Süre                : 1 Saat 46 dakika
Çıkış Tarihi     : 11 Nisan 1975 Cuma, Yapım Yılı : 1975
Türü                : Aksiyon,Cinayet,Heyecanlı
Taglar             : kavga,Poliziottesco,İngiliz Policottesco,başlık olarak karakter adı,ölüm
Ülke                : İngiltere
Yapımcı          :  Magnum Films , Syn-Frank Enterprises
Yönetmen       : Don Sharp (IMDB)(ekşi)
Senarist          : James Mitchell (IMDB)(ekşi),James Mitchell (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Edward Woodward (IMDB)(ekşi), Eric Porter (IMDB)(ekşi), Carl Möhner (IMDB)(ekşi), Catherine Schell (IMDB)(ekşi), Peter Egan (IMDB)(ekşi), Russell Hunter (IMDB), Kenneth Griffith (IMDB)(ekşi), Michael Da Costa (IMDB), Veronica Lang (IMDB), Clifford Rose (IMDB), David Prowse (IMDB), Don Henderson (IMDB), Nadim Sawalha (IMDB), David Graham (IMDB), Yuri Borienko (IMDB), Peter Symonds (IMDB), Raymond Bowers (IMDB), Joe Dunlop (IMDB), Mollie Maureen (IMDB), Lewis Alexander (IMDB), Anne Blake (IMDB), Jeremy Gittins (IMDB), Josie Grant (IMDB), Lew Hooper (IMDB), Tom Laughlin (IMDB), Aileen Lewis (IMDB), Jack Silk (IMDB), Guy Standeven (IMDB), Reg Thomason (IMDB)

Callan (~ The Neutralizer) ' Filminin Konusu :
Callan is a movie starring Edward Woodward, Eric Porter, and Carl Möhner. Greg Callan's cousin, David Callan top agent/assassin for the S.I.S., was forced to retire because he had lost his nerve. Now, Callan is called back into...


  • "(bkz: american academy of english)"
  • "ne işe yarandığını öğrenmek için sitesini ziyaret ettiğim fakat ingilizce olduğu için hiçbir şey anlamadığım için kapattığım metod. ben anlamadım bu işi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    derslerinde çok eğlendiğim bir method dersleri kesinlikle ders işliyormuşsunuz gibi değil, daha çok tenis oynar gibi geçiyor.düşünmeye fırsatınız olmuyor.dil öğrenmeyi çok sıkıcı bulanları için biçilmiş kaftan
    en iyi verim için öğretmenlerinin ana dili mutlaka ingilizce olmalıdır ve türkçe bilmemelidirler. ana dili ingilizce olan herhangi biri elinde callan metodun öğretmen kitabıyla çok rahat öğretmenlik yapabilir. çünkü tek yapması gereken soruları ve cavapları metoda uygun biçimde okumaktır.
    eğitim verilen yerlede eğitim cd leride satılmaktadır. eğitim cd lerinde aynı sınıftaymışsınız gibi sorular ve cevaplar size okunuyor.
    bence kursa sıfırdan başlamak yerine orta seviye grammar ve kelime bilgisiyle başlamak daha mantıklı olacaktır. böylece konuları daha iyi kavrıyorsunuz ve kafanızda önceden oturmayan kısımlar tam olarak oturuyor, kendimden biliyorum. sınavları sadece sözlüdür, hızlı bir şekilde uzun cevap vermeniz beklenir. toplam 12 seviyeden oluşuyor 6. dan başlarım diyenlerin %95 en iyi 2. seviyeden başlıyorlar.
    metod geleneksel yöntemlerle (o ne demekse artık) 350 saatte hazırlanılan cambridge preliminary sınavına bu methodla sadece 80 saatin yeterli olduğunu söylüyor doğrumu o sınava girmediğim için bilmiyorum.


