The Naked Face (~ Çiplak yüz) ' Filminin Konusu : The Naked Face is a movie starring Roger Moore, Rod Steiger, and Elliott Gould. Chicago psychiatrist Judd Stevens is suspected of murdering one of his patients when the man turns up stabbed to death in the middle of the city. After...
The Wild Geese(1978)(6,8-10720)
The Dogs of War(1980)(6,4-8057)
The Man Who Haunted Himself(1970)(6,4-1768)
The Sea Wolves(1980)(6,3-3460)
North Sea Hijack(1980)(6,3-4102)
Gold(1974)(5,8-1707)
Escape to Athena(1979)(5,7-3844)
Black Moon Rising(1986)(5,4-4425)
Gli esecutori(1976)(5,2-548)
mike leigh'nin en guzel filmlerinden biri.gayet cool bir insan olan kahramanimiz johnny ba$i bir tecavuz suclamasiyla belaya girdiginden bir sure ortadan kaybolmak icin londra'ya gelir, orada eski kiz arkadasina gider, sagda solda takilir, olaylar gelisir.93 tarihli film mike leigh'ye cannes da en iyi yonetmen odulu getirmistir; turkiye'de de yanlis hatirlamiyorsam 94 te istanbul film festivalinde gosterilmisti.
(zoti - 28 Şubat 2002 12:53)
senaryosu filmden önceki provalarda doğaçlama olarak yazılmış olan filmdir. kendi fikirleri dışında kimseyi umursamayan serseri bir adam şehrin bomboş görünen sokaklarında çeşitli yönleriyle iç içe geçmiş, yenik ruhların hayatlarına konuk olur. filmde herkes varlığını sunar; johnny ağzına gelen her kelimeyi söyleyerek zihnini, sophie mazoşist yanını, brian taptığı vücudunu, müze görevlisi yaptığı rutin işin saçmalığını, yalnız kadın sevgiye açlığını tüm çıplaklığıyla ortaya koyar. dibe vurduklarında kaybedecek hiçbir şeyleri kalmadığı için, saklayacak bir yanları da kalmamıştır. toplum yaşamından izole edilmiş, düşüşü yaşamış karakterlere son darbeleri de gücü elinde tutan, her şeyiyle mükemmel çizilmiş, iktidarsız (iki anlamıyla da) kalmaktan korkan burjuva vurur.
(quantum tarantula - 13 Kasım 2007 01:21)
zamanında izleyip ben de böyle aşmış bir adam olmalıyım gazıyla sokaklarda umursamaz umursamaz dolanıp ondan bundan dayak yemek ve bu serseri tavrıma hayran olan kızlarla anlık birliktelikler yaşmak ümidiyle gecelerin yalnız adamı oldum.sonuç: ne kimseden dayak yedim, ne de bir kız arkadaşım oldu...biri bana tokat atsın.
(doc dr stein - 3 Mart 2010 03:03)
tersten okuyunca dekan oluyor.
(pastourelle - 2 Aralık 2010 17:06)
sadece "maggie, maggie!" diye bağıran iskoç elemanın "what?" anlamında kullandığı "whea?" "weh?" "heah?" seslerini duymak için bile izlenmesi gereken film.
(firacos - 7 Şubat 2012 00:58)
filmdeki diyaloglar o kadar iyidir ki, izlerken durdurup, alt yazının da altını çizmek istersiniz.--- spoiler ---johnny, manchester'a yağmur yağarken dönmek istemektedir, http://www.youtube.com/watch?v=slcucow11sqama "o gün" yağmur dinmiş, güneş açmıştır. sadece o gün...--- spoiler ---pek bilinmeyen bir detay ise, filmde louise karakterinin angela merkel tarafından canlandırılmış olmasıdır.
(falandankorkmamfilandankorktugumkadar - 28 Şubat 2012 06:54)
muhtemelen sinema tarihindeki en beyin stimule edici diyaloga sahip film, ya da onlardan bir tanesi. david thewlis'in karakterinin guvenlik gorevlisi ile olan diyalogu muhtesemdir.
