Süre                : 1 Saat 39 dakika
Çıkış Tarihi     : 03 Haziran 2007 Pazar, Yapım Yılı : 2007
Türü                : Döküman
Ülke                : Almanya,Avusturya
Yapımcı          :  Amour Fou Filmproduktion , Heinz Emigholz Filmproduktion , Westdeutscher Rundfunk (WDR)
Yönetmen       : Heinz Emigholz (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Heinz Emigholz (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Christian Reiner (IMDB)


  • "fiyat ve promosyon politikasının bir türlü oturtulamamasıyla korktuğum başıma gelmiş ve dergi kapanmıştır. oysa ki dvd koleksiyonumda 5-10 tane the fifth element olmasına razıydım."
  • "hatası, dvd promosyonunu zorunlu kılarak fiyatını 9 ytl'ye çıkarmasıydı. o aydan itibaren bir türlü belini doğrultamadı."




Facebook Yorumları
  • comment image

    empire uk'yi 96 yılından beri takip ediyorum. hatta türkiye’de ki en eksiksiz empire koleksiyonlarından birine sahip olduğumu söylemeliyim. askerdeyken bile aileme; kağıda yazıp tembih ettiğim, her ayın 7-14 arası telefon edip (bir ara 22-29 civarına döndü türkiye satış ağı içindeki uzay mekikleri ve bu tarihler hep oynar, sadece bir histir seni dükkana çeken.) bin bir türlü saçmalığın, yılanların, vuran botun, çamur yağmurunun, çalınan botun, 3-5 nöbetinin...arasında bir de sözlü olarak hatırlattığım.-mayıs için aynı sayıyı iki kere almışlardı, o derece acı çekti onlarda--bir fenomendir bu. dikkat edilmesi gereken koleksiyondan söz ederken kendimi övme hatasına düşmüş görünmem değil. sakın böyle anlaşılmasın. tüm bunları söylerken bu derginin benim için ne tür bir hastalık olduğundan söz etmek istiyorum. hasta bir insanın kibri; duman, aşk ve parasızlık kadar saklanamaz değildir. yoksa her deli/yaşlı kadın evinde çöp ve kedi biriktirebilir...sonuçta bu derginin türkiye'de çıkacağını ilk duyduğumda döngümden bir şeyler yitmedi. merak imparatorluğu çökertir. öncelikle en "empire eleştiri." fatih özgüvenin kaleminden çıkma. ian nathan veya bir zamanların angie errigo'su üzerinden bir genelleme yapmayacağım. en son scaner darkly gösteriminde görmüştüm. "yordu gözlerimi" filan demişti. derin gülümsedim. onu ve tuna erdem'i popüler filmler üzerinde görürsek bu artı bir değerdir. tuna tam bir aksiyon sever olmasına rağmen yıllardır popüler bir dergide eleştiri yazmıyor. özgüven ise yalnızca yakın durduğu filmleri akıtır parmak uçlarından; dead man's cards' gibi bir filme eleştiri yazmaya zorlanan bir fatih kuşkusuz bir çok sinema severe empire türkiye'yi gözü kapalı satın aldırır. bu yönetimsel bir problem. vizyon ve biraz mizah gerekli. ikna etmek için kahve lekesiyle ayılmış halıları...bunlar dilek, istek? belki! oysa empire türkiye'de ki ana problem bu kelimelerin cümle halinde kullanılmamış halinde saklı. öyle ki ilk sayıda; çağan'ın parmak izini bıraktığı dvd'yle birlikte üç tane beş yıldızlı türk film var. (taş çatlasa dokuz tane arasından.) bu filmler gerçekten türk sinemasını ileri taşıyan filmler olabilir, peki bu filmlere bakış açısı türk sinemasının neresinde durmalı. magnolia, fight club gibi filmlerin empire'da ki ilk eleştirileri (bir filmin klasik statüsüne ulaşması zaman ve perspektif gerektirir. bu yüzden bir çok değeri kabul görmüş film daha sonra farklı bölümlerde farklı eleştirmenlerce yeniden yazılıp yoklanır.) 4 yıldızlıydı. cenneti beklerken'in tema tik yolculuğu geçmişte ki bir çok türk filminden daha yetkin olabilir, peki o zaman flag of fathers eleştirisini birebir çevirmenin anlamı nedir? murat özer imzalı bir atalarımızın bayrağı eleştirisi bu bağlamda daha açıklayıcı olsa gerek. borat'a 5 yıldı veren empire uk ile üç yıldız veren türkiye arasındaki sosyolojik çerçevenin eleştirisel düzeydeki bulanıklaştırıcı etkisi ne kadar farklı sizce. basitçe empire uk bir ingiliz dergisi gibi hareket ettiği alan sınırlıdır. hiç bir filme bol keseden yıldız dağıtmaz. kendi ülkesinin filmlerinin halini ise hiç sorma. başka bir açıdan bakarsak yalnızca iki yetişkinin oynadığı brick filminin durduğu nokta empire'ın dokusunu işaret ederken; total film bu alanda daha bireyselci ve dik kafalıdır. mehmet açar'ın yıllar önce sinema dergisinde pulp fiction için yazdığı eleştiri ise bu iki dergi arasında ki görünmez köprü sanki. aynı dergide snake eyes için yazdığı eleştiri sound and sight ile iletişim kurmuş on ört yaşında bir çocuğun iki gün önce öldüğünü fark etmesi gibi. yaklaşıyor muyum?
    tek bir konuya değinip başka her şeyi yok saymak adil olmasa gerek. ve bu her yeni şeyi kötüleyen korkak düncünün son saatleri değil. sadece yap bozun tek bir parçasından bütünü görebiliriz diye düşündüm. hayatının bir döneminde dergi yazarlığı yapan biri için bol keseden dağıtmak ve gölgelere yumruk sallamak bu. harcanan emek büyük ve bir dergi uğruna ali taşçıyan yazım tarzını değiştirmeyecektir. fakat belki bakabilir ve bilebilir. türkiye'den türkiye'ye değil; dünyadan kendi sinemasına ve kendi özünü biçimlendiren, onu ayrıksı ve tutkulu kılan türk kimliğinden, ecnebi bir derginin o biçemsel karanlığına. hayatımın kadınısın filminin eleştirisine: "çabuk çekildi, biliyorum. bu da olmamışlığını açıklıyor" diyen arkadaşta olduğu gibi. çabuk çekilen onlarca filmin sinema tarihinde ki yerini görmek ve yakın doğudan onların bulunduğu tuhaf aydınlığa bakmak için eski sayılarını yatağın altından çıkartmanın zamanı geldi de geçiyor bazen.