    (elektronik ev aleti - 24 Kasım 2007 01:27)

  • comment image

    giden hiç kimsenin hakkında yorum yapmadığı
    "ben gittim şakır şakır ingilizce konuşuyorum" ya da "anormal akıcı bir ingilizceye sıfırdan başlayarak öğrendim" ya da "ben gittim bir bok öğrenemedim tık yok" diye bir yorumda bulunmadığı ingilizce eğitim sistemi.
    ortalıkta yorum yapıp kötüleyenlerin tamamı sistemi dışardan duymuş kendileri klasik sistemle ingilizce öğrenmiş olan insanlar, övenler ise bu işi pazarlayan ya da eğitimini veren kişiler.
    öğrencilere herhalde bu konuda konuşmamaları konusunda bir anlaşma imzalatıyorlar diye düşünüyorum.

    first rule of callan method is "you do not talk about callan method"
    second rule of callan method, is "you do not talk about callan method!"


    (celikaltay - 5 Nisan 2012 09:36)

  • comment image

    ne işe yarandığını öğrenmek için sitesini ziyaret ettiğim fakat ingilizce olduğu için hiçbir şey anlamadığım için kapattığım metod. ben anlamadım bu işi.


    (smartview - 7 Mart 2015 13:45)

  • comment image

    aslında method oldukça basit. yeni doğan bir bebeği düşünün. dil bilmez. gel dersin gelemez anlamaz. zamanla eylemleri ve sesleri ayırt etmeye başlar ve dili öğrenmeye çalışır.

    bu method aşağı yukarı bu şekilde. öğrenim sırasında tamamen yabancı dil konuşup, pelin batu'nun da dediği gibi ingilizce düşünüp ingilizce konuşuyorsunuz (ya da hangi yabancı dili öğreniyorsanız). soru sorulduğunda ya da konuşmanız gerektiğinde çeviri yapmıyor, haliyle de zaman kaybetme ve gereksiz yere zihinsel sarfiyat ortaya çıkmıyor (zaten çeviri yapmaya kalkarsan chicken translate esprileri ortaya çıkıyor. "kakaolu milk" lafını duymuşluğum var)

    bu düşünsel süreç cidden yorucu olduğu kadar da verimli. 2-3 saatlik zorlu testleri çözmüş kadar yorulduğunuzu anlıyorsunuz ders bitiminde.

    bir köpeğe bile dil öğretebilmek mümkünken aynı mantıkta insanın da bilinçaltından öğrenme çaba ve başarısı takdire şayan.

    artıları:
    +konuşma ve pratik açısından oldukça etkin ve verimli. pratik ve tekrarlar yapıldıkça bu method ile teknik olmayan birçok şey öğretilir. yemek yapmayı bile bu methodla öğrenebilirsiniz. netice olarak karşınızda tekniki olmayan bir işi gerçekleştiren var ve onun hal ve hareketlerine bakarak işi çözmeniz mümkün.
    +pratikler yapıldıkça öğrenim methodunun kavranma tarzı kolay olduğundan konuyu hızlı bir şekilde kavrama.

    eksileri:
    -teknik altyapısı. kısaca yds gibi özel sınavlarda teknik bilgi gerektirdiğinden bu konuda eksiklik ortaya çıkabilir. şöyle düşünün; bir türk, türkçe dersinden tam not alamadığına göre bir ingiliz gibi amerikan gibi de konuşsanız gramer gibi özel kurallı teknik konularda eksiklik ortaya çıkabilir.

    ayrıca bu methodu merak edenler duolingo programını da bulup yüklesinler. ilaç niyetine.


    (cahil prof - 9 Mart 2015 09:21)

  • comment image

    türkiye'de legal olarak sadece izmir'deki bir merkezde verilen ingilizce öğrenme metodu. şöyle ki; [https://www.callan.co.uk/find-a-school/ https://www.callan.co.uk/find-a-school/]

    ''kısa sürede, hızlı, gramersiz ingilizce'' açıkçası bu sözcükler kulağa iyi bir pazarlama stratejisi gibi geliyor. fakat gelin görün ki pek güvenmememe rağmen babamın yoğun ısrarlarıyla bunu uygulayan bir merkeze gitmeye karar verdim. babam vakti zamanında callanın londra'daki okuluna gitmiş ve ingilizceyi böyle öğrenmiş. ben de merkezi seçerken oldukça titiz davrandım. o sırada babam yurt dışındaydı ve döndüğünde ben callan'a başlamıştım. kitaplarımı görmek istedi, ben de kitap haline getirilmiş pdf dosyalarımı gösterdim.

