Çıkış Tarihi     : 22 Mayıs 2019 Çarşamba, Yapım Yılı : 2019
Türü                : Drama,Romantik
Taglar             : Yarık etek,Kütüphaneci,kitap,gözlüklü kadın
Ülke                : Güney Kore
Yönetmen       : Pan-suk Ahn (IMDB)
Senarist          : Kim Eun (IMDB)
Oyuncular      : Ji-min Han (IMDB), Hae-In Jung (IMDB), Min-Kyung Joo (IMDB), Hae-yeon Kil (IMDB), Chang-wan Kim (IMDB), Jun-han Kim (IMDB), Moo-Saeng Lee (IMDB), Seong-Eon Lim (IMDB), Jung-Yeon Seo (IMDB)

Bombam (~ One Spring Night) ' Dizisinin Konusu :
Dizi, hayatındaki mutluluğu ön planda tutmaya çalışan Lee Jung-In (Han Ji-Min) ile bekâr bir baba olan Yoo Ji-Ho’nun (Jung Hae-In) arasındaki aşk hikâyesini konu almaktadır.


  • "bu dizilerde esas adam, esas kadını en az bir kez sırtında taşır."
  • "bu dizilerde, en lüks evlere bile ayakkabıyla girilmez. kapı ağzına gelip ayakkabı çıkarılır; düz, topuksuz terlikler giyilir. ayrıca ingilizce konuşmak da statü sembolüdür."
  • "kardeşimi bu diziler sayesinde tanıyamaz oldum korece öğrendi kafayı yedi sanırım odası çekik posterleriyle dolu tanrıım!!"
  • "animelerden farkı taş gibim koreli beylerin oynamasıdır. dizi için izlediğimizi sananlar olduğunu görüp epey eğlendim.fakat animeler de iyidir hatta daha iyidir, onları sevelim."




Facebook Yorumları
  • comment image

    son derece bağımlılık yapabilme potansiyeline sahip muhteşem yapımlardır..
    kısa süren (genellikle 16 bölüm) diziler olduğu için psikopatlığınızın derecesine göre (benim için ortalama 2 gece) kısa sürede biten, bu sayede insanı hiç sıkmayan dizilerdir..
    ayrıca hikayelerdeki karakterler o kadar bize benzerler ki, türk dizilerini izlerken hissettiğinizden daha çok bizden bir şey izlermiş gibi hissedersiniz..
    bazen hikayeler birbirine çok benzer, hatta yeşilçam filmlerine benzerler, ama hiçbirini izlerken sıkılmazsınız.. hatta izlerken genellikle yüzünüzde bir sırıtma olur ve gecenin ne kadar geç saati olursa olsun bir sonraki bölüme geçmek için her bölüm bitiminde kendinizle mücadele edersiniz ama genellikle kazanan bir sonraki bölüm olur..
    kore dizisi izleyen herkes en az bir kere ramen alıp dener..
    en az üç kelime korece bilir..
    kore dizilerinin bir başka ortak özelliği de genellikle ilk bölümlerinin insanın gülmekten karnını ağrıtacak kadar komik olması ama sonuna doğru ağlatmasıdır..
    dizilerine kendi kültürlerinde olmayan bir şey koymaya çalışmadıkları için genellikle en absürd hikayeler bile insana sanki gerçek olabilirmiş gibi gelir..
    türk dizilerindeki gibi bir olay 4 bölüm uzamaz, bir şey olur 5 dakika sonra biter..
    kimse kapı dinlemez, dinlese bile gider açık açık şöyle yapmışsın böyle yapmışsın der.. bu sayede dandik entrikalar olmaz ve gereksiz yere dizi uzamaz..
    aile yapılarını izlerken ciddi ciddi türk aile yapısını getirir akıllara (en azından benim aklıma)..
    ayrıca çok rahatsız olduğum tek bir husus var ki, değinmeden geçemeyeceğim.. romantik komedi olanları 16 bölüm izlersiniz, son bölümün sonuna kadar sürünürsünüz sonra.. son 5 dakika kavuşurlar, onlar erer muratlarına siz çıkarsınız kerevetlerine derken..... dizi biter.. mutlu kısımlar birazcık daha uzun sürse kimse itiraz etmez sanırım..
    kısacası, ben kore dizisi izlemem diyen herkesin büyük lafları ilk izledikleri diziye kadardır.. bugüne kadar hiçbir istisnasını görmedim bu durumun.. ha bir de sınav zamanı, ödev teslimi gibi zamana ihtiyaç duyulan zamanlarda azıcık tehlikelidir..


