danis tanovic'in cekmekte oldugu, 2009 yilinda gosterime girmesi planlanan filmi. colin farrellve christopher lee'yi basrollerde izleyecegiz. farrel rolu icin 20 kilo vermis!

http://bauergriffinonline.com/…rrell-all-cut-up.php

(marti uctu - 2 Haziran 2008 19:31)

şubat ayı sonundan itibaren türkiye'deki acil servislerde de geçerli olacak sistem. birinci dünya savaşı sırasında, yaralı askerleri, muhtemelen ölecek olanlar, muhtemelen yaşayacak olanlar ve acil müdahale edilirse yaşayacak olanlar diye ayıran fransız doktorların başının altından çıkmış. fakat günümüzde dünyanın pek çok yerinde, kısa bir ön teşhisle aciliyet seviyesi belirlemek için kullanılıyor.

çoğunlukla kırmızı renk: hayati tehlike altında, sarı renk: hayati tehlikesi yok, ama acil müdahale edilmesi gerekiyor, yeşil renk: ayakta tedavi edilebilir anlamına geliyor.

tabi bu bölücü renklerin kullanılmasını gözü açık vatandaşlar olarak yer miyiz, yemeyiz. ama sörf? tabi ki yeriz.

bkz. hürriyet okuyucu yorumları

(hinlikperisi - 5 Şubat 2010 04:49)

colin farrell resmen medine fukarası gibi bu filmde. paz vega ise inanılmaz çirkin gösterilmeye çalışılmış lakin yemezler ^*

--- spoiler ---

filmde savaş fotoğrafçısı iki arkadaş ve onların eşlerini de konu alan bir dram sözkonusu. lakin filmde bu dramı dikkat çekici yapan halepçe katliamı öncesine denk düşen momentteki peşmergelerin durumu. peşmergelerin durumu fon müziği olmuş, pek açılmamış, öyle bi gerilla savaşı veriliyorlar, film zaten buna fazla takılmıyor. esas batılıların hikayesi ile mesgul olmamız istenmiş, ben de öyle yaptım.. yani filmde hikaye kürdistandaki peşmerge kamplarında geçiyor, yok yok ırak kürdistanı'ndaki, yok sanırım güney kürdistan'da, kuzey ırak bile denilebilir oraya. amaan neyse..

şahsi kanaatim odur ki filmi izlenilebilir kılan yalnızca büyük babanın sıkıcı beylik laflarının adım adım kahramanımızı çözmesi ve bizim de bunu bildiğimiz halde seyretmekten gocunmamamız.. bey amca herkese göstere göstere ayar veriyor.

sevdim filmi.

--- spoiler ---

(birak su dilenciyi - 2 Mart 2010 14:34)

mark (colin farrell) evine döndükten sonra başından geçen bir hikayeyi anlattığı sırada yaşlı bey amca harita çizmesini istemişitr. mark ise çizdiği haritada türkiye'nin hatay'dan doğusunu kürdistan olara göstermiştir. bu film 2009'da çekilmiş olmasına rağmen türkiye'de gerektiği kadar yanıt verilmediğini ve önemsenmediğini görüyorum. gerçekten hasır altı edilmiş durumda kürt politikası yapan bir filmdir.

(roddick andy - 5 Mart 2010 15:37)

savaş filmi gibi başlayıp drama dönen, ikisini de beceremeyen film.

--- spoiler ---

bir kere colin farrellda öyle bir kolej bebesi tipi var ki... saçları da at kuyruğu yapmış dünyanın dört bir yanında katliam, soykırım fotoğrafları çekiyor. adamın götünden kan alırlar. tecavüz edip öldürürler öyle parlağı. öyle taşak gazetecilik yapılmaz.

--- spoiler ---

(tetteh - 15 Ağustos 2010 14:56)

film fena değil, franco'cu dede'yi pek bir sevdim, onun dışında paz vega'nın o harika duruşu için de artı beş puanım var.

(osculus - 18 Kasım 2010 17:49)

hikaye güzel yalnız film için aynı şeyi söyleyemiyorum; malum bir filmin iyi olması için hikayeden çok daha fazlası gerekli. türkiye'nin büyük çoğunluğunun kürdistan olarak gösterilmesi...

vasatın altında, boşa geçen 2 saat; başlarını izleyin, illa bir son olsun istiyorsanız bir de en son 5 dksını izleyin, yeter, gerisi teferruat.

(morumtrak - 26 Şubat 2011 20:08)

o kadar hukukumuz var, siz ekşi sözlükçülere bir güzellik yapayım, hayatınızdan 1.5 saat tasarruf edin.
filmin ilk 20 dakikasını seyredin, aleti durdurup aşağıdaki 3 cümleyi okuyun ve tekrar çalıştırıp son 10 dakikayı izleyin. emin olun, ilginç bir şekilde hem birşey kaçırmayacaksınız hem filmden daha fazla keyif alacaksınız.

