeler mevcut. karakterler, atmosfer, sahnenin gelişimi vs. bütün detayları bu çizimlerde görebiliyoruz. örneğin oklara dikkat ederseniz nicole kidman'ın salıncakla aşağı ineceği, sonra çevresinde bir tur döneceği gibi detayları fark edebilirsiniz.

    story board nedir anladıysak diğer bir konu olan konsept tasarımına (bkz: concept design) geçelim. sahnelerin nasıl çekileceğini belirlemeyi öğrendik fakat bu sahnelerde atmosfer nasıl olacak? karakterler nasıl giyinecek? ne gibi aksesuarları olacak? vb. bütün bu sorulara mevzu bahis olan konsept tasarımı yanıt veriyor. aslında kısaca yönetmenin çekmek istediği sahneleri bütün detaylarıyla görselleştirmek de diyebiliriz biz buna.

    en bir şahane örnek olarak ise size star wars orijinal serisinin konsept tasarımcısı ralph mcquarrie abimizi göstereyim. bugün darth vader'ın önündeki kontrol paneli üzerine sorunsallarımız var ise muhattabı bu abimizdir. çünkü bizde iki çay bir oralet sipariş etme hissiyatı yaratan o panel gibi bir sürü ince detayı bu abi tasarlamıştır. hatta darth vader haricinde chewbacca, r2d2, c3po gibi neredeyse sevdiğimiz bütün karakterler onun elinden çıkmıştır.

    bu tasarımlar haliyle story board örneklerinde olduğu gibi kaba taslak eskizler halinde değil de daha detaylı renkli illüstrasyonlar halinde hazırlanır. örneğin şunlara bakabilirsiniz.

    geçmişte bu işlerin hepsinin klasik yöntemlerle çizilmesi, boyanması, beğenilmezse düzenlemek için bütün süreci tekrar baştan ele almak gerekiyordu. bu da vakit ve nakite mal oluyordu. o nedenle geçmiş yıllarda hollywood yapımlarında dahi her projeye konsept tasarımı hazırlanmıyordu. günümüzde ise internet ve dijital çizim tabletlerin dünyamıza girmesi her şeyi değiştirdi. internet aracılığıyla insanların çalışmalarını paylaşarak kendilerini tanıtabilmeleri ve geliştirebilmeleri üzerine bu alanda uzman sayısının yükselmesiyle birlikte neredeyse standart bir prosedür halini aldı. bugün oyunlardan tutun da animasyon filminden dizisine kadar her alanda kullanır hale geldi.

    the mandalorian'da gördüklerimiz ise bu konsept tasarımlarının credits kısmına uygun şekilde hazırlanarak bize sunulmasından ibaret. malum artık dijital ortamlarda katmanlar halinde çalışabiliyorsunuz. burada da karakterleri ve arka planları ayrı katmanlarda hazırlayarak ufak animasyonlar ekleyerek böyle güzel bir sonuç elde etmişler. ne de güzel etmişler.

    edit- yeae bunu bilmeyen de ne bileyim... tadında mesajlar geldi. lan evladım siz ruh hastası mısınız? herkes her şeyi bilmek zorunda değil. bu ülkede story board nedir bilmeyen yönetmenler film çekiyor. kime neyi ıspatlama peşindesiniz?


    (shinigami ryuk - 19 Aralık 2019 11:02)

Yorum Kaynak Link : the mandalorian