    (the pharmacist - 8 Nisan 2011 21:02)

  • comment image

    şifre falan sanıyordum ben bunu. uzun sokak'taki her film kiralayan tükanın önünde "kore dizisi gelmiştir" yazısını gördükçe "pornonun şifresi kore dizisi mi oldu lan" diyordum kendi kendime. günahlarını almışım masumların :/


    (beyaz gilli davsan - 31 Mayıs 2011 18:39)

  • comment image

    bu dizilerde, en lüks evlere bile ayakkabıyla girilmez. kapı ağzına gelip ayakkabı çıkarılır; düz, topuksuz terlikler giyilir. ayrıca ingilizce konuşmak da statü sembolüdür.


    (phthalo blue red - 8 Haziran 2011 03:19)

  • comment image

    bunların dramları, bilumum zatürreli veremli yeşilçam filmiyle bir o kadar bollywood tarzı talihsizliğin çarpımından oluşmuş gibidir. bu yüzden izlemek sağlam sinir ister. fakat son zamanlarda romantik-komedi tarzıyla alıp yürümüşler de haberimiz yokmuş.

    ilk bakışta hikayeler pek birşey vaat etmiyor. çoğunlukla zengin/fakir aşkı ele alındığından klişe bekliyor insan. bir de elemanların tipleri sorunsalı var. görenlerin ilk yorumu bu emoları mı izliyorsunuz oluyor genelde. büyük konuşmamak lazım tabi. misal ben 3 boyutlu pornonun çinden çıktığını duyunca "isterse 5 boyutlu olsun uzakdoğulu bir adamın ne kadar seksapalitesi olabilir ki" demiştim. bak seksapalite diyorum, yakışıklılık hoşluk insaniyet falan değil. alınganlık yapmayın uzakdoğulu kardeşler. zaten bu lafımı da yemiş oldum. neyse.

    fakat adamlar yapmış arkadaş. bi kere harbiden eğlenceli iş çıkartmışlar. bir çok komedi dizisinde gülmediğim kadar güldüğüm sahneler oldu. oyuncuların hiç kompleksleri yok sanırım. kendilerini gayet rezil durumlara sokmaktan çekinmiyorlar. tek sezon birer saatlik bölümler, temiz iş. izleyici bunu sevdi abanalım, şu tuttu köpürtelim diyen yok. hikayenin başı sonu belli. yalnız finali getirememe sorunları var. sonuna kadar güzel işliyorlar da pek azında final gibi hissettirmeyi başarıyorlar. genelde herhangi bir bölüm sonu sıradanlığında bitiveriyor diziler.

    biraz mazbutluk olduğundan aşkı bedensel değil simgesel anlatmayı tercih ediyorlar. yeri gelmişken o küçük deniz kızı'nın bir kere daha allah belasını versin. ne diyordum. masallar, efsaneler ya da nesneler çok acayip kullanılabiliyor. ha ağlatmak istedikleri zaman da kaçış yok karakterle birlikte iliğiniz kemiğiniz kuruyor çünkü çok gerçekçi ya da mantıklı bir noktadan yakalıyorlar. ama bunu ajitasyona vardırmadan ve en önemlisi uzatmadan doğal akış içine yediriyorlar.

    sonuçta yormadan, sıkmadan, az hüzünlü, eğlendirerek, bir çoğunda hem klişeleri kullanıp hem de bu klişelerle dalga geçerek, büyük çoğunluğu gayet güzel akıp giden bu dizileri tuttum ben. 2011 yılının beklenmedik getirisi nedir diye soranlara hyun bin derim, gong yoo derim, arada ayıp olmasın diye gong hyu jin derim, secret garden derim, ramen derim.


