Süre                : 1 Saat 36 dakika
Çıkış Tarihi     : 27 Mayıs 1955 Cuma, Yapım Yılı : 1955
Türü                : Macera,Cinayet,Drama,Romantik,Heyecanlı
Taglar             : Kırmızı çin,1950'ler,Hong Kong,komünist,Çince
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Twentieth Century Fox
Yönetmen       : Edward Dmytryk (IMDB)
Senarist          : Ernest K. Gann (IMDB),Ernest K. Gann (IMDB)
Oyuncular      : Clark Gable (IMDB)(ekşi), Susan Hayward (IMDB)(ekşi), Michael Rennie (IMDB)(ekşi), Gene Barry (IMDB), Alexander D'Arcy (IMDB), Tom Tully (IMDB), Anna Sten (IMDB), Russell Collins (IMDB)(ekşi), Leo Gordon (IMDB), Richard Loo (IMDB), Soo Yong (IMDB), Frank Tang (IMDB), Jack Kruschen (IMDB), Mel Welles (IMDB), Barry Bernard (IMDB), Robert Burton (IMDB), Harry Carter (IMDB), George Chan (IMDB), Danny Chang (IMDB), Grace Chang (IMDB), David Chow (IMDB), Kei Thin Chung (IMDB), John Daheim (IMDB), Charles Davis (IMDB), John Eldredge (IMDB), Alex Finlayson (IMDB), Frances Fong (IMDB), Harold Fong (IMDB), Lee Tung Foo (IMDB), Ivis Goulding (IMDB), James Hong (IMDB), Roland Soo Hoo (IMDB), Marc Krah (IMDB), Mike Lally (IMDB), Alan Lee (IMDB), Eddie Lee (IMDB), Virginia Lee (IMDB), Leon Lontoc (IMDB), Hank Mann (IMDB), Robert Quarry (IMDB) >>devamı>>

Soldier of Fortune (~ Maceralar beldesi) ' Filminin Konusu :
Soldier of Fortune is a movie starring Clark Gable, Susan Hayward, and Michael Rennie. When Jane Hoyt's journalist husband disappears in the 1950s China she arrives in Hong Kong determined to find him but meets shady shipping...


  • "efsanevi deep purple grubunun yaptigi ucmu$ $arki..."
  • "ing. maceracı ya da paralı asker anlamına gelir.şarkısı ise ağlamak anlamına gelir dünyanın her dilinde..."
  • "whitesnake solisti david coverdale'in deep purple zamanlarında söylediği bir şarkıdır"




Facebook Yorumları
  • comment image

    saat kaç olursa olsun, yatmadan önce bir doz alınması sinirleri yatıştırır. hücreler arası koordinasyonu sağlar.

    saatin 04.00'ü geçtiği ve 3-4 saat sonra uyanmak zorunda kalacağım, bu zorunluluğun gereğini işime olan kısa mesafede yürürken düşüneceğim, akşamın çabuk geleceği, yarın akşam yine aynı enlem-boylamda olacağıma emin olduğum bu bitmek bilmeyen şimdilerde ruhumu dinlendirmek için her şeyi veren şarkı.

    barda çalıştığım eski zamanlarda, akşam üstleri daha kalabalık artmadan, barda kimseler yokken, hafif bir kızıllığın terkederek geceye döndüğü eşsiz anlarda, legends of rock albümünün ilk şarkısıydı soldier of fortune. fıçı bira akan musluktan bardağımı doldurur, deskin başına geçerdim. insanlar gelip geçerdi barın önünden, ayda bir en parlağından dolunay çıkardı. gözlerimi kapatır hafiften demlenerek dinlerdim, bar yavaşça dolardı. gelen eşlik ederdi bu rituele. buğulu ses, yumuşak gitarlar ve kolay kolay gelmeyen bir ruh eşsiz kılardı o anı. kimse şarkı bitene kadar konuşmaz, sadece dinlerdi. kendini hayatın merkezine koyan adam bile çekirdekten çıkar, anlamsız bir elektron gibi dolaşırdı şarkı bitene kadar.

    ikinci şarkıya geçene kadar biralar da biter, dust in the wind'i de boş geçmek istemezdi insanlar. pite girer, depolarımızı doldururduk. hepsinin kapağını ezbere bildiğim yüzlerce cd, çalacaklarımı cdçaların yanına istiflemişim. şarkı aynı mekandaki herkesi birleştirirken, everything is dust in the wind diyerek, sükuneti sağlardı.

