Süre                : 1 Saat 24 dakika
Çıkış Tarihi     : 14 Ağustos 1953 Cuma, Yapım Yılı : 1953
Türü                : Komedi,Drama,Spor
Taglar             : cricket the sport
Ülke                : İngiltere
Yapımcı          :  J. Arthur Rank Organisation , Association of Cinema Technicians (A.C.T.)
Yönetmen       : Anthony Asquith (IMDB)
Senarist          : Terence Rattigan (IMDB)(ekşi),Terence Rattigan (IMDB)(ekşi),Terence Rattigan (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Jack Warner (IMDB)(ekşi), Robert Morley (IMDB)(ekşi), George Relph (IMDB), Adrianne Allen (IMDB), Ray Jackson (IMDB), Brenda Bruce (IMDB)(ekşi), Stanley Maxted (IMDB), Joan Swinstead (IMDB), John Glyn-Jones (IMDB), Len Hutton (IMDB), Denis Compton (IMDB), Alec Bedser (IMDB), Godfrey Evans (IMDB), Jim Laker (IMDB), Cyril Washbrook (IMDB), John Arlott (IMDB), Richard Bebb (IMDB), Hyma Beckley (IMDB), Valentine Dyall (IMDB), Fred Griffiths (IMDB), Roddy Hughes (IMDB), Duncan Lamont (IMDB), Johnnie Schofield (IMDB), Anita Sharp-Bolster (IMDB), Richard Wattis (IMDB), Audrey White (IMDB), Ben Williams (IMDB)

The Final Test ' Filminin Konusu :
The Final Test is a movie starring Jack Warner, Robert Morley, and George Relph. Sam Palmer is a cricket player who is playing the last Test match of his career. His schoolboy son, Reggie, is a budding poet who disappoints Sam by...


Oyuncular
  • "(bkz: riks budur)"
  • "güzel hoş film ancak film boyunca hep bir eksiklik var. ne olduğunu da bulabilmiş değilim ancak o eksiklik hissi hiç bırakmıyor izleyiciyi film süresince."
  • "iş hayatında sarışın kadınların her daim kazanacağını bir kez daha kanıtlayan film.zaman geçirmek izlemelik diye yaklaşacaksanız üzmez o yüzden fazla birşey beklememek lazım."
  • "(bkz: hangi sandalye)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    --- spoiler ---

    iyiydi hoştu da sonu çok çok basitti. hani eskiden kelime oyunlu bi bilmece vardı: arabanın arızası eksiği yok deposu dolu ama arabaya gitmiyor neden? çünkü depo"su" doluymuş. hehehe. aynı böyle bir sondu. heyecan verici bir film olsa da sonu tatmin edici değildi.

    ---
    spoiler ---

    edit:imla


    (eugenol - 13 Haziran 2010 20:57)

  • comment image

    sonu hiç tatmin etmemiş olsa da o sona gelene kadar gayet tatmin etmiş filmdir. özellikle sona kalan kişinin yürüme sahnesi ve flashbacklerde "yeter artık, neydi şu soru, söyleyin artık hadi" diye kıvrandırır durur. yeni işsiz bünyemde de soğuk duş etkisi yaratmış, abbaauv dedirtmiştir


    (iadeli taahhutlu - 5 Mart 2011 17:31)

  • comment image

    yine tum enerjisini izleyiciyi 90 dakika boyunca diken ustunde tutmak icin harcamis, bu konuda basarili olmus, ancak bunun disinda hicbir katman barindirmayan bombos bir film ile karsi karsiyayiz. 90 dakikayi guzel gecirtiyor amma velakin film bittikten sonra agizda kalan kekremsi tad icin ne diyecegiz? yine gidebilecegi pek cok yol olup bunlarin hicbirine yonelmeyen bir seyirlik. bu "seyirlik" lafini da hayatimda ilk defa kullandim. cok da memnun kalmadim su saniye itibariyle.

    iki ornek verelim: 12 angry men ve das experiment.

