Süre                : 1 Saat 40 dakika
Çıkış Tarihi     : 03 Mart 1939 Cuma, Yapım Yılı : 1939
Türü                : Biyografi,Drama
Taglar             : Devam filmi,Kitap temelinde
Ülke                : Soviet Union
Yapımcı          :  Soyuzdetfilm
Yönetmen       : Mark Donskoy (IMDB)
Senarist          : Mark Donskoy (IMDB),Maxim Gorky (IMDB)(ekşi),Ilya Gruzdev (IMDB)
Oyuncular      : Aleksei Lyarsky (IMDB), Irina Zarubina (IMDB), Varvara Massalitinova (IMDB), Ye. Lilina (IMDB), Ivan Kudryavtsev (IMDB), Nadezhda Berezovskaya (IMDB), Ye. Seleznyov (IMDB), Darya Zerkalova (IMDB), Aleksandr Timontayev (IMDB), Mikhail Povolotsky (IMDB), Nikolay Gorlov (IMDB), Mikhail Troyanovskiy (IMDB), Vyacheslav Novikov (IMDB), Nikolai Plotnikov (IMDB), N. Chugunov (IMDB), Ivan Chuvelyov (IMDB), V. Terentyev (IMDB), Vladimir Maruta (IMDB), Nikolai Valbert (IMDB)

V lyudyakh (~ Gorky Trilogy II) ' Filminin Konusu :
V lyudyakh is a movie starring Aleksei Lyarsky, Irina Zarubina, and Varvara Massalitinova. For the family really no money, Alexei began to make a living. Everything was limited to dirty chores, but while reading could end his...


  • "güler dikmen in dilimize çevirdiği bir maksim gorki eseri"
  • "sabır kadar insanı korkunç bir biçimde yaralayan bir şey yoktur, koşulların zorlamasına alçak gönüllü bir uysallık göstermekle insan yalnızca derin yaralar alır."




Facebook Yorumları
  • comment image

    maksim gorki'nin kendi yaşamını anlatan üçlemenin 2. kitabı. yazarın çocukluk ve gençlik yıllarına olduğu kadar 19. yüzyılın bitiminde rus küçük burjuva sınıfının hayatına da ışık tutar.

    "onlar gibi düşünmeye, onlar gibi yaşamaya, onlar gibi hissetmeye başlasanız da fark etmiyordu. bu sefer de böyle davrandığınız için sizi kınarlardı. onlar böyle insanlardı işte."


    (aka blakkheim - 5 Kasım 2007 16:16)

  • comment image

    maksim gorki'nin çocukluk yıllarını anlattığı ''çocukluğum'' kitabından anlaşıldığı kadarıyla bu büyük yazar o dönemde eline bir tane bile kitap almamıştı.

    ''bir tane bile kitap okumadan nasıl yazar olunur? üstelik de dünyaca ünlü klasikleri yazan bir yazar?'' diye başımı ellerimin arasına almış kara kara düşünürken cevabı bu kitapta buldum. ilk gençlik yıllarında maksim nihayet kitaplarla tanışıyor ve çok seviyor. her fırsatta kitap okuyor. ama bu fırsatları bulmak çok kolay olmuyor onun için. zira işi başından aşkın. temizlikçilik mi dersin, hamallık mı dersin, yapmadığı iş kalmıyor.

    çok zor bir hayat yaşamış, dağlara taşlara ya rabbi.

    gerçi kitabı sonuna kadar okumadım, itiraf edeyim. sıkıldım. evet çok zor, çetin, acımasız bir hayat. ama sıkıcı beya. sıkıldım bıraktım.

    http://birazkitap.blogspot.com/…imi-kazanirken.html


    (muhabirkedi - 14 Nisan 2012 19:22)

  • comment image

    rus edebiyatı'nın büyük yazarı maxim gorki tarafından kaleme alınan otobiyografik roman.

    yazar,betimleme unsuruna eserin bütününde yer veriyor. diyaloglarda bile betimleme unsuru göze çarpıyor.
    gorki'nin özgün bir betimleme yeteneği var. usta bir ressamın elinden çıkan tuvalin devinim halinde olması gibi. öyle ki tuval,romanın sayfalarına işlenmiş.
    favorim ise;
    --- spoiler ---

    "bazen bütün yeryüzü bana görünmeyen bir çekicinin bilinmeyen kıyılara doğru ağır ağır çektiği içi esir dolu muhteşem bir kayıktan başka bir şey değilmiş gibi görünüyordu."
    ---
    spoiler ---

    romandaki sanatsal cümleler,türkçe haliyle bu kadar etkileyici ise rusça'da nasıldır açıkçası çok merak ediyorum.


