• "çizmeyi sattıktan sonra üzerindeki son ağalık kırıntısı da yok oluyor ya. orada şener şen devleşiyor işte. ama ben en çok çeketi kaptırdığı sahnede üzülürüm. bi de kiraz hanım'a dünyalar feda..."
  • ""ben pehlivan diye, ben kahraman diye ali'ye derim. biz kim köpek oluyoruz yanında. vay mübarek adam. oku bakayım! bence en güzel macerası hayber kalesi'dir. yüz defa oku, yine bıkmam.""
  • "- çok bozdu istanbul canım. ipini koparan geliy. (istanbul'a kendisinden sonra göç eden ağası için marabanın söylediği söz.)bugün 23.15'te trt1'de."
  • "- şu limon işi bi iyi gideydi.. vazgeçmemeyi mükemmel bir şekilde anlatan filmdir."
  • "son beş yılda memlekette patlama yapan çiğ köfte sektörünü yıllar önce keşfeden, öngörüsü yüksek girişimci bir iş adamıdır kendisi."
  • "ne yonuyle bakarsaniz bakin, turk sinemasinin butun tarihinde cikardigi en iyi 10 i$ten birisi."
  • "filmin bir yerinde aga benzin istasyonuna arkada$ini ziyaret etmeye gider ve atini benzin pompasinin oraya baglar. atin ismi $ahin'dir."
  • "sener sen'in cizmelerini sattiktan sonra terligin icinde ayak parmaklarini buzusturmesi gibi bazi cok acikli sahnelere sahip olan basyapit."




Facebook Yorumları
  • comment image

    dibe vurmanin, en mutlu $ekilde biten bir sonla anlatildigi film.
    hani bir laf vardir, yokluk icinde ya$ayan bir insan omru boyunca zengin olamasa bile bunu dert etmez. ama varlikli bir hayata ali$mi$ bir insanin yokluga ali$masi cok zordur.
    saltanatinin son demlerine tanik oldugumuz, cogu gaddar olarak bilinen koy agalarindan birisi. agalik konusunda ba$arisiz ama insani degerleri en yuksek seviyede olan zügürt aga da boyle bir insan i$te. varlikli bir hayatta yeti$mi$ fakat varlikli bir hayati yonetememi$. dogal olarak bir anda yokluk icinde bulmu$ kendini, buna da ali$masi zor olmu$. en sonunda agaliktan daha da iyi becerdigi cig kofte ustaligini gozler onune sermi$.
    hani olur da devam filmi cekilse, zügürt aga'yi cig kofte zincirinin ba$inda bir patron olarak gorebiliriz. ama buyuk bir ihtimalle bu devam filminin sonu da, zügürt aga'nin iflasi ile biter.

    bu filmden genelde "goc etmeyin, sonu kotu olur" gibi bir mesaj aliniyor ama bu mesaj alinirken kekec salman gibi bir karakter unutuluyor. koyden $ehire goc edenlerin cogu daha iyi bir hayat surebilmek icin ve daha cok para kazanmak icin yapiyor bunu. aynen kekec salman'in yaptigi gibi. kekec buyuk$ehirde gayet zengin ve mutluydu...

    oysa zügürt aga ve ailesi zoraki sebeplerden goc eden bir aile. susuzluk ve marabalarin kazigi olmasa, koyde kalmaya devam edecekler. zügürt aga'nin $ehirde ya$adigi ba$arisizliklar her goc edenin ba$ina gelmez yani.

    kisacasi herkesin farkli $eyler kaptigi, muk kemmel bir filmdir.


    (karaktersiz - 29 Haziran 2009 08:47)

  • comment image

    karakter isimleri bakımından garip bir filmdir bu çünkü başrolde oynayan bütün karakterlerin büyük bir kısmının ismi filmde belli değildir. örnek olarak şener şen'i gösterebiliriz.

    ve şener şen, çocukluk arkadaşı ve kan kardeşi için şunları söyler: "küçükken kındık oynardık o hep hile yapardı. o hile yapardı, ben döverdim"

    yıllar sonra ise kamuran usluer eşkıya'da şener şen'e şunları der: "hatırlar mısın? çocukken seninle kındık oynardık. hep ben seni yenerdim. sen bir gün bile neden hep ben yeniliyorum diye sormadın. ben hep aldattım."


    (psychosys - 4 Mart 2011 20:58)

  • comment image

    --- spoiler ---

    çizmeyi sattıktan sonra üzerindeki son ağalık kırıntısı da yok oluyor ya. orada şener şen devleşiyor işte. ama ben en çok çeketi kaptırdığı sahnede üzülürüm. bi de kiraz hanım'a dünyalar feda...

