Süre                : 2 Saat 6 dakika
Çıkış Tarihi     : 18 Ekim 1961 Çarşamba, Yapım Yılı : 1961
Türü                : Macera,Drama,Heyecanlı
Taglar             : Ada,Hüküm giymek,Yanardağ,Cüzzamlı kolonisi,Tahliye
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Mervyn LeRoy Productions Inc. , Fred Kohlmar Productions
Yönetmen       : Mervyn LeRoy (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Liam O'Brien (IMDB),Max Catto (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Spencer Tracy (IMDB)(ekşi), Frank Sinatra (IMDB), Kerwin Mathews (IMDB), Jean-Pierre Aumont (IMDB)(ekşi), Grégoire Aslan (IMDB)(ekşi), Alexander Scourby (IMDB)(ekşi), BarBara Luna (IMDB), Cathy Lewis (IMDB), Bernie Hamilton (IMDB), Martin Brandt (IMDB), Louis Merrill (IMDB), Marcel Dalio (IMDB), Thomas H. Middleton (IMDB), Ann Duggan (IMDB), Louis Mercier (IMDB), Michele Montau (IMDB), Eugene Borden (IMDB), Earl D'Eon (IMDB), Jean Del Val (IMDB), Max Dommar (IMDB), Janine Grandel (IMDB), Moki Hana (IMDB), Warren Hsieh (IMDB), William Keaulani (IMDB), Guy Lee (IMDB), Robert M. Luck (IMDB), Ma Ma Loa (IMDB), Michael Mancuso (IMDB), Tony Maxwell (IMDB), Pearl Rose (IMDB), Robin Shimatsu (IMDB), Nanette Tanaka (IMDB), Norman Wright (IMDB)

The Devil at 4 O'Clock (~ Adalar seytani) ' Filminin Konusu :
The Devil at 4 O'Clock is a movie starring Spencer Tracy, Frank Sinatra, and Kerwin Mathews. A crusty, eccentric priest recruits three reluctant convicts to help him rescue a children's leper colony from a Pacific island menaced by...


  • "su tokat gibi misralarin sahibi yazar: hayatın en hüzünlü anı,mevsimine kapıldığın kişininbahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığınıanladığın andır...bırak, gitsin...bırak, git..."
  • "hayatın en hüzünlü anı,mevsimine kapıldığın kişininbahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığınıanladığın andır...bırak, gitsin...bırak, git..."
  • "...kadiri mutlaksin sen,iki kol yarattin,bir kafa uydurdunher birimize, peki,peki ama neden aci cekilmedensevisilmez, sevisilmez , sevisilmez ki...diyen sair."
  • "futurist, rus şair.tutku dolu sosyalist.şiiri verdi, usturayı aldı..."
  • "bu saatte şu satırları okutan;hayatın en hüzünlü anı,mevsimine kapıldığın kişininbahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığınıanladığın andır…bırak, gitsin…bırak, git…"




Facebook Yorumları
  • comment image

    intiharına ilişkin nazım hikmet'in resimli ay dergisinde aşağıdaki satırları yazdığı şair:

    "mayakovski niçin intihar etti?

    bunu en doğru bir surette, şair demyan bedni şöyle izah ediyor:

    'ağır bir hastalık, tesadüfi bir yalnızlık ve şahsi bazı ıstırapların birleştiği bir anda, eski, ferdiyetçi insiyaklar (içgüdüler) harekete geldiler. eski mayakovski, yeni mayakovski'yi zayıf bir anında yakalayıp öldürdü.'

    mayakovski ölümünden önce bir mektup bıraktı. bu mektupta:

    'intihar hiçbir şeyi halletmez... vatandaşlarıma bu işi katiyen tavsiye etmem' diyor...

    bu mektup yeni mayakovski'nin, eski mayakovski'nin eliyle ölürken bile vatandaşlarına verdiği mükemmel bir 'hayata', 'yeniye', 'yarına' inanma dersidir."


    (evin - 13 Şubat 2007 23:23)

  • comment image

    su tokat gibi misralarin sahibi yazar:

    hayatın en hüzünlü anı,
    mevsimine kapıldığın kişinin
    bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını
    anladığın andır...

    bırak, gitsin...
    bırak, git...


    (i dont give a fuck about the world - 6 Ocak 2009 04:26)

  • comment image

    bir dönem reklam yazarlığı yaptığını öğrenince önce şaşırdım sonra sevindim sonra sevindiğime şaşırdım sonra şaşırdığıma sevindim. 1923'te bir kamu fabrikası olan rezinotrest'in ürettiği bebek emziklerinin afişi için yazdığı metin:

    "daha iyi emzik yok!
    hiçbir zaman da üretilmedi!
    akıllanıncaya kadar emebilirsiniz!
    bütün mağazalarda!"


    (ya iste boyle senden naber - 17 Nisan 2011 22:21)

  • comment image

    hayatın en hüzünlü anı,
    mevsimine kapıldığın kişinin
    bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını
    anladığın andır...

    bırak, gitsin...
    bırak, git...


