Süre                : 1 Saat 35 dakika
Çıkış Tarihi     : 15 Mayıs 1999 Cumartesi, Yapım Yılı : 1999
Türü                : Komedi,Aile,Fantazi
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Dream City Films , Mike Jacobs Jr. Productions , The Walt Disney Company
Yönetmen       : Duwayne Dunham (IMDB)
Senarist          : Jenny Arata (IMDB),Robert L. Baird (IMDB),Kelly Senecal (IMDB)(ekşi),Jenny Arata (IMDB)
Oyuncular      : Chez Starbuck (IMDB), Justin Jon Ross (IMDB), Courtnee Draper (IMDB), Brent Briscoe (IMDB)(ekşi), Tim Redwine (IMDB), Dave Coulier (IMDB)(ekşi), Lisa Stahl (IMDB), Brian Haley (IMDB)(ekşi), Karen Maruyama (IMDB), Regan Burns (IMDB), Joel McKinnon Miller (IMDB), Richard Tanner (IMDB), Cameron Curtis (IMDB), Craig Hauer (IMDB), Sarah Elizabeth Combs (IMDB), Brian Palermo (IMDB), Carl Reggiardo (IMDB), Maliabeth Johnson (IMDB), Lauren Eckstrom (IMDB), David Reivers (IMDB), Vincent Bowman (IMDB), Anna Berger (IMDB), Ken Tipton (IMDB), Stephanie Chantel Durelli (IMDB), Bridget Byrd (IMDB), Kendra Byrd (IMDB), Greg Bronson (IMDB), Kristen Stewart (IMDB)

The Thirteenth Year (~ '13. Yil') ' Filminin Konusu :
The Thirteenth Year is a TV movie starring Chez Starbuck, Justin Jon Ross, and Courtnee Draper. A teen learns that his birth mother is a mermaid after he begins to grow fins and slimy scales on his thirteenth birthday.


  • "sevgili kuzenim sayesinde ufacık bir veletken dinlediğim ve o yaşlarda artık dinleye dinleye her başladığında istemsiz hikayeye eşlik eder olduğum bir masal."
  • "bi dedemiz olsa da böyle efektli efektli bir hikaye anlatsa dedirtir, hikaye ayrı arkadaki efektler ayrı gaza getirir adamı."
  • "(bkz: grandfather, tell me a story)(bkz: facebook'u olmayanlar icin)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    sevgili kuzenim sayesinde ufacık bir veletken dinlediğim ve o yaşlarda artık dinleye dinleye her başladığında istemsiz hikayeye eşlik eder olduğum bir masal.


    (jelly experiment - 13 Ekim 2006 01:03)

  • comment image

    şizofren bir dede ve herşeyden habersiz torunu arasında geçen dialogdan oluşan şarkı. bu hikayeyi dinleyen çocuğun bilinç altına neler işlenmiştir, büyüyünce kaç cinayet işler, gece ne gibi kabuslar görür, they were the metal kings ne demektir, manowar kim dinler* gibi sorular belirir insanın aklında.
    kaçınılmalıdır, yapaydır, uydurmadır, gereksizdir.
    (bkz: savaşma seviş)


    (kenny - 21 Haziran 2002 04:08)

  • comment image

    bi dedemiz olsa da böyle efektli efektli bir hikaye anlatsa dedirtir, hikaye ayrı arkadaki efektler ayrı gaza getirir adamı.


    (vampir - 21 Nisan 2009 22:23)

  • comment image

    ilkokul çağımdayken abim bir gün bu şarkıyı açmıştı. dede torununa anlatırken abim de bana türkçesini anlatıyordu, "işte metal kralları şöyle geldi şöyle sikti vs" diye. çok etkilenmiştim hikayeden. öyle ki kaseti ertesi gün okula götürmüştüm. okulda teyp yoktu ama kaset kapağını göstererek anlatmaya çalışmıştım. tabi kimse bi sik anlamamıştı. ama o zamanlar benim için metal kralları batman gibi, örümcek adam gibi, ne bileyim superman gibi süper kahramanlardı. olayın müzik boyutunu çok sonraları kavrayabilmiştim.


    (cemtakifriedchicken - 1 Mayıs 2012 21:02)

