pıtırcık dizisi süperdir, kanımca çok iyi bir çeviridir. yanginda ilk kurtarilcak eşyalarımdan biridir pıtırcık dizisi.

(6 45 - 27 Şubat 2000 12:59)

bi de gözlüklü vardı, sürekli "ama ama gözlüklerim var dövemezsiniz beni" derdi. en sevdiğim kitabı da pıtırcık tatildeydi.

(6 45 - 2 Mart 2000 19:23)

kaliplasmis "ne yani, yalan mi? iyi valla.." repligini bazen durup dururken hatirlayiverip koptugum muthis karakter, muthis kitaplar...

(eleanor rigby - 7 Mayıs 2002 01:37)

ilk okul cagindaki bir cocuga hediye olarak kitap alacaksaniz,ki pek sevinmez bu ise,bir pitircik alin mutlaka!butun serisi vardi bende..her aksam uyumadan once okurdum birkac bolum.seneler gecti kitaplar param parca oldu(hepsini tekrar tekrar okumaktan),sayfalari falan kayboldu.gittim bir seri daha aldim:)

(cooperr - 30 Mayıs 2002 23:19)

sempe ve goscinny tarafından 60'ların sonunda yaratılan, detaylara baktığınızda 60'lardaki avrupa yaşam tarzına dair birçok şey öğrenebileceğiniz muhteşem kitap serisi. pıtırcık serisi tıpkı küçük prens gibi hiçbir zaman büyümeyen çocukların hayatıdır, kitabıdır. her yaşta okunur.

pıtırcık ve ailesi yolculuğa giderken katı yumurta ve muz yerler. öğlen yemeği için bütün ailenin işten/okuldan eve geldiği, akşamları tatlının eksik olmadığı sofraların kurulduğu, bulaşık ve çamaşır makinasının, televizyonun yeni yeni evlere girdiği zamanlardır. yeni bir şey aldıklarında komşulara, arkadaşlarına duyurmak için ellerinden gelenleri yapar herkes. pıtırcık'ın has arkadaşları lüplüp, toraman, gümüş, dırdır, sırım, tıngır, dalgacı ve çarpımdır. ayrıca yeni komşularının kızı olan sırma'ya da âşıktır.

son olarak pıtırcık'ın bilinmeyen öyküleri adı altında iki tane kitap yayınlanmış ve eski okuyucular tekrar eski dostlarına kavuşmuştur.

(thejollyjoker - 13 Şubat 2009 21:19)

serinin bir kitabinda luplup'un ozel kahvalti menusu vardi, icinde kremali pasta falan vardi. bircok cocuk bu kitaptan esinlenip ayni kahvaltiyi annesine hazirlatmistir. (bkz: kendimden biliyorum)

(aluminyum - 10 Eylül 2002 09:08)

fransizcadan türkçeye "karakterlerin özelliklerini anlayamaz bizim cocuklarimiz, bari biz de isimlerini karakterlerine gore verelim, ortaya spastik çocuk isimleri çiksin" seklinde cevrilen, bu yüzden de carpim^*, lüplüp^* gibi acayip cocuklar dogurmuş, aslında nefis kitap.

(aged - 5 Ekim 2002 17:23)

vikipedi'deki eşleştirmedeki yanlışları farkettikten sonra derin araştırmalarım sonucu karakterlerinin orjinal isimlerinin şunlar olduğunu buldum:

pıtırcık: nicolas
dalgacı: clotaire
lüplüp: alceste
toraman: eudes
gümüş: geoffroy
çarpım: agnan
sırım: rufus
dırdır: maixent
sırma: marie-edwige
şirin: louisette

fransızca bilmesem de tahmin ettiğim kadarıyla türkçe isimleri daha bi güzel..

(deinnorra - 3 Ekim 2009 15:39)

yeğenimle tv izlerken birden çıkan fragmanıyla salak olduğum eser.

yeğenim ilkokul 1'e gidiyor. çok yaramazdır, pek söz dinlemez ama oldukça tatlı bir kızdır. acaip sever pıtırcığı her akşam bir iki hikayesini okuruz. çok kıyaktır beraber eğleniriz. hatta pıtırcık okunmazsa kendisini hiç sevmediğimizi, zaten bütün gün bu anı beklediğini, kitabı okunmazsa evi terk edeceğini sıklıkla belirtir. bu sabah televizyon izlerken gördük fragmanını mutluluktan kafayı yiyecektik. çok kıyak bir haber. yeğenim salonda tur atmaya başladı "pıtırcık oleeeeeeeyy" diye. onun gözlerindeki mutluluğu görmek beni de çok mutlu etti. 15 ocak'ta sinemadayız. ne yani gitmeyelim mi? iyi valla..

