Süre                : 1 Saat 33 dakika
Çıkış Tarihi     : 27 Şubat 2008 Çarşamba, Yapım Yılı : 2008
Türü                : Aksiyon,Heyecanlı
Taglar             : Cia,Fransa,kurtarmak,Tehlikede olan kadın,teenage abduction
Ülke                : Fransa,ABD,İngiltere
Yapımcı          :  EuropaCorp , M6 Films , Grive Productions
Yönetmen       : Pierre Morel (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Luc Besson (IMDB)(ekşi),Robert Mark Kamen (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Liam Neeson (IMDB)(ekşi), Maggie Grace (IMDB)(ekşi), Leland Orser (IMDB)(ekşi), Jon Gries (IMDB)(ekşi), David Warshofsky (IMDB), Holly Valance (IMDB)(ekşi), Katie Cassidy (IMDB), Xander Berkeley (IMDB)(ekşi), Olivier Rabourdin (IMDB), Gérard Watkins (IMDB), Famke Janssen (IMDB), Marc Amyot (IMDB), Arben Bajraktaraj (IMDB), Radivoje Bukvic (IMDB), Mathieu Busson (IMDB), Michel Flash (IMDB), Nicolas Giraud (IMDB), Rubens Hyka (IMDB), Camille Japy (IMDB), Valentin Kalaj (IMDB), Fani Kolarova (IMDB), Goran Kostic (IMDB), Christophe Kourotchkine (IMDB), Edwin Kruger (IMDB), Jalil Naciri (IMDB), Anca Radici (IMDB), Nathan Rippy (IMDB), Helena Soubeyrand (IMDB), Tommy Spahija (IMDB), Anatole Taubman (IMDB), Bertrand Treuil (IMDB), Opender Singh (IMDB), Christy Reese (IMDB), George Hertzberg (IMDB), Nabil Massad (IMDB), Ivette Gonzalez (IMDB), Don Abernathy (IMDB), Whitney Adams (IMDB), Sophie Chamoux (IMDB), Michael Finn (IMDB) >>devamı>>

Taken (~ 96 saat) ' Filminin Konusu :
Canından çok sevdiği kızı Kim’in kaçırılışını, cep telefonu bağlantısında çaresiz ve hiçbir şey yapamadan, dinleyen bir babanın durumundan daha kötü ne olabilir? Bu kabus gibi durum, eski bir gizli ajan olan Bryan’ın başına gelir. Genç kadınları satmakta uzmanlaşmış bir çetenin elinden biricik kızını kurtarmak için önünde çok kısa bir zaman dilimi vardır. Ancak Bryan’ın önünde çözülmesi gereken ilk sorun, kendisinin Los Angeles’te, kaçırılan kızının ise Paris’te olmasıdır.Bu büyük mesafe engelini nasıl aşacaktır? Zamana karşı yarışın galibi olabilecek midir?


  • "- you don't remember me? we spoke on the phone two days ago. i told you i would find you."
  • "liam neeson'ın arnavutların mekanına baskın verdiği sahnede arkada kayseri menşe eski kasa itimat fırın var. imdb trivia'da falan bulamazsın bunu. sadece sözlükte."
  • "u2'yu tüm turneleri boyunca takip etmenin iyi bir fikir olmadığı mesajını veren çok başarılı bir aksiyon filmi."
  • "liam neeson'ın süper baba rolüne büründüğü ekşıntatif muvi.süper baba derken, "valla çok baba adam" tadında falan değil ha.bildiğin süper işte. babayaro."
  • "o değilde böyle babadan kız alınmaz. bunu bilirim bunu söylerim."




Facebook Yorumları
  • comment image

    can sıkıntısına birebir film gerçekten. filmi izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. çevremdekilere şöyle tekme tokat dalıp, ordan oraya koşup, deli gibi araba sürüp, orta yaşlı olasım geldi. çekinmeden izleyiniz derim.