    --karar
    hızlı ve sarsak. kuşkucu ama derinden. kolomb'un tesadüfen amerika'yı keşfetmesi gibi; empire türkiye'de kendi yüreğini keşfediyor. ama bu "keşif" ile "kaşif" arasında ki farkı bize anlatmak için yeterli değil.

    ***


    (bad astronaut - 14 Aralık 2006 02:50)

  • comment image

    nisan sayısındaki çizgiroman uyarlamaları dosyasında bir eksik, bir de yanlışları mevcuttur..

    yanlış: venom uzaydan gelen ortakyaşar değildir.. ortakyaşarın eddie brock'la birleşmesi üzerine ortaya çıkan yaratıktır.. venom spider-man'in üstüne yapışmamıştır dolayısıyla.. daha da önemlisi, bu simbiyot uzaydan john jameson vasıtasıyla gelmemiştir, secret wars'da spider-man'in daha güçlü olmak için kullandığı ve tekrar dünyaya dönerken de yanında getirdiği bir canlıdır.. simbiyotun john jameson'la dünyaya geldiğini iddia etmek için spider-man'in animasyon serisinden başka bir şey izlememiş olmak gerekir, dolayısıyla yanlıştır..

    eksik: iron man için 2-3 tane aday oyuncu ismi vermişler, şu olmalı, bu olmalı demişler ama tony stark'ı kimin oynayacağı uzun zaman öncesinden belli oldu.. robert downey jr...

    muhtemelen yazı eski bir yazının çevrimi ve yazı yabancı empire yazarları tarafından yazılırken belli de değildi sanırım iron man'in kim olacağı.. ama türk editörlerin bunu farketmesi ve ek not olarak bu bilgiyi koymaları gerekirdi..

    bunlar dışında süper bir dosya olmuş ama.. bir de kapak ne kadar güzel olsa da inanılmaz bir çözünürlük sorunu var.. onu da keşke daha güzel geçirebilselermiş..

    hazırlayanların ellerine sağlık yine de, mayıs'ta tekrar spider-man'li kapak yapmayan bizden değildir ama onu da söyleyeyim..


