Süre                : 1 Saat 25 dakika
Çıkış Tarihi     : 10 Kasım 2010 Çarşamba, Yapım Yılı : 2010
Türü                : Korku
Ülke                : Hollanda
Yapımcı          :  TDMP , Parachute Pictures
Yönetmen       : Dick Maas (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Dick Maas (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Egbert Jan Weeber (IMDB)(ekşi), Bert Luppes (IMDB), Caro Lenssen (IMDB), Huub Stapel (IMDB), Escha Tanihatu (IMDB), Jim Deddes (IMDB), Joey van der Velden (IMDB), Jaap Spijkers (IMDB), Ben Ramakers (IMDB), Kees Boot (IMDB), Bob Schwarze (IMDB), Lien Van de Kelder (IMDB), Julian Maas (IMDB), Barbara Sarafian (IMDB), Niels van den Berg (IMDB), Cynthia Abma (IMDB), Madelief Blanken (IMDB), Peter Bolhuis (IMDB), Casper Gimbrère (IMDB), Geert Lageveen (IMDB), Kuno Bakker (IMDB), Steye van Dam (IMDB), Frederik Brom (IMDB), Sjoerd Dragtsma (IMDB), Jörgen Scholtens (IMDB), Esther de Koning (IMDB), Rinus van de Giessen (IMDB), Hein van der Heijden (IMDB), Wil van der Meer (IMDB), Fred Goessens (IMDB), René van Asten (IMDB), Pieter Van der Sman (IMDB), Jan-Willem van Baalen (IMDB), Levi Meijer (IMDB), Chrissy Meijer (IMDB), Noa Roest (IMDB), Bob Stoop (IMDB), Job Raaijmakers (IMDB), Rutger le Poole (IMDB), Dennis Luyf (IMDB) >>devamı>>

Sint (~ Korku Efendisi) ' Filminin Konusu :
Simon Templar, en sıkı korunan hazineleri çalmakta usta, zeki bir hırsızdır. Alaycı ve sofistike tavrı ile yeryüzünde çalamayacağı şey yoktur. Günün birinde hayatı tehlikede olan genç bilimci Emma ile karşılaşır. Emma'yı korumak için mücadeleye girer.


  • "(bkz: hacı yusuf)"
  • "lubnan-beyrut'ta bir universite. jesuit'ler tarafindan kuruluyor 1985'te. istanbul'daki lise versyonu ile benzer hikaye."
  • "kendisine senelerimi verdikten sonra bekçilerin içerisinde gezmeme izin vermedikleri okulum."
  • "din derslerini -ne yazık ki- kaldırmamış okul. totomuzdan haber uydurmayalım."
  • "öğrencilere 5 sene boyunca birey olmayı öğreten müthiş fransızca hocalarına ve fütursuzca öğrencilerin mutsuzluğu için çalışan kompleksli idarecilere sahip ilim irfan yuvası."




Facebook Yorumları
  • comment image

    kesfedilmek icin bekleyen kilitli ve cekici odalari, saat kulesi, gizli mekanlari, rahiplerin sakladiklari martinileri, efsaneleri, los siniflari ve hepsi biraz anormal olan (bkz: insan diil) hocalari, calisanlari ve ogrencileriyle zamaninda mitlestirdigimiz, simdiyse hizla siradanlasan bi egitim kurumu


    (ari - 28 Şubat 2000 10:57)

  • comment image

    suicyconun mezun oldugu lise.
    ayriyeten bir kadikoy anadolulu olarak cok enteresan olaylara tanik olmadim degil.
    bizim okulun delikanlilari onlara "fransiz picleri" diye bagirir, karsidan yanit ise "anadoluu anaduluuu anadoluuu ibne doluuuu" sarkisiyla gelirdi...


    (robin - 13 Nisan 2000 10:40)

  • comment image

    lubnan-beyrut'ta bir universite. jesuit'ler tarafindan kuruluyor 1985'te. istanbul'daki lise versyonu ile benzer hikaye.


    (viggen - 8 Temmuz 2009 12:46)

  • comment image

    8 senem içinde, 4 senem de karşısındaki ahmet abi'de geçmiş olan okulum,lisem. hala okulun oralardan geçerken çıkışlarına rastladığım petitleri gördükçe içim gıcıklanır. en güzel, en eğlenceli senelerimin geçtiği en iyi dostlara sahip olduğum yuvam.


