chicken translate ile yüz davası veya sima davası olarak çevrilebilecek hukuki bir terim.

hukukta esasında bir sima davası olmaz. bu daha çok, "hedenin davasına gireceğiz" veya "bir hede davası olacak" dendiğinde, o dava için, davanın konusuna uygun simada/çehrede birini bulmak demektir. mesela dava ırkçılık ile ilgili olsun; bir sima davası yaratılıp, "bakınız bu mahkum kardeşimiz ırkçılıktan nasibini almış, temiz yüzlü, iyi aile insanı, ahlâklı bir vatandaşımızdır ve sırf hödö yüzünden ırkçılıkla suçlanmıştır! bu arkadaş, bu kardeş, bu... bu yüze bir bakar mısınız? sizce böyle bir siması olan birinin hödö yapmış olması mümkün müdür? bu tamamıyla ırkçılık!" şeklinde bir savunma gerçekleştirilir.

dava velayet davası olsun; bütün velayet davalarına örnek teşkil edecek bir savunma yaratmak için, anaç bir mahkum/sanık bulunur ve onun üzerinden, "işte adalet sistemimiz böyle anaç insanları çocuklarından mahkum bırakıyor! sizce böyle bir annenin çocuğunun velayetini kaybetmesi için ne yapmış olması gerekir, soruyorum sizlere?" savunması gerçekleştirilir. face case için ama en anaç insan bulunur, adile naşit tipli bir karakter, hatta bu kadın da mahkeme salonunda ağlar ve, "çocuğuma haram lokma yedirmedim, helal sütü emdirdim, ben ne yaptım hâkim bey böhühühühühü!" diye kendini savunur.

örneği bu tarz bir face case için tipsiz birini seçerseniz, hâkim de, "tipini siktiğimin!" deyip en ağır cezayı verebilir. making a murderer dizisine bakarsanız, steven avery kısmen bir false face case'tir; belgesel boyunca herife, "bu tipte birini ben yolda görsem kaçarım! cinayeti kesin bu ipne işledi adım gibi eminim! şu tipe bakın, allah aşkına bakın şu tipe! hapse girse hapisteki mahkumların can güvenliği olmaz!" diye sataşmada bulunulur.

verdiğim örneklerden olayı anlamışsınızdır. bizden sağlam bir avukat çıkıp da, "face case esasında budur..." deyip anlatırsa da çok makbule geçer. eğer anlattıklarımı da doğrularsa, kendime yarım kilo baklava ısmarlayacağım.

(voyager altin plak - 28 Ocak 2018 12:38)