    (parma maniac - 7 Nisan 2007 20:17)

  • comment image

    agustos 2007'den itibaren sadece dvd'li olarak cikacagini aciklayan dergidir. yani dvd'siz muadilleri 5-6 ytl civarindayken "dunyanin en iyi sinema dergisi" 9 ytl'den satilacak. almak isteyen belki istemedigi, belki sevmedigi belki de zaten koleksiyonunda bulunan dvd'yi de almak zorunda kalacak.
    ama beni sinirlendiren asil salak olay su: gecmis aylarda abonelerine zaten dvd'siz versiyonu yollamalarini gectim, zoraki dvd uygulamalasinin basladigi agustos sayisini da uyelerine dvd'siz yollayan bir dergiymis. insan empire'a (veya herhangi bir dergiye) avantajlarindan faydalanmak icin abone olur; biz paramizla hem rezil oluyoruz hem de kaziklaniyoruz bir guzel oh ne ala memleket. yakinda postersiz de gelmeye baslarsa sasirmayacagim, o derece (bu arada bourne ultimatom posteri kadar kolpa bir poster gormemistir turk sinema dergisi sektoru herhalde, pikselleri tane tane sayabiliyoruz, 40k buyuklugunde jpeg'den cikti almislar sanirim). hayir zaten dergi grubu olarak indirim kampanya cart curt yapiyorsunuz abone olsun insanlar diye, hem de mevcut aboneni iplemiyorsun... bak sinirdem toparlayamiyorum entry'i!

    dunyanin en iyi sinema dergisi degil, dunyanin en pahali adam şaapan sinema dergisiymis empire.


    (the 8th endless - 31 Temmuz 2007 20:37)

  • comment image

    orijinal versiyonu 300 sayfaya yakinlasmisken brosur tadinda cikan dergi, ne yazik ki en eglenceli elestiriler ve okunmaya deger kisimlarini ceviriler almakta. orjinaline 20 ytl vermek biraz agir gelmese ulkemizde kazansin denmese pek alinacak durumda degil. ozellikle son uc aydir 2 filmden birisini secin zamanlarindan kalma dvdleri verme cabasi icerisinde olduklarindan, her seferinde posetleri kurcalayip vakti zamaninda alinmamis film aramaya cabalama biraz can sikici, hadi marta kadar boyle idare ettiler diyelim, daha sonra ne yapacaklar merak konusu.


    (the gambit - 31 Aralık 2008 23:50)

  • comment image

    fiyat ve promosyon politikasının bir türlü oturtulamamasıyla korktuğum başıma gelmiş ve dergi kapanmıştır. oysa ki dvd koleksiyonumda 5-10 tane the fifth element olmasına razıydım.


    (memomika - 5 Ocak 2009 21:55)

  • comment image

    eğer kapanma sebebi çok satmama ile alakalıysa, piyasada o kadar hasılat rekoru kıran yerli film varken, sinemaya giden, yerli film izlemeyi seven ama sinema ile ilgili başka bir şey görmek istemeyen bir kitle var ortada sanırım...


    (mickey blue eyes - 5 Ocak 2009 22:03)

  • comment image

    hatası, dvd promosyonunu zorunlu kılarak fiyatını 9 ytl'ye çıkarmasıydı. o aydan itibaren bir türlü belini doğrultamadı.


    (financier - 5 Ocak 2009 22:13)

  • comment image

    ölünce badem gözlü olmuş kördür. ne zaman kitapevlerinin dergi standlarına uğrasam, empire, o albenili kapağıyla hiç azalmamışçasına en önlerde dururdu. e, amuga goim, şimdi nedir bu arkasından yakılan ağıt?

    satılmıyordu kardeşim, bu kadar basit. bugün ciner'in taksim'deki ana binasında yayın yönetmenleri toplandı ve uzun süredir varolan kötü gidişin, yani tirajların ilk faturaları empire ve rolling stone'a kesildi. o esnada, ekşisözlük'te onlarca filme yorum yazılırken, onlarca kişi de türkiye'ye iyi bir sinema dergisi kazandıralım derken işinden oldu.

    türkiye'de ne sinema seyircisi vardır, ne de -buraya dikkat- sinemacı vardır. burda bile filmlere eleştiriler düzenler (ben de dahil), bir tane empire alsaydı, durum bu olmazdı. şu ülkede sinema sanatçısıyım diye geçinenlerin yarısı empire alsaydı her ay, bugün o dergi kapanmazdı.

    şimdi, "ah empire, nerelere gittin, nasıl beni kodun bu yaban ellerde" diye haykırmanın faidesi yok. kendimiz ediyoruz, kendimiz buluyoruz. diğer bir çok konuda olduğu gibi..


    (what makes you think i m not a superhero - 5 Ocak 2009 22:17)

  • comment image

    ilk sayısından itibaren büyük bir zevkle okuyordum ancak son 3 aydır, içeriği ve tekrar verdiği dvd'lerle, işlerin kötüye gittiği sinyalini vermişti. kapanmasına çok üzüldüm. türk filmlerinin bu kadar çok hasılat yaptığı bir dönemde, sinema dergilerinin teker teker kapanması da hayli ironik bir durumdur.


    (tardy - 7 Ocak 2009 21:01)

Yorum Kaynak Link : empire türkiye