terry pratchett'ın karakter olarak değil de tema olarak ölümle ilgili en çok söz söylediği diskdünya romanı. bir rincewind öyküsü sayılıyor sanırım. vakti geçmiş kahramanları bir araya getiren barbar cohen'in tanrıların mekanını basıp disk'i havaya uçurma planı çevresinde olaylar döne dursun, tüm roman, novella oluşundan belki, kötü kurgulanmış bir kısa öykü gibi hızlıca ilerliyor. gönül sona yaklaşan şeylerin beraberinde gelen aceleciliğe dair bir tercih olduğuna inanıyorsa da vetinari gibi yıllardır tanıdığımız karakterlerin gayrı kendilikli hareketleri de sırıtmıyor değil.

(cursedarmoroftheberserker - 5 Kasım 2013 00:19)

terry pratchett ustanın kendi hastalığı ve yaklaşan ölümü hakkında ölümsüz sözler söylediği kitap.

(flying gunslinger - 19 Aralık 2015 22:29)

alter bridge'in 5. stüdyo albümünün adı... bu da albüm kapağı.

(from neocaesarea - 7 Temmuz 2016 03:25)

çıkış tarihi 7 ekim olmasına rağmen şimdiden malum ortamlara düşmüş yepyeni alter bridge albümü... sevgilimi aldatıyormuşum gibi hissediyorum ama dayanamadım, dün geceden beri döndüre döndüre dinliyorum... albüm hakkında diyebilirim ki; oldukça dolu bir albüm... my champion'ı dinledikten sonra korkmuştum aslında "ulan alter bridge'de mi artık piyasa işler yapıyor artık" diye ama full albümü dinledikten sonra şükürler olsun ki myles & mark abilerimiz beni yamulttu... birer alter bridge klasiği olabilecek en az 6-7 şarkı var... şimdiden gözüme çarpanlar: show me a leader, cradle to the grave, this side of fate, you will be remembered, crows on a wire, twilight, island of fools (şahsi favorim) ve albümle aynı adı taşıyan the last hero... ki the last hero öyle dinamik bir şarkı ki dinlerken sanki 3 şarkıyı birden dinliyormuş hissi yarattı bende... albümde üstat myles kennedy'nin efsaneler efsanesi bir vokal performansı var... özellikle island of fools'un son nakaratındaki 4.06. dakikasında myles öyle melodik bir şekilde "island of fools" diyor ki ilk birkaç dinlememde elektro gitar sesi sandım resmen "allah allah, mark soloya erken mi girdi acaba, bilerek mi böyle bıraktılar" falan dedim ben hatta...
neyse efendim, özetle efsane bir albüm olmuş, myles'ın, mark'ın, phillip'in, brian'ın ellerine kollarına sağlık!

(from neocaesarea - 24 Eylül 2016 16:07)

bugün itibarı ile piyasaya çıkmış yepyeni şahane alter bridge albümü... efsane geri döndü!: https://open.spotify.com/…um/1nhfeleec1mldzazcm5dqb

(from neocaesarea - 7 Ekim 2016 20:03)

şahsıma, son zamanların en büyük ve zevkli göt oluşunu yaşatan albüm. yayınlanan singlelardan yola çıkarak, biricik grubum, saplantılı sevdiğim alter bridge bu sefer üzecek demiştim ancak albümü ikinci kez turluyorken yerimde duramıyorum! babalar ağır döktürmüş; amerikan rock denen, iyi yapıldığında tadından yenmeyen tarza sınıf atlatmışlar yine. adamsınız adam!

(minca - 9 Ekim 2016 18:25)

alter bridge'in artık durdurulması gerektiğini gösteren albüm. hiç mi kötü iş çıkmaz lan bir gruptan? baştan sona sıkılmadan dinledim ve her şarkıda gruba tekrar tekrar hayran oldum. özellikle mark tremonti kendini hiçbir şekilde tekrar etmiyor ve her seferinde şaşırtıyor.

(portakalli ordek - 23 Ekim 2016 13:05)

albümün açılış şarkısı show me a leaderbence alıştığımız alter bridge şarkılarının dışında bir parça. gerçi bence albüm alıştığımız alter bridge tınılarını taşımıyor. bunu kötü anlamda değil (tamam belki biraz kötü anlamda) aksine tonların sertleşmesi anlamında diyorum.

bu ton sertleşmesi olayını grup elemanlarının yaratıcılıklarının üstünlüğüne bağlıyorum. tremonti'nin hiç kendini tekrar etmediği(ne zaman tekrar etti ki zaten?), scott phillips'in double kick pedal'ı hiç olmadığı kadar çok kullandığı, myles kennedy'nin yine üstün performans gösterdiği bir albüm bu. ancak myles kennedy yerine till lindeman solist olsaymış cuk otururmuş. ritimlerin ve tonların industrial metal'e kaydığı bir albüm olmuş bana göre. ha bu fena mı olmuş? tabii ki hayır. yalnız kritiklere baktığımızda aldığı puanların (diğer albümlere göre) düşüklüğü bana göre bu sebepten.

tüm albümü hatim ettim fakat aklımda kalan iki şarkı var. birisi show me a leader diğeri de the writing on the wall. albüm olmuş. dinleyiniz, dinlettiriniz.

(tx515w - 29 Kasım 2016 12:08)

dişçisiyle psikoloğuna aynı saatte randevü verebilecek kadar metroseksüel
yattığı yerden tüm derslerini çalışabilecek kadar zeki
sevdiği insanlara hayır diyemiyecek kadar iyi niyetli
son 4 yılımı paylaştığım, her zaman güvenilebilecek kadar dost yeni bir yazar kişisi.

(james sunderland - 7 Mart 2005 15:53)

grubun en sert tonlara sahip olduğu albümü. benim de en sevdiğim albümü . bu albümle birlikte grup progressive metal taraflarına geçiş yapmıştır. iyi de yapmıştır. myles'ın ses tellerine kurban olunur. her gün ise bir doz cradle to the grave alınır.

(nandomanu - 1 Mart 2018 14:43)