    (popara - 25 Nisan 2011 05:53)

  • comment image

    vladimir vladimiroviç mayakovski, bir orman bekçisinin oğlu olarak doğdu, ekim devrimi'ni destekleyerek bolseviklere katıldı; ekonomik yapıyla birlikte eski sanat anlayışının da yıkılmasını savundu.. bu düşüncelerini "sokaklar fırçamız, alanlar paletimizdir" şeklinde özetledi ve bu düşünce mayakovskinin başının çektiği rus futuristlerinin en belirgin özelliği oldu.. bir arkadaşının intihar etmesini eleştirdiyse de bundan çok etkilenerek 37 yaşında kendisi de intihar ederek öldü..
    şiirinin şekli aynı nazim hikmet'inki gibi dalga dalgadır, (nazım hikmet bu dalgalanmaların aynı zamanda düşüncelerdeki dalgalanmalar ve kabarmalar olduğunu söyler), konusu ise yine nazım'ınki gibidir.. nazım hikmet, mayakovski'nin şiirini kendisine örnek aldığını açık açık belirtir..


    (camilo - 14 Aralık 2000 17:07)

  • comment image

    (mayakovski'nin 1930 yılında ölmeden önce yazdığı mektup-şiiri)

    hepinize!..

    işte ölüyorum. kimseyi suçlamayın bundan ötürü. hele dedikodudan, unutmayın ki merhum nefret ederdi.

    anacığım, kardeşlerim, yoldaşlarım! bağışlayın beni. iş değil bu, biliyorum (kimseye de öğütlemem), ama benim için başka bir çıkar yol kalmamıştı.

    lili, beni sev.

    hükümet yoldaş! ailem: lili brik, anam, kız kardeşlerim ve veronika vitoldovna polonkaya'dan ibarettitir; yaşamalarını sağlarsan, ne mutlu bana...

    bitmemiş şiirleri brik'lere verin, ne lazımsa onlar yapar.

    "bir varmış bir yokmuş"
    derler hani:
    aşkın küçük sandalı
    hayat ırmağının akıntısına kafa
    tutubalir mi!
    dayanamayıp parçalandı işte sonunda
    acıları
    mutsuzlukları
    karşılıklı haksızlıkları
    hatırlamağa bile değmez:
    ödeşmiş durumdayız kahpe felekle.
    ve sizler mutlu olun
    yeter
    mayakovski


    (camilo - 14 Aralık 2000 17:13)

  • comment image

    yüreğini paramparça eden umutsuz aşklar, ve stalin dönemi karanlık sovyetler..moskova'da loş bir restoran, çok sevdiği kız kardeşi(lili brik), aşık olduğu tatyana yekalova’nın evlilik isteğine “ret” cevabını getirir, kapalı bir zarf içinde(tıpkı mayakovski'nin birazdan duracak geniş yüreği gibi kapalı) mektubu okumasını ister kardeşinden..tatyana paris'te bir zengin ile evlenmiştir..mutludur..bakışları düşer volodya'nın(vladimir mayakovski'nin)..kardeşi korkar.."başka tek kelime etme!" der kardeşine..kaldığı otele döner..sabah kardeşi arayıp halini sorduğunda "o at öldü..ve ben başka bir tanesini süreceğim..üzülme" gibi çevrilebilecek bir "rus atasözü" söyler..sonra kardeşi otele gider..sarılırlar..akşam kardeşi onu otelde yalnız bıraktığında..belki şair dostu yesenin gelmişti aklına...sergei yeseninin önlenemez intiharı..nasıl da sinirlenmişti bu gerçek dostun intiharına.."yaşamalıyız yesenin, kimi zaman ölmek daha kolay olsa bile...yaşamalıyız" demişti o'nun ölüsünün ardından..sonra çalışma masasına oturdu belki ve sevdiği tüm kadınlar, şiirler,şairler ve ilk şairi olduğu devrim(ki şiiride de devrimcidir..nazım hikmet'e yol göstermiştir basamaklı dizeleriyle) kızıl bir moskava akşamı içinde zihninden geçtiler..ve evet hepsini..bütün hüzünleri yükleyip omzuna bir otel odasında tetiği çekti.zihni gibi kızıla boyandı oda. son devrimini kendine karşı yaptı. 37 yaşındaydı. ilk şiirini 16 yaşında yazdı(bir hücrede). paris'te uzun bir süre kalmıştır.(çünkü tatyana oradadır) ama o şehri terk ederken tatyana'ya yazdığı bir şiirde "paris'in iki yüzlü insanların elinde iki yüzlü bir şehir" olduğunu anlatır ve "gel benimle moskova'ya evlenelim!" der..yani ölürken çok sevdiği paris'in nefret ettiği bir şehre dönüşmesi kaçınılmazdır.

    "ruhumda benim yok tek ağırmış tel,
    ve ihtiyarca bir sevecenlik yok ruhumda!
    dünyayı sarsa sarsa sesimin kudretiyle,
    yürüyorum-- -- yakışıklı
    yirmi iki yaşımda"

    + vladimir mayakovski (bkz: pantolonlu bulut)


    (dubliner - 17 Ağustos 2004 08:52)

  • comment image

    ...
    kadiri mutlaksin sen,iki kol yarattin,
    bir kafa uydurdun
    her birimize, peki,
    peki ama neden aci cekilmeden
    sevisilmez, sevisilmez , sevisilmez ki...
    diyen sair.


    (asfaltina - 26 Ocak 2005 01:16)

  • comment image

    bu saatte şu satırları okutan;

    hayatın en hüzünlü anı,
    mevsimine kapıldığın kişinin
    bahçesinde açabilecek bir çiçek olmadığını
    anladığın andır…
    bırak, gitsin…
    bırak, git…


    (bunker tepesi dusleri - 24 Ağustos 2017 03:04)

Yorum Kaynak Link : vladimir vladimiroviç mayakovski