    ---
    spoiler ---


    (yerli mal - 1 Nisan 2011 23:50)

  • comment image

    dönemin sosyal ve ekonomik durumunu irdeleyip haddinden fazla bir gerçeklikle traji komik bir üslupla gerçeği seyircinin yüzüne tokat gibi vuran üstad şener şen'in en kaliteli filmlerinin başını çeker. ayrıca o dönemde sömürülen dini duygulara da dikkat çeken filmdeki şu diyalog delice güldürürken düşündürür de;

    kahya: kızacaksın ama
    ağa: yok kızmam
    kahya: kızmak yoktır
    ağa: yok ulen yok
    kahya: seçimler var ya
    ağa: ne olmuştır seçimlere
    kahya: senin parti boku yemiştir, bir oy çıkmiştir
    ağa: haaa, ne disin lan sen kaç kişi vardır benim köyde
    kahya: vallah bir oy çıkmıştir (ses ağlamaklı)
    ağa: olmaz öyle şey, bir oy heee?
    e. özyağcılar : valla o da benim oyumdur ağam (koşarak gelir)
    kahya : benim oyumdur ağam
    ağa: gavatlar bir oyu ikiniz verdiniz de benim oy nereye gitti?
    kahya: valla ağam ister as ister kes ama işin doğrusu şudır (kafasındaki şapkayı çıkarıp içindeki kağıdı gösterir) bunun için biz bütün köylı öbür partiye oy verdık.
    ağa : bu nedir?
    kahya: tappu
    ağa: ne tapusu
    kahya: şıh vermiştir, cennetten tappu, çuu güzel yerler ayarlamışık, baban da almıştır
    (ağa ikisini de tokatlar, şaplağı vurur hem de okkalı, erdal özyağcılara vurduğu tokattan sonra kaçışı görülmeye değerdir)
    ağa: ulen önce bu dünyadan bir tapu ayarlamaya bakkın.
    kahya: dünya tapuları çoktan paylaşıldi ağam, bize yer kalmadı ki
    ağa: ulan ulan bu şıhh size ne yapsa yeridir, tüyyy suratınıza,
    ağa: (babasına) sana da yuhh
    babası: öle deme öbür tarafı da düşünmeli...

    ayrıca ağa güreşirken maçın ağanın galibiyetiyle bitmesini dört gözle bekleyen köylünün (bkz: çiğ köfte)
    sona doğru umutların azalmasıyla "en böyük ağa, başka bööyük yok" tezahuratındaki ses tonu ve çaresizlik hatta ağlamaklı ses gülmekten karnını ağrıtır adamın. filmdeki yüzlerce hoş detaydan biridir. ardından ağayı yenen camışın deli danalar gibi dolanıp çatlak sesiyle "ben gazandım ben gazandım" çığlıklarının ardından köylünün hücumu da cabası..


    (zezozoze - 27 Nisan 2011 11:04)

  • comment image

    her izlediğimde içim burkulur; iyiliğin ve dürüstlüğün kaybettiğini görmek kötü hissettirir .. züğürt ağanın atıyla veda edişi, domates satarken insanları rahatsız etmekten çekinecek kadar kibar oluşu, çürüyen/ telef olan domatesler arasından usanmadan saatlerce sağlam domates arayışı, cebinde beş kuruş parası olmadığı halde yüzüğünü ve değerli eşyalarını kahyasına * hasta annesini görmesi için verişi, kirazı umutsuzca uzaktan sevişi, çizmelerini eskiciye satarken yüreğinin parçalanışı, terliklerin içinde üşüdüğünde büzülen ayakları, üstü başı dökülür halde omzunda tepsiyle çiğ köfte satarken köylüsüyle karşılaştığında kendi tabiriyle başını bir ağa gibi dik tutması, düştüğü durumdan utanmaması ve şu an aklıma gelmeyen birçok sahnesindeki dramı her daim gözlerimin dolmasına neden olur.. ama yine de sevdiği kadının desteğini alan, tüm kayıplarına rağmen en iyi yapabildiği* işle hayata tutunan züğür ağa için umut kırıntılarıyla biter film.. belki de filmin vermeye çalıştığı esas mesaj budur.. belki de bu yüzden en sevdiğim filmler arasındaki yerini hiçbir zaman kaybetmeyecektir.