    +:babam
    -:ben

    + neden kitabın yok?
    - bilmem pdf verdiler sadece. kursta bir kaç tane kitap var onu da öğretmenler kullanıyor.
    + kursun kartı var mı yanında?
    - evet bak. (kartvizit gösterilir)
    + burda neden callan simgesi yok? (dedektif gibi mübarek)
    - bilmem...
    + okulun tabelasında callan yazıyor mu?
    - yoo... tabelası bile yok. (hay tanrı kahretsin)
    + evladım bu nasıl callan okulu?
    - callan okulu değil ki...
    + nasıl callan okulu değil? o zaman sahtekar bunlar ! yahu bu ülkede bir şey de düzgün olmaz mı hep hırsızlık, saht.... (her zamanki gibi güzel ülkemize methiyeler düzmeye başlar...)

    tecrübelerime gelecek olursak; dördüncü kitaba kadar bitirdim. dersler özel ders şeklinde ilerledi. artık metodu tam olarak uygulayamayan kurumdan mı benim tembelliğimden mi yoksa callan sisteminin boktanlığından mıdır bilinmez pek faydasını görmedim. buna rağmen yine babamın söylediğine göre ilk seviyelerde ilerleme fark edilmezmiş. ben çok eksik buldum. mantığını kavramadan sadece ezber yoluyla öğretilmesi demek dilin konuşulmadıkça unutulacağı anlamına gelir. üstelik bu yüzden kafamda bir sürü soru işareti oluyordu. her cümlede bu neden böyle şu neden şöyle diye sormak zorunda kalıyordum. hoca da sabırla dil bilgisiyle ilgili kısımları anlatıyordu. zaten dersin yarısını buna harcıyorduk ve sürekli türkçe konuşmak zorunda kalıyorduk. dolayısıyla sistemin bir anlamı kalmıyordu. bu yüzden üçüncü kitaptan sonra callanı bırakıp dil bilgisi konularını işlemeye başladık ve ben ilk kez yol katettiğimi fark ettim.

    eğer maddi imkanlarım ingiltere'de dil öğrenmeye el verseydi bu metoda çok sıcak bakabilirdim ama türkiye'de yaşayan bir insanın bu şekilde ingilizce öğrenmek istemesi biraz saçma. sebepleri ise ilk olarak yukarıda belirttiğim gibi metodu tam anlamıyla uygulayan bir kurum olmaması, ikincisi sistemin mantığı zaten konuşarak öğretmek, dolayısıyla siz türkçe konuştukça bu sistem geçersiz hale geliyor. ders esnasında tek kelime türkçe konuşmayın, fark etmez. sonuçta dersten çıktığınız anda anadilinizi konuşmaya başlayacaksınız ve mantığını, dil bilgisi kurallarını anlamadığınız için o papağan gibi ezberlediğiniz her şeyin uçup gittiğini göreceksiniz.

    tüm bunlara rağmen yine de ben oturup yazı yazmak ya da kural ezberlemek istemiyorum derseniz metodun pdflerini ve ses dosyalarını indirin ve mutlaka her gün çalışın. bol bol ingilizce alt yazılı dizi izleyin, dinlediğiniz şarkıların türkçe anlamlarını ezberleyin ve bir kaç tane chat arkadaşı edinin, özellikle karşı cinsten ve çekici bireyler olması dil öğrenme isteğinizi arttıracaktır*

    hadi herkese başarılar.


    (nastasya filippovna barashkova - 15 Şubat 2016 22:10)

  • comment image

    esasında bir eğitim metodu olup, tek kelam ingilizce bilmeseniz dahi direk konuşarak başlıyoruz çocuklar modunda verilen bir sisteme dayalıdır. çok pahalıdır orası ayrı. lakin kendilerinin "genel basari oraninin %70 oldugu bu sinavlarda callan metodu kullanan okullara bakacak olursak basari oraninin %95 oldugunu görürüz" ve "metodun iddialarina süpheyle bakanlara sonuç aldikça ödeme yapma imkani sunmaktadirlar" gibi iddiaları kafa karıştırmaktadır. daha yoğun bilgi için http://www.callan.co.uk/ linki mevcuttur.