    12 angry men tek odadaki 12 juri uyesi arasindaki tartismayi, tartisma seraitleri, manipulasyon, saf akil yurutme (reasoning) ve kendine guven gibi konulardan ele alip, gittigi yolda herseyi eleyerek oldukca temiz bir sonuca baglaniyordu. orada bulunan insanlar gibi bizim de aslinda ne oldugunu bilmedigimiz dava sureci, finalde yine kararin dogru olup olmadigni bilemedigimiz bir noktada bitiyordu. ve tum bu muglakligin icinde kararin dogruluguna duydugumuz tatmin hissi filmi izledikten sonra da pesimizi birakmayan garip analizleri tetikliyordu. das experiment ise akil yurutme ve manipulasyon gibi ust beyin asamalarini atlayip direkt en temele inerek, bir ortamdaki insanlarin psikolojilerinin dis uyaranlara bagli ne kadar uclara itilebilecegin gosteren bir filmdi. gercek bir hikayeye dayanmasi da isaret ettigi seyi (isteyen bunu naziler zamaninda nasil o kadar zalim olabildi? olarak alsin) derinlestiriyordu.

    exam'in tum "iyi kotarilmis" haline ragmen patladigi nokta da iste tam burasi. filmin finaliyle beraber isaret ettigi, soylemeye calistigi hicbir sey olmadiginin farkina variyoruz. baska sartlar altinda bu sorun olmaz, gerilim filmi iste ne ariyon baska ibibik? der geceriz ancak filmin gidishati hic oyle degil. grup dinamiklerini desip bir pattern cikartmak gayesi tum filmi fistekleyen temel durtu. filmin ilk dakikasindan itibaren en buyuk gerilim "kim kalacak? ve niye o kalacak?" sorusu. spoiler gibi olmasin ama finalde kalan adayimizin kritik kararlardan hicbirine katilmayan, hicbir liderlik ozelligini goremedigimiz, hicbir fikri ortaya atmamis kisi olusu hangi grup dinamigi teorisiyle aciklanabilir, anlayan beri gelsin.


    (kontra - 4 Ocak 2013 18:27)

  • comment image

    izlemenin bir şey kaybettirmeyeceği film. ancak bu tür beyin kaşındıran filmlere aşinaysanız bu biraz hafif kaçabilir.

    --- spoiler ---

    konusunu okuduktan sonra filmi biraz beklentiyle izlemeye başladım. etkileyici bir başlangıcın ardından tahmin edilebilir bir seyre girdi. karakterlerin bir süre "mantık" çerçevesinde hareket ettikten sonra birbirlerine saracaklarını ve işi şiddete dökeceklerini tahmin edilebilir bir şeydi, nitekim de öyle oldu. bu süreçte bence filmin en önemli eksiği karakterlerden hiçbirinin "fransızca konuşan garip adama" herhangi bir ilgi göstermemesiydi. öyle ya yaratılan senaryoya göre önünüzde öyle bir iş olanağı var ki bütün hayatınız değişecek, hatta hayatınız kurtulacak... kurum size "önünüzdeki 80 yılı" öneriyor, yani ortalama ömrünüzü uzatacaklar. hepiniz bir şekilde seçilmiş insanlarsınız; bunu en başta sınav sorumlusu amca da söylüyor ama ne hikmetse kimse kendince bir şeyler geveleyen, kimseyle konuşmayan ve hatta ağlayan, inleyen adama "ulan hepimizi anladım da bu herif kim, nasıl buraya geldi" demiyor.

    diğer yandan karakterlerin şiddete eğilimi ise ani ortaya çıkıyor ve inandırıcılıktan uzak. narsist arkadaşın diğerini hileyle dışarı attırması dışında ne siyah'ın ne de kahverengi'nin şiddetlerine dayanak olabilecek bir uyaran var. dolayısıyla bu durum filmi etkileyici olmaktan uzaklaştırıyor ve ister istemez "e ama yok artık" dedirtiyor.

    filmin sonuna doğru beyaz'ın çileden çıkması ve silahı alıp insanları ölümle tehdit etmesi ise aslında filmin kendi yarattığı gerçeklik algısını bir nevi kendisinin bozması anlamına geliyor. zira hedefe ulaşmak için "cinayet" işlenmesi, hedefin iş elde etmek olduğu durumda fazlasıyla ağır kalıyor. ortada hayat, hastalık tedavisi vb. sebepler de olsa film bizlere bundan bahsetmediği, bu derinliği katmadığı için bu açıdan da yırtamıyor.