    (a little mercy - 20 Ekim 2008 17:28)

  • comment image

    bu filmi "yahu mahmut bu kurşunlar arabanın kapılarından nasıl da geçmiyor, nasıl da buram buram amerikan sineması saçmalığı kokuyor bu yapıt farkettin değil mi? farketmemek elde değil oysa..." deme kapasitesi bulunan insanların izledikten sonraki yorumları içimi kıydı arkadaş. cümle uzun ve devrik oldu. neyse üzmeyelim kendimizi.

    ben de bu film hakkında diyorum ki; çok sevdiğim bourne serisiyle kapışacak düzeyde bir aksiyon filmi olmuş. aksiyon filmlerinde insanı gaza getiren şey bol titreşimli sahnelerden ziyade ana karakterin karizması ve konunun işlenişidir. liam neeson abimiz de süper olmuş. biriniz çıkınız da cüneyt arkın'ın şu filminde şöyle gaza geldim diyiniz hadi, gülerek gaza geleniniz varsa öğrenmek istiyorum. istatistik olur.

    dediğim gibi gayet süper sürükleyici bir aksiyon filmi olmuş.

    boş zamanınızda izleyebileceğiniz bir film=)))... bir de böyle tanım yapanlar var. yahu... aramızda dolu dolu sıçarken film izleyen arkadaşlar mı var? veyahut kitap okurken veya spor yaparken film izleyen mi var arkadaşım? nedir bu aksiyon filmlerini ikinci plana itme sevdası. fight club izlerken kültürel aktivite yapıyoruz da luc besson senaryo yazınca "ımmfhh... boş zamandaağğmırmırmmmrr..." diyenleriniz oluyor. yazıktır.

    fight club'da hayatın anlamını arayan adamdaki akla ümit bağlayanda kabahat. anlam bulanda kabahat yok, o delirmiş zaten.

    not: not mot yok çok kızdım, geçer şimdi.


    (hellguard - 25 Ekim 2008 02:33)

  • comment image

    --- spoiler ---

    - i don't know who you are. i don't know what you want. if you are looking for ransom, i can tell you i don't have money. but what i do have are a very particular set of skills; skills i have acquired over a very long career. skills that make me a nightmare for people like you. if you let my daughter go now, that'll be the end of it. i will not look for you, i will not pursue you. but if you don't, i will look for you, i will find you, and i will kill you.

    - good luck.

    ---
    spoiler ---


    (syn - 1 Kasım 2008 15:56)

  • comment image

    sadece sözlükte yazılanlar üzerinden konuşursam, hakkının yendiğini düşündüğüm filmdir..

    --- spoiler ---
    tamam kabul ben de izlerken bazı sahnelerde yuh dedim.. arabanın 2 metre yanından sıkılan kurşunların hiçbiri liam abimize isabet etmiyor.. sonra kendisi sonlara doğru koşarak bir audi a6'yı kovalıyor (a8 de olabilir dikkatli bakmak lazım).. bütün filmin geneline bakarsak da polat alemdar misali en sondaki tipi bozuk elemanla dövüşene kadar abartısız darbe almıyor resmen..

    ama film kesinlikle çok kaliteli.. belki de bu kalitenin en büyük kaynağı liam neeson.. adam gerçekten oynamış.. çok fazla diyaloglar üzerine kurulu bir film değil ama başrolün konuştuğu her sahne dikkat çekici olmuş.. başına gelmeyen kalmamış eski bir devlet görevlisinin konu kızı olunca neler yapabileceği çok iyi yansıtılmış.. en çok hoşuma giden, bazı sahnelerde beklenmeyen olayların yaşanması.. mesela bu tarz filmlerde başrol oyuncuları genelde bu kadar acımasız olmaz.. bu filmde 3-4 sahne var, beklemediğiniz tepkileri veriyor liam neeson.. kızı hakkında bilgi toplamak söz konusu olduğunda gevelemiyor.. kesin çözümler üretiyor.. mesela paris'teki arkadaşının karısını acımadı anında vurdu kolundan..