    (ocean86 - 12 Haziran 2011 15:13)

  • comment image

    "ben pehlivan diye, ben kahraman diye ali'ye derim. biz kim köpek oluyoruz yanında. vay mübarek adam. oku bakayım! bence en güzel macerası hayber kalesi'dir. yüz defa oku, yine bıkmam."


    (akatlis - 2 Eylül 2011 13:03)

  • comment image

    - çok bozdu istanbul canım. ipini koparan geliy. (istanbul'a kendisinden sonra göç eden ağası için marabanın söylediği söz.)

    bugün 23.15'te trt1'de.


    (administraktor - 30 Ekim 2012 16:55)

  • comment image

    türk sinemasında gaddar ve köylüyü ezen ağa konusu çok işlenmiştir de, ağanın şefkatli ve dürüst adam olup marabaların kurnaz ve sahtekar olduğu tek film budur herhalde. ağa her ne kadar iyi birisi olsa da feodallığı artık bitmiş ve o da hayatta tutunabilmek için köylüleri gibi mücadele etmek zorunda kalmıştır. filmin şehre gelmenin zorlukları gibi bir mesajı yok, ağa dışında şehre gelen herkes köydekinden iyi yaşama sahip olmuştur. ağanın zorlanmasının sebebi bir meslek bilmemesidir. sorulduğunda ben birşey bilmem ben ağayım der ama ağalık şehirde sökmediğinden parası olsa da tutunamaz. filmin bir çok iyi sahnesi var da, asıl en vurucusu son sahnedeki ağanın tüm çiğköfteleri satınca güle oynaya evine gitmesi. eskinin 3-4 tane köy sahibi, yüzlerce marabası olan, ziyafetler veren adamı artık evine ekmek götürebildiği için bile sevinçten oynayan adam haline gelir.


    (humanist cellat - 31 Ekim 2012 18:27)

  • comment image

    son beş yılda memlekette patlama yapan çiğ köfte sektörünü yıllar önce keşfeden, öngörüsü yüksek girişimci bir iş adamıdır kendisi.


    (bay b - 16 Aralık 2012 20:46)

  • comment image

    ağa ve şıh* yağmur duasına çıkıp da sadece 3 damla yağmur yağdıktan sonra

    ağa: senin ettigin dua da bugader olır.
    şıh: benim duam sağlamdır. lakin aramızda cünub vardır
    ağa: ula senden büyük cenabet mi var memlekette ??

    repliğiyle koltuktan düşmeme sebep olan film


    (murdock - 8 Kasım 2003 02:19)

  • comment image

    okudugum kadariyla herkesin baska bir seyler kaptigi film. tabi bu da guzel bir sey. kimi diyor ki bu film bana sunu ogretti, kimi diyor ki bana bunu ogretti. valla onu bunu bilmem ama bana ogrettigi, "hayatta ne olursan ol ama belli bir konuda adam gibi bilgin olsun"'dur. yani simdi o aga sunu diyebilirdi, "benim hicbir sey bilmeme gerek yok, tum gun yatip kicimi buyutebilirim, etrafimda yuzlerce u$ak, hizmetci var". ama i$ hic de oyle degil, gun olur devran doner bir gun sen de zora du$ebilirsin. i$te o zaman ayakta kalabilmen senin yetenek ve bilgine kalmistir. zugurt aga'ninki ise cig koftedir. filmin sonundaki o manali yuruyusu ise o gune kadar el attigi tum isleri yuzune gozune bulastiran aga'nin hayatta en iyi bildigi isten* para kazanmasi ve basarili olmasinin verdigi mutluluk ve gururdur.


    (huger - 17 Aralık 2003 19:27)

  • comment image

    kadınların kavgası dahil her repliğinin, her sahnesinin üzerinde düşünülmesi gereken başyapıt.

    ankara'dan baraj inşaatı haberini alan anaplı politikacıya köyü yok pahasına kaptırmıştır.

    kan kardeşiyle olan sahneler büyükşehirin ne olduğunu en başta gözler önüne serer. nalburiye dükkanı olan kankardeş, istanbulda nasıl yükseldiğini çocuklarının birinin mobilya mağazası öbürünün aeg bayiliğini yaptığını övüne övüne anlatır. ağanın cebinde parası vardır. tek isteği ondan bir akıl almaktır. aldığı tek akıl, "burası istanbul burda herkes kendi bacağından asılır" olmuştur. kankardeşlik bilmemne köyde kalmıştır. şehirde rekabet vardır. köyde herkes birbirine akıl verir gezer. çünkü herkesin toprağı bellidir. ama şehirde bir iş konusunda fikri olan bunu sadece kendi kullanır.

    domates işi tıkır tıkır giderken bir an kahya ile göz göze gelip gülümserler. market gibi değildir, kıvırmaktadırlar bu işi. "bizi mahveden arabanın telefidir" ki gerçekten de öyledir. attan, öküzden başka birşey kullanmamışlardır çünkü. kekeç salman'ı başına bela etmesi bile salman'ın "motordan anlarım" demesiyle olmuştur. "ağam bizde motor yok ki" diyen kahya'ya "ilerde alırız" demiştir.