  • comment image

    grandfather tell me a story
    oh all right go and get your storybook
    no no not one of those a real story
    a real story
    yes tell me about when you were a boy

    well then
    i shall have to take you back with me a long way in time

    it was my thirteenth year on a cold winter’s day
    as i walked through the enchanted forest
    i heard the sound of horses and men at arms
    i felt compelled to walk on and find the place of these sounds
    when the forest did clear i was standing on a hill
    before me was a great plain upon it the armies of the world
    standing waiting
    i thought to myself for whom or for what are they waiting
    suddenly a gust of wind came up from the north
    there appeared a lone rider holding a sword of steel
    then from the south came another bearing a battle ax
    from the east came a third holding a spiked club
    and finally from the west
    a rider who wielded a great hammer of war
    with them came their soldiers of death
    followed by an army of immortals
    they were few in number
    but the look in their eyes told all who beheld them
    that they would leave this day only in victory or death
    and there was a great silence
    my heart began to pound
    storm clouds filled the sky with darkness
    rain came
    and the four winds blew with such anger
    that i held fast to a tree
    i watched the four riders raise their weapons into the air
    without warning screaming their war cry
    they led the attack

    down to the battle they rode
    they met the armies of the world with a mighty clash
    i could feel the ground shake
    the earth drank much blood that day
    each of the four was unto himself a whirlwind of doom

    when the smoke did clear
    many thousands were dead
    there was much blood and gore
    their bodies lay broken and scattered across the battlefield
    like brown leaves blown by the wind
    and i saw the four ride together to the top of the hill
    while below them the soldiers of death assembled
    all those who would now swear allegiance to them

    and the four spoke the words of the warriors prayer

    gods of war i call you
    my sword is by my side
    i seek a life of honor free from all false pride
    i will crack the whip with a bold and mighty hail
    cover me with death if i should ever fail
    glory majesty unity
    hail hail hail

    and as i stood and looked on
    i heard the armies of the world hail them without end
    and their voices of victory carried long and far throughout the land

    well that’s it
    did you like the story
    yeah it was great
    oh good i’m glad
    now off to bed with you
    grandfather
    yes
    who were those four men
    who were they
    they were the metal kings


    (nox - 4 Mayıs 2004 12:08)

  • comment image

    -büyükbaba bana bir hikaye anlat
    - pekala, git de hikaye kitabını getir
    - yok o hikayelerden birini değil, gerçek bir hikaye istiyorum
    - gerçek bir hikaye mi?
    - evet bana çocukluğunu anlat

    - öyleyse seni çook eskilere götüreceğim.

    onüç yaşımda, soğuk bir kış gününde büyülü ormanda yürürken atların ve silahlı adamların sesini duydum. gidip bakma ve bu seslerin geldiği yeri görme ihtiyacı hissettim. orman bittiğinde bir tepenin üzerindeydim ve önümde büyük bir düzlük vardı. düzlükte dünyanın orduları dizilmiş duruyordu, bekliyordu. kendi kendime sordum: “neyi ya da kimi bekliyorlar?”
    birden kuzeyden bir rüzgar esti
    orada elinde çelik bir kılıçla yalnız bir binici belirdi
    sonra güneyden bir tane daha geldi elinde bir savaş baltasıyla.
    doğudan bir üçüncüsü geldi elinde bir dikenli sopa ile
    ve sonunda batıdan büyük bir savaş çekici taşıyan bir binici
    onlarla birlikte ölümün askerleri ve bir ölümsüzler ordusu geldi
    sayıca azdılar
    ama gözleri, bakan herkese bu meydanı
    ya zaferle ya da ölümle terk edeceklerini söylüyordu.
    büyük bir sessizlik oldu
    kalbim atmaya başladı
    fırtına bulutları gökyüzünü doldurdu
    yağmur başladı
    ve dört yönden rüzgarlar öyle bir öfkeyle esti ki
    sıkıca bir ağaca tutundum
    dört süvarinin silahları hava kaldırdıklarını gördüm
    aniden, savaş naraları atarak saldırıyı yönettiler

    savaşa sürdüler atlarını
    dünyanın orduları ile birbirlerine girdiler
    yerin sallandığını hissettim
    o gün toprak kana doydu
    dördü de kendi başlarına birer ölüm kasırgasıydı

    duman dindiğinde binlercesi ölmüştü
    çok fazla kan vardı
    vücutları kırılmış,i savaş meydanına dağılmıştı
    tıpkı rüzgrda dağılan kahverengi yapraklar gibi
    dördünün birlikte tepenin zirvesine at sürdüğünü gördüm.
    bu sırda aşağıda birazdan kendilerine
    bağlılık yemini edecek ölüm askerleri saf tutuyordu.

    ve dördü savaşçının duasını söylemeye başladı:

    savaş tanrıları size sesleniyorum
    kılıcım yanımda
    tüm sahte gururlardan azade, onurlu bir yaşam peşindeyim
    kırbacımı şaklatarak sert güçlü bir selam veriyorum
    başarısız olursam ölüm alsın beni
    zafer, görkem, birlik
    selam! selam! selam!

    ve orada dikilirken dünyanın ordularının onları durmamacasına selamladığını duydum
    zafer çığlıkları ülkenin en uzaklarına kadar yankılanıyordu

    hepsi bu kadar
    hikayeyi sevdin mi?
    evet harikaydı
    iyi sevindim
    büyükbaba?
    evet
    o dört adam kimdi?
    o dört adam kim miydi?
    onlar metalin krallarıydı


    (kirshamor - 18 Ağustos 2005 14:18)

Yorum Kaynak Link : the warriors prayer