The Great Scout & Cathouse Thursday (~ Muhtesem Vurguncu) ' Filminin Konusu : The Great Scout & Cathouse Thursday is a movie starring Lee Marvin, Oliver Reed, and Robert Culp. Three prospectors confront their ex-partner who, 15 years earlier, ran off with all the gold from their mine and they also plan to...
Distant Voices, Still Lives(1988)(7,5-3102)
Point Blank(1968)(7,4-16536)
The Pirates of Penzance(1983)(7,2-2907)
The Wrong Box(1966)(7,0-2891)
The Man Who Cheated Himself(1950)(6,9-1303)
The Assassination Bureau(1969)(6,8-2015)
Cold Turkey(1971)(6,7-1939)
Charlie Bubbles(1968)(6,5-498)
Shout at the Devil(1976)(6,3-2264)
--- spoiler ---mahkeme sahnesinin bitiminde avukatın son kez müvekkili ile görüşmesi ve ardından boşalan salonda üst kata gözlerden ırak bir alana yerleştirilen zencilerin davayı kaybeden beyaz avukata saygılarını göstermek için ayağa kalktıkları ürpertici sahneyi barındıran bir film.adaletin tanrı'nın yardımı ile tecelli etmesi ise ayrıca ironiktir.--- spoiler ---
(pirpirpir - 5 Kasım 2007 11:16)
(bkz: kill büll)
(zopcuk - 12 Ocak 2009 20:39)
son derece ciddi olayların çocuklar tarafından ve onların bakış açısıyla verildiği film. komşu evde babasının işkence ettiği bir çocuk, suçsuz yere canından olan bir zenci, ırkçılık, cinsiyet ayrımcılığı, sosyal statü farkının küçük ve tutucu bir kasabadaki tezahürü, büyük bunalım sonrasının sefaleti ve büyümekte olan annesiz iki çocuk. --- spoiler ---scout, yaramaz, kavgacı, ağaç tepelerinde dolaşan, duyarlı ve muhteşem bir kız çocuğudur. abisi jem'in peşinden oraya buraya koşturur. ama filmdeki en güzel insan çocukların babası atticus'u oynayan gregory peck'dir. insan o ortamda öyle bir babayla karşılaştığına inanamaz, scout'un bitmek bilmeyen merakı sonucunda babasına sorduğu sorular hangi konuda olursa olsun, atticus onu kucağına alır ve karşısında bir yetişkin varmış gibi kızıyla konuşur. ya da jem'in kırılganlığıyla şakalaşarak başeder. ama zaten atticus o kasaba için oldukça farklı bir babadır.geneli oldukça sakin bir film olmasına rağmen, iki sahneyi insan yüreği ağzında izler; mahkemedeki kısa yargılama sürecini ve cadılar bayramı'nda jem ile scout'un ormandan eve dönüşünü. birinci sahnede mahvolur, ikincide en azından adalet bu şekilde de olsa yerini buldu dersiniz, ama bu adalet içinize sinmez. filmin tüm sakin görüntüsüne rağmen, mahkeme sahnesi oldukça serttir. sanık, sadece zenci olmasından mütevellit zaten suçludur. atticus iyimser bir şekilde "aslında bu davanın hiç açılmamış olması gerektiğini" söyleyerek başlar savunmasına. hemşehrilerine neden bu kadar güvendiğini anlamazsınız, çünkü jüri güneyin çiftçilerinden oluşmaktadır ve onların tavrını da mahkeme öncesindeki linç girişiminden ve çeşitli tacizlerden biliriz, üstelik yargılanan beyaz bir kadına tecavüz etmekle suçlanan bir zencidir. atticus da bilir onların ne mal olduğunu. ama nedense kendi kafasındaki ideale inanmak ister. ya da belki inanmasa bile, öyle olması gerektiğine dair olan inancını sürdürmek ister. asıl hayal kırıklığını ise gizlice mahkemeyi izlemeye gelen jem yaşar. babasının konuşmasına rağmen, jüri bülbülü öldürmeye karar vermiştir.diğer bülbül, boo radley ise, avukat atticus ve şerifin kanunu uygulamamasıyla adalete kavuşur. eğer kanuna güvenilip, yine mahkemeye gidilse yine adalet yerini bulmayacak ve bir bülbül daha ölecektir. acı olan, atticus'un da şerifin ilk önerisine karşı çıkmasına rağmen, mahkemede yaşanan hayal kırıklığı sonrasında, boo'yu kanundan korumanın adaleti sağlayacağına inanmasıdır. küçük bir bocalamanın ardından, o da şerifin kararına uyar. atticus için üzülürsünüz yine de; yöredeki diğer insanlardan farklı olarak nasıl bir saçmalık içinde yaşadığının farkındadır.--- spoiler ---
(amaninbe - 20 Ocak 2009 01:08)
"i'll have to read marge's book and i swore never to read again after to kill a mockingbird gave me no useful advice on killing mockingbirds! it did teach me not to judge a man by the color of his skin, but what good does that do me?"homer simpson
(gaspet - 20 Mart 2009 19:00)
günahtır.
(romica - 19 Mayıs 2010 22:36)
--- spoiler ---miss jean louise, stand up. your father's passing. --- spoiler ---ağlamaklı oldum. ne sahneydi be öyle.
(efreet sultan - 8 Temmuz 2012 03:30)
keşke annem babam bu kitabı bana küçükken okutsaymış da scout'un henüz 9 yaşında fark ettiği şu gerçeği anlasaymışım: "sonunda insanların garip yaratıklar olduğuna, zorunlu olmadıkça uzun uzun onları düşünmemeye karar verdim"umarım günün birinde scout gibi bir kızım olur ve bu kitabı onunla birlikte yeniden okuruz.