    (sah ru - 3 Ocak 2012 16:53)

  • comment image

    bagimlilik yapan,baslayinca birakamadigin pis bir illet.hele basrol yakisikli oppalara gonlunu kaptirdin mi artik kurtulus yok.turk dizileri gibi 3-5 yil surup konulari ordan oraya burdan suraya cekistirip durmuyor.maximum 20 bolumle bittiginde insani derin uzuntulere gark ediyor..
    her dizinin konusu farkli olup birbirini tekrarlamasa da mutlaka hepsinde bulunan sahneler var.bunlar;
    -erkeklerde hic naziklik yoktur.bir kizla konusmak istediklerinde kollarindan zorla tutup cekerek istediklere yere goturur,soyleyeceklerini dinletirler.
    -erkek kizdan hoslanmaya basladiginda mutlaka ilk basta sarilmak ister.boylece duygularindan emin olur.
    -sabah sabah pilav yerler.
    -sevgiliyi sirtta tasimak farzdir.
    -yan roldeki kiz basroldekinden daha asil ve guzel olur.
    -erkekler hem hoslandigi kizi ezikler hem de yanindan ayrilmak istemezler.
    -dramda da komedide de izleyenlerin gozyaslarini sel eden sahneler vardir.
    -opusmeyi beceremezler.
    amerika'dan diziler uyarlayacagimiza su siralar sosyal medyada cok ragbet goren, izleyici sayilari da her gecen gun artan ve bizim kulturumuze daha yakin kore dizilerinin uyarlanmasini oneririm yapimcilara.


    (google aramacisi - 23 Eylül 2012 15:20)

  • comment image

    kardeşimi bu diziler sayesinde tanıyamaz oldum korece öğrendi kafayı yedi sanırım odası çekik posterleriyle dolu tanrıım!!


    (elifint - 2 Mart 2013 23:40)

  • comment image

    animelerden farkı taş gibim koreli beylerin oynamasıdır. dizi için izlediğimizi sananlar olduğunu görüp epey eğlendim.
    fakat animeler de iyidir hatta daha iyidir, onları sevelim.


    (parody - 2 Eylül 2014 04:54)

  • comment image

    türkiye'de yapılan dizilerden çok daha iyi diziler barından gruptur. oyuncular da çok başarılı. ama şöyle bir garip durum var, ne zaman kore dizileri de izliyorum desem iyyk tepkisi oluyor insanlarda. izlemeden bilmeden yorum yapmak böyle olsa gerek.


    (bir gun belki yani neden olmasin - 20 Eylül 2014 14:51)

  • comment image

    yine başladığım dizilerdir.
    şu hayatta ne zaman boşluğa düşsem kore dizilerine sarıyorum zaten.
    dert yok tasa yok, mutlu son garantili, genelde 16 bölüm.
    bi kaç istisna dışında, önce esas oğlan esas kıza köpek çeker, sonra tam tersi. son bölümde falan da mutlu son. yani iki satır mutlu olduklarını görücez diye 15 bölümü boşa izliyoruz genelde ama olsun.
    yani böyle bi nevi terapi gibi bunar bana. beynini çıkar koy kenara, çünkü lazım değil o esnada. oh mis.
    yalnız bunları izlemenin şöyle bir dezavantajı var ki adamlar mütemadiyen yemek yiyor. yemek dediğim ramen genelde. ama böyle bir iştah yok. sırf bu yüzden kalkıp gecenin 10unda kendime erişte pişirdim. sonra peynirli mi yoksa yoğurtlu mu yiyeceğime karar veremeyip, depresyonumun bana verdiği yetkiye dayanarak her ikisinden de birer tabak yedim.
    sonumuz hayrolsun.


    (kucuk ejderha - 12 Nisan 2015 23:14)

Yorum Kaynak Link : kore dizileri