Çıkış Tarihi     : 21 Nisan 2006 Cuma, Yapım Yılı : 2006
Türü                : Drama,Romantik
Ülke                : Hint
Yapımcı          :  Pali Films
Yönetmen       : Kanti Shah (IMDB)
Senarist          : Bashir Babar (IMDB)
Oyuncular      : Anil Nagrath (IMDB), Amit Pachori (IMDB), Sapna (IMDB)

Free Entry ' Filminin Konusu :
Free Entry is a movie starring Anil Nagrath, Amit Pachori, and Sapna. The movie is a story of twin sisters coveting the same man. Bobby is a working girl in Bangkok while her twin sister, Julie, is interested in only having a good...


  • "insanlık icin kucuk,benim icin buyuk bir adım, hayırlı ugurlu olsun."
  • "toplam 999 ba$liksayfa 1 / 20$u anda girmekte oldugum entry.benim icin gercekten anlamli, sizin icin cok anlamsiz olmasi bu olayin en guzel yani..."
  • "(bkz: #36355096)bazen tarihe bir not düşmek için kullanılır. hatıra olarak kalır."
  • "şu anda göz yaşları eşliğinde sözlüğün databeyzine çaktığım biricik entry.bininci entry yazarken hissettiğimgerçekte olan"
  • "girl, you'll be a woman soon."
  • "(bkz: tamam)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    gök tengri şahidim olsun ki, tam sayılara karşı her zaman büyük ilgi duydum. benim için tam sayı, on ve onun katlarıdır. üçten de sekizden de tam sayı olmaz. onlar en fazla doğal sayı olabilir, doğal sayı da ne sikse artık; organik sayı gibi bir şey, ilaçsız. bir de irrasyonel sayılar vardı, havsalam almıyor. madem irrasyonel neden sayı, hangi yüzle? matematiğin mahvettiği herhangi bir hayattan yazıyorum bu entryi. gönül isterdi ki teorem yazarken kafayı yiyeyim, güvercinlerin kanat çırpışlarını formüle dökecek kadar balataları sıyırayım ama o da değil. altı kere calculus alıp da, herhangi bir sorunun kesin cevabını veremeden, sonuncuda "çok çalışıyor ama gerizekalı" kotasından geçmiş bir insanım.

    günde en fazla üç entry girebiliyorken, bir baktım ilk bine yaklaşıyorum. sardı beni bir milenyum coşkusu. "dijital kıyamet geliyor" diye velveleye verdim bünyeyi, yazdıkça yazdım. yazcak bir şey kalmadı, anı anlattım. anılar bitti; sisteme ve köleliğe, fight club'dan öğrendiğim birkaç cümleyle giriştim. kelimelerin sırasını değiştirip her başlığa aynı teraneyi anlattığım dönemler oldu. teraneler bitti, kırmızı formalı 11 adam anfield'ın çimlerine çıkarken "you will never walk alone" söyledim. maç bitti, kırmızı tuborg içtim; kırmızı tuborgum bitti, markete gidip yenilerini aldım.

    hedefim varabileceğim en güzel tam sayı olan 1000'e varmaktı. bitmek bilmez ısrarla, login oldum saat başı. bir çizgi çizdiysem, üç kere entry girdim. gerçeküstü bir çizgi tutturmaya çalıştım insanların yalan dediği. değil lan yalan falan, sadece gücünü gerçekten alan martaval tekniği. garcia marquez'in belki de en kötü kopyasıydım ama hiçbir zaman iyi yazdığımı iddia etmedim. hal böyle olunca, kimse de suçlamadı karmaya oynuyor diye. ama karmaya oynuyordum, karması 700'ün üzerinde olanların sigortası yüksekten yatıyor demişti ibnenin birisi, ben de sözlük parametrelerini iyi okuyup yükselttim karmayı. baktım karma 800'e geliyor, hep faniler mesaj atıyor "abi şahanesin, abi yarıyorsle" moderasyondan ödemeye dair tek bir şey geldiği yok. birkaç mesaj attım, hesap numaramı verdim. "isteyenin bir yüzü" deyip vali olan eniştemin uzun kolları vasıtasıyla, sözlüğün sahibinin ameriko'daki şirketine ihtarname bile çektim "abi 800'e varacam, bir bira bile gelmedi" deyu. tongaya basmıştım, karma puanının bir sike yaradığı yoktu.

    ben de saldım aşağı, zaten iğrenç mertebeler olan yüksek karmalardan alabildiğine inmeye başladım. her gün onar onar düştü, şamda kayısı saçmalığından, şekerpareye kadar indim. zamanın ötesinde entrym yoktu, dün bir tane sokabildim sonunda. bu olmazsa bir başkası, bugün bir tane daha sokacağım. gerekirse üç büyük kulübe söver, hepinize gizli-kemalist-sol-müptezel-liboş derim. ama bıktırdığı için başka bir yol bulacağım.

    dün akşam sularında girdim binliği, muhteşem bir "kimdir nedir"im olmuştu. 1000 yazıyordu direk, hedefime ulaşmıştım. ilk önce zafer halayı çektim ofiste, ideolojik halay diye 2. şubeden ekip geldi. ikna edene kadar akla karayı seçtim. artık entry girmek zorunda değildim, olmayan şeyleri uydurmak ve sözlük formatından çıkmamak beni çok yıpratmıştı. soru başlığa cevap entry yazdım, sikertiyorlardı. soru başlık açmak yasaklansın amanaski; soru başlığa yazılan her şey cevaptır, sonunda soru işareti olsa bile.

