Bad Boy Bubby (~ Bubby, el chico malo) ' Filminin Konusu : Bad Boy Bubby yıllarca annesi tarafından evde kapalı tutulan ve horgörülen Bubby'nin dış dünyayla 35 yaşında, ilk kez tanışmasını anlatan , Venedik Film Festivali'nde Jüri Özel ödülü almış bir film.
Ödüller :
Venedik Film Festivali : "Grand Special Jury Prize"
Venedik Film Festivali : "Special Golden Ciak"
dışavurumcu sinemanın zirve noktası. izlediğim en iyi ikinci film.
(carar - 14 Haziran 2009 14:38)
1993 yapımı deli manyak aykırı ve bir o kadar da güzel bir film. filmde analı oğullu ensest ilişkiden tut, işkenceyle kedi öldürmeye kadar varan manyaklıklar gırla gitmekte. film kesinlikle alışıldık kalıplar içinde değerlendirilebilinecek bir yapım değil.--- spoiler ---filmde, sapık bir karı olan annesi tarafından 35 yıldır bodrum katındaki tek göz odada, dışarıda öldürücü bir gaz var denilerek kandırılıp hapis tutulan bubby adlı geri zekalı şabalağın annesi ile olan garip ilişkisi etrafında cereyan ederken, elemanımızın hiç görmediği babasının da bir gün ansızın çıkıp geliverip anasınıyla tekrar haşna fişne etmeye başlaması ile kıskançlıktan sıtkının sıyrılması ve sonunda her ikisini de bir güzel gebertip ömür hayatında hiç görmediği dışarıdaki dünyaya adım atması ile olaylar gelişir...--- spoiler ---filmimiz australian film institute (bkz: afi) den en iyi reji, en iyi senaryo, en iyi başrol gibi kategorilerde toplam dört ödül almış ve venedik'te de jüri özel ödülüne layık görülmüş.rolf de heer adlı avusturalyalı çılgın arkadaşın elinden çıkma bu garip film laylaylom bir sinema izleyicisine göre olmamakla beraber, bu tür çıkıntılı filmleri seven kişilerce kesinlikle kaçırılmaması gereken sıra dışı bir yapım.imdb: http://us.imdb.com/title/tt0106341/trailer: http://www.youtube.com/…?v=yt_x0l9ulvs&feature=fvst
(sierra leone - 23 Eylül 2009 03:01)
içerisine, aynı filmin rock müzikalini entegre etmiş bir film. izlediğiniz her sahneyi bubby sahnede bir kere daha canlandırıyor nerdeyse. tüm mesajları gibi tanrı tanımazlık mesajı da gayet net verilir filmde.bubby karakterine gelirsek... istese atom mühendisi bile olabilirdi.
(durum serserisi - 27 Eylül 2009 12:46)
çok sert ve sıradışı bir film. eğer çok sağlam bir psikolojiniz yoksa, ahlaki değerleriniz konusunda da hassas bir kimse iseniz izlemeden önce çok iyi düşünün.
(arachnid - 22 Aralık 2009 16:29)
çok sağlam psikoloji vs gerektirmeyen film.olaylar ne kadar çarpık ve çirkin olsa da, bize veriliş şekliyle, insanı olması gerektiği kadar rahatsız etmiyor.
(artificial zapata - 10 Ekim 2010 14:39)
son birkaç yılda izlediğim en iyi, en çarpıcı film. sinema sanatına olan bakış açımda olumlu yönde değişmeler bile oldu diyebilirim. böyle bir filmin nasıl popüler olup kitleler tarafından bilinmiyor olduğunu açıkçası çok merak ettim. insan en azından şöyle 5-10 sayfa entry bekliyor.filmde ensest ilişkiden tanrı tanımazlığa; engellilerin sorunlarından yaşadığımız çevrenin tırtlığına kadar birçok konuyu iç içe geçmiş bir şekilde buluyoruz. komik, mide bulandırıcı, ahlaksız, terbiyesiz, seviyesiz, dengesiz, iğrenç bir film. ve işte tam da bu yüzden seveceğiniz bir film. eğer bazı tabularla alıp veremediğiniz varsa, hiç izlemeyin derim.
