Süre                : 2 Saat 50 dakika
Çıkış Tarihi     : 20 Eylül 2002 Cuma, Yapım Yılı : 2002
Türü                : Aksiyon,Drama
Ülke                : Hint
Yapımcı          :  Sridevi Productions
Yönetmen       : Krishna Vamsi (IMDB)
Senarist          : Krishna Vamsi (IMDB),Kamal Pandey (IMDB)
Oyuncular      : Karisma Kapoor (IMDB)(ekşi), Nana Patekar (IMDB)(ekşi), Sanjay Kapoor (IMDB), Jai Gidwani (IMDB), Shah Rukh Khan (IMDB)(ekşi), Deepti Naval (IMDB)(ekşi), Aishwarya Rai Bachchan (IMDB)(ekşi), Vijay Raaz (IMDB), Tiku Talsania (IMDB), Jaspal Bhatti (IMDB), Prabhudheva (IMDB), Divya Dutta (IMDB), Chandrakant Gokhale (IMDB), Chris Ippolito (IMDB), Prakash Raj (IMDB), Ritu Shivpuri (IMDB), Anupam Shyam (IMDB), Rajshree Solanki (IMDB), Rocky Verma (IMDB), Zerifa Wahid (IMDB)

Shakthi: The Power (~ Krieg der Clans) ' Filminin Konusu :
Shakthi: The Power is a movie starring Karisma Kapoor, Nana Patekar, and Sanjay Kapoor. A couple visits the husband's family in India and finds itself in the middle of a fratricidal battle.


  • "(bkz: sakti)"
  • "hindu kozmolojisine gore yaratici feminen guc, birincil kozmik enerji.(bkz: lakshmi)(bkz: parvati)(bkz: saraswati)"
  • "(bkz: lotus feet)"
  • "''shakti'' hinduizm'de ''yaratıcı güç'' demekmiş. (bkz: 23 kasım 2013 remember shakti istanbul konseri)"
  • "heroes 3'te specialty'si troglodyte olan bir hero idi. ne diyarlar gezdik, ne hiyarlar ezdik bu adamla."




Facebook Yorumları
  • comment image

    lise yıllarımın tamamını beraber harcadığım ve ergenlik bunalımımı benimle paylaşmış öte grup. lotus feet'in canlı kaydı başta olmak üzere isis ve joy inanılmaz parçalardır ve özellikle tabla soloları atlanmadan dinlenmelidir.


    (nohayapodo - 28 Ocak 2011 17:12)

  • comment image

    sanskritçe’de “enerji” veya “dişil tanrısal enerji” anlamına gelir.
    ayrıca, etnik hint müziğinin virtüöz müzisyenlerinin 1960'larda kurduğu, ağırlıklı olarak serbest doğaçlama usulüyle müzik yapmış müzik topluluğunun da adı.


    (redif - 1 Nisan 2011 19:02)

  • comment image

    yetmişlerin ikinci yarısından itibaren kendini özgür cazın içinde bulmuş, olgunlaşma döneminde tıpkı örnek aldığı büyük ustalar** gibi doğu kültürüne merak salmış, [zaten yirmi ikisinde çaldığı ilk profesyonel kayıt olan abdul hannan thirld world - awareness ortadoğu/islam kültürünü tanıyor ve müziğinde bunu yaşatıyordu.] ellilerinde hinduizme ilgi duyup bu konuya yoğunlaşmış david spencer ware'in 2009'da, altmış yaşında çıkardığı olağanüstü albüm.

    flight of i, freedom suite, third ear recitation, saturnian, cryptology, go see the world dahil hemen hemen tüm albümlerini dinlemiş biri olarak; shakti'nin ware'in bitirme tezi olduğunu belirtsem yanılmış olmayacağım. üstelik özgür cazın unutulmaya yüz tuttuğu ikibinli yılların sonunda shakti'nin özgürlükçü yüreklere su serpen yapısı, konsepti ve huzuru bir başyapıt olduğunu vurguluyor.
    evan parker'dan alıştığımız "serpent" konsepti shakti'de de var; mükemmel albüm kapağından bunu anlamak pek mümkün.

    david s. ware'in sideman'i de tıpkı albüm, şarkılar ve konsept gibi olağanüstü. günümüzde avant-garde ve free jazz'i temsil eden az sayıdaki büyük ustadan biri, new yorklu kontrbasçı, şair ve kompozisyonist; özgür doğaçlama ikonlarından biri olan william parker, nataraj başta olmak üzere müziğin temelini oluşturuyor. anthony braxton, charles mingus, henry threadgillve julius hemphill'in favori sidemanlerinden yetmiş beşindeki veteran/usta perküsyonist warren smith ise baştan-aşağı can veriyor tona, huzura. bir de gitarist joe morris var, joe maneri ve mat maneri'yle birlikte tanınmış, aum fidelity ve knitting factory'nin has adamı olmuş, sonny sharrock'ın takipçisi bir başka "veteran", aziz arkadaşım. sohbet etmekten büyük keyif aldığım aldığım morris'in deyimiyle yorulduklarında ruhlarının çalmaya devam etmeleri konusunda ortak kararı oluyormuş, bu kararı morris dile getiriyormuş. özetin özeti, en enerjik olan morris'miş. [crossing samsara'da buna dikkat etmemk mümkün değil!]
    "morris is one of today's most innovative and distinctive guitar stylists, a singular artist with an unparalleled approach and technique." diyor allaboutjazz, daha ne olsun?