    1000. entrymi, karların üzerinde güzel bir günden sonra istanbul'da geçen aşk hikayesi üzerine yazacaktım. binlerce yıla yayılacaktı bu destan. olması gereken sadece yağan karın devam etmesi iken, kısa süre sonra güneş açtı. ofisin kapısını açıp yukarıya doğru "kötüleyin ibneler" dememek için zor tuttum, tasarım fetişi şık yastıkları ısırdım ancak öfkem yatıştı.

    1000. entrym bu olması gerekirken, talihsizlik başlığına yazdım. bunla birlikte 1002 oldu. nasıl iğrenç, nasıl irrasyonel. eski entrylerden iki tane silsem, yine 1000 olcak. bundan sonra yeni entry girmem editlerim. edit: imla manyağı yaparım hepinizi. 1000 başlık torunuma bile yeter hafız, mies nikinden devam etsin. aşk başlığına yazmadım, torunum olacak ıssız kesin o başlığa girer. 1001 yapar. hakkımı helal etmem, mezarımda ters dönerim.

    ama 1002 işte. okul numaram 1010, orada mı bıraksam acaba? işin kötüsü, entry yazmak dışında yapabileceğim başka bir sik de yok. en iyi yaptığı işte bile kötü olmak nedir bilir misiniz dostlarım? geceleri sinsice ağlayıp sabah akan makyajla işe gelmek? yalnızlığınıza sevgililer gününde gömlek aldınız mı hiç? hele tosunuma, hemen de duygulanır. kendisini çok sevmez ama hayatta en sevdiği insan kendisidir. 1010 iyi gibi lan, ondan sonra muhteşem bir bırakıyorum entrysi girer, baktım yeterince reaksiyon yok, arkamdan genç kızlar ağıt dökmeyor, asmıyor posterlerimi duvarlara, geri dönerim ben de. "yanlış anladınız putperestler" derim.

    ama 1002. entry işte, çok anlamsız. ne yapsam beyhude, delikanlı çağımızdaki cevher...

    ait olduğum bir popülasyon var mı acaba? yani böyle paragrafları bile birbirini tutmayan, kendinden habersiz, dünyanın dönüşünden hızlı, kaplumbağadan yavaş?

    10000 tane entry yazacak kadar yalan var ceplerimde, tek bkz verip de geçiştiremem!` : bu entryde 30 tane yalan vardır`


    (mies - 20 Mart 2009 13:31)

  • comment image

    toplam 999 ba$lik
    sayfa 1 / 20

    $u anda girmekte oldugum entry.
    benim icin gercekten anlamli, sizin icin cok anlamsiz olmasi bu olayin en guzel yani...


    (nevermind - 12 Aralık 2000 19:21)

  • comment image

    bir kaç ay önceden "şunu yapacam " şeklinde plânladığım entrydir. şimdi 999. a gelene kadar ne yapacaktım onu unuttum. düşünüyorum ama hatırlayamıyorum. oysa eğlenceli plânlarım vardı. o yüzden aynen bu linkte geçen düşüncelerle ben de bunu yazayım dedim.


    (jorge campos - 5 Eylül 2013 13:41)

  • comment image

    2008 yılından beri ekşi sözlükte yazarım. 6 yıldır ara ara yazdığım sözlükte 1000.entry girme şerefine yeni nail oluyorum.

    özel olsun istiyor insan böyle şeylerin.

    pastamı aldım önüme, mumları üfledim. dileğimi tuttum. herkes hazırsa yolluyorum.

    hadi hayırlı olsun.


    (sourbeyi - 14 Ağustos 2014 13:11)

  • comment image

    ne yazacağımı bilemediğim, yazıp sildiğim, "özel bir yazı mı olsun acaba" dediğim sonra da böyle anlamsız bir yazı yazdığım entry oldu! hay allah.

    koltukta sessiz sedasız, sıcaktan mayışmış oturan koca birdenbire "yaz mevsimi temmuz ayıdır yaaa" dedi. böyle kendi kendine! bende "beyy beyy iyi misin" dedim. " durdun düşündün buna mı karar verdin" dedim. iyi dedim, çok güzel laf koydum.asdgkliiişşjgdsalhiş

    burdan abime de selamlar. kendisini çok seviyorum.


    (gulbesekericoksevdimde - 10 Ağustos 2015 16:31)

Yorum Kaynak Link : bininci entry