(son peygamber - 24 Ocak 2011 07:51)
bir çift göz bu kadar mı boş insanın içine bakar, denilen nicholas hope'un oyunculuğuyla sanata ve tanrıya hak ettiği saygıyı verdiği filmdir. arka kapak tanıtım yazısı hemen şurada:http://www.youtube.com/watch?v=j7jnqroc3yk
(fizan - 5 Haziran 2011 15:03)
filmleri birbirleriyle karşılaştırmak her ne kadar yanlış olsa da bir seul contre tous kadar çarpıcı değildir; nedeni belki at kasabımızın * ortalama, hatta çok sıradan bir yaşam yaşamasından ötürü ensest ilişki isteği izleyicide şok etkisi yaratabilir, lakin bad boy bubby'de bu türden bir ilişki bubby'nin yetiştirilme tarzı nedeniyle dış dünyadan kopuk olması ve belki de bu yetiştirilme tarzına neden sayılabilecek - yine de sayılmamalı - olan kısmi akli dengesizliği sebebiyle çok abzürd durmuyor, bu noktada abzürdlük olarak başlı başına filmdeki anne karakteri örnek gösterilebilir, çocuğunu bir ihtimal varolan eksikliği nedeniyle dış dünyadan kopararak aşırı korumacılık yapan ve bu vesileyle de onu bir bakıma yaşamaktan alıkoyan bir anne ki bu davranışı da bir zaman sonra dolaylı olarak kendisi tarafından cezalandırılıyor. son olarak toparlamak gerekirse, film genel itibariyle insanlığın düşünsel buhranını konu ediyor, kafamızda dolaşan cevabını tam bilemediğimiz, belki de hiçbir zaman veremeyeceğimiz, versek dahi emin olamayacağımız sorular ve bir bakıma isyan, bir bakıma başkaldırıyı içeriyor denilebilir.
(kelepir yazar - 26 Haziran 2011 23:32)
çoğu insanın hoşlanmayacağı çok fazla öğeye sahip olmasıyla birlikte, yine aynı çoğu insanın sevecek çok şey bulacağına da inandığım filmdir. çünkü filmde insanın en temel sorunları, ihtiyaçları ve belki de en derin düşüncelerini kurcalayan noktalar ağırlıkta. öğretilmişliklerimizin dünya'ya bakış açımızı ne derece etkilediğini farketmemizi kolaylaştırabilecek bir film de olduğunu düşünüyorum. dikkat çeken o kadar çok nokta var ki hangisini yazsam bilemedim. --- spoiler ---bubby karakterinin zihinsel problemlerinin 35 yıl güneş görmemesinden kaynaklandığını düşünüyorum. aktif olmayan beyin hücreleri görev yapamaz hale geliyor ve bu yüzden de karakterimiz minimum yaşam standartları diyebileceğimiz bir noktada yaşamını sürdürüyor. diğer zihin özürlülerle iletişimi de ayrıca güzel bir noktaydı ve bana 2 yaşındaki kuzenimin söylediklerini anlayıp annesine tercüme eden 5 yaşındaki ablasını hatırlattı. acaba zihinsel engelliler için de var mı böyle birşey gerçekten ?ayrıca "tanrı kilolu olmamızı isteseydi bizi aynı kiloda yaratırdı" ne kadar saçma bir çıkarımdır ? nasıl bir mantığınız var sizin ?--- spoiler ---
(rainjal - 6 Ağustos 2011 04:05)
içinde birçok toplum yaşantısına göre sıradışı öğe bulunmasına rağmen (eşcinsellik, ensest, ateizm propogandası, hayvan katliami gibi) çok eğlenceli bulduğum film. ilk izlediğimde biraz sert diye düşünmüştüm fakat aslında hiç de söylendiği gibi sert ve çarpıcı vs. değil. filmde iğrenç ve alışılmamış şeyler oldukça fazla fakat o kadar da rahatsız etmiyor nedenini anlayamadığım bir şekilde.
