Orlando ' Filminin Konusu : Orlando is a movie starring Tilda Swinton, Billy Zane, and Quentin Crisp. Young nobleman Orlando is commanded by Queen Elizabeth I to stay forever young. Miraculously, he does just that. The film follows him as he moves through...
Ödüller :
Venedik Film Festivali : "Elvira Notari Prize"
Venedik Film Festivali : "Golden Ciak-Best Film"
Venedik Film Festivali : "OCIC Award"
yönetmen: sally potter1992, renkli, ingilizce, 93""400 yıllık zaman dilimini hiç yaşlanmadan, iki farklı cinsiyette yaşayan ingiliz aristokrat orlando’nun öyküsü. sally potter’ın cinsel kimliği sorguladığı filmde, kraliçe elizabeth’in haznedarı bir erkek olarak hayata başlayan orlando, inişli çıkışlı, arayışlar içerindeki yolculuğunun ortasında mucizevi bir şekilde bir kadına dönüşüyor. virginia woolf’un romanından uyarlanan, fantastik öğelerle bezenmiş, keskin mizah ve çarpıcı imgelerle yüklü bir macera."istanbul modern'de gösterimde.
(luna - 23 Eylül 2008 12:22)
sally potter'ın kitaptan uyarlayarak çektiği film. zamanı yoktur, cinsiyeti de yoktur. ama filmi daha da güzel yapan "on what grounds?" sorusunu ve hatta cevabını ne yılların ne de statünün eskitememesidir bence.
(kudra - 25 Ekim 2008 16:20)
vita sackville-west tarafından şiirleştirilmiş bir bölümü de mevcuttur bu romanın."haydi gidelim,keşfedelimbu yaz sabahını.herkesin hayran olduğuerik çiçeğiyle arıyı.şarkılar mırıldanaraksığırcık kuşuna soralımçöp bidonunun kenarında sopaların arasındabulaşıkçının dökülen saçlarını gagalarken ne düşündüğünüsorsak, hayat nedir, diyehayat, hayat, hayat diye bağırır bir kuşsanki duymuş gibi... "
(pirana - 7 Ocak 2009 19:20)
virginia woolf eli kalem tutmak isteyenleri böyle uyarıyor kitabında. yazmak savaşmaktan da zor diyebilecek kadar naif, kırılgan ve sakin bir yazarın, her daim okunası kitabı.--- spoiler ---ancak çok geçmeden sir miles ve diğerlerinin bir krallık kazanmak için silahlı şövalyelere karşı giriştikleri savaşların, kendisinin ölümsüzlük kazanmak için ingiliz diline karşı giriştiği savaşların yarısı kadar bile zorlu olmadıklarını kavradı. yazmanın güçlüklerini az çok bilen birine bunu ayrıntılı olarak anlatmak gerekmez; yazdı ve güzel göründü; okuyunca berbat göründü; düzeltti ve yırttı; çıkarttı; ekledi; coşkunun doruğuna çıktı; umutsuzluğa düştü; iyi geceler ve kötü sabahları oldu; fikirler yakaladı ve yitirdi; kitabını önünde apaçık gördü ve kitap kayboldu, yemek yerken kişilerini oynadı; yürürken onlar gibi konuştu; bir güldü bir ağladı; üsluplar arasında sarkaç gibi gidip geldi; bir destansı ve tumturaklıyı yeğledi, derken basit ve sadeyi; bir tempe vadilerini, bir kent ve cornwall kırlarını ve bir türlü dünyanın en yüce dehası mı, en koca aptalı mı olduğuna karar veremedi.--- spoiler ---
(pertevist - 19 Ocak 2009 23:56)
"aslinda her sey baska bir seydi."orlandovirginia woolf
(marie antoinette - 9 Ekim 2002 13:03)
virginia woolf'un zaman kavramiyla dalga gectigi, cinsiyet ayrımcılığına karşı ciktigi,gender ve kiyafetlerin genderla iliskisi uzerine romani. orlando gozunu sevdigim istanbul'a gelince bir kadin olarak uyanir. kadinlarin ve erkeklerin butun iyi ozelliklerini kedisinde toplayan orlando, olaganustu bir varlik olmustur.ilginc bir kitap."in every human being a vacillation from one sex to the other takes place, and often it is only the clothes that keep the male or female likeness, while underneath the sex is the very opposite of what is above."(bkz: feminizm)