--- spoiler ---
ingiltere'ye geri dönen mark'ın tripte olmasından bişiylerin ters gittiğini anlarız. mark'ın karısının ak sakallı dedenin ispanyol versiyonu olan büyükbabası gelir, iki konuşup mark'ı açar. biz de zaten yönetmenin film boyunca kastırmasından "orada" ne olduğunu ancak filmin sonunda öğreneceğimizi daha 20. dakikadan itibaren biliyoruzdur.
--- spoiler ---

konu ilginç evet ama zayıf... tek başına filmi sürükleyici hale getirecek bir konu değil . onun için araya faşist zannedilen dedenin derin felsefik yaklaşımları felan serpiştirilmiş ama bence yine de kurtarmamış.

sağlam bir politik-aksiyona çok iyi yan hikaye olur ama tek başına olunca, ı-ıh...

(miralay ferit - 23 Ağustos 2011 08:11)

danis tanovic hayranlığıyla gelinen ama bir şekilde duvara toslanmasa da ani frenle durduran yapım.

no man's land ile savaşın ve bilhassa bosna savaşı'nı daha sakil, daha mutedil olamayacak kadar 'ortada' anlatmayı becermiş yönetmenin, bu sefer bilmediği coğrafyalarda biraz daha "savaş" temasından yürüme çabası olarak bir gömlek üstünü zorladığı yapım. buna rağmen kürt meselesine çok da talî bir yerden baksa da izlenmesinde beis olmayan bir yapım. danis tanovic, her şekilde savaş, ölüm ve geride kalanları anlatmayı iyi bildiğinden bu filmle de buna - birkaç lig aşağı düşerek de olsa - devam eden yapım.

colin farrell ve paz vega'nın - başka yapımları izlenmemiş olmakla birlikte - oyunculuk sergilemedi yapım en başta. colin efendi sadece karizmasıyla mı iş yapıyor orası meçhul de küfür ederken de üzülürken de aynı jest ve mimikler. aynısı paz vega için de geçerli. no man's land'den gelen branko djuric, dr. talzani rolüyle hepsinden daha iyi oynamış, kırık ingilizcesi ve tipiyle sıradan bir kürt'ü de andırdığından. ki hayata ve ölüme dair meseleler de burada geçiyor.

sonuç olarak triage denilen şeyi sadece kürdistan dağlarında değil, insanın ölümle karşı karşıya geldiğinde kendi ve sırtındakileri de düşünerek pek âlâ geçerli olduğunu gösteren, tek alâmet-i farikası da bu olan film.

--- sağanak spoiler ---
filmin odağı olan önceliklendirme, ya da daha entel bir veçhesiyle (yaralı militanlar arasında) kimin yaşayıp kimin öleceğine karar vermeden müteşekkil tanrı kompleksi fikir olarak çok orijinal olsa da bu filme yayılamamış, sadece dağlardaki hikayede kalmış. iskoçya'ya (irlanda da olabilir) kadar bu hikâye kargoda biraz bozulmuş ve o yüzden de akmamış olan film. bu önceliklendirme ile hayatına devam eden bir muhabir arkadaşını kaybetmesinin dramını yaşamakta, film boyunca arada akan nehirlerle yaprakları hayava uçuşmuş sahnelerle biz derinde bir şeyler olduğu anlatılıyor ama hepsi bu.

öte yandan, kürdistan meselesine ve hatta afrika, lübnan ve iran'daki savaş meselelerine girerek kitabından uyarladığı adam dahil olmak üzere, biraz sathî kalması sonucu sadece türk-kürt savaşı olarak veriliyor, araya da saddam serpiştiriliyor. dağdaki hayatı görüntülemeye giden bir savaş muhabiri ana odak olacaksa, türkiye-kürdistan-ırak gerilimi - hele filmin geçtiği geç 80'lerde - biraz daha derinleştirilmeliydi sanki.

--- sağanak spoiler ---

(muvazzaf sergerde - 26 Ocak 2014 12:58)

bence izlemenize değecek bir film değil. batılıların, batılı gözü ile bakıp empati yapmadan kıçlarından uydurdukları çerçevede bir film olmuş. nerde bu saddam'ı destekleyen amerika, türkiye ve iran'daki pkk terörünün varlığı ve kadın çocuk demeden öldürülen onlarca vatandaşımız hakkında biraz bilgi verseydin yönetmen de sonra kürdistan'dan bahsetseydin.

(filosofo - 14 Nisan 2015 20:15)

ing. hastalari ciddiyetine gore onceliklendirme anlaminda medikal tabir.

ayrica genel olarak onceliklendirme i$lemine verilen isim.

"triaj" diye okunuyor ayrica.

(ssg - 2 Aralık 2004 02:24)

(bkz: prioritization)

(ssg - 29 Mart 2005 08:21)