    (mixalispavlis4 - 7 Mart 2016 21:48)

  • comment image

    gelmiş geçmiş tüm yazarlar içinde en çok sevdiklerimden biri olan gorki'ye duyduğum hayranlığımın sebeplerini açıkça görebildiğim, bugünlerde tekrar okuduğum, beni derinden etkilemiş, çok değerli kitap. kitabı okurken "o masum ruhundan öperim seni küçük aleksey" diye içimden geçirdim yine, yine içim acı ve sevgiyle doldu. hem bu kadar hassas ve zeki olup hem de cahil, kaba insanların arasında çok zor koşullarda doğmuş ve dünyanın en önemli yazarlarından biri olmuş, sosyalist yazar gorki'nin hem kendini hem çevresini hem de dönemi ustalıkla anlattığı bir kitap bu. mutlaka okuyunuz, ben ikinci kez okudum. bazı çok sevilen kitaplar tekrar tekrar okunur, "ekmeğimi kazanırken" de hem ilk okuyuşumda hem de şimdi "dünyanın belki de en derin, en merhametli ve en gerçekçi kitaplarından birini okuyorum şu an" hissini yaşattı bana. sık sık bu kitaptan bahsetmek istiyorum; gorki, dönemin koşulları, insanlar, hayatlar, yoksulluk, haksızlık, acılar hakkında hep bu kitabı temel alarak konuşmak istiyorum. sürekli alıntılar yapmak istiyorum bu kitaptan. sürekli bu kitap hakkında düşünmek, konuşmak, okumak ve yazmak istiyorum. insanın gerçekten duyarlı ve değerli bir eseri okuduğunda yaşadığı tüm duyguları fazlasıyla, yüreğim burkularak yaşıyorum.

    okurken çok not alırım, bu kitabı ilk okuyuşumda aldığım kadar notu ikinci okuyuşumda da farklı noktalarda aldım. her şeyiyle beni yeniden etkiledi, anlattıklarıyla kalbime dokunup zihnimin bir parçası oldu bu kitap.

    acıyla, yoksullukla, hayatın vahşi yönüyle, ölümle yüklü olduğunu bilerek ve gorki'nin değerli izlenimlerini çarlık rusyasının son zamanlarını göz önünde bulundurarak okumak gerekir bu kitabı. kitabın birçok kısmında gözlerim doldu. mesela

    --- spoiler ---

    öyle bir yoksulluk düşünün ki gorki'nin kardeşi kolya öldüğü zaman onu parasızlık yüzünden gorki'nin rahmetli annesinin kumlar arasındaki mezarını açarak annesinin mezarına gömüyorlar. gorki çürümüş, siyah tahtaların annesinin tabutuna ait olup olmadığını soruyor ninesine, ninesi "evet" diyor kızgınlıkla. "daha bir yıl olmadı öleli ama varya (gorki'nin annesi) çürüyüp gitmiş bile! kum hep öyle olur, suyu çeker. killi toprak olsaydı daha iyi olurdu" diyor. insanın hayal edebileceğinden bile fazla acıları gorki küçücük yaşlardayken çekmiş.

    bir süre sonra ninesi ile ormanda gezinti yaparken kahraman ruhlu, yaşça küçük gorki şunları geçiriyor içinden:

    "yürürken düşünüyorum; haydut olmak, pintileri ve zenginleri soymak, yağmaladıklarını fakirlere vermek güzel bir şey! bırakalım herkes tok ve neşeli olsun! kimse birbirini kıskanmasın, insanlar kuduz köpekler gibi dolaşmasın! sonra, ninemin tanrısı'na ve meryem ana'sına kadar ulaşıp onlara insanların ne kadar kötü yaşadıklarını, ne kadar tatsız ve üzücü biçimde birbirlerini pis kumların içine gömdüklerini, yani bütün gerçeği anlatmak da güzel olurdu. yeryüzünde üzücü, aslında olmaması gereken birçok şey olduğunu da anlatırdım. meryem ana bana inanırsa her şeyi başka türlü ve daha güzel bir biçimde yaratmam için bana akıl bağışlamasını, nasıl daha iyi yaşanacağını araştırmam içinse insanların bana güvenip beni dinlemelerini sağlamasını isterdim. yaşımın küçük olması da önemli değildi. bilgeler, akıllı insanlar onun sözünü dinledikleri zaman hz. isa benden sadece bir yaş büyükmüş!"

