The Devil at 4 O'Clock (~ Adalar seytani) ' Filminin Konusu : The Devil at 4 O'Clock is a movie starring Spencer Tracy, Frank Sinatra, and Kerwin Mathews. A crusty, eccentric priest recruits three reluctant convicts to help him rescue a children's leper colony from a Pacific island menaced by...
Inherit the Wind(1960)(8,2-23953)
Thirty Seconds Over Tokyo(1945)(7,5-4805)
Desk Set(1957)(7,3-6987)
'Northwest Passage' (Book I -- Rogers' Rangers)(1940)(7,1-2869)
The Old Man and the Sea(0)(7,0-7339)
Dr. Jekyll and Mr. Hyde(1941)(6,9-7498)
Exodus(1961)(6,8-7991)
Father's Little Dividend(1951)(6,6-3043)
The Satan Bug(1965)(6,2-1965)
intiharına ilişkin nazım hikmet'in resimli ay dergisinde aşağıdaki satırları yazdığı şair:"mayakovski niçin intihar etti?bunu en doğru bir surette, şair demyan bedni şöyle izah ediyor:'ağır bir hastalık, tesadüfi bir yalnızlık ve şahsi bazı ıstırapların birleştiği bir anda, eski, ferdiyetçi insiyaklar (içgüdüler) harekete geldiler. eski mayakovski, yeni mayakovski'yi zayıf bir anında yakalayıp öldürdü.'mayakovski ölümünden önce bir mektup bıraktı. bu mektupta:'intihar hiçbir şeyi halletmez... vatandaşlarıma bu işi katiyen tavsiye etmem' diyor...bu mektup yeni mayakovski'nin, eski mayakovski'nin eliyle ölürken bile vatandaşlarına verdiği mükemmel bir 'hayata', 'yeniye', 'yarına' inanma dersidir."
(evin - 13 Şubat 2007 23:23)
su tokat gibi misralarin sahibi yazar: hayatın en hüzünlü anı,mevsimine kapıldığın kişininbahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığınıanladığın andır...bırak, gitsin...bırak, git...
(i dont give a fuck about the world - 6 Ocak 2009 04:26)
bir dönem reklam yazarlığı yaptığını öğrenince önce şaşırdım sonra sevindim sonra sevindiğime şaşırdım sonra şaşırdığıma sevindim. 1923'te bir kamu fabrikası olan rezinotrest'in ürettiği bebek emziklerinin afişi için yazdığı metin: "daha iyi emzik yok! hiçbir zaman da üretilmedi! akıllanıncaya kadar emebilirsiniz! bütün mağazalarda!"
(ya iste boyle senden naber - 17 Nisan 2011 22:21)
hayatın en hüzünlü anı,mevsimine kapıldığın kişininbahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığınıanladığın andır...bırak, gitsin...bırak, git...
(popara - 25 Nisan 2011 05:53)
vladimir vladimiroviç mayakovski, bir orman bekçisinin oğlu olarak doğdu, ekim devrimi'ni destekleyerek bolseviklere katıldı; ekonomik yapıyla birlikte eski sanat anlayışının da yıkılmasını savundu.. bu düşüncelerini "sokaklar fırçamız, alanlar paletimizdir" şeklinde özetledi ve bu düşünce mayakovskinin başının çektiği rus futuristlerinin en belirgin özelliği oldu.. bir arkadaşının intihar etmesini eleştirdiyse de bundan çok etkilenerek 37 yaşında kendisi de intihar ederek öldü.. şiirinin şekli aynı nazim hikmet'inki gibi dalga dalgadır, (nazım hikmet bu dalgalanmaların aynı zamanda düşüncelerdeki dalgalanmalar ve kabarmalar olduğunu söyler), konusu ise yine nazım'ınki gibidir.. nazım hikmet, mayakovski'nin şiirini kendisine örnek aldığını açık açık belirtir..
