Süre                : 1 Saat 52 dakika
Çıkış Tarihi     : 28 Şubat 1979 Çarşamba, Yapım Yılı : 1979
Türü                : Drama
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Dino De Laurentiis Company
Yönetmen       : Frank Pierson (IMDB)
Senarist          : Peter Maas (IMDB)(ekşi),Frank Pierson (IMDB)
Oyuncular      : Sterling Hayden (IMDB)(ekşi), Shelley Winters (IMDB), Susan Sarandon (IMDB)(ekşi), Judd Hirsch (IMDB)(ekşi), Eric Roberts (IMDB)(ekşi), Brooke Shields (IMDB)(ekşi), Annette O'Toole (IMDB)(ekşi), Annie Potts (IMDB)(ekşi), Michael V. Gazzo (IMDB), Antonia Rey (IMDB), Stephen Mendillo (IMDB), Daniel Spira (IMDB), Joe Zaloom (IMDB), Lou Cevetillo (IMDB), Zvee Scooler (IMDB), Cory Einbinder (IMDB), Matthew Labyorteaux (IMDB), Danielle Brisebois (IMDB), Tiffany Bogart (IMDB), Marc Vahanian (IMDB), Chris Manor (IMDB), John Oppenheim (IMDB), C.A.R. Smith (IMDB), Kathi Moss (IMDB), Mary Louise Wilson (IMDB), David Rounds (IMDB), Anthony Holland (IMDB), Tom Quinn (IMDB), David Little (IMDB), Martin Rosenblatt (IMDB), Frederick Coffin (IMDB), Michael Higgins (IMDB), MacIntyre Dixon (IMDB), Marc Victor (IMDB), James Shannon (IMDB), Paul Sparer (IMDB), Mark Weston (IMDB), Joe Maruzzo (IMDB), Alice Drummond (IMDB), Bernie McInerney (IMDB) >>devamı>>

King of the Gypsies (~ El rey de los gitanos) ' Filminin Konusu :
King of the Gypsies is a movie starring Eric Roberts, Judd Hirsch, and Susan Sarandon. In the criminal and violent world of modern-day Gypsies based in New York City, their 'king' Zharko Stepanowicz passes his leadership to his...


  • "kelime olarak egyptian'ın kısaltılmış halidir.. çünkü zamanında çingenelerin mısır'dan geldiklerine inanırlarmış.sıkmıyorum vala..."
  • "ingilizce çingenebir de deep purple ın bir şarkısının adı"
  • "normalde akıl hastanesinden dışarı salınmaması gereken bir kadın ezkaza psikolog olursa ne olur temasını işleyen enteresan dizi. inşallah 2. sezonu çekmezler."




Facebook Yorumları
  • comment image

    hepimizin trt sabah haberleri sayesinde kulak aşinalığına sahip olduğu enfes bir ronan hardiman parçası, lord of the dance gösterisinin güzel bir bölümü.

    hamiş: bu parçayı her dinleyişimde 200 santigrat derecedeki çayın dilimi haşlaması, domatesin dilimden ayrılmış çekirdekli kısmının çatalla bi' türlü alınamaması, haddinden fazla acı zeytinin ağzımın tadını kaçırması(x2) gibi mevzular geliyor aklıma. :/


    (edgenabby - 3 Ekim 2009 23:05)

  • comment image

    ilk fragmanını gördüğüm zaman çok sağlam bir dizi geleceğini düşünmüştüm, hevesle bekledim naomi watts'ın da bunda etkisi tabii ki büyük, fakat kocaman bir hayal kırıklığı oldu.

    psikoloji ile alakalı şeyler her zaman ilgimi çeker. güzel tespitler, anlamlı, dolu dolu replikler, karakterler üzerinden her bölüm güzel çıkarımlar ve yorumlamalar bekledim. en azından o bölüm durumlara göre bir kaç cümlelik çıkarımlar sağlam cümleler bekledim. malum karakterimiz terapist, ama bu beklentilerimin hiçbiri karşılanmadığı gibi aynı zamanda dizi inanılmaz yavaştı. resmen yavaş akması için ellerinden geleni yapmışlar. naomi hatırına 6. bölüme kadar geldim belki düzelir bu süreçte diye. hiçbir şey düzelmedi tam tersi her şey daha da yavaşladı, ama işte 6'ya kadar gelmişken bari bitireyim dedim. şuan final bölümünü izliyorum, final(ya da sezon finalidir bilmiyorum. gerçi devam ettireceklerini hiç sanmıyorum) bölümü dahi akmıyor. doğal olarak artık sinirlenip kendimi burada buldum.

    sonuç olarak, çok vurucu olabilecek bir konuyu heba ettiklerini düşünüyorum. neyse, başladım evet ilk bölüm pek isteneni vermiyor biraz daha izleyeyim düzelir diye düşünüyorsanız zamanınıza yazık, gerek yok başka bir şeyler izleyin derim.