    filmin sonu ise "güzel fikir bulduk, fena da işlemedik ama bunu bir sonuca bağlamak lazım" şeklinde hareket edilmiş izlenimi veriyor. son, izleyiciye hemen hemen bütün cevapları veriyor ama bu cevaplar daha çok soru yaratmaktan başka bir işe yaramıyorlar. özellikle de kağıdın üzerindeki kırık cam parçası ve gözlük merceği ile okunabilen yazı gerçekten anlamsız ve efsane "risk nedir" sorusu kadar tatmin edici olmuş.

    işi ise -en başta direkt elenen hanımefendiyi saymazsak- en erdemli ve masum olan kazanıyor ki bu da yapmacık zira filmi izlerken sarışın'ın neredeyse kasten olayların dışında kaldığını ya da bırakıldığını hissediyorsunuz. karakterler adeta bilerek onunla iletişime girmiyor. zaten en az onun hikayesini öğreniyoruz.

    nihayetinde oldukça orijinal bir fikirden yola çıkılmış ancak o kadar da orijinal olamamış bir film karşımıza çıkıyor. en son olarak da the cube ile benzerlikleri de gözden kaçırmamak lazım.

    ---
    spoiler ---


    (salihdt - 16 Aralık 2013 23:43)

  • comment image

    garip göndermeler yapmaya çalıştığını düşündüğüm (bkz: 12 angry man)'den sonra çok iddialı olmasada ilk 5'e oynayabilecek tek mekan filmlerinden.
    --- spoiler ---

    filmin sonunun saçmalığını savunanlar için paranoyaya bağlamış gibi görünmek istemem ama takma adı sartre olan karakterin, bir odaya kapanmış farklı karakterlerin ve nam-ı diğer sartre'nin son sahnede "o ayağa kalktı" deyişinin ve karakterler arası dialogların sartre'nin gizli oturum'u ile olan benzerliğini fark etmemiş olması şaşırttı beni. filmde sanıyorum fransızca konuştuğu için takma adı sartre'e dönen karakterin bulunması bana "bu kadar tesadüfte olmaz artık" dedirtti. gizli oturum'daki "cehennem başkalarıdır" önermesi, insanın kendini iyi tanımaması durumunda, başkalarının kendi ile ilgili yargılarından yola çıkarak kendi cehennemini yaratması film boyunca karakterler üzerinden aktarılıyor görüşleri de mevcut zaten.

    ---
    spoiler ---

    benden bu kadar. varoluşçu felsefe ile uğraşan, daha iyi bilen,uzun uzadıya analizler yapabilecek olanlar buyursun buradan başlasın efendim..


    (bakneoldusimdigordunmu - 17 Ekim 2014 23:04)

  • comment image

    güzel hoş film ancak film boyunca hep bir eksiklik var. ne olduğunu da bulabilmiş değilim ancak o eksiklik hissi hiç bırakmıyor izleyiciyi film süresince.


    (oziloz - 20 Ekim 2014 23:41)

  • comment image

    --- spoiler ---

    iş hayatında sarışın kadınların her daim kazanacağını bir kez daha kanıtlayan film.

    zaman geçirmek izlemelik diye yaklaşacaksanız üzmez o yüzden fazla birşey beklememek lazım.
    ---
    spoiler ---


    (baron duncan - 27 Aralık 2014 14:57)

  • comment image

    --- spoiler ---

    adam "any question?" dediğinde yes veya no diyen çıksa ne olacaktı? adam ile konuşmak diskalifiye olmanıza sebep oluyor ancak o anda sınav daha başlamamıştı. sanırım kurallar sınav başladıktan sonra geçerli oluyor.

    bana bunu açıklasınlar. birisi no dese ne yapacaktınız lan? filmi mi çekmeyecektiniz?

    ---
    spoiler ---


    (barrett - 8 Şubat 2016 00:00)

Yorum Kaynak Link : exam