    ayrıca filme bütün hollywood klişelerini kullanıyor diye çamur atılmış, eski cüneyt arkın filmlerine benzetilmiş.. ama bu filmi izleyen de artık filmin ortasında bir çatışma sahnesinde başrol oyuncusunun kolundan vurulmasını beklemesin.. ne olacak sonra.. kızını kaçıranlarla konuşarak mı anlaşacak?.. ayrıca liam neeson dublör kullanmış mı bilmiyorum ama dövüş sahneleri de çok güzeldi bence.. bana da biraz bourne serisini hatırlattı evet.. ama taken'daki karakterden bu kadar aktif ve başarılı dövüşmesi beklenmediği için bence güzel olmuş..

    uzatmadan söylemek gerekirse film bekleneni veriyor.. ben izlemeden önce bu kadar hızlı bir aksiyon filmi beklemiyordum.. açıkçası liam neeson'ın aksiyonda bu kadar başarılı olabileceğini de beklemezdim.. kısa olmasının da faydasıyla nasıl geçtiği anlaşılmayan bir film.. kesinlikle sıkmıyor ve kesinlikle boş zamanda izlenecek bir film değil.. bu filme özel vakit ayırıp izlemeniz gerek..

    son olarak unutmadan ekleyeyim.. en büyük eleştirim filmin sonunadır.. o kadar olaydan sonra bekledim kızın aklı başına gelirde havaalanında üvey babası "hadi gidiyoruz" dediğinde "ben bundan sonra babamla yaşamaya karar verdim" falan der.. sanki adam kızı mafyanın, psikopatların, kart sapıkların elinden değil de bozulan asansörden kurtardı.. ulan adama bir saygı gösterin, sevgi gösterin, bir şey yapın.. sağol sana da zahmet oldu deyip gittiler..

    ---
    spoiler ---


    (pluchart - 18 Kasım 2008 04:07)

  • comment image

    liam neeson'ın arnavutların mekanına baskın verdiği sahnede arkada kayseri menşe eski kasa itimat fırın var. imdb trivia'da falan bulamazsın bunu. sadece sözlükte.


    (grapes of butcher - 2 Ocak 2009 12:49)

  • comment image

    --- spoiler ---
    bir kere filmi begenen olsun begenmeyen olsun herkesin birlesecegi ortak nokta eminim ki "zaman su gibi akti izlerken" olacaktir. mantiksizlik ararsak filmde, pek cok filmde ve dizide de aramak lazim.

    filmle ilgili her seyi gectim, deginmek istedigim tek bir nokta var,

    kizla birlikte amerikaya donduklerinde havaalaninda kizimizin goruntusu neydi oyle?
    nasil saglikli bir ruh haliydi? paris'e gideceksin neseyle, sonra ilk gun zorbalar tarafindan kacirilacaksin, darp edileceksin, uyusturucu verilecek, arkadasin belli ki olecek, zengin bir adamin yatagina girmeye zorlanacaksin, muhtemelen is bittiginde de olduruleceksin. ha bu arada, 17 yasindasin.

    bari havaalanindan donerken cokuk bir yuz ifadesi olsaydi. aglayarak ve yavas haraket ederek sarilsaydi. ama baba super olmali ki, dovus teknikleri yani sira uzaylilardan psikoloji egitimi alip 1 ucak yolculugu sirasinda kizini hic bir sey yasamamis birisine dondurmus. veyahu lacuna inc.'nin ana doktoruymus, hukumet zamaninda.

    filmde cok iyi vakit gecirdim ama, yigidi oldur hakkini yeme.
    ---
    spoiler ---


    (la traviata - 6 Ocak 2009 16:05)

  • comment image

    el bebek gül bebek yetiştirilen kızının birilerinin elinde köle olmasına katlanamayacak eski ajan bir babanın kızını kurtarma hikayesi. bu açıdan bakıp kendini o annenin babanın yerine koyunca insan fena oluyor.

    --- spoiler ---

    zaten senaristin amanda'yı öldürmesinin sebebi de bu sanırım. "öyle olacağına öl daha iyi" mantığı.

