Tma/Svetlo/Tma(1991)(7,9-3879)
Byt(2006)(7,7-1427)
Muzné hry(2001)(7,6-948)
Zvahlav aneb Saticky Slameného Huberta(2015)(7,2-1116)
Picknick mit Weismann(1969)(7,0-696)
Poslední trik pana Schwarcewalldea a pana Edgara(2015)(6,9-750)
Historia Naturae, Suita(2010)(6,8-599)
Johann Sebastian Bach: Fantasia G-moll(1965)(6,3-651)
praga 80 km kadar uzaklikta bulunan, ismi madenli dag anlamina gelen, unesco dunya mirasi listesine dahil, ilginc kasaba. bi yerinde bone church- ki aman yarappi diyorum- diger bi yerinde anlamsiz buyuklukte bi cesme*, obur tarafinda kocaman bi katedral, her bi yerinde kiliseler, boyle hos bi orta cag tadi, enteresan binalar... e daha e olsun. praga gidiliyorsa, bence bi ugranmasinda fayda var diyip, konu ile alakali birkac bkz ile de sozlerimi noktaliyorum, esenlikler dilerim efenim.(bkz: karlovy vary)(bkz: cesky krumlov)(bkz: terezin)(bkz: telc)(bkz: litomerice)
(tinca - 25 Nisan 2007 01:45)
her türlü ulaşım aracıyla (tren, otobüs) yaklaşık 1 saatte ulaşılır. şehirde aşırı bir sessizlik ve huzur hakimdir. insanlar tüm pragtakilerden daha sıcak ve yardımsever davranır size. caddeler, yollar binalar sanki maketten yapılmış hissini yaratır. gümüş madeni mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında gelir.
(farabeuf - 11 Aralık 2007 21:01)
prag'a gitmişken kutna hora'ya gitmek ve bone church'u görmek yapmış olduğum en iyi şeylerden biriydi diyebilirim.diğer görülecek yerler;(bkz: st. barbara katedrali)(bkz: gask)(bkz: dacicky tavern)(bkz: italian court)şahsi fikrim prag'a gitmişken sırf bone church için bile olsa gidilip görülmeli kutna hora.
(nikolsuntorbadolsun - 8 Kasım 2011 00:45)
görülmemesi çok da büyük kayıp olmayacaktır kanımca. yine de kemikli kilisesi oldukça etkiliyor aynı zamanda da ürkütüyor. zaten pek de gezilecek yeri yok.
(erisaa - 8 Kasım 2011 20:23)
(bkz: sedlec kemik kilisesi)
(erisaa - 11 Kasım 2011 10:24)
bone church ile tanınmış olsa da, içinde artık kullanılmayan bir orta çağ gümüş madeni de barındıran yerleşim merkezidir. turistleri rehber önderliğinde grup olarak alıp gezdirmektedirler, eğlenceli bir turdur. oldukça dar geçitler içerdiğinden klostrofobisi olanlara tavsiye edilmez. kutna hora çok hoş bir yerdir, görmeniz önerilir. karlovy vary'nin gölgesinde kalır gezelim görelim kitaplarında, karlovy'yi görmediğim için karşılaştırma yapamıyorum ama eğer karlovy vary’ye gidecek vaktiniz yoksa yerine buraya yarım günlük bir tur planlanabilir. zira ilkine gidiş dönüş 5 saat tutarken, kutna hora'ya toplam 2 saatte gidip dönersiniz. kişisel notum: ara sokakta harika pizza yapan küçük bir yer vardı. adını bulabilirsem eklerim.
(evet bence kesin boyledir - 20 Ağustos 2013 16:44)
tur rehberinin 'bir tane kilise göreceğim diye o kadar yolu tepmeye değer mi' diye beni ürkütüp, vaz geçirmesiyle göremediğim şehir.
(funeral of slain - 10 Eylül 2013 02:08)
bone church çok küçük, internetteki resimler size yeter gibi düz bir yorum yapabilirim, st. barbara kilisesinin içine girmeye gerek yok çünkü içinde hiçbir şey yok, boşuna para ve vakit kaybı. ama kilisenin mimarisi çok güzel, mimariden hiç anlamayan biri olarak hayran kaldım. *na şöyle bir şey.gidilmesi çok elzem bir yer değil ama praga çok yakın olduğu için gidilir. bu arada bone churchten şehir merkezine yürürken (ki abartıldığı kadar uzak değil, yol dümdüz zaten) bir anda dolu yağmaya başladı bir bara girdik. barda kahve içeyim dedim, onca içkinin arasından kahve çeşitlerini tek satır halinde gördüm, "turecka, nescafe vs." şeklinde yazmışlardı, turecka dedim. kahve nescafe kupasında yanında smetana isimli kremayla ve hani şu çarşı pazarlarda satılan pudra şekerli yuvarlak helvalar olur ya, onunla birlikte geldi ve 1.6 lira tuttu, bu da yurtdışında turistik bir mekanda içilebilecek en ucuz türk kahvesiydi belki de.