(cemlemikonusuyorsun - 17 Şubat 2013 16:36)
bubby rolündeki nicholas hope'un, jack nicholson'ın shining'deki performansını hatırlattığı ve döktürdüğü, '93 yapımı rolf de heer filmi. alelade bir film beklerken ağzımı açık bırakmış, psikolojide ne kadar disiplin varsa, altından girip üstünden çıkmış şukela bir film. çoğu insana ağır gelebilecek sahnelere sahip olmasına rağmen, sağlam bir midem var ki, adeta gözümü kırpmadan izledim.takıldığım bir nokta var ki, filmin başında yasal uyarı tadında, yukarıda bahsettiğim "çoğu insana ağır gelebilecek sahneler", ensest ilişki, hayvan katliamı, eşcinsellik vs. olarak özetlenmiş. şu, "çocukların ve gençlerin ruhsal ve fiziksel gelişimi" martavalını biliyoruz da; normal sayılamayacak derecede absürd ve "aşırılık" içeren olguların arasına ateizmi de ekleyen insan evladına, en temiz duygularımla, filmdeki bilim adamının söylevini ithaf ediyorum efendim:--- spoiler ---you see, no one's going to help you bubby, because there isn't anybody out there to do it. no one!we're all just complicated arrangements atoms and subatomic particles - we don't live! but our atoms do move about in such a way as to give us identity and consciousness. we don't die; our atoms just rearrange themselves.there is no god. there can be no god; it's ridiculous to think in terms of a superier being. an inferior being, maybe, because we, we who don't even exist, we arrange our lives with more order and harmony than god ever arranged the earth. we measure; we plot; we create wonderful new thinks. we are the architects of our own existence.what a lunatic concept to bow down before a god who slaughters millions of innocent children, slowly and agonizingly starves them to death, beats them, tortores them, rejects them. what folly to even think that we should not insult such a god, damn him, think him out of existence. it's our duty to think god out of existence. it's our duty to insult him.fuck you god! strike me down if you dare, you tyrant, you non-existent fraud.it's the duty of all human beings to think god out of existence. then we have a future. because then -and only then- do we take full responsibility for who we are. and that's what you must do, bubby: think god out of existence; take responsibility for who you are.--- spoiler ---edit: badim kesuda sağolsun uyardı. nicholas hope ile jack nicholson'ı birleştirip, jack nicholas diye bi aktör uydurmuşum; düzeltildi.
(kivikocan - 15 Nisan 2013 23:29)
being there'in bilumum sikiş döneni.jeder für sich und gott gegen alle ve seul contre tous örnekleri zaten verilmiş. ben üç tane daha veriyorum.angstc'est arrivé près de chez voushenry portrait of a serial killerbu yedi filmlik seriden bir dvd box set(aka yeni klasör) çıkar. being there tabii aralarında çok softcore kalıyor ama o da bubby'yle en yakın olanı. belki de angst aslında en yakın olanı. bilhassa ana karakterin gerçek hayatı bakımından.edit: aslında bu ekibe taxi driver ve american psycho da eklenebilir belki ama onlar sanki biraz uzak kalır gibi. bilhassa american psycho'nun mevzuyu bitirişi hasebiyle.
(sanal hayvan - 4 Kasım 2013 15:45)
başında yer alan açıklamadan sonra yalnız başıma izlemekten tırstığım için izlemenin yemediği film.. en yakın zamanda izliycem ama zira merak ettirdi.--- spoiler ---uyarı yazısı: bu film +18 olmasının yanı sıra çocukların gelişiminde psikolojik olarak çok derin yaralara ve tahribata yolaçabilecek şiddet, sapkınlık, ensest muhteviyat ve ateist mesajlara sahip olup, evinde hayvan yetiştirenlere asla tavsiye edilmez.--- spoiler ---editto: anne olmak nasıl bir duygu bilemiyorum lakin böyle pedofil haberlerinde felan dellenen anneleri çok iyi anladım bu filmde. kediyle oyun oynadığını sanan bubby, senin ağzına sıçarım lan ben. ursula'yı hemen odadan çıkardım ve sonrasında ben de salonu terkedip yatak odama geçtim! hıh!!