    ---
    spoiler ---

    ayrıca bir de

    --- spoiler ---
    filmden aklımda kalan üç nokta:

    - iki kız beraberce tatile çıkmamalı.
    - bekaret önemlidir, hayat kurtarır.
    - göçmenler ve müslümanlar kötüdür, sapıktır vs.

    sanırım bu durumda film mesaj kaygısı konusunda amacına ulaşmış.

    ---
    spoiler ---


    (mazut - 16 Ocak 2009 11:28)

  • comment image

    --- spoiler ---

    bu filmde arnavutlar yerine türkler olsaydı küçük çaplı bir skandal yaşanabilirdi. yönetmeninden tutun senaristine kadar hatta liam neeson'a kadar herkes topa tutulur türlü türlü kampanyalar düzenlenirdi. merak ettiğim şey acaba arnavutlar ne gibi bir tepki vermiş, hatta fransızlar. aslında arnavutlar yerine türkler düşünülmüş gibi duruyor. çete elemanlarının ellerindeki ay-yıldız dövmeler, arkadaki itimat fırın vs. herhalde türklerin arnavutlara göre daha çok sesi çıkar diye düşünüp vazgeçtiler.

    ayrıca böyle bi babadan nasıl böyle salak, embesil bi kız çıkmış insan düşünmeden edemiyor. kızın şımarıklılığı, yapmacıklığı, çocukluğu falan adamı hasta eder derecede. neredeyse bırakın satılsın salak diyecektim, o derece. bu kız lost'ta da böyleydi. dünyanın en pahalı bakiresi. ahahah.

    güzel film. hoşça vakit geçirebilirsiniz, izleyin efendim.

    ps: 96 saat ne lan. içip içip mi çeviriyorlar bu film isimlerini. haa aklıma geldi 96 deyince. filmin en başında smith abimizin arkadaşı olan kıvırcık, nasıl oluyor da 96 saatin var diyor. kızın bakire olduğuna mı bakmış. bak amanda 96 saate kalmadan öteki tarafa uçmuş. heyecan verecekler yaa... hala şu ucuz numaralarla senaryo yazıyorlar. pehh

    ---
    spoiler ---


    (death martian - 15 Şubat 2009 04:21)

  • comment image

    u2'yu tüm turneleri boyunca takip etmenin iyi bir fikir olmadığı mesajını veren çok başarılı bir aksiyon filmi.


    (ceseth - 25 Şubat 2009 10:19)

  • comment image

    müthiş klişe sinopsisine rağmen izlenilesi film.

    --- spoiler ---
    çok bariz bir hata vardı filmde. kız, yatağın altından çekilip kaçırıldığı sahnede kaçıran adamları telefonla dinleyen babasına tanımlamak için;

    "beard. six feet. tattoo right hand, moon and star."*

    diye bağırıyordu. bunları kaydeden baba özel jetle paris e uçarkene bu kaydı dinliyor. kaçıran adamı tahayyül etmeye çalışıyordu. ancak zavallı kızceyiz bu kez;

    "mustache. six feet. tattoo right hand, moon and star."*

    diye bağırıyordu. ilerde bu tanımlama tekrar beard olarak geçiyor.*

    herhalde kayıt cihazı aklında kalanları söylüyor:
    -"sakalmış bıyıkmış çok farketmez. kıllı, uzun boylu, dövmeli bi adam işte."

    ---
    spoiler ---


    (pandaman - 26 Şubat 2009 16:41)

  • comment image

    baslangictan itibaren her sahnesi tahmin edilebilen, buna ragmen sonuna kadar keyifle izlenen film...

    --- spoiler ---
    aslinda bu tip filmlerde adet oldugu uzere, en sonda dovustugu adamin, telefonda konustugu, kizini kaciran adam olmasi gerekirdi ama onu idareli kullanamayip daha basta harcadi. onun icin de final dovusunu, filme son dakikada dahil olmus biriyle -tabii ki arap- yapmak zorunda kaldi.
    ---
    spoiler ---

    --- spoiler ---
    ozel ucakla gidiyorsun. paris'in altini ustune getirdikten, onlarca adam oldurdukten, onemli bir vatandasinin karisini vurduktan, binlerce trafik kuralini ihlal ettikten sonra bildigin tarifeliyle donuyorsun. acik soruyor, yanit istiyorum: neden?
    ---
    spoiler ---

    olsun, guzel film. seyredilir yani....


