bilgi kırıntıları düşer durur senelerce, bilme'ler çoğalır, asırlarca biriktirilir, bilim olur. bir çilingirdir bilim, çok kapıları açar, deney'e deney'e.

anlama'lar ise asırlar müddetince devredilerek çoğalamaz, zira herkes kendi kendine ` :ve kendi kendini`anlamaya, tecrübe etmeye mecburdur. anlam, "bilim çilingiri"nin açamadığı kapıları açan ustasıdır. bilim her ne kadar ustasını inkar etse de, sadece "nasıl" sorusuna cevap verse de, asıl merak edilen soru hep orada durmaktadır. "neden"i bulamayan insanın bilim ile açacağı kapılar ancak ve ancak görünüşte biraz daha rahat bir hayata sebebiyet verir.. ki şu bile şüphelidir, çünkü teknolojik/makineleşmiş bir dünyanın, sezgileri sayılarla değiş tokuş etmeye yeltenen bir sistemin, insana iç huzuru verdiği söylenemez. her şeyi bil'inen, bir tv kumandası gibi yaşanan, tekrara ve rutine ölesiye kaptırılmış hayatlar silsilesinden başka bir vaadi de yoktur. modernizmin büründüğü kurdu kuzu gösteren postu. nam-ı diğer postmodern.

neden'i ve neyden'i sorgulayan, nasıl'ın beyhude çabasından sıyrılabilenlerin edindiği ilaçtır, anlam. var olmanın bilincini de ancak böylesi bir sızıyla anlayabilir insan.

(muhayyile - 2 Ağustos 2010 00:57)

"hayatımdan zevk almayı amaçlamıyorum. sadece onun yüce olmasını istiyorum; bu ateşi sürdürmek için bedenimi, ruhumu yavaş yavaş yakmak zorunda kalsam bile."

fernando pessoa.

(how soon is now - 1 Nisan 2012 17:51)

örnek olmadan anlaşılmaz.
lastik örneğinden yola çıkalım.

-lastiğin anlamı nedir?
-lastiğin anlamı şudur. lastiği sündürebildiğin kadar sündürürsün lastiğin sündürülmemiş halini sündürdüğün uzunluktan çıkarırsın. sonra gerekirse toplarsın gene. çıkan sonuç lastiğin anlamıdır.
-çok kolaymış. bu mantıkla senin anlamın nedir?
-kollarımı açınca, işte o zaman anlamlıyım ben...

(klustwu ukaga - 23 Eylül 2012 23:46)

mekân ve zamanda algılananın, evvelinden öğrenilmiş bir ya da birkaç kavramla özdeşleşip, zihinde belirgin ve sabit bir konum halini almasıyla oluşur.

(vb - 19 Haziran 2014 14:23)

ilkin, yükleyene yüklemdir. sonrasında; nesne, özne, gizli özne, sıfat... bunlar hep, yükleyenin tasarrufu.

(vb - 28 Eylül 2014 21:40)

"hayat dediğimiz sadece kimyadan ibaret. periyodik tabloyu ezberlesek yeter. evrendeki en bol iki elementin, hidrojen ile helyumun, aynı zamanda en hafif iki element olması her şeyi açıklıyor zaten. böyle hafif bir evrende anlam ne arasın? anlam ağırdır... dibe çöker. falcılar bu nedenle kahvenin telvesine bakarlar."

(almadangelme - 30 Eylül 2014 00:53)

"kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor."

(kabak cekirdegi - 18 Ağustos 2015 01:33)

içinde yer aldığı bağlamın esiridir.
bir şarkı, bir mekan, bir güzergah, bir yemek, hafızanıza hangi bağlamla kazındıysa onun içinde anlamlanır.

hayatınızın en mutlu anında dinlediğiniz bir şarkının yaratacağı anlam, o bağlamın içinde var olur. annenizin en güzel yaptığı yemek, size onu hatırlatacak ve o şekilde anlamlanacaktır.

anlamın bir özelliği de durağan olmaması, anlam sürekli değişir. yaşam ve deneyimle akar. zaman, anlamı eğip büker. bu nedenle ismiyle tezat şekilde, hayatta en az anlaşılacak şeylerden biri anlamdır.

(femme noir - 27 Mayıs 2017 09:48)

sahici bir hevesten yoksun, hareketlerinin kontrolü kendinin dışında inşa edilmiş bir mekanizma tarafından idare edilen, her şeyin oluyorsa olduğu, olmadığında ise olmadığı bir akış planı içerisinde harekete giriş olan bir buzlanma artık anlam denen merkez. sebep sonuç ilişkilerinin silikleştiği ve iki eylem arasındaki bağ ile sonrasındaki vaadin buharlaşıp kaybolduğu bir anın kendini her biten anla beraber çoğaltarak sonsuzluk çatısını kurup zamanlığa terfi ettiği bir varoluş bilinci içinde durulan. tüm ara devrelerin, anların, duruşların yok olduğu bu kişisel dünyanın içerisinde bir anlamı taşıyan ise yaşam ile bağını en sadeleştirilmiş haliyle kurabilen bir aklın kendi kendisini tekrardan yaratıp şeyler ile ilişkisini onların salt şeyliği üzerine kurduğu işlevsellik sadece ve kimi zaman ise tüm bu varoluşa gözlerini yumup anlatılan ve söylenilen dünyanın bir taklidini çoğaltabilme adına iyinin sunumuna tekrardan hayat vermek, bir rolün şemsiyesi altında durmak ki metafiziksel çerçevesini ve anlamını yitirip bir soğukkanlılıkla içine girilebilen salt bir eylem olması da bu kaçışın kendisini uzun kılmamakta, tekrardan şeylerin sadece şeyliklerini sunduğu bir boyama kitabının basitliği arzulanmakta ve şeyin tüm açılımlarını sana taşımadığı her an şey ile bağın içi boşalmakta ve işlevselliğini sunmayan ile ilişkinin kendisi işlevselliğini yitirmekte. uzaklaşıp duran işlevsellik ise hemen her eylemi ele geçirmekte ve bir an sonrasında asıl aranan anlamı sunmayacağını bilmenin o soğukkanlı kötümserliğinde, kendisinin reddedilmesini beklemekte kendisini gerçekleştirenden.

(alaskardan - 27 Mayıs 2017 11:51)

her daim aranılan, anlaşılmaya çalışılan ama hiç bir zaman varılamayan, tam olarak ne anlatılabilen, ne anlaşılabilen içerik.

(cyrano - 31 Ocak 2000 12:19)