    şimdi gece 04.00. deep purple senelerin içinden çıkmış gelmiş yine. aynı buğulu ses. sadece bana söylüyor, sessizliği paylaşacak kimsem yok, nöbetçi eczanenin nerede olduğunu bile bilmiyorum, bilsem bile ne olacaksa? haplara sıkıştırılmış eski günleri mi isteyeceğim? kullanamam alkol aldım.

    alarm sesiyle boğuşmamak için uyumak bile istemiyorum, nasıl olsa hiçbir manası yok. yarın da aynı geçecek. yarının aynı geçeceğini 2 hafta önce yazmıştım bir yerlere. başka adamlar gelmeyecek. gelseler bile soldier of fortune çalıp, porselen bardağımdan beleş bira içemeyeceğim.

    but i feel i'm growing older
    and the songs that i have sung echo in the distance
    like the sound of a windmill going round
    guess i'll always be a soldier of fortune.


    (mies - 10 Şubat 2009 04:13)

  • comment image

    özel bir sarkı...

    deep purple- soldier of fortune

    i have often told you stories about the way
    i lived the life of a drifter waiting for the day
    when i'd take your hand and sing you songs
    then maybe you would say
    come lay with me and love me
    and i would surely stay
    but i feel i'm growing older
    and the songs that i have sung echo in the distance
    like the sound of a windmill going round
    guess i'll always be a soldier of fortune.
    many times i've been a traveller
    i looked for something new
    in days of old when nights were cold
    i wandered without you
    but those days i thought my eyes had seen you standing near
    though blindness is confusing
    it shows that you're not here.
    now i feel i'm going older
    and the songs that i have sung echo in the distance
    like the sound of a windmill going round
    guess i'll always be a soldier of fortune
    yes, i can hear the sound of a windmill going round
    i guess i'll always be a soldier of fortune.
    i guess i'll always be a soldier of fortune.


    (deborah - 30 Ocak 2001 18:58)

  • comment image

    http://www.hurriyetim.com.tr/…le.asp?sid=11&aid=214
    alper eğmir - 02 eylül 2002, pazartesi günkü yazısından:

    bu şarkının söz ve müziğini, eleman sirkülasyonu sırasında sadece bir albümlük bir süre için bir araya gelen ritchie blackmore ve david coverdale birlikte yaptılar. (bu şarkının yer aldığı 1974 tarihli "stormbringer" coverdale'in deep purple ile ilk albümüydü ve bu albümden sonra blackmore gruptan ayrıldı. 1984'te grup tekrar bir araya geldiğinde blackmore vardı ama coverdale artık yoktu.)

    oralarda buralarda sürtüp serseri bir hayat yaşayan kahramanımız (mesela onu, konser ve turnelerde ömür tüketen bir rock şarkıcısı gibi düşünün) aklıbaşında bir kızla birlikte kuracağı sakin ve huzurlu bir hayatı düşlemiştir. hatta bu konuda o kıza (diyelim ki onu da konserlerden birinde tanıştığı taşralı saf ve masum bir kız olarak düşünün) ne hikayeler anlatmıştır.

    tabii bütün bu hikayeleri, o akşam o kızla birlikte olmak için uydurmuş da olabilir. aslında ta başından hiç niyeti yoktu yani böyle işlere...

    fesatlık etmeyelim.. belki de öyle bir kız yoktur. kahramanımız, kafasında yarattığı sanal bir kızla, ilerde bir gün sakin bir hayat kurmayı düşlemiş de olabilir.

