Remember Me ' Dizisinin Konusu : Remember Me is a TV mini-series starring Michael Palin, Mark Addy, and Jodie Comer. The day Tom Parfitt moves from his home into residential care, he becomes the sole witness to a violent death.
Code of a Killer(2015)(7,7-2111)
Prime Suspect 1973(2017)(7,5-1859)
Thirteen(2016)(7,3-5305)
The Widower(2014)(7,3-1513)
Lightfields(2013)(7,2-802)
Rillington Place(2016)(7,1-2154)
Dark Angel(2016)(6,8-1278)
In the Dark(2017)(6,7-1533)
robert pattinson'ın doya doya öpüşüp seviştiği film, oh bea
(fil kafali tanri - 2 Aralık 2009 19:12)
robert pattinson'in asigi hayrani falan oldugum icin tarafsizligim tartisilabilir ama super olmus bu film! vallahi sirf rob yuzunden degil, filmin sonunun nereye baglandigi klise midir degil midir onu da bilmem (hatta aslinda tum spoiler'lardan deli gibi sakinmayi basarip gittim filme, ona ragmen sonunu tahmin ettim ama bu onu klise yapmaz gene de); benim olayim su oldu:--- spoiler ---su hayatta varligimizin da yoklugumuzun da bir oldugunu, en deger verdigimiz bize en cok deger veren insanlarin bile; bu dunyadan zamansiz gozup gitsek bile bi noktada yaralarinin kabuk tutup hayatlarina devam edip gidecegini, duvarda bir resim, kalbin derinliklerinde ince bir sizi olarak kalakalacagimizi ne kadar guzel anlatmislar. evet, remember me. olsem bile, hayatindan gitsem bile remember me.bu arada tyler babasinin ikiz kulelerdeki ofisine sevgilisiyle kavga ettikten sonra falan degil, bilakis hayatindaki her sey, butun iliskileri yoluna girmeye baslamisken gidiyor. ucaklar carpip ekran falan da kararmiyor. o bayagiliga girmemis yonetmen, gayet guzel kotarmis isi.--- spoiler ---
(twodimensionprism - 16 Mart 2010 07:59)
hakkında en ufak bir bilgi olmadan robert pattinson için izlemeye gittiğim, vasat bir şey beklerken çok etkilenerek çıktığım izlenesi film.--- spoiler ---sonu filmdeki hayatın her anının tadını çıkarmak konseptine çok iyi oturmuş ve öğretmenin tahtaya tarihi yazdığı sahneye kadar filmin 2001'de geçtiğini bilmeme rağmen kesinlikle o sonu beklemiyordum.--- spoiler ---
(slackerbitch - 6 Nisan 2010 00:00)
sakın ismine ve robert pattinson ile ilgili önyargılı bakışlara aldanıp gitmemezlik etmeyin, gerçekten de kurgusuyla, oyuncularıyla çok güzel bir film. öyle çok karışık olaylar, başı beladan kurtulmayan başrol oyuncuları falan yok, ancak bazen insanı gerçekten gülümseten çok güzel replikler, doğal bir oyunculuk var.robert pattinson, twilight serisindeki halinden çok daha başarılı, sanki kendi gibi, pierce brosnan da insanın sinirini bozma konusunda çok başarılı, küçük kardeş rolündeki kız da iyiydi bana göre. yalnız anlayamadığım tek olay, oğul rolünde oynayan ingiliz robert pattinson amerikan aksanıyla konuşurken, babası neden kendi normal ingiliz aksanınıveya ona yakın bir şey kullanıyordu? oldu olacak ikisi de ingiliz aksanıyla konuşsaydı, ona da bir itirazımız olmazdı*.--- spoiler ---sonuyla ilgili, her ne kadar 11 eylül'de geçiyor diye spoiler'le tanıtımları daha önce okumuş olsam da, ana karakter seksen küşüsürüncü kata çıkana kadar başına gelecekler hakkında şüphelenmemiştim. ayrıca, zaten yeterince duygusal olan sonunu, binaya çarpan uçak görüntüsü, yaralılar vs kullanarak daha da dramatize edip, ikinci bir " leonardo di caprio titanic'te öldüğü için ağlama krizine giren seyirci" sendromu yaratabilirlerdi. bunu yapmamalarını, 11 eylül olaylarından rant damıtmamalarını, filmdeki diğer detayları hayal gücümüze bırakmalarını gerçekten takdir ettim. zaten bu bağlantı bile tek başına yeterince etkileyiciydi. hayat bu işte, acı çek, uğraş didin, en sonunda tam da mutlu olmaya başladığın an öl!**--- spoiler ---sonuç olarak,özellikle, 20'li yaşların ortasındaysanız ve hala tam olarak "ne olacağım ben?" sorusuna cevap veremiyorsanız, sakın kaçırmayın derim.