(catch22 - 14 Kasım 2002 06:50)
florida'da bulunan masal sehri mi desem sihir kenti mi desem bilemedigim bir fantazi diyaridir. disneyland, universal studios ve seaworld basta olmak uzere bu sehri farkli ve fantastik kilan bircok etken mevcut. sehirdeki tabelalarin bircogunda disneyland, universal studios ya da seaworld filan gorunce insan ulan ne bicim memleket bu diye dusunuyor bir an. kendi ulkemizde, yarakli, dasaklibayir gibi ibareleri gormeye alisinca insan urkuyor tabi. alice in wonderland gibi lan sanki. elektrik tellerinin gectigi direklerin dahi miki fare kafasi seklinde olmasi bunun en guzel kanitlarindan olsa gerek. ayrica, gidecek olan arkadaslara siddetle tavsiyemdir ki international drive'i asla atlamayin. hatta i-drive uzerindeki otellerden birisinde kalin ki fiyatlari gayet makul.* i-drive'in basi ve sonundaki iki outlet de kesinlikle gorulmelidir. turkiye'de bizi nasil kazikladiklarina dair bir yurek acisina sahip olacaksiniz buradaki firmalarin fiyatlarini gordugunuzde.sonuc olarak, herkesin arabasinin oldugu ama trafigin asla olmadigi ve bir makine gibi duzenli isledigi, insalarin inanilmaz guler yuzlu ve yardimsever oldugu capcanli bir a.b.d. sehridir orlando.
(negatif pollyanna - 11 Mart 2010 11:34)
her daim ingiliz turist istilasindaki $ehir, ingilizlerin taptigi abd kenti.cocugunuz varsa ve disneyland'dan magic kingdom'dan, cinderella'dan, ariel'dan, shamu'dan, artik yeterrrr dediginiz anda kendinizi clearwater'a madeire beach'e falan atiniz. 1 saat 15 dakika-2 saat (hiz radarlarina bagli olarak) sonra kulaklarinizda cinlayan cocuk seslerini, hizli trenleri, su parkini koyun kenara ve sahile yatin. cok magdurum sozluk hala bitkinim.
(worldtraveler - 29 Mayıs 2010 10:20)
tevfik fikret'in oğlu haluk..presbiteryan rahibi olup burada yaşamış hayatını.
(porsgemsheniark - 22 Ekim 2010 14:14)
virginia woolf' un kaleminden; 18. yüzyıl' da istanbul :"...öylece durup, büyülenmişçesine aşağıda uzanan kente dalıp giderdi. bu saatte sis öyle yoğun olurdu ki, ayasofya'nın ve öbür kiliselerin kubbeleri yüzüyormuş gibi görünürlerdi; derken ağır ağır sis kalkardı üzerlerinden; bu kabarcıkların sıkıca sabit oldukları görülürdü ve şuracıkta nehir vardı; şurada galata köprüsü; şurada sadaka dilenen gözsüz ve burunsuz yeşil türbanlı dervişler; şurada çöpleri didikleyen sokak köpekleri; şurada çarşaflı kadınlar; şurada sayısız eşek; şurada uzun sırıklar ellerinde, atlılar. çok geçmeden tüm kent kamçı şaklamaları, çan tınlamaları, ezan sesleri, katırların kırbaçlanmasıyla, pirinç kaplama tekerleklerin takırtısıyla uyanır, bir yandan da mayalanan ekmek, tütsü ve baharatın çıkardığı ekşi kokular yaygaracı, rengarenk ve barbar nüfusun soluğunun ta kendisiymişçesine pera tepelerine kadar yükselirdi. "(orlando/iletişim yayınları/sayfa 90)
(pirana - 20 Aralık 2010 23:40)
şehir merkezi (downtown)'nde hiç bir numara olmayan, disney'in ve universal studiosun var ettiği, tropik yağmur ormanı olması gereken yerde kurulmuş şehir. tatlı su göllerini kokutmadan nasıl şehir ile içiçe yaşattıklarını hala çözemedim. çok temiz ve turistik.