(sheva shanim - 17 Eylül 2004 09:32)
1993 yapımı, mike leigh'in herhalde en huzursuz edici filmi. aynı zamanda tüm zamanların en sağlam kara mizah örneklerinden. dibe vurmaya ve dibe vuranlara bir selam. londra'yı geçici olarak mesken tutmuş bir nevi anglo-sakson flaneur'ü manchester'lı johnny'nin sokak maceraları. --- spoiler ---özellikle modernizme ait bol bol put kırar johnny bu filmde. bir cafede tanıştığı garson kızın kaldığı eve gittiğinde şöminenin üstünde duran disk atan antik yunanlı adam heykelini göstererek "bak, pizzacı!" * der. "ev sahipleri gay galiba?" diye de ekler. avrupamerkezci batı modernizmin antik yunan saplantısıyla kafa geçmektedir. johnny uygarlıkla savaşı nda bununla da yetinmez, yine rastgele uğradığı geçkin bir hatunun evinden bir çanta dolusu kitap alıp tüymeden önce masanın üstünde bulduğu kitaba bakıp "jane austen by emma" der. modern ingiliz edebiyatı da nasibini alır bu saldırıdan. johnny içi bomboş görünen yeni bir binanın güvenlik görevlisi/gece bekçisi ile giriştiği varoluş tartışması içinde bir ara “ne yapıyorsun bu postmodern gaz odasında?” diye sorduğu adamın "i watch over space" * demesi üzerine “ama bu saçma çünkü birisi içeri girip bütün boşluğu çalabilir ve bunu sen asla fark edemezsin” diyerek olaya noktayı koyar.--- spoiler ---yapımından bu yana 12 yıl geçmiş olsa da eskimemiş, bu gidişle kolay kolay da eskimeyecek bir dönem klasiği. bir nevi postmodernist aylaklık ve başkaldırı manifestosu. mike leigh’e en iyi yönetmen, david thewlis'e de en iyi erkek oyuncu dalında altın palmiye getirmiştir.
(cosmo vitelli - 6 Nisan 2005 17:50)
bazen ruhumuzun cektigi aciyi bedenimiz tasiyamaz. bazen gozlerimiz bizi aldatir, ciplakligin bile icinde yalanlar, yaniltmacalar olur. bazen o kadar yalniz basimiza kitap okuruz ki, karsimiza biri cikinca dinlemese bile gevezeligimiz tutar, anlatmak anlatmak isteriz, dinlemedigini bildigimiz halde.bazen en basiti anlamak cok daha zordur, cunku en temeli anlamis olsaydik, belki hayatin anlami nedir diye sorgulamazdik. deconstructionism belki bizi bu kadar caresizlige suruklemezdi.peki bu dunyada neyi bulamiyoruz ki aya, marsa gitmek istiyoruz? orda neyi bulacagiz, kendimizi nasil tamamlayacagiz? icimizdeki eksiklik, narsistligimizden mi? benim gibi bi cevherin nasil kiymetini bilmez bu dunya diye hayiflanmamizdan mi?bazen o kadar mukemmeliyetci oluruz ki, cumlelerimizin sonunu getiremeyiz, dusuncelerimizin kristalligine yakismayan kelimeler kullanmamak icin - iste o zaman bizim cumlelerimizi baskalari siradan ve yakismayan kelimelerle tamamlar, o cumleler ve o dusunceler onlarin olur.ve en buyuk soru - existentialismin ozu - bir tiyatro sahnesi mi dunya, ve biz de oyunculari shakespeare'in dedigi gibi? ve olmak ya da olmamak... 40 yasinda intihar etmenin nedenleri... kimi icin o bedene tapmak kimi icin o bedenden olesiye nefret etmek.darwinist bi bakis acisiyla dunyanin sonunu anlatmis mike leigh. waking life, what the bleep ve naked sanirim bi izledikten sonra hayata ayni bakamayacagimiz filmler trilogy'sini olusturuyor.
