• "(bkz: gerhard richter)"
  • "hyperstation'in da icinde gectigi sozlere sahip, asmis album. bunun bi ust leveli olamaz artik daha napsin bu adamlar ya! ha evet soyle bisi olabilir:(bkz: dirty)"
  • "1981 yılında kurulan sonic youth'un 1988 yılında dgc etiketiyle yayınlanan enfes albümü. topluluğun en iyi albümlerindendir. çok sağlam bir art-rock albümüdür."
  • "bence daydream nation ayrı; kalan sonic youth albümleri ayrı bir yana. müzik tarihinin son elli yılı ele alınsın, ilk onda mutlaka olması gereken albüm."
  • "biz birbirimizin hayatına giremeyen çıkmayı da beceremeyen iki kişiyiz sadece."
  • "her ne kadar eliminator jr. ile kafa yorsa da trilogy ile ozel bir kapanisa sahip olan album. trilogy'de hyperstation buyuk ara diger ikisine fark atiyor."
  • "bu sene hatta tam da bu ay albümün 25. senesiymiş. kutlu olsun."
  • "cross the breeze isimli şarkıları iç yakıcı güzelliktedir. teenage riot da pek şekerdir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    'bir adaya götürülecek olsam yanıma alacağım yedi albüm', 'yangında kurtaracağım ilk üç cd', 'nokia'nın organize ettiği yarışma şeysini kazanırsam tokyo'ya red hot chili peppers konserine giderken cdbox'a koyacağım dört albüm' türü muhtelif kombinezonlarda herdaim ilk üçe oynayan; ağlatan ve gülümseten, öfkelendiren ve ana rahmine dönmeyi gereksindiren mutlak öfori albümü. 'işkence ve doğumgünü sehpası'. kanlı bisturi ve bebe mavi önlük yakası. sen, steve shelley, dünyanın en güzel davullarını burada çaldığın için seni seviyorum ben. (thurston'a diyeceklerimi bir gün psychic hearts'ta derim) kim, kimsin sen? saz-caz-düğün-varyete'nin düşmüş güzeli? dünyanın en güzel sesli dişisi?
    albümün dişlisi, prodüktör nick sansano.


    (velouria - 26 Ekim 2002 22:18)

  • comment image

    başrol oyuncusu kat dennings'in varlığıyla güzellik kazanan film. ancak tanıtımındaki david lynch, juno ve donnie darko benzetmelerini asla hak etmiyor. ne david lynch kadar anlaşılmaz, ne juno kadar zekice yazılmış ne de donnie darko kadar orjinal bir film bu. baştan aklınızdan afişte size gösterilen bu düşünceyi çıkarırsanız filmi beğenme olasılığınız artacaktır.

    --- spoiler ---

    "daydream nation" çok iyi bir film değil. ortalama bir hikayeyi ortalama bir başarıyla işliyor diyelim. özellikle josh lucas'ın karakteri barry sonlara doğru iyice saçma sapan bir hal alıyor. üstelik yaptığı hataların bedelini öderken de göremiyoruz kendisini. gym bitch ile mutlu ve psikopat bir hayata yelken açtığını varsayabiliriz ancak. oysa bir öğrenciye başka bir öğrencisiyle ilişkisini itiraf edecek kadar akılsız olan bu adam, bir seri katilin pençesinden kurtulmuş bir halkın yeni hedefi olabilirdi. oh, canıma da değerdi hani.

    caroline çok iyi oynanmış ama pek iyi yazılmamış bir karakter. kat dennings'in göz alan güzelliği ve karizması olmasa film boyu sevilesi bir kız değil aslında. yaptıkları, "başka bir insan olmak" isteyip iki erkeğin hayatını berbat edişi bencilce bir kötülük. yine de filmin anlatıcısı olarak iyi bir iş çıkarıyor caroline. her şeye rağmen hikayeyi izlenebilir kılan karakter kendisi.

    filmin senaryosunda aslında ot içilerek yazılmış gibi uçuk bir kopukluk var. filmin ilk dakikalarında babasının olayların olduğu sene bir kaşıntı sonrası kanser olduğunu öğrendiği ve sonra hayatını kaybettiğini söylüyor caroline. bu tek cümlenin filmin gerisine herhangi bir etkisi yok. ancak o bir cümleyle daha ilk kez tanıştığı ve filmde önemli rolü olan bir karakteri bir kalıba sokmak ve sonra o kalıbın hakkını vermemek karakterin içini boşaltıyor. aynı boşluk enid için de geçerli. müzisyen kocasını kaybeden ve iki çocuğuyla yalnız kalan erkeklere güvensiz, oğlunun sadık olmasını ve iyi biri olmasını her şeyden çok isteyen anne iki dakikada oğluna bir pislikmiş gibi davranan ama asıl pislik kendisi olan baba (kendisi imdb'de bile mr. waxler olarak geçiyor, karaktere isim vermeye zahmet etmemişler) karşısında yelkenleri suya indiriveriyor. karakter tutarlılığı filmdeki herkes için sıfır.

    şehirde süregelen yangın ve seri katil terörü hikayenin arka planında, şehrin sosyal yaşantısına şekil veriyor. ancak hikayede çok büyük bir etki yaratamıyor ne yazık ki. ikisini de çıkarsanız zaten çok az olan alt metinden bir şey kaybolmuyor.

    filmin final sahnesini ise çok sevdim. şehirdeki yangından çıkan dumana bakan caroline ve thurston'ı izliyoruz. bu sırada anlatıcı caroline mutsuz insanların olaya yanlış açıdan baktıklarını söylüyor ve o sırada biz karakterleri tam ters plandan görmeye başlıyoruz. pis yangın dumanının olmadığı ters tarafta gökyüzü o kadar güzel ki, caroline'ın sözleri müthiş bir anlam kazanıyor. bence bu filmin sinema adına en parlak anı bahsettiğim sahnedir.

    ---
    spoiler ---

    "daydream nation" ilerleyen yıllarda yıldızı daha da parlayacak harika bir oyuncuyla tanışmak için bile izlenebilir bir film. üstelik filmden keyif alabilir, hatta onu beğenebilirsiniz bile. imdb'deki 5 küsürlük notu biraz haksızlık olmuş kısacası.


    (under rug swept - 21 Temmuz 2011 14:58)

  • comment image

    her ne kadar eliminator jr. ile kafa yorsa da trilogy ile ozel bir kapanisa sahip olan album.

    trilogy'de hyperstation buyuk ara diger ikisine fark atiyor.


    (july12 - 23 Eylül 2013 11:01)

  • comment image

    albüm kapağının teması ilkokuldayken amerika'daki 24 kasım öğretmenler gününden çok etkilenmiş thurston moore'un hazırlattığı "mum misali kendisini eriterek çevresini aydınlatan öğretmen"dir. ahsahsahs. dikkatinizi çekerim açılış parçasının adı da "teenage riot" bir nevi michel pfeiffer'lı dangerous minds, efendime söyleyeyim `gangsta's paradise`. zamanın ötesindekiler yok olunca böyle sik gibi şakalar yapmakta artık bir beis görmemeye başladım. dünyanın tüm çiçekleri diyorum!!!!


    (sanal hayvan - 14 Kasım 2013 19:54)

Yorum Kaynak Link : daydream nation