    o temiz, çocuk yüreğiyle bunları içinden geçiren gorki yazma yeteneğiyle, derinliğiyle, merhametiyle yıllar sonra dünyada iz bırakıyor. anlatmak istediklerini anlatıyor, sevgiyle anılıyor. nazım hikmet'in de dediği gibi: "gorki insanlar yaşadıkça yaşayacaktır. çünkü yeryüzünün en büyük şairidir."

    kitaptan bazı alıntılar için:

    #62801882
    #62802518
    #62802664
    #62803307
    #62894075

    ---
    spoiler ---


    (girdaptaki - 8 Eylül 2016 01:08)

  • comment image

    ikon atölyesinde çalıştığı bölümden ;
    "çünkü eski sözlere,modası geçmiş kavramlaraiyice bağlanmış bu insanlar,bu sözlerinve kavramların içinde donmuş ve kalıplaşmış bulunuyorlardı.bunların iradeleri hareketsizdi,geleceğe doğru gelişmek yeteneğinden yoksundular.dışarıdan gelen bir darbe,onları alıştıkları yerden fırlatıp attığı zaman, adeta dağdan yuvarlanan bir kaya gibi,mihaniki olarak aşağı yuvarşanmakta idiler.
    bu çeşit insanlarınalışkanlıktan ileri gelen bu inançları,hayatımızın en hazin,en zararlı belirtilerinden biridir.inancın bu çeşidinde,tıpkı taş bir duvarın gölgesinde olduğu gibi her yeni şey,yavaş ve niteliğini değiştirmiş olarak büyür.bu kara inançta,sevgi ışıkları çok az,aşağılama,kin nefretle karışık kıskançlık pek çoktu.bu inancın ateşi,çürümenin fosforlu pırıltısından başka bir şey değildi"ne kadar güzel betimlemiş gorki çevremdeki insanları...


    (pireler filleri yutacak - 9 Ocak 2017 16:11)

  • comment image

    ekmeğimi kazanırken, gorki’nin otobiyografik üçlemesinin ikinci kitabıdır. yazarın hayatı ve insanları tanıma, rus orta sınıfının, köylülerin, işçilerin mücadelelerine tanık olma sürecini anlatır.

    gorki, kendi hayat hikâyesinden, çocukluğundan yola çıkarak kaleme aldığı bu romanda kendi yaşamının yanında rusya'nın içinde bulunduğu durumu da anlatır.

    10 yaşında, bir ayakkabı mağazasında başlayan çalışma hayatı üniversiteye başladığı zamana dek aralıksız devam eder. yazları gemilerde çalışır; kışları ise hoşlanmadığı, dedikoducu, hayattan zevk almayan akrabalarının yanına döner. bir süre kuş avcılığı yapar sonra bir ikon atölyesinde çalışır. böyle iş değiştirerek yaşadığı yıllarda hem insanları ve hayatı gözlemler hem de kitapları keşfeder. okuma tutkusu onu gerçek hayatın çirkinliklerinden uzaklaştırır, başka bir hayatın olabileceğini anlamasını sağlar. ona güç veren bir diğer şey ise büyük bir sevgi ve hayranlıkla bağlı olduğu ninesi ve tanıştığı iyi insanlardır.


    (trachinus - 21 Eylül 2017 17:26)

  • comment image

    gorki'nin kendi yaşamının bir kısmını anlattığı roman. okurken hayat buldum resmen. insan çevresindeki salaklıklardan kaçıp kitaplara sığınır ya, ben o dönemdeyim, peşkov da öyleymiş. peşkov'un aleksandr sergeyeviç puşkin hayranı olması, sürekli herkese onu anlatması da çok güzeldi.


    (ramone - 22 Nisan 2018 14:47)

  • comment image

    gorki'nin muhteşem üçlemesinin ikinci kitabı. direk bu kitaptan başlamayı tavsiye etmiyorum. çocukluğum'un arkasından okumak daha verimli olacaktır. çocukluğum'dan daha çok sevdim. dünyaya çocuk saflığıyla bakıp; yetişkinlerin hareketlerindeki öfkeyi, nefreti, kibri görmesi bunu anlayamamasını çok güzel anlatmış. okurken bir çok yerde gülümsetti.


    (kademre - 7 Kasım 2018 08:35)

Yorum Kaynak Link : v lyudyakh