(ny doll - 20 Mart 2006 06:13)
mike leigh'in filminde kahramanimiz johnny ile binanın güvenlik görevlisi brian arasinda gecen konusma:sana neye inandigimi söyleyeyim mi?sen hiç bir seye inanmiyorsun.hayir inaniyorum brian.öyle mi? neye inaniyorsun?sence amip bir kurbagaya dogruevrimlesecegini düsünmüs müdür?elbette düsünmemistir.ve ilk kurbaga kendini sudan disari atipbir es bulmak ya da...bir yirticiyi duraksatmak içinses tellerini görevlendirdiginde...o ilk viraklamasinin dünyadaki bütünlisanlara ve edebiyata...dogru evrimlesecegini hiç hayaletmis midir sence?elbette öyle bir sey düsünmemistir.ve nasil ki o kurbagashakespeare'i hiç tasavvur edemediyse...biz de kaderimizi asla bilemeyiz.ben kendi kaderimin ne oldugunu biliyorum.evet fakat tüm bu ortaya konanverilerden aah regresyonlardan...ve ön bilgilerden vesu astral seyahatsal zevzeklikten...benim edinebildigim izlenime göresen sadece ilk çaglardan kalma bir...hirilti çikarma sorunu yasiyorsun...çünkü evrim henüz sona ermedi.insanoglu ne tamamen var oldune de tamamen yok oldu.bak eger zamanin tümünütek bir yil ile simgelestirirsek...biz ocaginilk anlarindayiz henüz.daha gidecek uzun bir yol var.sadece artik ilave uzuvlarkanatlar ya da yüzgeçler...filizlenmeyecek bedenimizde çünküevrimin kendisi de evrimlesiyor.ve mesela sen algi disi bir animsama ilekendini bir zamanlar diyelim ki...17. yüzyilda amsterdam'da eski birdegirmende yasayan bir...hollandali kiz olarak hayal ederken...bir gün farkedeceksin kisadece bir ya da iki geçmis ya da gelecek...varliga sahip degilsin sen aslinda varolmusve varolacak herkessin...ya da her seysin.bekle bir dakika.az önce kendinle çelistin.aaa bunu nereden çikardin?alt katta dünyanin sonunu öngörmüstün.simdiyse gelecek hakkinda konusuyorsun.bunu nasil açiklayacaksin ha?kolay.mahser günü geldigindemahserin kendisi...o evrim siçramasi sürecininbir parçasi olmus olacak.evet. her ne olursa olsun...insanoglu yok olmayacaktir.yok olmali. mahserin en temel taniminda...insanoglu en azindan madde biçiminialip dogru yok olacaktir."madde biçimi" derkenne demek istiyorsun?evrimlesecek.neye dogru?maddenin ötesindeki bir seye.saf düsünceden olusan türlere.katiliyor musun?evet. hayalet gibi bir sey.hayir hayaletle alakasi yokseni korkak ibne!algi kapasitemizin disindabirseye.evrensel bir bilince.tanriyaki o da ayni mantikla...zamanin ta kendisidir.sen tanriya inanmiyorsun ki!tanriya elbette inaniyorum.bak brian sorun su ki...tanri nefret dolu bir tanridir.bunun sebebi...tanri iyi olsaydiseytanin dünyada ne isi olurdu?aci nefretaçgözlülük ve savaslar neden var?hiç mantikli degil.fakat eger tanri boktan bir piç ise"dünyada iyilik neden var?" diye sorabilirsin."ask umut ve zevk neden var?"diye sorabilirsin.gel sununla yüzleselim.iyi kötü tarafindan düzülmek için vardir.iyinin yadsinamaz varligikötünün hava basmasini saglar.bu yüzden tanri kötüdür.ve kaç tane geçmis ya da gelecekvarligin olursa olsun...bunlarin tümü aci ve istirapve hastalik ve ölüm tarafindan...delik desik edilecektir.görüyorsun brian tanri seni sevmiyor.tanri seni küçümsüyor.yani hiç umut yok...ve insanoglu sadeceseytanin kendi kendini yarattigi...cihazin bir bileseni.katiliyor musun?temelde benim söyledigim...bir kaç tane yumurta krmadanomlet yapamazsin...ve insanoglu sadece kirikbir yumurtadir...''ve omlet... berbat kokuyor.''
(can - 10 Nisan 2006 21:33)
Yorum Kaynak Link : naked