(atrin - 9 Ocak 2010 10:42)

çocuk filmi kategorisinde olmasından dolayı sinemada orjinal dilinde izleyemediğimiz film. orjinal haliyle izlemenin çok daha fazla keyif vereceğini düşünüyor olmakla birlikte dublajlı hali de gayet eğlenceliydi.
91 dk boyunca beni hayatın tüm derdinden tasasından uzaklaştırdı, çocukluğu anımsattı.

basit düşünmenin başarıyı getirdiğinin bir kanıtı da sayılabilir bence bu film. kitaplardan alınıp senaryoya eklenmiş hikayeler çok iyi seçilmiş ve kompoze edilmişti. bir kitabın (kitapların) sinemaya bu kadar güzel uyarlandığana çok kez şahit olamıyoruz.

--- spoiler ---

sen hiç büyüme e mi nicals'm..

--- spoiler ---

(kalsiyumsandoz - 27 Ocak 2010 20:29)

iki sene once yine yasima basima bakmadan gidip pitircik serisini tekrardan bastan sona okumustum.dunyanin en guzel ve en komik cocuk kitabi.yaratanlari saygiyla burada aniyoruz.

(mesepalamutu - 19 Kasım 2002 05:34)

cocukken bir kitabını okuyabildiğim, üstüne onu da kaybettiğim, neyse ki can yayınlarında tekrar basıldığını gördüğüm ve cocukluk uktemin içini yavaş yavaş doldurmaya başladığım seri.

(animus - 19 Kasım 2002 23:56)

çocukluğumun efsane roman serisi pıtırcık´ın sinema uyarlaması. vivet kanetti´nin çevirisiyle sadece bize özel bir tat bırakmıştı bu seri bizim için. filminin çıkması da çok kıyak bir haberdi benim için. film de komikti baya. her ne kadar hayallerimde canlandırdığım dünyanın yeri bir başka da olsa. pıtırcık‚ çarpım‚ lüplüp‚ dalgacı‚ gümüş‚ sırım‚ karagöz öğretmen‚ kocaburun´lar. çok güzeldi çok başkaydı.

çevirisi de çok güzeldi. kitaptan okur gibi cümleler görmek altyazıda çok memnun etti beni.

--- spoiler ---

hele ki "ben büyüyünce ne olmak istediğimi bilmiyorum. çünkü hep böyle kalmak istiyorum. halimden çok memnunum" demesiyle beni küçüklüğüme götürmüştür. ben de hep öyle kalmak isterdim.
yalansız, temiz günler.

--- spoiler ---

(cncn - 27 Mart 2010 15:20)

http://i.imgur.com/mofou.jpg

(bkz: jean-jacques sempe)

(subliminal persuasion - 21 Mayıs 2011 20:30)

kitap okuma alışkanlığını kazanmamı sağlayan kitap serisi. ama ben heralde o zamanlar tam olarak okuma bilmiyomuşum ki hep pıtırcık yerine petercık demişim ve okurkende öyle okumuşum. sonra farkettim aslında pıtırcıkmış.

(arienette - 19 Şubat 2003 15:40)

tv2 diye bir kanalda sabah 06:25'te çizgi filmi yayınlanıyor. otuzbes yasindayim ve her sabah kalkip seyrediyorum. cd si filan da yok henuz anassatiym. meraklisi ilk bolumunu suradan seyredebilir ama ne ingilizcesi var ne turkcesi. bulan insaniyet namina mesaj atsin beyler.

(innocentbystander - 31 Ekim 2012 21:23)

en büyük özelliği ve belki de başarısının en önemli nedeni karakterlerin özelliklerinin her hadisede çok şirin repliklerle tekrarlanması idi. çarpım'dan her bahsedişte "çarpım öğretmenimizin kuzusudur, sınıfın en çalışkan öğrencisidir, biz onu pek sevmeyiz, dövmek isteriz ama dövemeyiz, çünkü gözlükleri var" bilgisini peşpeşe sıralar örneğin. çocukların en yaygın sorunu olan bi yeri okurken bir önceki bölümü unutma hadisesine çok net bi çözümdür, çocuk okurken güven içinde okur, kazıklanmayacağını da bilir, çünkü tekrar mutlaka vardır.

bir de pıtırcık vasat bi çocuktur ya, sınırlı kapasitesi vardır, hiç bi konuda okulun ya da sınıfın ya da mahallenin en iyisi değildir, ve herhangi bi konuda iyi olanlardan hazzetmez ya, bu da çok standart bir çocuk duygusu... okuyan çocuk kendini bulurdu pıtırcıkta^*

(shirak - 9 Aralık 2004 19:18)

yaz kampında ilk gün, beden hocası gibi bişi alır çocuk grubunu karşısına:
- "selam gençler, benim adım jean-françois (salladım), ya sizinki?"
nicolas (pıtırcık): - "bizimki diil valla eheh"

(uninvited - 16 Aralık 2001 11:57)

orijinali petit nicolas'dır, rene goscinny'nin bir çocuğun ağzından anlattığı seri çocuk edebiyatının en güzel eserlerinden biri olup, her anne ve babanın mutlaka çocuklarına okutması gereken, okuturken de goscinny'nin ruhuna fatiha yollaması gereken bir eserdir...
(bkz: ne dedim ben)

