Süre                : 1 Saat 35 dakika
Çıkış Tarihi     : 10 Mart 1982 Çarşamba, Yapım Yılı : 1982
Türü                : Komedi,Müzik,Romantik
Ülke                : Fransa
Yapımcı          :  Films 7
Yönetmen       : Claude Zidi (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Michel Fabre (IMDB)(ekşi),Didier Kaminka (IMDB),Claude Zidi (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Daniel Auteuil (IMDB), Guy Marchand (IMDB)(ekşi), Grâce de Capitani (IMDB), Jean-Paul Farré (IMDB), Philippe Adler (IMDB), Béatrice Chatelier (IMDB), Jean-Paul Lilienfeld (IMDB), Didier Kaminka (IMDB), Myriam Pisacane (IMDB), Jacques Rouland (IMDB), Gérard Lenorman (IMDB), Charlotte de Turckheim (IMDB), Marie Cecora (IMDB), Alain Comas (IMDB), Catherine Erhardy (IMDB), Patricia Malvoisin (IMDB), Jean-Claude Merle (IMDB), Franz Sauer (IMDB), Doris Thomas (IMDB), Jean de Trégomain (IMDB), Pierre Bruneau (IMDB), Cristo (IMDB), Michel Di Benedetto (IMDB), Danouta Galinat (IMDB), François Game (IMDB), Jacques Gheusi (IMDB), Donald Grant (IMDB), Florence Guérin (IMDB), Marine Jacquard (IMDB), Frank James (IMDB), Philippe Laudon (IMDB), Christian Mille (IMDB), Cathy Myers (IMDB), Masaru Nagaïshi (IMDB), Sylvain Ramsamy (IMDB), Paul Tomaselli (IMDB), Jean-François Vossot (IMDB), Hélène Zidi (IMDB), Sandrine Bonnaire (IMDB), Charlotte Bonnet (IMDB) >>devamı>>

Les sous-doués en vacances (~ Samatacilar sinifi tatilde) ' Filminin Konusu :
Les sous-doués en vacances is a movie starring Daniel Auteuil, Guy Marchand, and Grâce de Capitani. A group of friends are planning how to spend their summer vacation. One plans to go to the Seychelles with his American girlfriend....


  • "hiç yoktan melankoliye sürükleyen , çekinerek dinlediğim bir parça.."
  • "yozgat blues boyunca dinlediğimiz, içimize işleyen, kafalara kazınan şarkı."
  • "fr: pastırma yazı*"
  • "yozgat blues'da dünyanın en kasvetli şarkılarından biri haline dönüşüyor. stuck in the middle with you'nun birini doğramanın melodisi olması gibi bir çehre kazanıyor..."
  • "kolektif istanbul yorumu"




Facebook Yorumları
  • comment image

    fransızca'da "kızılderili yazı" (aynı zamanda da "hint yazı") anlamına gelen tamlama ve joe dassin'ın en güzel konuşmalı şarkılara örnek olarak verebileceğim, 70'lerde avrupa'da hit olmuş romantik eseri.
    kızılderili yazı, amerikalıların "indien summer", almanların "altweibersommer" (kocakarı yazı), türklerin ise pastırma yazı dedikleri (teşekkürler kris), yazın uzatmalarının oynandığı, sıcak sonbahar günlerine verilen addır. şimdi terk edilmiş olan esas adamımız kuzey amerika'nın bilinmez neresinde o kadınla yaşadığı tatili, o mutluluğu unutamamaktadır, ona gel yeni bir başlangıç yapalım tarzı mesajlar vermektedir. lakin daha kadının nerde olduğunu bile bilmemektedir, gereğinden fazla hislidir bu adam. kadına yaptığı çağrılar muhtemelen boşa gidecektir (bilmiyorum yazılarımı takip eden ve şu noktada "bu işler hep böyle değil midir, siz söyleyin sevgili ahmet altan okurları" diyecek olsam gülecek, gülmeyi bıraktım bir şeyler anlayacak arkadaşlar var mıdır içimizde).
    ihtiva edebileceği hatalar için anlayışınıza sığındığım tercümem şöyle olacak:

    tu sais, je n'ai jamais été aussi heureux que ce matin-là
    (biliyorsun, hiçbir zaman o sabahki kadar mutlu olmadım)
    nous marchions sur une plage un peu comme celle-ci
    (biraz buna benzeyen bir sahilde yürüyorduk)
    c'était l'automne, un automne où il faisait beau
    (sonbahardı, havanın güzel olduğu bir sonbahar)
    une saison qui n'existe que dans le nord de l'amérique
    (amerika'nın kuzeyinden başka hiçbir yerde olmayan bir mevsim)
    là-bas on l'appelle l'été indien
    (oralarda buna kızılderili yazı derler)
    mais c'était tout simplement le nôtre
    (ama basbayağı bizim yazımızdı bu)
    avec ta robe longue tu ressemblais
    (o uzun elbisenle)
    a une aquarelle de marie laurencin
    (marie laurencin'in suluboya bir resmine benziyordun)
    et je me souviens, je me souviens très bien
    (ve ben hatırlıyorum, çok iyi hatırlıyorum)
    de ce que je t'ai dit ce matin-là
    (o sabah sana söylediğimi)
    il y a un an, y a un siècle, y a une éternité
    (bir yıl geçti üzerinden, bir yüzyıl, bir sonsuzluk)

    on ira où tu voudras, quand tu voudras
    (senin istediğin yere, senin istediğin zaman gideceğiz)
    et on s'aimera encore, lorsque l'amour sera mort
    (ve yeniden aşık olacağız, aşk ölene kadar)
    toute la vie sera pareille à ce matin
    (bütün hayat o sabaha benzeyecek)
    aux couleurs de l'été indien
    (ve kızılderili yazının renklerine)

    aujourd'hui je suis très loin de ce matin d'automne
    (bugün o sonbahar sabahından çok uzaktayım)
    mais c'est comme si j'y étais. je pense à toi.
    (ama sanki ordaymışım gibi. seni düşünüyorum)
    où es-tu? que fais-tu? est-ce que j'existe encore pour toi?
    (nerdesin? ne yapıyorsun? senin için hala var mıyım?)
    je regarde cette vague qui n'atteindra jamais la dune
    (hiç sahile varamayacak şu dalgaya bakıyorum)
    tu vois, comme elle je reviens en arrière
    (görüyor musun, onun gibi arkadan geliyorum)
    comme elle je me couche sur le sable
    (onun gibi kumların üstüne yatıyorum)
    et je me souviens, je me souviens des marées hautes
    (ve hatırlıyorum, yüksek dalgaları hatırlıyorum)
    du soleil et du bonheur qui passaient sur la mer
    (güneşi ve denizin üzerinden geçen o mutluluğu)
    il y a une éternité, un siècle, il y a un an
    (bir yıl geçti üzerinden, bir yüzyıl, bir sonsuzluk)

    bu kısım tekrar:
    on ira où tu voudras, quand tu voudras
    (senin istediğin yere, senin istediğin zaman gideceğiz)
    et on s'aimera encore, lorsque l'amour sera mort
    (ve yeniden aşık olacağız, aşk ölene kadar)
    toute la vie sera pareille à ce matin
    (bütün hayat o sabaha benzeyecek)
    aux couleurs de l'été indien
    (ve kızılderili yazının renklerine)

    (teşekkürler arsenelupin)


    (lacrima - 2 Temmuz 2001 00:33)

  • comment image

    joe dassin'in '70li yılların ortasında popüler olan, ölümünden sonra tekrar hatırlanan hüzünlü bir parçası.
    (ilk yayımlandığı yıl 1975, şarkı süresi 4 dakika 30 saniye)
    müziği ve ritmi, dassin'in aynı yıl yayımladığı 'et si tu n'existais pas' adlı şarkısını kısmen andırır.


    (comandante - 14 Eylül 2001 18:46)

  • comment image

    yozgat blues filminde akillara kazinan, insani acayip bir ruh haline sokan etkileyici bir sarki. sozleri, hikayesi zaten yeterince ic burkan cinsten ama bence en buyuk darbeyi melodisi ile yapiyor. insan hatiralarini gulumseyerek hatirlar ya hani. bence geride biraktigi sadece aci bir gulumseme dudaklarda. soguk bir sonbahar gecesi gibi. tum renkler cok uzakta kalmis gibi. donuk ve gri.


    (stridertx - 29 Mart 2017 03:39)

Yorum Kaynak Link : l'ete indien