(tojourus - 20 Temmuz 2015 15:10)
prag'a yakın küçük kasaba.haje'den kalkan otobüslerle 1 sa 40 dk'da ulaşabilirsiniz, ücret 68 kron(bileti önceden almanıza gerek yok, otobüse binince para verilebiliyor). onun dışında florenc'ten de flix bus'un otobüsleri var ya da direkt trenle gidebilirsiniz, o da doğal olarak hlavni nadrazi'den kalkıyor, ücreti 4 dolar gibi birşeydi. trenle gittiğinizde biraz şehir dışında kalıyorsunuz, o yüzden otobüsle gidip trenle dönmek daha mantıklı. otobüsle geldiğinizde, 3. kutna hora durağında indiğinizde barbara kilisesi'ne 2-3 dakikalık uzaklıkta oluyorsunuz. barbara’dan daha etkileyicisini gördüm mü evet, ama bulunduğu yer düşününce oldukça heybetliydi. oraya gittiğinizde 3 veya 4 kiliseyi içeren bilet alırsanız daha uygun fiyata gelir. barbara'nın üst katında küçük bir sergi var, 15 kron civarıydı yanılmıyorsam, onun için ekstra para ödemeniz gerekiyor.bilet aldığınız yerdeki (info olarak geçiyor) ücretsiz şehir haritalarından alırsanız oldukça işinize yarar. normalde görmeyi planlamadığınız yerleri de görebilirsiniz. haritada işaretli çok fazla yer var, zaten hepsi birbirine yakın. çok şirin bir yer. çoğu zaman işaretli noktaların önemli bir yer olduğunu fark etmeden yanlarından geçtik, sonra geri döndük, ya da sıradan evlere anlam yükleyip yanlarında fotoğraf çekindik. old town'un oradaki küçük kiliselere girmek ücretsiz, oraları gezmeyi bitirdikten sonra bone church'e gidebilirsiniz. yürüyerek en fazla 15 dakikada varırsınız, otobüs, tramvay vs. aramaya gerek yok. bone church en ünlü yeri. iç dekorasyonu tamamen kemiklerden oluşuyor. biraz ürkütücü bir yer, hatta kilise bir dönem kapatılmış, ibadethaneden daha çok büyü yapılacak yere benziyor diye. içindeki kemik yığınları brno'daki müzeye benziyor, ama burası daha büyük ve kemikler sergilenmeye daha uygun (brno'daki daha çok mahzene benziyor.) bone church normalde de avrupa'daki hristiyanların gömülmek istediği bir yermiş, çünkü kilisenin rahibi bir dönem kudüs'e gitmiş ve oradan toprak getirip, mezarlığın etrafına serpiştirmiş, bu mezarlık da onlara göre kutsal topraklar olmuş. veba günlerindeki ölümlerden sonra her yer mezarlık olmuş ve bir rahip kemikleri toprak altından çıkarıp kilisenin içine yığmış. sonraki yıllarda kemikler ölümü hatırlatması için sergilenmeye başlamış. bone church'den sonra cathedral of the assumption of our lady and saint john the baptist'e geçiyoruz, zaten ikisinin arası 2-3 dk, kilisenin yanında tobacco müzesi de var, yalnız dikkat etmek lazım saat 4'te kapanıyor, biz dikkat etmemiştik, o yüzden giremedik. kiliseye dönecek olursak, o da oldukça büyüktü, içi de ferahtı, bunu yazıyorum çünkü gotik kiliselerden sonra oldukça sakin, huzur verici gözüküyor,ve üst katına da çıkılabiliyor. bunların dışında kutna hora'da artık kullanılmayan gümüş madenine inebilirsiniz, veya italian court'u görebilirsiniz. çekler genel olarak güler yüzlü ve yardımseverler evet ama buradakiler çok daha samimi geldiler. orta yaşlılar genelde ingilizce bilmiyorlar ama yine de yardımcı olmak için kendilerini parçalıyorlar. geziyi bitirdiğimizde tren garına 7-8 dklık mesafede oluyoruz. oraya gittiğimizde bilet alabiliyoruz. oradaki görevli bayan da çok sevimliydi. diğer yerlerde nasıl oluyor bilmiyorum ama buradaki durum bana farklı geldi o yüzden ekliyorum, istasyonun lavabosunu kullanmak için gişeden anahtar almanız gerekiyor, 8 krondu ücret. bir de depozito olarak 50 kron alıyor, anahtarı getirdiğinizde onu geri veriyorlar doğal olarak. bunu yazıyorum çünkü orada dururken bunu anlamayan biri ile sevimli bayan bir sorun yaşadı. sizin geziniz güzel bitsin, canınız sıkılmasın. zaten küçük bir istasyon, tabelalardan treni takip edebiliyorsunuz, bir avrupa klasiği olarak çok da geç kalmıyor. trene bindiğinizde de bir görevli gelip biletleri kontrol ediyor. bileti okutacak bir yer yok, biletin üstünde de tren saati ve koltuk yazmıyor. sonuç olarak gittiğime değmez demeyin gidin. maksimum 4 saatte gezersiniz, sakinliği ile kafanızı dağıtır.
(apulosayoni - 15 Ağustos 2016 11:53)
kesinlikle gorulmesi gereken, her kose basinda bir alman karargahi ile karsilasicakmis hissi uyandiran kasaba. buraya olan yolculugunuza pragtan yesil hattin (bkz: metro) dogu ucundaki skalka istasyonunda inerek baslayabilirsiniz, hersey dahil toplamda max 10 eur tutacak bir gezi icin turlara 40-45 eur vermenin alemi ve geregi hic yoktur. skalkadan 381 no lu otobuse binip yapacaginiz takribi 105 dk.'lik yolculuk sonunda ulasabilirsiniz. rehberlerin orada zorluk cekersiniz, mesafeler uzak kalir yalanlarina ise asla kanmayin. soforden rica edip kostnice* onunde otobusten inin, orayi gezdikten sonra yaklasik 20 dakika, yarim saatlik bir yuruyusle st. barbara katedraline ulasin, onune coban konmus bir koyun surusu gibi gezeceginize halkin arasinda bir gezgin gibi gezmenin tadina varin, onlari kalabaliginizla rahatsiz etmek yerine aralarina karisin.
(zaknafein - 13 Ocak 2006 13:50)
Yorum Kaynak Link : kutna hora