(silenus - 25 Ağustos 2013 13:47)
-spoiler-filminde suçlanan bir zenci vardı.ama adam sağlaktı ve cinayet solak biri tarafindan isleniyordu.grogery peck mahkeme salonunda bu zenciye bir bardak atiyor,zenci gayri ihtiyari bu bardagi sağ eliyle tutuveriyor.grogery de juriye diyor ki iste benim muvekkelim sağlak.katil olamaz.boyle bir filmdi.cok guzeldi.editimsi: ortada cinayet yokmuş dayak olayı varmış.neyse , kimsenin ölmemiş olmasına sevindim :)gene edit: ortada dayak da yokmus, tecavuz varmis.eeeaahhh yeter ama!
(sirius black - 5 Haziran 2001 23:02)
1930'ların great depression'la sarsılmış güney amerika'sında, maycomb denilen kendi halinde bir kasabada büyüyen ufacık bir kız çocuğunun* ağzından anlatılmış; yazıldığı 1957 yılında amerika'da temel bir mesele olan ırk ayrımcılığı, sosyal hiyerarşi, ayrıca çocuk eğitimi gibi konulara güzellikle değinmiş bir romandır.harper lee'nin tek romanıdır bu, ve bayağı da otobiyografiktir: scout gibi mrs. lee de 1930'larda alabama'da ufak bir kasabada yetişmiştir, onun babası da avukattır, o da küçük yaşında zencilerin haksızca beyaz bir kadına tecavüzle yargılanıp suçlu bulundukları, sonra masumiyetlerinin ortaya çıktığı bir davaya tanık olmuştur. ayrıca belli ki, bitirmese de bir dönem hukuk eğitimi almış olması kitaptaki dava ve avukatlıkla ilgili kısımları hoş ve inandırıcı kılmıştır.kitaba adını da vermiş bülbül metaforuyla ilk olarak, noelde babaları çocuklara bir tüfek hediye ederken karşılaşırız. atticus onlara, her şeye ateş edebileceklerini, ama bülbülleri öldürmenin günah olduğunu, çünkü onların insanlar için şarkı söyleyen çok masum yaratıklardan başka bir şey olmadıklarını söyler. bütün kitap boyunca bülbülü öldürmek, bir leitmotif gibi suçsuzların haksızca zarar gördüğü yerlerde ortaya çıkar; tecavüzle suçlanan zenci, babası tarafından psikopat yapılan boo, ailesi tarafından istenmeyen dill örneklerinde olduğu gibi. birinci tekil şahısların, hele hele çocukların ağzından yazılmış nerdeyse her romanı seven ben, bülbülü öldürmek'i de çok sevdim. ama burda oda yayınları'nden çıkmış olan baskının rezilliğini de anmadan geçmek istemem. tercümesi kötü olmamasına rağmen bir sürü ama bir sürü typo ve imla hatası, misal kronik olarak yanlış yazılmış -de ve -ki ekleri en azından bir yayınevinden bu kadarını doğru yapmalarını bekleyen beni doğrusu çok itti, sinirlerimi kaldırdı. böyle şeylerden rahatsız olanlara hiçbir şekilde tavsiye etmiyorum bu baskıyı.
(lacrima - 23 Temmuz 2001 19:06)
(muhtemelen amerika'da yapılan) bir ankete göre, incil'den sonraki en önemli kitap.62 yapımı 2 saatlik film ise, kurguda budandığından olsa gerek, kitaptaki pek çok ayrıntıyı es geçmiş. bu yüzden filmin ilk yarısı ile ikinci yarısı arasında bir kopukluk var. ilk yarı koca bir seneyi özet geçerken, ikinci yarı sadece mahkeme olayı ve boo radley'den ibaret. halbuki hollywood'un ticari zihniyeti burnunu sokmasa, kusursuz bir kitap uyarlamasından bahsediyor olabilirdik.filmin açılış jeneriği muazzam. yukarıda bahsedildiği gibi büyülü bir alegorisi var. liberal gregory peck ise atticus finch karakteri ile kendisini oynamış sanki. çocukların ve diğerlerinin oyunculukları da kayda değer. örneğin tom robinson'un mahkemedeki savunma sahnesi o kadar etkileyici olmuş ki, gregory peck göz yaşlarına boğulmamak için sanık sandalyesindeki oyuncuya bakmamaya çalışarak rol kesmiş. bu sahnede ilk bakışta sanığı canlandıran oyuncu over-acting yapıyor gibi gözükse de, biraz daha düşününce, doğruyu söylüyor olsa da sanığın üzerindeki müthiş baskı sinirlerini boşaltıveriyor. yine gregory peck'in savunma tiradı pek çok kişiye "ben avukat olacam" gazı vermiştir diye düşünüyorum.ancak bence filmin en mühim sahnesi, belki de sinema tarihinin en mühim sahnelerinden biri, adını unuttuğum ırkçı redneck'in atticus finch'in suratına, oğlunun ve diğer insanların önünde tükürdüğü sahnedir. o sahnede nerdeyse hepimiz "aha şimdi atticus yamultacak herifin suratını" diye düşünmüş, "daha ne duruyorsun, indirsene pezevengi!" demişizdir. ama atticus tükürüğün ardından adama doğru bir adım atar ve yüzünü siler. sonra arabasına atlayıp çeker gider.üzerinde düşünülmesi gereken bir sahnedir bu. acaba hangimiz aynı hareketi yapabilecek kadar gururumuza ve egomuza hükmedebilen kişileriz? nerdeyse hiç birimiz değiliz. en zeki olanlarımızın bile yemesi gereken on fırın ekmek var.
(axellennox - 31 Temmuz 2006 23:10)
Yorum Kaynak Link : to kill a mockingbird