    albüm ansızın, net ve sert bir şekilde crossing samsara'yla, adeta dünyaları arşınlayarak başlıyor. ware'i adeta bir piyanist gibi yedekleyen morris ve altyapıyı ön planda oluşturmayı başarabilen parker/smith ikilisi kulaklarımıza hapsolmaktansa bizi kendilerine hapsediyor. ardından william parker'ın ne denli yetenekli olduğunu tekrar tekrar gözümüze soktuğu nataraj'la devam ediyor albüm; ware peşisıra ilerliyor. reflection ve namah'ın tartışmasız "üstün" yapısına rağmen antidromic'in düzensiz ritm akışkanlığı farklı bir keyif unsuru. ware'in kalimba üzerindeki hakimiyeti de pek haz veriyor. bir de shakti: durga/devi/kali erçeğiyle yüzleşmek gerekiyor, fevkalade bir final; üç bölümlük mükemmel eser.

    shakti, yaş ortalaması altmış bir olan dört büyük ustanın opus magnum'u olarak değerlendirilebilir. mutlaka dinlenmeli, defalarca özümsenmelidir.
    özgür cazın başyapıtlarından biri.


    (ornette - 10 Şubat 2012 18:16)

  • comment image

    saiva tantra yazıtlarında evrenin yaradılışı şu şekilde hikaye edilir. her şeyin sahibi ve ta kendisi olan tanrı shiva (bilinç) her zamanki gibi tüm varlığı ile sakince oturmaktadır, etrafında yılanlar ve tüm yaratıklarla ve hiç bir şey olmamaktadır. birden karşısına bir kadın görüntüsü çıkar; shakti’nin bedenleşmiş hali param. shiva şaşkınlıkla bağırır: “sen de kimsin?!” param, küçümseyerek karşılık verir; “asıl sen kimsin?!” öfkelenen shiva, “ben her şeyim,” der, “eğer sen varsan, benim bir parçam olmalısın!” şuh bir kahkaha atan param, “öyleyse yok olayım da gör,” der ve birden gözden kaybolur. shiva şaşkınlıkla kalır ve sorar; “bütün sesler nereye gitti?” sonra bir omm (aum) sesiyle geri gelir param. birbirlerinin varlığını ve bütünlüklerini kabullenirler. hani çocukken bir arkadaşımızla karşılıklı elele tutuşur, ayaklarımız birbirine yakın dönerdik ve bu dönüş gitgide hızlanır, birimizin elini bırakmasıyla bir tarafa fırlama tehlikesi yaşardık. işte shiva ve shakti bir gün elele dönerek dans ederken, yavaşça parçalanmaya başlarlar. bu parçalanışla evrenin oluşmaya başladığı, eril bilinç ve yaratıcı dişil gücün parçalarının tüm evrene olduğu gibi insan bedenine de dönüştüğünü anlatır saiva tantra. bu parçalanış hızlandığında shiva sorar, “ya kendimizi insan bedeninde unutursak?”.

    “merak etme,” der shakti, “ben bizi hep hatırlatacağım.” işte denir ki, çocukların annelerini isterken çıkardıkları “nnnn, nnnn” sesi, aslında yaratıcı güç, her şeyin kaynağı ve ana tanrıça shakti’ye bir çağrıdır. saiva tantra takipçileri, yaradılışın sesi aum’un arkasına bir de “nnn” sesini eklerler. bu sesi çıkarmak için dilin, dokunduğu üst damak ve ön dişlerle birleştiği yer ise dişil güç noktası olarak tanımlanır.


    (nmachi - 10 Ekim 2018 00:08)

  • comment image

    3 yılda 3 albüm çıkardılar, kimse tarafından anlaşılamadılar, hatta plak ve promosyon şirketleri tarafından hangi kategoriye sokulacakları bilinemedi, müzik marketlerde hangi raflara dizileceği bile belli değildi. ve nihayetinde 1978 yılında dağıldılar. ancak 1997 de ingiltere sanat konseyi tarafından konser vermek üzere davet edildiler. yeniden toplandılar eksik de olsa. yıllar sonra bu kez herkes yaptığı hatanın farkındaydı. avrupada, amerikada inanılmaz konserlere imza attılar. 25 yıl sonra ne yapmak istedikleri anlaşılabildi ve bugünkü yerlerine oturdular. face to face isimli psychedelic şarkılarını sabah öğle ve akşam kulak kıvrımlarımda döndürüp dururum. hayatı güzelleştirir, nefes yollarını açar.


    (flues - 29 Ocak 2006 18:26)

Yorum Kaynak Link : shakti