    (takke - 13 Ocak 2010 17:48)

  • comment image

    insanın kalbinin kaldığı okuldur burası. gönül isterdi ki beş değil sekiz-on sene okuyayım burada.

    aynı zamanda frere henri'sinin ne yaptığını merak ettiğim okul. kaç yaşındaydı adamcağız, her sene doğum günümü hatırlar ve kutlardı, oturururduk ve bana komik hikayeler anlatırdı...
    dün gibi berrak hatırlarım, kendisiyle yaptığım ilk muhabbette kaçıncı sınıfa gittiğimi sormuştu. hazırlık demiştim. onüç yaşında olduğumu söylediğimde ise inanmamıştı ve bana o gün fransızcada "onüç yaşında" anlamına gelen "treize ans" ismini takmıştı. beş sene boyunca onüç yaşındaydım ben.

    bir de din hocamız vardı "ethem". kapkara saçlarıyla derse gelir, herkesi çok sever, derste sevimlilikler yapardı. annemin lisedeki din hocası olduğunu öğrendiğimde ve bunu söylediğimde apayrı bir insan olmuştum gözünde. canımın içi kadar severdim. bir sınavda boş kağıt vermeye yeltendiğimde beni geri yollamıştı ve "bir şeyler yaz bari" demişti. yazmıştım. her sene ders programında ethem'i gördüğümde bir ayrı sevinirdim bu nedenlerden.

    michel tagan'ı unutmamak lazımdır elbet. o sevimli adamın bilgi dağarcığına her zaman büyük hayranlık beslemiştim.
    derste bazen sinirlenince kızarır ve zıplardı. öğretmek onun için bir meslek değil bir aşk idi kanaatimce. dolu doluydu ve aktarmak istiyordu. yer yer gençliğimizden üzerdik adamı. ah şimdi girebiliyor olsaydım dersine neler sorardım neler yazardım.

    yine pek iyi kalpli metin hoca vardı. tarihçimiz. pek çalışkan olmayan pillowlust'ı lise 1'de sınıfta bırakmıştı. notlarım fena değildi ama dönem ödevimi yapmamıştım çünkü (bravo canım). yazın koca bir 100 ile bütünlemiştim ve sonrasında tarihten 80-90 altı not düşünülemezdi. gidip beni bıraktığı için pek teşekkür etmiştim.

    güler hoca da tarihçilerimizdendi. klasik lise müfredatında verilen tarihten farklı olarak; daha açık fikirli ve çok yönlü bir eğitim tarzı benimsemişti. ilk zamanlarda korkardık. bu otoritesi pek yüksek olan öğretmenlerdendi. ilk bir kaç dersinde titretirdi ama o güzel kadının anlatışından bir süre sonra herkes hoşlanmaya başlardı. sonra ise aralarda gözümüz arardı onu. gidelim konuşalım isterdik. mezun olurken koca koca sarılmıştık.

    muhteşem bir bibliotekimiz vardı. verlaine'i keşfettiğimiz günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. blok dersler arası koca tenefüslerde ıssız merdivenlerde yerimizi alır birbirimize şiir okurduk. ben kekelemekten pek okuyamazdım ama olsun.

    aklıma geldikçe buruk buruk yazarım tekrardan. güzel okulum benim.


    (pillowlust - 8 Kasım 2012 12:40)

  • comment image

    öğrencilere 5 sene boyunca birey olmayı öğreten müthiş fransızca hocalarına ve fütursuzca öğrencilerin mutsuzluğu için çalışan kompleksli idarecilere sahip ilim irfan yuvası.


    (ultramegolamaninsan - 19 Nisan 2013 21:51)

  • comment image

    cem yılmazın bu okulla ilgili, daha doğrusu bu okulla bağlantısı olanlarla ilgili ettiği bir laf olmuştur, beni çok güldürmüştür. şöyledir ki:
    -ulan bazıları saint joseph, saint joseph diye bir taraflarını yırtıyo, yok orda okumak ayrıcalıktır yok ben büyük adamım bilmem ne. ulan onu fransızca dediğin için havalı geliyo kulağa. türkçeye çevirsene bakalım şunu noluyo? bildiğin aziz yusuf işte! şimdi desene aziz yusuftan mezunum diye hıyar! fransızca hava atıyosun bi de ortalıkta.