(agluna - 2 Mayıs 2010 23:02)
--- spoiler ---kız arkadaşının yemekten önce tatlı yeme isteğini açıklarken, bu yemeğin sonuna kadar yaşayamazsam en sevdiğim şeyi yiyemeden önce ölmüş olurum tarzındaki açıklaması, o anda çok anlam ifade etmemişti ama filmin sonunda tekrar hatırladığımda kesinlikle haklı olduğunu düşündüm...ayrıca filmin 2001 yılında geçtiğinin "10 sene sonra" yazdığı ilk sahnelerden itibaren biliyor olmama rağmen, olayı 11 eylüle bağlayacaklarını hiç düşünmemiştim... ki bu da filmin sonunu benim gözümde daha başarılı yapıyor...--- spoiler ---robert pattinson ile emiliy de rarvin'in de uyumlu ve tatlı bir çift oluşturduklarını düşündüm. bu arada emily 29 yaşında biri için oldukça genç görünüyor gerçekten...neyse konuyu çok dağıttım. sonuç: film güzel olmuş...
(bewhy - 2 Mayıs 2010 23:25)
afişine bakmaya doyamıyor(d)um, sadece afişinden "evet çok güzel film bu" diye gittim izledim.iyi ki de o afişe fena tav olmuşum, "ben bilete x lira verdim, aksiyon isterim, efekt isterim, sansasyon, manken isterim" diyenler haricinde herkese tavsiye edebileceğim bir filmim oldu.baştan söyleyim film kritiği yazmakta hiç iyi değilim. "şu da iyiydi beğendim.. eee.. şurasında duygulandım.. ııı.." diyorum, çuvallıyorum. ama bu güzel film hakkında bir şeyler yazmak da istiyorum.--- spoiler ---baştan sona gülümsememi kontrol edemeden izledim ally ve tyler'ın hikayesini. twilight serisinde o kasıntı kılıkta izleyip de hastası olan kızlara bu filmde robert'ı izlemelerini hiç önermem, ölürsünüz. adamın yüzünde başından sonuna kadar şefkat uyandıran bir tatlılık var, böyle tyler sevilmez mi, ally tabi ki sever.en çok tyler ally'i sırtında "apologize! apologize! diye gezdirirken, aidan'ın eskimo kız muhabbetinde,ally- eskimo ile mi yattın?tyler- kütüphaneye mi gittin? kısmında manasız sırıtışım doruklara çıktı. inanılmaz içten bir film bu, sanki yan evdeki bir olayı anlatıyor o kadar doğal. anne, baba, kızkardeş, sevgili, en yakın arkadaş, annenin yeni eşi, ally'nin babası, hepsi olması gerektiği gibi. sakin sakin insanı içine alıyor, yormadan anlatıyor, iki damla gözyaşı ve büyük bir huzurla bırakıyor. ne ajitasyon, ne duygu eksikliği, mükemmel bir kek tarifi gibi. ve tyler hepsinin, özellikle ally'nin hayatına dokundu, dokunduğu hayatların hepsinde parmak izleri kaldı. o gitti, herkes yaşamına devam etti, ama gandhi'nin dediği oldu.--- spoiler ---hakkında söyleyenecek çok şey, içerdiği birbirinden değerli cümleler, dersler var. hiç unutmayacağım birkaç filmden biri oldu bile.özellikle kardeş caroline rolündeki ruby jerins(yeni bir ellen page, shutter island'da da rol alıyor) ve aidan'ı canlandıran tate ellington'ı başka başka yapımlarda da izlemek isteğiyle doldum taştım. aidan, bir ev arkadaşı, bir aidan o kadar sevimli olur mu?izleyin, tyler ile ilgili herşeyi seveceksiniz.