    (miralay ferit - 8 Mart 2009 00:05)

  • comment image

    üç-beş tane amerikan ajanının bakire kızını dünyanın çeşitli ülkelerine salacaksın sonra da (kaçırıldı) diyeceksin, bak bakalım o zaman terör, beyaz kadın ticareti, çeteler kalıyor mu? dünya düzelir be!

    --- spoiler ---

    hüseyin üzmez, filmde, zengin bir fellah şeyhi canlandırmaktadır!

    ---
    spoiler ---


    (endless bliss - 18 Nisan 2009 12:37)

  • comment image

    televizyonda zap yaparken bulunup son dörtte birlik kısmı izlendiği taktirde, dünya alemin kızını zikmek üzere tek vücut olduğu babayiğit bir adamın etrafında dönen hikayesi yarmış gibi duran filmdir.


    (1milyondolar - 17 Temmuz 2009 00:31)

  • comment image

    manyak gibi mantık hatası falan aramadan, temponun hep yüksek olduğu bir 88 dakika geçirmek istiyorsanız buyrun izleyin. mantık hatası arayıp film zevkini kendinize zehir edecekseniz matrix felsefesini falan tartışalım ne diyeyim ben. o da uyar.


    (schlingel - 31 Ekim 2009 23:55)

  • comment image

    liam neeson'ın süper baba rolüne büründüğü ekşıntatif muvi.
    süper baba derken, "valla çok baba adam" tadında falan değil ha.
    bildiğin süper işte. babayaro.


    (deli - 11 Ocak 2010 14:48)

  • comment image

    bunun bide harder extended cut versiyonu varmış ki daha fazla vahşet içeriyormuş.filmin normali zaten;

    --- spoiler ---

    liam nesson,adamın bacaklarına şişleri saplayıp ucuna kablolarak bağlayarak elektrik veriyor lan daha ne vahşeti olacak ki?.işi bitince o halde bırakıp gitmeside ayrı konu.gerçi hakediyor ipne.

    ---
    spoiler ---

    liam nesson'un kızını oynayan oyuncunun aslında 25 yaşında olmasının sebebi sanırım uygun aday bulunamamasıdır.zaten leon'dan sonra kimsenin 17 yaşındaki kızını luc besson'un filminde oynatacağını sanmıyorum.

    her şeye rağmen aksiyon filmi bourne felan seviyosanız izleyin sıkılmazsınız.liam nesson iyi oynamış.sokarım mantık hatasına.


    (kenevolution - 20 Temmuz 2010 20:40)

  • comment image

    bir gerilim-aksiyon filminden ne beklerseniz var. öyle çok karmaşık bir senaryosu, derinlemesine karakter incelemesi falan beklemeyin bu filmden. arkanıza yaslanın keyfinize bakın türden bir film. liam neeson ortam ne olursa olsun değişmeyen yüz mimikleriyle bu tarz bir film için çok cool kaçsa da rolünün hakkını vermiş. kısaca kafa yormayan izlenesi bir film.

    --- spoiler ---

    kim'in kendinden iki yaş büyük arkadaşı amanda'nın önüne gelen ilk erkekle yatma isteğinden kısa bir süre sonra kaçırılıp sonunda bakire olmadığı için fahişe yapılmaya çalışılırken aşırı dozdan öldüğü hikayesi etrafta dolaşan "bunu izleyen namaza başlıyor" videolarını aratmayacak kalitedeydi. hatta annem o sahneden sonra "işte azmanın sonu" yorumunu bile yaptı yani, buradan senaristlere sesleniyorum: mesaj alındı.

    ---
    spoiler ---


    (birboluikigetekare - 7 Kasım 2010 23:29)

Yorum Kaynak Link : taken