(oric - 10 Mart 2011 23:59)
sıcak, çok sıcak, bi de o sıcakta yağan zamansız acayip yağmurlar yüzünden basık bir hava. birsürü sinek. yalnız çok ilginç, şehirden ayrılırken uçaktan aşağı bakınca, her evin önünde, her sitenin ortasında, devasa boyutlu özel havuzlar gibi irili ufaklı göller-göletler görmek çok fantastik. şehri su basmış da, her yerde su birikintileri var gibi. göletleri hariicinde, universal studios, disneyworld ve orlando premium outlets denilen alışveriş merkezlerinden başka bi numarası olduğunu düşünmüyorum. o yüzden bu theme parklara servisi olan, görece ucuz bir otelde kalın, mümkünse international drive üzerinde, outletlere de i-ride ile gidilebiliyor bu güzergahtan. zaten otelde vakit harcamayacak olduğunuz için, bence fazla para vermek gereksiz.
(petra81 - 16 Mayıs 2011 19:48)
--- spoiler ---the rain fell vehemently or not at all. the sun blazed or there was darkness. violence was all. the flowers bloomed and faded. the sun rose and sank. the lover loved and went. for the day was brief and the day was all.--- spoiler ---der woolf...
(yuzdeyuzipek - 16 Haziran 2011 21:31)
virginia woolf'un mrs dalloway, to the lighthouse gibi ağır ve kendisini tüketen eserlerden sonra dinlenmek, eğlenmek için yazmış olduğu ve 1993 yılında sally potter'ın sinemaya uyarladığı bir ingiliz edebiyatı ürünü.kitap elbette bir virginia woolf eseri olmasından mütevellit çok kolay bir kitap değil ama hakikaten diğer v.w. eserleri kadar da yormuyor. mesela the waves'le mukayese ettiğimizde orlando çok daha rahat akan bir kitap.--- spoiler ---orlando soylu bir aileden gelen genç bir oğlandır. dönemin ingiltere kraliçesi elizabeth'in gözdesidir. hayat mucizevi bir şekilde akıp gitmektedir. yıllar yılları kovalar orlando hayatına devam eder. istanbul'a gelir. buradan bursa'ya geçer ve çingenelerde yaşar. ki bence romanın en eğlenceli kısımları orlando'nun bursa'da geçirdiği günlerdir. çingenelerle diyalogları, kavgaları okunmaya değerdir. orlando birden, ansızın, pattadak kadın olarak uyanır bir gün. her şey aynıdır, her şey hep aynıdır. tek fark cinsiyeti değişmiştir. virginia woolf'un bu romanı yazarken ne kadar eğlendiği belli oluyor aslında. roman bu şekilde devam eder. ingilter'de bir kadın olarak yaşar orlando. 300 seneden fazla devam eder hayatına. güzel bir romandır. sakin, dinlenmelik, eğlenmelik bir roman. tavsiye olunur. --- spoiler ---bu roman sally potter yönetmenliğinde 1993 yılında film yapıldı. orlando'yu tilda swinton canlandırdı. swinton bence çok çok başarılı bir oyuncu ama ben ne ona orlando karakterini yakıştırabildim ne de filmi beğenebildim. ilk defa bir sally potter filmi izledim ama üslubunu beğenmedim. orlando karakterinin iki sahnede bir kameraya bakmasını anlayamadım. bana tuhaf geldi. bu bir sinema dili midir bilmiyorum; ama rahatsız ediciydi. gerçi lars von trier bunu breaking the waves filminde yapıyordu. baş karakter filmin başlarında kameraya bakıyordu ama bu sadece bir kere oluyordu. orlando'daki gibi zırt pırt değil.filmin kostümleriyle ilgili tek bir şey diyemem ama. inanılmaz güzeldi kostümler. --- spoiler ---kitaptaki gibi orlando erkektir bir gün ansızın kadın olarak uyanır. işte bence tilda swinton uygun bir karakter değil orlando için. orlando'nun erkek olduğu dönemi anlatırken film, tilda asla erkekmiş izlenimine kapılmadım. bence daha farklı bir yüz oynamalıdı kadın orland'yu da, erkek orlando'yu da. tilda swinton, kuşkusuz ki mükemmel bir oyuncu ama orlando'da eğreti durmuş. --- spoiler ---
