The Thirteenth Year (~ '13. Yil') ' Filminin Konusu : The Thirteenth Year is a TV movie starring Chez Starbuck, Justin Jon Ross, and Courtnee Draper. A teen learns that his birth mother is a mermaid after he begins to grow fins and slimy scales on his thirteenth birthday.
The Color of Friendship(2000)(7,4-2984)
Phantom of the Megaplex(2000)(6,6-2335)
Mom's Got a Date with a Vampire(2000)(6,0-2993)
Pixel Perfect(2004)(5,8-2793)
sevgili kuzenim sayesinde ufacık bir veletken dinlediğim ve o yaşlarda artık dinleye dinleye her başladığında istemsiz hikayeye eşlik eder olduğum bir masal.
(jelly experiment - 13 Ekim 2006 01:03)
manowar in kings of metal albumunde bulunan bir dedenin yatmadan once torununa anlattigi sava$ hikayesi (bkz: bin atli akinlarda cocuklar gibi $endik)..super gaz etkisi vardir..kilici kapip sokaga cikasiniz gelir..hikayenin sonunda cocuk sorar:-who were tohose four men?-who were they?..they were the metal kings..der ve ardindan blood of the kings girer..crom oluleri say deyip firlarsiniz.
(broken - 4 Haziran 2002 01:58)
şizofren bir dede ve herşeyden habersiz torunu arasında geçen dialogdan oluşan şarkı. bu hikayeyi dinleyen çocuğun bilinç altına neler işlenmiştir, büyüyünce kaç cinayet işler, gece ne gibi kabuslar görür, they were the metal kings ne demektir, manowar kim dinler* gibi sorular belirir insanın aklında. kaçınılmalıdır, yapaydır, uydurmadır, gereksizdir.(bkz: savaşma seviş)
(kenny - 21 Haziran 2002 04:08)
bi dedemiz olsa da böyle efektli efektli bir hikaye anlatsa dedirtir, hikaye ayrı arkadaki efektler ayrı gaza getirir adamı.
(vampir - 21 Nisan 2009 22:23)
manowar'un 1988 tarihli kings of metal albumunde yer alan hikayemsi duali lirik. kanimca oykunun alt metninde delikanli manowar uyelerinin alter egolari yatmaktadir. hani o dort yonden gelen atlilar filan hep bizim cocuklari temsil etmektedir.
(little red riding hood - 10 Eylül 2009 01:10)
bu liriksel eseri mp3 çalarınız shuffle mode'da iken* dinlerseniz, eserin son dizesi olan they were the metal kings repliğinden sonra gaza gelir ve blood of the kings'e girip göt olabilirsiniz. mp3 çalarınız çoktan don't talk to strangers'a giriş yapmıştır bile. (bkz: ben bugün bunu gördüm)
(crowley - 28 Mart 2012 15:33)
ilkokul çağımdayken abim bir gün bu şarkıyı açmıştı. dede torununa anlatırken abim de bana türkçesini anlatıyordu, "işte metal kralları şöyle geldi şöyle sikti vs" diye. çok etkilenmiştim hikayeden. öyle ki kaseti ertesi gün okula götürmüştüm. okulda teyp yoktu ama kaset kapağını göstererek anlatmaya çalışmıştım. tabi kimse bi sik anlamamıştı. ama o zamanlar benim için metal kralları batman gibi, örümcek adam gibi, ne bileyim superman gibi süper kahramanlardı. olayın müzik boyutunu çok sonraları kavrayabilmiştim.