    --- spoiler ---

    bu repliğin hakkını vereyim;

    "bence ne hissetmen gerektiğine odaklanırsan hissettiğin şeyin ne olduğunu bilemiyorsun."

    ---
    spoiler ---


    (duzmantig - 2 Temmuz 2017 04:43)

  • comment image

    normalde akıl hastanesinden dışarı salınmaması gereken bir kadın ezkaza psikolog olursa ne olur temasını işleyen enteresan dizi. inşallah 2. sezonu çekmezler.


    (sozlugun en guzel kizi - 16 Temmuz 2017 20:10)

  • comment image

    ne menem bir şey olduğunu anlamadığım 10 bölümlük netflix serisi. kadının olayı ne acaba diye sonuna kadar izleyeyim dedim anca ileri sara sara bitti, sonunda da hiç bir şey olmadı.
    --- spoiler ---

    jean midir diane midir her kimse kadın niye bu kadar manyak

    diane kadının ikinci kişiliği de bunu herkes biliyor mu?

    esas kadının kocası "diane" adını duyunca neden hemen süphelendi

    melissa denen eski hasta kadının sevgilisi mi sadece hastası mı, olayları ne

    anne herşeyi biliyor da kadının arkasını mı topluyor

    bir sahnede anneyle hiç iletişimi yok gibi lanse ediliyor hatta küçük kızın doğum gününe bile çağrılmıyor anane ama öteki sahne de annesiyle gayet samimi telefonda konuşuyor kadın ne ayak?

    esas kadın dışındaki herkes kadının ne kadar yalancı ve manipülatör olduğunu izleyiciye anlatmak için var gibi ama kadın ne istiyor neden böyle hiç bir bilgi yok

    ---
    spoiler ---

    gerçekten hiç bir şey anlatmayan, en kötü üç netflix dizisi içinden en kötüsü seçilebilecek bir yapım. naomi watts var sex var daha ne olsun diye düşünülmüş gibi.


    (downtownholddown - 25 Temmuz 2017 17:13)

  • comment image

    --- spoiler ---

    brownian movement
    filminin dizi hali. 2.sezonda melissa 'nin aslında diane/jane'in manipulasyonlari sonucu yangın çıkardığı ortaya çıkacak diye tahmin ediyorum. jane, claire ile konuşurken rebecca'yi anladığını , gençken aile evini yakma hayali kurduğunu söylemişti. ayrıca sam'i sidney'den kurtarıp, (sam'in nisaninda ) sidney ve sam eski sevgililerini bir araya getirmeye calismak, son terapide ise bizzat sam'i sidney'e karşı yönlendirerek sidney'e bağımlı hale getirmeye çalışmak tam bir manipulator işi. çünkü sidney'i "sen herkesi kullanan bir pisliksin" diye manipüle etmesi için sidney'nin sam'i kullanmasını koz olarak tutmaya ihtiyacı var. tavsana kac, taziya tut diyip, taziya sen tavşan kovalarken ben sana nasıl güvenirim demek resmen bu. sonuçta jane kontrollü kocasını alexis'ten koruyabildi ama kendi ilgisizliği ve diğer hayatını kurarken yaptığı yanlışlarla kocayı catherine'e kaptiracak. bilerek ve isteyerek üstelik. çünkü cinsel bunalımlı kızı ve komşuları ile baş edecek gücü yok. ve ke$ hastası allison ile ortak noktaları aslında çok...jane de annesiyle aslında kötü olmayan ilişkisini sanrilariyla bok etmiş. ve annesine çektirdikleri için vicdan azabı duyuyor. gençliğinde ezdiği/kullandığı insanlardan bir bir özür dileme kabiliyeti olmadığı için kendini boktan bir duruma sokup, durumu dipte esitlemeye çalışacak. sirf, bakın ben de sizin gibiyim dibe battim diyebilmek için... özet olarak insanın en büyük düşmanı gene kendisi".
    ---
    spoiler ---


    (lollabits - 1 Ağustos 2017 09:24)

  • comment image

    bir çok kişi dizi akışının yavaşlığından söz etmiş fakat psikolojik ögeleri içine dahil ederek ve hayatlarımızın çokça içinden geçerek ele alınmış bir dizi olması bunu gerektiriyor zaten.
    bilinçaltının tavşan deliklerine ustaca sızan manipülatör bir psikolog aklını bulandırıyor bir noktada. özgür iradenle verdiğini sandığın bir takım eylemlerin sorumlusu “aslında kim?” dedirtiyor.