    (bkz: hadi bakalım)


    (rossgaller - 6 Ekim 2003 22:33)

  • comment image

    "saint joseph pembe bir kabustur" (orcun turkay) sanirim bu okulun (diplomasini 10 yilda aldim) nasil bir yer oldugunu en iyi sekilde aciklayan aforizmadir.
    birkac sj li ile beraber olan bir kiz arkadasin gozlemini de yazmam gereklidir diye dusunuyorum: "bir sj liyi tek basina gorup tanisirsaniz dunyanin en centilmen insani oldugunu dusunebilirsiniz fakat ayni kisiyi baska bir sj li ile yan yana gordugunuzde buyuk olasilikla kendilerinden olmayan tum erkeklerin ibne, butun kadinlarinda orospu olduklarindan bahsettiklerini gorursunuz."


    (rum tum tugger - 16 Mayıs 2001 02:49)

  • comment image

    8 yıllık ilkogretim olayına gecilmesinden sonra orta bolumunun kapandıgı ve bilimum vakıf okullarından (bkz: dogus) (bkz: eyuboglu) (bkz: istek okulları) gelen bol fondötenli , bol cep telefonlu , bol barbour'lı kızların oluşturduğu lise hazırlık devresinin acılmasından sonra sj batmıştır ... son dönem olarak kendimle ve arkadaşlarımla gurur duymaktayım.*


    (bubez laab - 21 Mayıs 2001 19:43)

  • comment image

    bu tarz entel dantel liselere burslu puan yeterken fen lisesi okutmuş, yazdırmış ailemin afedersin kafasına sıçayım.

    memur zihniyeti : en iyi lise fen lisesidir. peh.

    yazın yazdırın okuyun efendim. ismini bilemediğim ne kadar gavur lisesi varsa okunsun, en azından 2. dilleri olur. biz türev integralin dibine vurduk da ne oldu?


    (bazardaki artis - 26 Mart 2014 02:43)

  • comment image

    bunların bir derneği var, bu dernek bu liseden mezun ablamı üye kaydetmiş otomatikman. sonra aidat borcu birikmiş, sonra bunu icraya vermişler. bu arada icra kararıyla bizim öğrenmemiz arasında 1-2 ay var he.

    hikaye buradan sonra çok güzelleşiyor, ben şu an işimi gücümü bıraktım bu derneğin avukatlarının adresine para teslimatıyla uğraşıyorum ki işim çok önemli, yetişmesi gerekiyor belli bir tarihe.

    bu lisenin derneğinden uzak durun, varsa kaydınızı sildirin, tavsiyemdir.

    not: ulan iyi ki devlet okulunda okumuşuz be.

    (bkz: siz parayla biz beleş i... saint joseph)


    (jimmy mcnulty - 2 Aralık 2014 12:00)

  • comment image

    en son resimlerinden gordugum kadariyla guzel gorunumu tarihe tercih etmi$ okulum.
    petit quartier'nin asfaltla kaplanmasi ve yepyeni cizgilerinin cizilmesi elbette cok modern bir goruntu saglami$ fakat nerde o eski ta$ bloklarin uzerlerinde yururken cikardiklari ses? nerde basket topunu sektirirken pur dikkat yere bakmanizi gerektirecek kucuk cukurlar, girintiler, cikintilar? ve en onemlisi, nerde bircok basketcinin ilk smaclarini bastiklari, bu yuzden de cogu zaman cemberleri kirik, egilmi$ bukulmu$ olan o agac altindaki alcak potalar, nerde sorarim size.


    (agamemnon - 12 Ekim 2004 22:48)

  • comment image

    yolda kaldırımlara dökülmüş kestanelere bakarken göğüs sızısı sebebi olabilen okul.. şimdi düşününce define adası.. fumoir'ında soğuktan donarak hocaların ne kadar iğrenç, sınavların ne kadar zor, derslerin ne kadar sıkıcı ya da okulun ne kadar boğucu olduğundan bahsederken, yani tüm bunların hepsinden daha da anlamsız ve bilinçsiz konuşmalar yaparken ağzımızdan çıkan buharlar bi şekilde bulut olup üstümüze yağsa diyorum. uyuz t cetvelim elimde, karşısına geçmiş fransızca fransızca konuşuyorum. "tu me manques beaucoup" diyorum.