(isolde - 12 Mayıs 2010 00:12)
ilk yarıya kadar "kem küm" tadında izlenen asıl olayın ikinci yarıda koptuğu harika film. yazmayı seven insanlar için de oldukça etkili ve doğru yolda olduğunuzu gösterir kendisi.--- spoiler ---zira insan geride bir şeyler bırakmak istiyor. birilerine anlatma ihtiyacı herkeste oluyor. bunu yazarak giderenler için hoş bir örnek bu film.çoğu insanın dikkat ettiğini zannetmiyorum, kaçıranlar varsa da burdan göstermek istediğim bir nokta var. aidan* filmin sonunda tyler dövmesiyle görülmektedir. en çok etkilendiğim sahnelerden biridir kendisi. --- spoiler ---
(la loque - 13 Mayıs 2010 20:08)
--- spoiler ---amerikan sineması sözüm sana. fak yu! yüzbinkere hem de. görünüşte terörizm ve şiddete karşı duruş gibi bir film yapıyorsun. tarihi bir olayı anlatırken, birkaç kişinin hayatından kesitsel bir örnek. çalışma iyi, sunum iyi. oyuncular fena değil, lakin amaç? beni unutma diyor en başından. neyi lan diye soruyorsun? neyi unutmayacak bu andavallar? sonda bombayı veriyor. 11 eylülü unutmayacakmışız.çünkü o lanet olası saldırıdan sonra amerikanlı süreç yaşanmadı. afganistana girilip binlerce masum öldürülmedi. dünya müslümanları ve müslümanlığı terörizmin tek ve en büyük faili gibi göstermedi. unuturuz bunları. unutuyoruz bile. şiddetin her türlüsüne kimden olursa olsun karşı olmak lazım. uluslararası anlaşmaların evrensel etiğin ta amına koyum. hepsi araçtır nihayetinde. bir insanın ölümü, hele de masum bir insanın ölümü kadar daha kötü bir durum yok bu evrende. bunun için yapılan en küçük bir çabaya dahi estek olmak lazım. amerika bunu mu yapıyor?görsel medya öyle bir etki bıraktı ki yakın tarihimizde. afganistanda ölenleri de ordan öğreniyoruz, bir sinema filminde öleni de. biyerden sonra ikisi de aynı. farketmiyor. 11 eylülde gerçekten yaşamını yitirenlerle, filmde öleni ilişkilendirdiğimiz gibi, 11 eylül sonrası dünyanın her yerinde yapılan zulümleri de bu eksende ele alıyoruz. yani gerçekle arasında farklılık yok. o yüzden etkili, o yüzden tehlikeli.mağdur edebiyatı yapmak holivudun ulusal filmlerinin ana teması. mağduriyetlere karşı başarılan zaferler. bu filmde biraz masraftan kaçmışlar. 2 uçak ve iki kule feda edilebilirdi oysa. çünkü amerika holivud gibi hiçbir masraftan kaçınmıyor. ırakta afganistanda milyar dolarları çocukların üzerine bomba olarak harcayabiliyor. unutmayacakmışız. unutulmasın ve bu ayrımsama devam etsin. düşman belli olsun. ermenilerle ilgili birşey gündeme geldiğinde hocalı katliamını öne sürmek gibi bi gaflete düşen geri zekalılıkla eş değer bir hareket. kim insanlar ölsün ister. kabilin habili öldürmesine kadar gideceksek her defasında, çıkamayız bu işin içinden. unutmalıyız yapılan kötülükleri. başka türlü barışı sağlamak imkansız.--- spoiler ---
(teolog35 - 9 Kasım 2010 16:16)
abisini kaybetmiş biri olarak asla izlememem gereken bir filmmiş onu anladım. filmin başında gözlerim dolmuştu ama sonunda hüngür hüngür ağladım. güzel bir filmdi bence. 11 eylül propagandası falan da değil. ne alaka derler insana. --- spoiler ---tyler ın da micheal gibi intihar edeceğini düşünmüştüm. böyle manyak bi psikolojisi var çocukların çünkü. ama tahtadaki tarihi görünce yok artık nereye bağladınız dedim. --- spoiler ---izleyin bence, benim gibileri yaralasa da izleyin.
(citlembikk - 27 Nisan 2011 08:55)
yorumlara bakıyorum da, aslında beğenilmiş de robert pattinson oynuyor diye söylenmeye utanılır gibi bir hali var. "hakkında bir şey bilmeden izledim, beğendim" diye başlanıyor, sonra "ulan nası güzel derim yeaa" diye düşünülmüş gibi "ama sıkıcı ve durağanlaşabiliyor" deniyor filan. lan sıkıcı ve durağansa nasıl beğendin?ne nefretmiş yahu.adamın tipi bana hitap etmiyor ama sırf twilight'ta oynadı diye itin götüne de sokmaya gerek yok bence. adam iyi oynamış. gelecek gördüm ben. ayrıca twilight'ta sürekli lens kullandığı malum. bakışlar bir oyuncu için gerçekten önemlidir ve lens dediğin insanın bakışını donuklaştırır. mesela twilight'a bakınca oyunculuğu hakkında bir fikrim olmamıştı, ne iyi ne kötüydü sanki, eh işte. ama itin götüne sokulacak gibi de değil.öyle yani, filmden nerelere geldik.
(konusarak kocasini olduren kadin - 9 Ağustos 2011 15:42)
Yorum Kaynak Link : remember me