    çiçek pasajında çiğköfte satarken lahmacun satan hırpıt ali'yle karşılaşır. kahyayla domates işindeki yarım kalmış mutluluğunu, çiğköfte tepsisi boşalınca kendi başına tamamlar. sonunda oyuna dahil olabilmiştir. yaşlı anasıyla kiraz'dan başka sorumlu olduğu kimse de kalmamıştır üstelik.

    filmde ağayı karşılıksız tek seven kiraz'dır. çocukları bile bütün sahnelerde sadece para istemek için yanına gelirler.


    (tky - 26 Kasım 2013 00:20)

  • comment image

    filmin bir yerinde aga benzin istasyonuna arkada$ini ziyaret etmeye gider ve atini benzin pompasinin oraya baglar. atin ismi $ahin'dir.


    (hemingway - 29 Mart 2004 21:05)

  • comment image

    sener sen'in cizmelerini sattiktan sonra terligin icinde ayak parmaklarini buzusturmesi gibi bazi cok acikli sahnelere sahip olan basyapit.


    (pintu - 27 Mayıs 2004 04:19)

  • comment image

    türk sinemasının en iyi filmi. filmin başında ağır ağır kıyafetlerini giyen ve kendini ayna karşısında seyreden züğürt ağanın, bütün aksesuarını (en son körüklü çizme) tek tek elinden çıkarmak zorunda kalıp ağalığını ağır ağır kaybedişi harika bir örgü ile anlatılmış. en dokunaklısı da tablasıyla, yanılmıyorsam yüzüğünü kahyasına köye dönebilsin diye verişi. züğürt ağanın kendini ağa gibi hissettiği son sahne.


    (min el garaib - 7 Eylül 2004 09:50)

  • comment image

    şener şen'in mükemmel bir oyunculuk çıkardığı türk sinemasının gelmiş geçmiş en iyi 5 filminden biridir.
    hem güldürüp hem de iç burkan bir filmdir.

    filmden en çok güldüren sahnelerden biri de, şener şen'in intihara kalkışma sahnesidir:
    -içine sıçam, buraların pıçağı da bozıkhtır...


    (sun of a beach - 7 Mart 2005 11:59)

  • comment image

    hiç değinilmemiş lakin yan öykü konusunda epey zenginlik içeren bu filmdeki yan öykülerden biri de "kiraz'a göz koyan yağız delikanlı" öyküsüdür. ağaların şehre taşındığı andan itibaren kiraz'a abayı yakan bu delikanlı, ilerleyen dakikalarda da ufak planlarla sık sık görülmektedir, hatta filmdeki -kurgu açısından türk sinemasının doruklarından olan- market sahnesinde, dikkatli gözler, pek çok planda arkalarda durup kiraz'ı gözetleyen bu yağız delikanlının farkına varacaktır. sonra delikanlı kiraz'ı istemek için ailesini yollar (burada sadece 3 saniyelik bir "kız istemeye gelen aile" planı vardır ki, bu üç saniyelik plan için bile muhteşem bir atmosfer oluşturmuş, kucağında çocukla gülerek konuşan orta yaşlı kadınından, eğilerek çayını içmeye çalışan yaşlı teyzesine kadar kız istenme anı seyirciye 3 saniyede yaşatılmıştır.)
    ancak, gencin bütün çabaları, filmin sonundaki şu cümleden sonra yerle yeksan olacaktır:

    - ne bakıyosun lan gavat...

    sadece bu yan hikayeyle bile türkiye'nin sosyal haritasının stratejik bir bölgesini gözler önüne seren bu muhteşem filmin günümüzde çoğu kişi tarafından yalnızca "karı isterem" repliğinden mütevellit hatırlanması ise bizi ayrıca üzen, bağışıklık sistemimizi olumsuz yönde etkileyen, ömrümüzü kısaltan bir detaydır.


    (charles h duell - 4 Ağustos 2006 19:12)

Yorum Kaynak Link : züğürt ağa