    (cisterna - 27 Ekim 2004 18:41)

  • comment image

    dokunduğum her yerine bi parçamı bıraktığım, her gittiğimde de hepsini aynı canlılıkta bulduğum, çok özlediğim güzel okul. herkes derste, işinde gücündeyken anlamlı bi sessizlikle bekleyen bahçeleri, ağaçları,şuursuz kuşları ve tabi ki dakikalar sonra tıklım tıklım dolacak fumoir..sanki hala ordayım. bu son sigaram, derse geç kaldım. merdivenlerde biri koşucak arkamdan geç kağıdı alıcaz birlikte, sınıfıma giricem sırama oturucam citationları anlamaya çalışıcam. hiçbiri olmuyo ama. çıkıp gidiyorum yeşil kapıdan. yabancı gibi. hiç orda olmamışım gibi ama hep oraya ait kalarak.


    (audrina - 31 Ekim 2004 22:13)

  • comment image

    ufacik ama dopdolu 3 senemi gecirdigim okul.okulum..
    '..ne nouvelle ne classique'tik biz buraya gittigimizde. dame de sion, pulsherie gibi bilimum fransiz okullarindan gecenlere a$agilik nouvelle muamelesi cekmezlerdi biz orda okurken.kafalarimizi siralarin arasina sikistirip suratimizi gazli kalemlerle boyamazlardi, yururken yanli$likla bize omuz atip olay cikarmazlardi.gayet de cabuk benimsendik koca bir guruh olarak.ve biz de cabuk benimsedik.yuzlerce kere dinledigimiz ortaokul hatiralarini biz de ya$ami$ kadar olduk..hic gormemi$ bile olsa, necati'nin bir kere ogrencisi olmu$ gibi hissetti bazilarimiz..evet, benimsemis olmaliyiz ki universitede okurken bile 'okulum okulum' diye bahsederken buluyorduk kendimizi mezun oldugumuzu unutarak.ordayken hocalara az kufretmedik mi, ettik..bazilarina uyuz olmadik mi..olduk..8 kat daha zor bir okuldan gelmi$ olmanin etkisiyle yayildikca yayilmadik mi..icindeyken arkasindan konustugumuz $eyleri ozluyoruz $imdi..geri donmek belki herbir $eyi degi$tirmek istiyoruz.boga'da bulu$up'ta yoku$ a$agilardaki guzel pastanelerde sicak sicak cay icmeyi ozluyoruz belki sabahin korunde..yoku$ yukari cikarken ki pogaca kokularini, ahmet abi'den edinilen muzlu sutleri, sandwichleri mi ozluyoruz yoksa.atletizm sahasi kilikli yerde
    canimiz sikildigindan kadikoy anadolu'ya pet $i$e atip eglenmeye calismayi mi ozluyoruz yoksa sinav zamani geldiginde, sinav salonlarina dolu$up yari ders cali$ip yari duvarlara notlar, kopyalar do$emeyi mi?
    geri donsek daha fazla almak isterdik cogumuz burdan muhtemelen..sonuna kadar kullanmak isterdik 3 yilimizi.ke$ke bilseydik pi$man olucagimizi.
    oysa ki soylemi$lerdi hicbir$ey lisedeki gibi olmicak..hic buyukleri dinlemedik ki zaten!
    kimilerine gore az bir sure 3 sene.8 sene boyunca sabah 8'de uykulu gozlerle okula suruklenmi$ler icin bizim 3 senemiz belki de pek az.
    ..ama duruyorum ve ruyalarima giriyor hala..dolmu$la onunden gecerken bir garip hissediyorum..siniflarin pencerlerinden bakiyorum iceri,sevdiklerime bakiyorum her bir sinifa yayilmi$..kiskaniyorum, guluyorum, tiklatip kaciyorum camlari.ya da sinifta otururken ender hocayla goz goze geliyorum,"ne bakiyosun salak hocana baksana''dercesine.yanima bakiyorum, sira arkada$im gozune bant takmi$ uyuyor gene..koridorlarindan
    yuruyor cikiyorum bir kere daha.ve her seferinde kapiyi acik birakmak istiyorum.ufacik ama dopdolu gecen 3 sene icin...'
    bir efsanenin parcasi oldugum yeni yeni dank ediyor kafama.olsun..


    (bankoftears - 31 Ocak 2005 20:38)

Yorum Kaynak Link : saint joseph