alain robbe-grillet'nin tipik romanları gibi düşle gerçeğin iç içe geçtiği fantastik bir film. katabolik rüya-bakışın art house formunda örgenleştirilmiş temsili.

--- spoiler ---

eksik nesne ya da nesne arayışı düzleminde ilerleyen bir suç filmidir. amerikan sinemasının film noir gelenekleriyle ilişki kurar. arayış tema'sı üzerine kurulmuştur.

iğdiş edilme korkusu, kadın bedeninin (anne bedeninin) ulaşılamazlığı gibi freudyen konular etrafında gezinir.
--- spoiler ---

buna film değil de düpedüz rüya deseydik müteveffa grillet sanırım sesini çıkarmazdı. lynch severlerin bu filmi gördükten sonra ne yorum yapacağı meçhul.

(hanging rock - 19 Şubat 2017 16:29)

alain robbe grillet'in yönettiği, 1983 yapımı bir fransız filmi..

(luna - 8 Nisan 2005 13:45)

yirmidorduncu uluslararasi istanbul film festivali kapsamında bu akşam atlas sinemasında gösterilecek olan film. saat 19:00'da.

(luna - 8 Nisan 2005 13:54)

filmin öncesinde gerçekleşen söyleşide alain robbe grillet'nin fransızca esprilerine "aman türkçeye çevrilmeden bir an önce güleyim, hatta öyle kendimden geçercesine güleyim ki tüm salon fransızca bildiğimi görsün duysun." ayarında yaklaşan bir kısım festival seyircisinin beğenmediği bir film olmuştur la belle captive.şahsen yer yer sıkıldıysamda,hem gerim gerim germeyi hem de beni oldukça güldürmeyi başarmış bir film oldu kendisi.hah bi de bunu söylemek ne kadar haddime bilemiyorum tabi amma bazı bazı gelişkin bir öğrenci filmi tadı almadım değil filmden..
(bkz: kendi icinde celiskiye dusmek)

(insane delusion - 9 Nisan 2005 00:58)

kitapçıktaki özetini okuyana stilize vampir filmi izlenimini vermektedir. ancak pek de öyle değildir. stilizedir evet ama ne filmidir anlatılamaz. yönetmenin edebiyatçı kişiliğini pek belli eden bir filmdi ayrıca. yalnız bu kadar simgeyi anlamadım, bir anlayan bir anlatsa memnun olurum. bir de dönemin rol yapan oyuncuları beni benden aldı.
marie ange'ın delice dans ettiği caz parçası da adams familynin soundtrack'inde mevcuttur bu arada.
bu arada histerik kadın rolünde arielle dombaslei çıtır haliyle gördük.
bir de sarah'yı oynayan kalın kaşlı hanımı pek takdir ettim. evet bu filmi çözecek donanıma sahip değilim böyle yüzeysel şeylerle ilgilendim.
neyse bu tarz filmler ancak festivalde görülebiliyor. tvde olsa izlemem, zaten tvde de olmaz. yani yine de pişman değilim gittiğime.

edit: mariange ın dans ettiği parça düke ellington menşeili "the mooche" imiş, kontrol ettim.

(flut - 11 Nisan 2005 18:11)