Facebook Yorumları
  • comment image

    şimdiye kadar oynadığım en eğlenceli bilgisayar oyunu. hani gerçekten en son ne zaman bir oyunu oynarken bu denli eğlendim hatırlamıyorum. oyun hakkaten eğlenceli. aşırı ve gereksiz gerçekçilikten uzak, ciddi derecede absürd, one man army kıvamında fırlama bir oyun olmuş. oyunu alıp bilgisayarıma kuralı daha altı gün oldu ama ben 72 saat oyun süresi yapmışım. steam'den kabak gibi gözüme vuruyor 72 diye. o derece bağımlılık yaptı bende. hani türün seveniyseniz ve üstüne bir de serinin diğer oyunlarıyla bir geçmişiniz varsa mutlaka oynayın derim. pişman olmazsınız. şimdi oyunun içinden bazı şeylere değineceğim ve ağır spoiler içerecek. o yüzden ki eğer oyunu oynamaya niyetliyseniz burdan sonrasını görmeyin.

    --- spoiler ---

    oyun her zamanki plansız, programsız, allahlama, önüne çıkana ateş etmekten oluşan saints mantığıyla soymaya çalıştığınız bir bankada başlıyor. tabi polisler işin içine dahil oluyor ve kıyamet kopuyor yine. çatışma başlar başlamaz oyunun genel gidişatı yönünde fikir sahibi oluyorsunuz zaten. absürdlük gözünüze çarpıyor. çünkü yanınızdaki elemanlardan jush birk denen gerizekalı kasanın açma düğmesi diye alarm tuşuna bastığı için polisler damlıyor. sonra helikopterle kasayı yerinden söküp götürmeye falan çalışıyorsunuz. action gırla devam ediyor tabi bu sırada. işte öyle oluyor böyle oluyor polisler sizi enseliyor.
    karakola düştükten sonra phillipe loren dallamasının adamları gelip elimizi ayağımızı bağlayıp bizi paket ediyorlar. sonra herkesin bildiği trailer'da dönen uçak bölümü başlıyor ve ne yazık ki hakkaten johnny gat bölümün sonlarına doğru ölüyor. açıkçası trailer'da gördüğümde shaundi gereksiz dram yapmıştır gat ölmez demiştim ama öldürmüş alçaklar.
    uçaktan atlayıp yere indikten sonra silah, upgrade, kıyafet, stronghold vs sistemleri hakkında ne olduklarını çakozlayalım diye çerez bölümler geçiyor. bu saydıklarıma dikkat etmek lazım ilerki safhalarda oyunu epey etkiliyorlar çünkü.
    biz yavaş yavaş palazlanmaya başlayınca kendimize adam gibi bir crew house bulmamız gerekiyor ve helikopterle rakip çetelerden birinin parti yaptığı eve dalıyoruz. bu sırada arkadan kanye west - power çalıyor. ve oyuna dair güzel bir detay daha kendini belli etmiş oluyor. uygun bir müzik eşliğinde görevi yapmak eğlence katsayısına +10 takviye yapıyor. final görevinde bunun bir de holding out for a hero'lu versiyonu var ki oyunun açık ara en gaz kısmını içeriyor. bonnie tyler gırtlaktan söyledikçe sen shaundi'ye daha bir hızlı gitmeye çalışıyorsun.
    söylemek istediğim başka bir bölüm de stag askerlerinin tanklı uçaklı crew house'umuza saldırdıkları ve bizim de onu savunmaya çalıştığımız bölüm. hani gta vice city gibi havaya sokuyor insanı epik hikaye ve gerçek üstü, absürd durumlar. oynadığınızda ne demek istediğimi anlayacaksınız.
    komedi kısmına gelince: değinemeyeceğim kadar çok yer var insanı güldüren hatta kahkaha attıran ama ben pierce washington denen salağın baş rol oynadığı yerlerden bahsetmek istiyorum. ya bir karakterin tepkileri bu kadar mı komik olur lan. oleg kirrlov'la dönen santranç geyikleri çok iyiydi. oyunda sürekli bu ikisinin satranç oyunu yarım kalıyor. bir şekilde taşlar dökülüyor. en sonunda crew house'a pencereden stag uçağı giriyor ama bu hıyar hiçbir şeye değil taşların yine döküldüğüne küfrederek tepki veriyor. bir de plan! gereği stag gemisine esir olarak bunu götürüp askerlere teslim ettiğinizde karakterinize 'what the fuck man' diyişindeki tonlama beni benden alıyor. son olarakta arabada what ı got söylüyorlar bizim karakterle orası da insanı eğlendirmekle kalmıyor gereksiz yere mutlu da ediyor. beni etti en azından.
    neyse işte bir iki şey yazayım dedim incelemeyle karışık zırvalamalarımı içeren sikimsonik bir giri oldu. idare edin artık.

    ---
    spoiler ---

    velhasıl güzel oyun. aşırı pahalı bir fiyatı da yok ki pasarısı sonuna kadar hak ediyor bence. alın oynayın.


    (james raynor - 4 Aralık 2011 22:00)

Yorum Kaynak Link : saints row the third