    (hominem te memento - 21 Haziran 2005 15:40)

  • comment image

    robin callan tarafından oluşturulan, anadilinizi öğrendiğiniz şekilde duyarak ve tekrar ederek ingilizce ögretme odaklı methoddur.

    şöyle ki, türkçeyi öğrenirken birileri önünüze dilbilgisi kitabı koyup ağır grammer bilgisi vermedi, kelime öğreteceği zaman mümkünse hareketleriyle gösterdi, anlayabildiğiniz ölçüde türkçe anlattı ama anlamadıysanız sizin bildiğiniz bir dille açıklamadı. peki nasıl öğrendiniz? sürekli o kelimeleri ve cümleleri duyup tekrar ettiniz böylece bir süre sonra hem kelimeleri öğrenip hem cümle kurmayı öğrendiniz. sonrasında ise düşünmeden akıcı bir şekilde konuşmaya başladınız, cümlenin başına bu gelecek sonuna bu gelecek, bana bir kelime sordu anlamı buydu o zaman böyle cevaplanır diye düşünmüyorsunuz.

    işte bu metod da bu mantıkta dil öğretiyor. kalem kağıt yok, neredeyse hiç türkçe konuşmak yok, tahta yok. karşınızda bir hoca önce kelimeleri tekrar ediyor ve siz hemen ardından tekrar ediyorsunuz. anlatabilirse elleriyle ya da etrafındaki materyallerle anlatıyor. ardından kelimelerle alakalı sorular soruyor ve çok kısa bir düşünme süresinden sonra cevap veremezseniz hemen sizle beraber cevap verip size tekrar ettiriyor. cevaplar olabildiği kadar uzun. bir derste işlenen kısım sonraki derslerde bikaç defa daha tekrar edildiği için ilk seferde anlamasanız da 2. 3. derste artık anlamaya konuşmaya başlıyorsunuz. tıpkı anadilinizi öğrendiğiniz gibi, bir yerden sonra cevaplar refleksle ağzınızdan çıkıyor.

    anlayacağınız üzere sizi hiç konuşturmayan, işin taktiğini öğreten sınav ağırlıklı teknikler gibi değil anlayıp konuşmanız üzerine odaklanmış bir teknik. türkiye'de örnek ders bulamadım, zaten gizlilik sözleşmesi imzalıyoruz hocaların methodu dışarıya öğretmesi yasak ancak başka bir ülkede şöyle bir örnek var merak edenler için: https://youtu.be/h28vamfm4as

    ankara'da bu eğitimi veren tek yer netacademy oxford global ancak diğer illerde de var ama malesef o kursları bilmiyorum


    (jerrysiz tom - 3 Kasım 2018 19:31)

  • comment image

    günümüzde yalnızca yabancı dil eğitimi için değil, çocuklara spor, dans, müzik, resim eğitimi vermek için de kullanılmaktadır. norveç ve finlandiya gibi ülkelerde oldukça popülerdir. bu tekniğin en güzel yanı yaş fark etmeksizin her yaş grubu insanda hızlı ve olumlu sonuç vermesidir. insan beynindeki öğrenme algoritması nasıl çalışıyorsa; insanlara eğitim o şekilde verilmelidir. zorla ezberletilerek değil. işte bu tekniğin amacı budur.


    (patikliteletapi - 16 Ocak 2019 02:57)

  • comment image

    "dörtte bir zamanda ingilizce" sloganına sahip ingilizce kursu.dersler sürekli soru cevap seklinde konusarak geciyor dediklerine gore gramer bilgisi, ev odevi, ek calısma gibi hic bir aktivite yok.yeni dogmus bir cocugun ana dilini ogrenmesi gibi ingilizce ogretiyorlarmıs.


    (bilmukabele - 18 Aralık 2005 01:13)

Yorum Kaynak Link : callan