(cemtakifriedchicken - 1 Mayıs 2012 21:02)
(bkz: grandfather, tell me a story)(bkz: facebook'u olmayanlar icin)
(null pointer exception - 27 Ağustos 2013 23:55)
grandfather tell me a storyoh all right go and get your storybookno no not one of those a real storya real storyyes tell me about when you were a boywell theni shall have to take you back with me a long way in timeit was my thirteenth year on a cold winter’s dayas i walked through the enchanted foresti heard the sound of horses and men at armsi felt compelled to walk on and find the place of these soundswhen the forest did clear i was standing on a hill before me was a great plain upon it the armies of the worldstanding waitingi thought to myself for whom or for what are they waitingsuddenly a gust of wind came up from the north there appeared a lone rider holding a sword of steelthen from the south came another bearing a battle axfrom the east came a third holding a spiked cluband finally from the westa rider who wielded a great hammer of warwith them came their soldiers of deathfollowed by an army of immortalsthey were few in number but the look in their eyes told all who beheld themthat they would leave this day only in victory or deathand there was a great silencemy heart began to poundstorm clouds filled the sky with darknessrain cameand the four winds blew with such angerthat i held fast to a treei watched the four riders raise their weapons into the airwithout warning screaming their war crythey led the attack down to the battle they rode they met the armies of the world with a mighty clashi could feel the ground shakethe earth drank much blood that dayeach of the four was unto himself a whirlwind of doomwhen the smoke did clearmany thousands were deadthere was much blood and goretheir bodies lay broken and scattered across the battlefieldlike brown leaves blown by the windand i saw the four ride together to the top of the hillwhile below them the soldiers of death assembledall those who would now swear allegiance to themand the four spoke the words of the warriors prayergods of war i call youmy sword is by my sidei seek a life of honor free from all false pridei will crack the whip with a bold and mighty hailcover me with death if i should ever failglory majesty unityhail hail hailand as i stood and looked oni heard the armies of the world hail them without endand their voices of victory carried long and far throughout the landwell that’s itdid you like the storyyeah it was greatoh good i’m glad now off to bed with yougrandfatheryeswho were those four menwho were theythey were the metal kings
(nox - 4 Mayıs 2004 12:08)
-büyükbaba bana bir hikaye anlat- pekala, git de hikaye kitabını getir- yok o hikayelerden birini değil, gerçek bir hikaye istiyorum- gerçek bir hikaye mi?- evet bana çocukluğunu anlat- öyleyse seni çook eskilere götüreceğim.onüç yaşımda, soğuk bir kış gününde büyülü ormanda yürürken atların ve silahlı adamların sesini duydum. gidip bakma ve bu seslerin geldiği yeri görme ihtiyacı hissettim. orman bittiğinde bir tepenin üzerindeydim ve önümde büyük bir düzlük vardı. düzlükte dünyanın orduları dizilmiş duruyordu, bekliyordu. kendi kendime sordum: “neyi ya da kimi bekliyorlar?” birden kuzeyden bir rüzgar estiorada elinde çelik bir kılıçla yalnız bir binici belirdisonra güneyden bir tane daha geldi elinde bir savaş baltasıyla.doğudan bir üçüncüsü geldi elinde bir dikenli sopa ileve sonunda batıdan büyük bir savaş çekici taşıyan bir binicionlarla birlikte ölümün askerleri ve bir ölümsüzler ordusu geldi sayıca azdılarama gözleri, bakan herkese bu meydanı ya zaferle ya da ölümle terk edeceklerini söylüyordu.büyük bir sessizlik oldukalbim atmaya başladıfırtına bulutları gökyüzünü doldurduyağmur başladıve dört yönden rüzgarlar öyle bir öfkeyle esti ki sıkıca bir ağaca tutundumdört süvarinin silahları hava kaldırdıklarını gördümaniden, savaş naraları atarak saldırıyı yönettilersavaşa sürdüler atlarınıdünyanın orduları ile birbirlerine girdileryerin sallandığını hissettimo gün toprak kana doydudördü de kendi başlarına birer ölüm kasırgasıydıduman dindiğinde binlercesi ölmüştüçok fazla kan vardıvücutları kırılmış,i savaş meydanına dağılmıştıtıpkı rüzgrda dağılan kahverengi yapraklar gibidördünün birlikte tepenin zirvesine at sürdüğünü gördüm.bu sırda aşağıda birazdan kendilerine bağlılık yemini edecek ölüm askerleri saf tutuyordu.ve dördü savaşçının duasını söylemeye başladı:savaş tanrıları size sesleniyorumkılıcım yanımdatüm sahte gururlardan azade, onurlu bir yaşam peşindeyimkırbacımı şaklatarak sert güçlü bir selam veriyorumbaşarısız olursam ölüm alsın benizafer, görkem, birlikselam! selam! selam!ve orada dikilirken dünyanın ordularının onları durmamacasına selamladığını duydumzafer çığlıkları ülkenin en uzaklarına kadar yankılanıyorduhepsi bu kadarhikayeyi sevdin mi?evet harikaydıiyi sevindimbüyükbaba?eveto dört adam kimdi?o dört adam kim miydi?onlar metalin krallarıydı
(kirshamor - 18 Ağustos 2005 14:18)
Yorum Kaynak Link : the warriors prayer