(camilo - 14 Aralık 2000 17:07)
(mayakovski'nin 1930 yılında ölmeden önce yazdığı mektup-şiiri) hepinize!.. işte ölüyorum. kimseyi suçlamayın bundan ötürü. hele dedikodudan, unutmayın ki merhum nefret ederdi. anacığım, kardeşlerim, yoldaşlarım! bağışlayın beni. iş değil bu, biliyorum (kimseye de öğütlemem), ama benim için başka bir çıkar yol kalmamıştı. lili, beni sev. hükümet yoldaş! ailem: lili brik, anam, kız kardeşlerim ve veronika vitoldovna polonkaya'dan ibarettitir; yaşamalarını sağlarsan, ne mutlu bana... bitmemiş şiirleri brik'lere verin, ne lazımsa onlar yapar. "bir varmış bir yokmuş" derler hani: aşkın küçük sandalı hayat ırmağının akıntısına kafa tutubalir mi! dayanamayıp parçalandı işte sonunda acıları mutsuzlukları karşılıklı haksızlıkları hatırlamağa bile değmez: ödeşmiş durumdayız kahpe felekle. ve sizler mutlu olun yeter mayakovski
(camilo - 14 Aralık 2000 17:13)
yüreğini paramparça eden umutsuz aşklar, ve stalin dönemi karanlık sovyetler..moskova'da loş bir restoran, çok sevdiği kız kardeşi(lili brik), aşık olduğu tatyana yekalova’nın evlilik isteğine “ret” cevabını getirir, kapalı bir zarf içinde(tıpkı mayakovski'nin birazdan duracak geniş yüreği gibi kapalı) mektubu okumasını ister kardeşinden..tatyana paris'te bir zengin ile evlenmiştir..mutludur..bakışları düşer volodya'nın(vladimir mayakovski'nin)..kardeşi korkar.."başka tek kelime etme!" der kardeşine..kaldığı otele döner..sabah kardeşi arayıp halini sorduğunda "o at öldü..ve ben başka bir tanesini süreceğim..üzülme" gibi çevrilebilecek bir "rus atasözü" söyler..sonra kardeşi otele gider..sarılırlar..akşam kardeşi onu otelde yalnız bıraktığında..belki şair dostu yesenin gelmişti aklına...sergei yeseninin önlenemez intiharı..nasıl da sinirlenmişti bu gerçek dostun intiharına.."yaşamalıyız yesenin, kimi zaman ölmek daha kolay olsa bile...yaşamalıyız" demişti o'nun ölüsünün ardından..sonra çalışma masasına oturdu belki ve sevdiği tüm kadınlar, şiirler,şairler ve ilk şairi olduğu devrim(ki şiiride de devrimcidir..nazım hikmet'e yol göstermiştir basamaklı dizeleriyle) kızıl bir moskava akşamı içinde zihninden geçtiler..ve evet hepsini..bütün hüzünleri yükleyip omzuna bir otel odasında tetiği çekti.zihni gibi kızıla boyandı oda. son devrimini kendine karşı yaptı. 37 yaşındaydı. ilk şiirini 16 yaşında yazdı(bir hücrede). paris'te uzun bir süre kalmıştır.(çünkü tatyana oradadır) ama o şehri terk ederken tatyana'ya yazdığı bir şiirde "paris'in iki yüzlü insanların elinde iki yüzlü bir şehir" olduğunu anlatır ve "gel benimle moskova'ya evlenelim!" der..yani ölürken çok sevdiği paris'in nefret ettiği bir şehre dönüşmesi kaçınılmazdır."ruhumda benim yok tek ağırmış tel,ve ihtiyarca bir sevecenlik yok ruhumda!dünyayı sarsa sarsa sesimin kudretiyle,yürüyorum-- -- yakışıklıyirmi iki yaşımda" + vladimir mayakovski (bkz: pantolonlu bulut)
(dubliner - 17 Ağustos 2004 08:52)
...kadiri mutlaksin sen,iki kol yarattin,bir kafa uydurdunher birimize, peki,peki ama neden aci cekilmedensevisilmez, sevisilmez , sevisilmez ki...diyen sair.
(asfaltina - 26 Ocak 2005 01:16)
futurist, rus şair.tutku dolu sosyalist.şiiri verdi, usturayı aldı...
(tabularasa - 29 Eylül 2001 17:00)
bu saatte şu satırları okutan;hayatın en hüzünlü anı,mevsimine kapıldığın kişininbahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığınıanladığın andır…bırak, gitsin…bırak, git…
(bunker tepesi dusleri - 24 Ağustos 2017 03:04)
Yorum Kaynak Link : vladimir vladimiroviç mayakovski