    duygularını yönetip vicdanını rahatlatan o yardım etme hissiyatı mı; yoksa arzularının gölgesinde saklanan o kontrol gücünün varlığını bilmek mi?

    jean’in diplerde gizlediği sırlarında, o tatlı tatlı kaşıdığı kendinden kaçıp “başka biri” olma hissiyatıyla yarattığı kimliğinde keyifle kayboldum ben.

    jean hallloway’in ikna edici tavrı, profesyonel mesleki kimliği ve insanların karanlık yönüne kontrollü bir şekilde sızması, doğru sorularla ama havada bırakarak merakını celbetmesi o’nu epey tehlikeli yapıyor aslında.

    ‘nereye kadar gidebilirim’ i kendine kanıtlamaya çalışıyor gibi bazen. bir uyuşturucu bağımlısından pek de farkı yok aslında. kendine karşı koyabilecek gücü yok, kontrol edilebilirliğin ötesinde. tadına vardığı şeyden vazgeçmeye gönlü olmayan, geçmişin esintilerini ense kökünde hissettiği ilk zevk anında kendinden geçen biri. o artık diane hart. git gide körüklenen ve benimsenen bir kaçış bileti.

    sidney için de diane ilgi çekici çünkü her şeyden önce iyi bir dinleyici. bağ kurabilmek için benzerlikler buluyor kendine diane. geçmişte aldığı yaralar varmış ve kabuğuna çekilmesinin haklı gerekçeleri çokmuş gibi ya da kullandığı parfümün aynısını kullanarak ‘aynı paydadayız’ algısını yaratmak gibi.

    karşısındakini anlatmaya itiyor diane. hiç düşünmediğini sandıkları yanlarını ortaya çıkarıyor. o’nları ilgi çekici bulduğunu hissettiriyor. çoğu zaman belirli bir şeyden bahsetmek yerine yuvarlak konuşuyor ve böylece merak unsurunu da diri tutuyor.
    kendini günden güne o kadar kaptırıyor ki, diane hart karakterini güncelleyip benimsemek için kendine tekrar ediyor. henüz bilmiyoruz ama sigara ve alkol tüketiminin aşırılaşması aynı şekilde karaktere daha da bağlanmasının bir yolu da olabilir, geçmişinden de bir esinti.. (psikoloji alanında olan arkadaşlar aydınlatabilir belki bizi.)

    tedavi sürecinde karşısındakini ikna edebilmek için bana kalırsa ‘kendi düşüncesi’ olan eylemi, bir kaynağa ya da başarılı sonuçlar aldıkları bir uygulamaya dayandırarak söylüyor. karşıdaki kişi de elbette bu istatistiklerin içinde yerini bulup, sorundan kurtulacağı inancı ile kendini teslim ediyor.
    dahiyene geliyor tüm bunların hepsi bana.

    bu arada sydney’in karakteri bana göre de çok çekici. çünkü çok yabancı olduğum bir hayat, bakış açısı ve karakter. belki gerçekten de her birimiz daha büyük bir anlam arayışı içinde olduğumuz için karanlıklara çekilmeye meyilliyizdir.

    //ayrıca kişisel bir merak için: (bkz: lucy boynton/@paraveask)


    (paraveask - 22 Eylül 2017 14:15)

  • comment image

    bir oi va voi parçası
    sözleri şöyle:

    now there's many tales
    in many cites to tell
    and there's so many ways
    that the story is told

    there's a room with no bed in the heart of the ghetto
    where the rags and words lie still
    there's a room with a chair in the heart of the city
    but only memories sit there
    princelet street in the heart od the ghetto
    still katz sells bags and strings
    calling you back are the streets of the ghetto
    climb the stairs where you're from
    there's a room at the top of the heart of the gheto
    where the gypsy's been and gone

    oh see them watching
    oh streets always watching
    they're a watching now
    oh see them watching
    oh ghosts always watching
    they're a watching now

    saying them prayers by edge of the city
    and now it's time to move on
    new voices talk in the heart of the ghetto
    make a little money move on
    memory thieves in the heart of the ghetto
    don't want ghosts movin' on
    but the gypsy's on the loose in the heart of the city
    and now ya see he move on

    oh see them watching
    oh streets always watching
    they're a watching now
    oh see them watching
    oh ghosts always watching
    they're a watching now

    listen to the street move on
    letters and numbers move on
    gypsy always move on
    see him there then he gone
    see him there then he gone
    always go to move on
    see him there then he gone
    see him there then he gone
    always go to move on
    always go to move on
    always go to move on


    (has sushi - 10 Ekim 2005 21:45)

Yorum Kaynak Link : gypsy