(feministim ben - 23 Temmuz 2012 14:21)
fransizca roland olan ismin italyan dilindeki karsiligidir. (bkz: la chanson de roland)
(wishsam - 29 Nisan 2013 05:14)
amerikada miami tarafında tatil yapacaksanız muhakkak ziyaret etmeniz gereken şirin bi kadar çekici şehir. florida eyaletine bağlı olduğu için tipik sıcak... ama birden yağmur yiyebilirsiniz yazın ortasındada... canınızı sıkmasın ama 10dakikaya biter sonrada güneş hemen kurutur. turistik bi şehirdir kendileri. genellikle şehir merkezinin biraz dışında bulunur herşey.universal studiosseaworlddisneylandkenedyspacestationburaları gormek gerek... ayrıca open buffet olarak isakoz tavsiyemdir. zaten floridaya gidip istakoz yemeden donmek turkiye'de kebap balık rakı gibi temel kavramlara yaklaşmamak gibi biseydir. ayrıca outletleri buyuk sehirlere nazaran daha iyidir. bir bayan icin dkny yada ck elbiseyi 20 30dolara almak ugg ayakkabıları 20dolardan almak mumkundur. insanları cok sıcak kanlıdır. gidecekler icin tavsiyem universal a gidiyorsanız sabahın kor saatinde uyanmayın. express pass alın yada saat 4ten sonra cok ucuzluyor expressler sıra beklemeden her seyi kullanabilirsiniz (harrypotter castle haric) hic gitmemis arkadaslar icin sıra nedir soyle soyleyim... harry potter castle icin yaklasık olarak 150 200dk beklemek demek. yada jurrasic park icin 2 saat beklemek demek. eger express varsa jurassic park icin bekleme sureniz 3 5 dakika arasıdır. aynı uygulamalar theme park ve adventure island icinde gecerlidir. (icerideki bufeler restorantlar pek insan sevmiyorlar dikkat etmek lazım)ayrıca alısveris icin sabah saatini secin cok sakin olur. bi aksam mutlaka hardrock cafeye ugrayın. ayrıca gece pişerseniz international drive ustunde aqua parklar mevcut gidin serinleyin aksam aksam...
(freeozy - 29 Haziran 2013 13:51)
yeşile doymayan, latin cenneti.
(ocean ocean - 30 Aralık 2013 19:08)
virginia woolf'un biyografi türünün parodisini yaptığı eseri.derler ki bu kitabi biraz eglenmek, kafasini dinlendirmek icin yazmış.
(amandine - 17 Aralık 1999 23:28)
belcikada uretilen cirkin ve ucuz bir tutun markasi
(zizi - 4 Ekim 2005 22:36)
virginia woolf'un $ahane bir uslupla susledigi bu kitapta kahramanimiz orlando guzel bacakli bir soyludur (ve vita sackville-west'i temsil etmekteymi$). totalde bi uc yuz kusur yil ya$ar (kitap sona erdiginde 36 ya$indadir). istanbul'da buyukelci iken bir sabah kadin olarak uyanir ve olaylar geli$ir. aslinda olaylar orlando kadin olmadan da geli$mektedir. anlattirmayin bana $imdi..kitabi okurken sik sik "ilahi virjinya, alem kadinsin" tepkileri verdim*. ozellikle kadin/erkek olmanin getirdigi varsayilan davrani$ di$avurumlarini ele$tirirken cok eglendim..
(euhemuhu - 23 Ağustos 2006 02:59)
Yorum Kaynak Link : orlando