    fakat heyhat, kahramanımız anlamıştır ki, huzurlu ama sıradan bir hayatın adamı olamayacaktır! o, her zaman oraya buraya koşturan bir ganimet avcısı olarak kalacaktır. giderek yaşlandığını bilmesine rağmen durum böyledir... yapacak bir şey yoktur.tabii kızla beraber olduğu gecenin sabahında, kıza ayak atıyor da olabilir: "n'ayır! n'olamaz küçüğüm.. ben serserinin biriyim.. ben sana uymam.. zaten sen de benimle yapamazsın... hem ben artık gitmeliyim..."

    kız bu ayakları yemiş midir? yoksa "alçak adam! beni kötü emellerine alet ettin... şimdi jonathan abime haber vereyim de seni bir güzel benzetsin!" demiş olabilir mi? jonathan abisi gelip (meğer bu da tutucu bir irlandalıymış, senaryoya bak!) ritchie veya david'i dövmüş müdür? bunları bilemiyoruz. en iyisi dedikoduyu bırakıp şarkımıza bakalım.....

    "sana sık sık hikayeler anlattım
    bir serserinin hayatını nasıl yaşadığıma dair
    elini tutup sana şarkılar söyleyeceğim günü bekleyerek
    sonra belki bana
    'gel yanıma uzan ve beni sev' diyecektin
    ve ben tabii ki (yanında) kalacaktım

    ama giderek yaşlandığımı hissediyorum
    ve söylediğim şarkılar
    uzaklarda yankılanıyor
    tıpkı dönüp duran
    bir yeldeğirmeninin sesi gibi
    sanırım ben hep
    bir ganimet avcısı olarak kalacağım

    çok zamanlar bir yolcu oldum
    yeni bir şeyler aradım
    eskinin günlerinde
    soğuk gecelerde
    sensiz dolandım durdum
    ama o günlerde
    gözlerimin seni yanımda dururken gördüğünü düşündüm
    körlük kafa karıştırsa da
    senin orada olmadığını gösteriyor (sonuçta)

    artık giderek yaşlandığımı hissediyorum
    ve söylediğim şarkılar
    uzaklarda yankılanıyor
    tıpkı dönüp duran
    bir yeldeğirmeninin sesi gibi
    sanırım ben hep
    bir ganimet avcısı olarak kalacağım

    sanırım ben hep
    bir ganimet avcısı olacağım

    --------------------------------------------------------------------------------


    (andrew - 14 Şubat 2005 18:52)

  • comment image

    asrın en kaliteli parçalarından biridir kesinlikle, göz yaşartıcı, insanı "pause" edici etkisi wardır, en iç acıtan zamanlarımda, beni anlamış yahut anlarmış gibi yaparaktan ferahlatmıştır bu şarkı... şarkıdan dost olur mu; e susarsan olacak...


    (cyrano - 27 Aralık 1999 05:26)

  • comment image

    muadili pek çok parçadan biraz daha fazla hüzün barındırdığına inandığım muhteşem eser... öyle bir şarkı ki, elinizde ya da zihninizde yakaladığı bir yudum alkolle sizi komaya sokabilir, saçınızdaki beyaz telleri saydıktan sonra kulağınıza çalındığında, gözlerinizi yaşlarla doldurabilir; sevdicekten tek bir telefon beklediğiniz dakikaları unutulmaz kılabilir, hayatın anlamını sorguladığınız günlerde, içinizi garip bir huzurla doldurabilir; hiç bir zaman dönemeyeceğiniz günleri özlediğinizde, o günlerin ne derece uzakta kaldığını yüzünüze gözünüze vurabilir ve en önemlisi benliğinizde melankoliye olan eğilimi ciddi bir şekilde güçlendirebilir...


    (yuki the zorba - 25 Mayıs 2006 00:25)

Yorum Kaynak Link : soldier of fortune