(portakal - 4 Şubat 2000 23:56)

seri şu şekilde başlar;

küçük pıtırcık
pıtırcık'ın bisikleti
pıtırcık futbolcu
pıtırcık tatilde
pıtırcık kampta
pıtırcık satranç oynuyor
pıtırcık pazara gidiyor
pıtırcık'a bir öpücük

(çeviri: vivet kanetti)

rené goscinny'nin ölümünden ("5 kasım 1977'de, pıtırcık, dırdır, dalgacı, karagöz ve öbürleri, şöyle bir dönüp bulutlara baktılar") sonra eşi gilberte goscinny, pıtırcık'ın o zamana dek yayınlanmamış olan öykülerini okurlara sunmak istedi fakat ömrü bu fikri hayata geçirmeye yetmedi.
böylece goscinny'nin kızı anne goscinny, pıtırcık'ın çizeri jean-jacques sempé ile birlikte pıtırcık'ı ellerinden tutarak, seriyi devam ettirdiler;

pıtırcık - bilinmeyen öyküleri 1 (çeviri: esra özdoğan)
pıtırcık - bilinmeyen öyküleri 2 (çeviri: esra özdoğan)
pıtırcık mızmızlanıyor (çeviri: esra özdoğan)
pıtırcık eğleniyor (çeviri: esra özdoğan)
pıtırcık'ın armağanları (çeviri: esra özdoğan)
pıtırcık'ın kırmızı balonu (çeviri: saadet özen)

küçük pıtırcık'ın dilinden kendi ve diğerleri;

pıtırcık: "çok kıyak!"
lüplüp: "sürekli bir şeyler yiyen şişko bir arkadaştır."
toraman: "çok güçlüdür, arkadaşların suratına yumruk indirmeye bayılır."
gümüş: "babası çok zengindir, ona her istediğini alır."
çarpım: "sınıfın birincisi, öğretmenin de kuzusudur. biz onu pek sevmeyiz."
sırma: "sırma çok tatlı, sanırım ileride evleneceğiz."
tıngır: "bilye oynamaya bayılır. doğrusu çok da iyi oynar; bir attı mı, tak, hiç kaçırmaz."
sırım: "çok güzel bir düdüğü vardır, babası polistir."
dalgacı: "sınıfın sonuncusudur. öğretmen ne zaman tahtaya kaldırsa ceza alır."
annem: "yağmur yağdığında, konuklarımız da varsa evde kalmaya bayılırım ben. annem atıştırmak için nefis şeyler hazırlar çünkü."
babam: "babam işten daha geç çıkar, ben okuldan daha erken gelirim. ama onun ödevleri olmaz."
anneannem: "tatlıdır benim anneannem. bana bir sürü şey getirir, her söylediğime de güler."
bay sivrikulak: "komşumuzdur, babama takılmaya bayılır."
öğretmenimiz: "şaklabanlık yapmadığımız zamanlarda çok tatlı, çok güzeldir."
karagöz: "bizim gözetmenimizdir, biz bütün öğrenciler ona 'karagöz' deriz. çünkü kara gözleriyle her zaman çok gururlanır.

bir de size daha önce hiç bahsettim mi bilmiyorum ama pıtırcıklar'ın bir boş arsası vardır. harikadır! orada, konserve kutuları, suratsız kediler, taşlar ve bir de otomobil vardır. otomobilin tekerlekleri yoktur ama pıtırcıklar onunla çok eğlenirler. "vrom vroom!" diye sesler çıkartarak otobüsçülük oynarlar. pek matraktır!

uzun lafın kısası; okuyun, okutturun. kardeşiniz, kuzeniniz, yeğeniniz varsa ve henüz okuma-yazma öğrenmemişse, yatağa yatın, o kendi halinde türlü şaklabanlıklar yapsa bile (örneğin; yalnızca kafasını yorganın altına sokup, poposunu ve bacaklarını olduğu gibi açık bırakarak saklandığını zannetmek ve çevredekileri onu bulmaları konusunda teşvik etmek), siz, pıtırcık sevginizden taviz vermeyin ve yüksek sesle pıtırcık'ın hikayelerini okumaya başlayın. çocukların bir kulağı mutlaka sizde oluyor, [bir cümleyi, ondan uzak mesafede ve kısık sesle söyleseniz dahi, "neden babam salak?" (kural 1: çocuğun yanında dedikodu yapmayın) gibi bir soru ile karşılaşırsanız içerlemeyin sonra] o yüzden sabırla okumaya devam edin. bir süre sonra sizin, "hadi bakalım köfte yiyoruz!" çağrınıza "hayır, ben reçelli ekmek yiyeceğim!" (hayırlı olsun, bir adet lüplüp'ünüz oldu. dikkat edin yağlı ellerle her yere dokunmasın) demesi çok heyecanlı olacaktır.
(zaruri final) ne yani, yalan mı, iyi valla!

(pasif laura - 9 Aralık 2013 21:47)