(frln was here - 9 Kasım 2013 23:05)
çarpıcı bir sinema deneyimi. boş vaktim var, ya da , kafam dağılsın, denilerek izlenebilecek bir film değil. zihni allak bullak ediyor, kötü hissettiriyor, hatta ağlatıyor. ben zaten sapkın film manyağı bir insanımdır, en leş, en z tipi filmleri bile belli bir keyifle seyrederim, ama bu öyle bir film de değil. leş bir film değil, dekoru, ışıklandırması, sesleri, atmosferi, kurgusu her boku mü-kem-mel yapılmış bir film. nicholas hope abinin dehşetli oyunculuğuyla, ağzından çıkan kelimeleri bile bilinçli seçmeden söyleyen bir karakter üzerinden, söyleyecek çok fazla şeyi olan bir film. --- spoiler ---kanımca senaryonunu kurguzu muazzam. bubby'nin çevresindeki insanlardan duyduklarını ilerleyen sahnelerde belli durumlara cevaben aynen tekrar etmesi ve bunun mizansene cuk oturması…daha önceki sahnelerde kendisine söylenenleri konser sırasında mikrofondan bağırarak doorskonserinde bir jim morrison tadı yakalaması… hele final sahnesi var ya, bubby koca memeli şişme bebeğe bakar, biz bubby e bakarız, bubby şişme bebeğe değil annesine bakıyordur… annesine olan özleminin, annesiyle yaşadığı cinselliğin gösterilerek bize yansıtılması normalde aklın alamayacağı kadar iğrençken, filmin gerçekliğinde insanı rahatsız etmiyor. filmde herşey çarpık, herşey hasta. --- spoiler --- nasıl bu kadar bilinmeyen bir filmdir, anlamadım. underrated diyorlar ya, ha işte bu film aynen öyle. izleyin, izlettirin. bir sinemaseverseniz, yaşamanız gereken bir sinema deneyimi vaadediyor bu film size.bir de, bunu beğenen şunu da beğenir :(bkz: ex drummer)
(hippi jojoba - 1 Aralık 2013 11:42)
az daha kassa güzel bir john waters filmi olabilirmiş ancak bu haliyle iki arada bir derede kalmışlık izlenimi veriyor.yine de kayda değer bir film.
(agirroman - 5 Şubat 2014 10:40)
en sevdiğim sahnesi bubby'nin sahnede olduğu an olan değişik film. o an ışıklar sanki onun mutluluğunu hissettirir izleyiciye...
(dengelisiz - 19 Nisan 2014 22:33)
havaya taramalıyla şarşör boşaltır gibi dik ve sert.bomba.ve editin editi;en son drive filminden böyle etkilenmiştim.
(yirmibirellidokuz - 25 Nisan 2014 21:55)
*ingilizce alt yazılı olarak izlediğim ve müthiş keyif aldığım kült bir film. oedipus complex ile giriş yapan film freud'u yalayıp yıkayarak film setinden çıkıyor.
(serkaninci - 20 Temmuz 2014 18:18)
bünyesinde aynı anda john water filmlerine rahmet okutacak cinsten absürtlükler, ken loach filmleriyle yarışacak düzeyse sosyal dram, metin göndermeleriyle haneke (burayı biraz abarttım) tatları taşıyan kült film. kıymeti bilinmemiş filmlerdendir. bubby, üzerindeki anne etkisiyle şiddet, sapkınlık, mazoşizm, pedofili gibi kavramlarn kucağında (bu kavramların anlamını, genel geçer ahlak kurallarını ve tabi ki en basidinden iyi -kötü ayrımını bilmeden) bir tür yalıtılma ve bunun sonucu olarak yarı delilik hali içinde. (delilik, sapkınlık, öğrenilmemiş davranışların bütünü vs ne denirse artık) dış dünyaya çıkışıyla, doğanın kucağına bırakılan küçük kabile çocukları gibi kendi erginlemesine doğru yolculuğa çıkıyor bubby. aslında film epey güçlü alt metinlere sahip, öyle değilmiş gib görünsede. kısacası farklı bir sinemal deneyim arayanlar için biçilmiş kaftan 'bad boy bubby'. tabi saçma sapan ahlaki yargılarınızı vestiyere bırakarak.
(kulotsuzcorap - 2 Ağustos 2014 14:50)
sapık filmler listesinde zirvede olmasa da ilk 10'da kendine müstesna bir yer edinmeyi hak eden,vahşice grotesk ve epey iyi yönetilmiş,oynanmış çok başarılı ve aynı zamanda çok pis bir film.altından bir çamur adeta.nicholas hope sinema tarihinin en ilginç karakterine imza atarken hiç utanmamış pezevenk.
(noksan - 26 Eylül 2014 04:13)
Yorum Kaynak Link : bad boy bubby