• "sound olarak kufru cagristiran bir edebiyat yapiti.."
  • "baraka ya da koyaanisqatsi tarzı diyebileceğimiz, yalnızca hayvan ve vahşi yaşam görüntülerinden oluşan 92 yapımı bir belgesel film. oldukça güzeldir ama tek eksisi yalnızca 25 dakika sürmesidir.."
  • "''dünyanın ruhu'' demektir*..."
  • "okültizmde canlı bir varlık olarak kabul edilen dünya gezegenidir. canlıdır ve büyük bir ruha sahiptir."
  • "- anima mundi hakim bey, pişman diilim.- yolun açık olsun."
  • "okuyan genc insanlara yav acaba bana da boyle mi olucak dedirtmesini bilen susanna tamaro eseri."
  • "godfrey reggio'nun 1992 tarihli müzikleri philip glass'a ait olan ifistanbul'da da izleme şansı bulduğumuz filmi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    baraka ya da koyaanisqatsi tarzı diyebileceğimiz, yalnızca hayvan ve vahşi yaşam görüntülerinden oluşan 92 yapımı bir belgesel film. oldukça güzeldir ama tek eksisi yalnızca 25 dakika sürmesidir..


    (sir gawain - 31 Temmuz 2008 03:26)

  • comment image

    okültizmde canlı bir varlık olarak kabul edilen dünya gezegenidir. canlıdır ve büyük bir ruha sahiptir.


    (subnoise - 5 Ekim 2010 14:17)

  • comment image

    kanımca susanna tamaro'nun yazdığı için gurur duyması gereken tek kitabıdır. ateş, toprak, rüzgar adlı üç bölümden oluşur. bu kitap insanın yaratıcı gücünün nasıl kişiyi yakabileceğini, bu ateşle yanmanın dünyada hissedildiği için şükran duyulması gereken birkaç histen biri olduğunu anlatır. insanların eşit olmadığını ;ama buna isyan etmenin anlam taşımadığını gösterir. çünkü kartal da olsanız düştüğünüzde sizi yok edecek olanlar tek hücreliler olacaktır. dünyaya eğer mutlu olmak için geldik ise, bir anlık ateşin bir ömür boyu huzur ve güvene tercih edilip edilemeyeceği sorusunu sordurur.
    en sonunda her şeyin gelip dayandığı nokta şu değil midir; teslim olmak mı, olmamak mı? dünya ile barışmak ve dengesini kabullenmek mi, buna tahammül edememek mi? savaşmak mı, kucaklamak mı? kin tutmak mı, affetmek mi?
    bütün bunlara karşı, dağınık bir kitaptır, içine her şeyden konmaya çalışılmış gibi durmaktadır. bu nedenle bütünlükten yoksun ve bir roman olarak çok fazla değer taşımamaktadır bence. bana hep içindeki fikirlerle bir deneme de yazılabilirmiş gibi gelmiştir.
    (bkz: alevler içinde yaşam)


    (vio - 30 Aralık 2010 23:45)

  • comment image

    okuyan genc insanlara yav acaba bana da boyle mi olucak dedirtmesini bilen susanna tamaro eseri.


    (trixi - 2 Haziran 2003 23:54)

  • comment image

    dünyanın ruhudur ve dişidir...peygamber ve evliya saf manaları ya rüyalarında ya da uyku ile uyanıklık arasında üç boyutlu vizyon olarak seyrederler ki buna "keşif" denir.

    isa a.s.’a dünya, yaşlı, zayıf, çirkin fakat süslenmiş bir kadın suretinde görünmüş ve onunla şöyle konuşmuştur. isa a.s. soruyor:

    - kaç kere evlendin?

    - sayılmayacak kadar çok evlendim.

    - bir kadın ömründe şu kadar evlenir. sen sayılmayacak kadar çok evlendiğini söylüyorsun. kocalarına ne oldu? öldüler mi, boşandılar mı?

    - hiç boşama olmadı. hepsini ben öldürdüm.

    - geçmiş kocalarını teker teker nasıl öldürdüğünü düşünmeyip, onlardan ibret almadan seninle evlenecek yeni kocaların vay haline!

    a’la bin ziyad (r.a.) şöyle buyuruyor: “rüyamda yaşlı, derisi buruşmuş, fakat üzerinde her türlü süs ve zinet eşyası bulunan bir kadın gördüm. insanlar etrafında toplanmış, hayran hayran onu seyrediyorlardı. ben onların bu haline şaşırdım ve kadına kim olduğunu sordum.

    kadın, “yazık sana, beni bilemedin mi? ben dünyayım” deyince, ben “senin şerrinden allah’a sığınırım” karşılığını verdim. bunun üzerine kadın, “benden kurtulmak istersen, mala, paraya, şöhrete önem verme” dedi.


    (isnetus - 20 Mayıs 2014 14:44)

  • comment image

    dünyanın ruhu: susanna tamaro'nun basılan ilk kitaplarından.

    benzetmelerle dolu olmadığı eleştirisi, yazarın ağdalı bir dille yazmamasından dolayı yapılmış bence. çünkü akıcı ve yalın bir dille yazılmış olan bu romanı okumak ve kendini içinde kaybetmek öyle kolay ki! sevgisiz bir evde büyüyen walter'ın dünyaya uyum sağlayamadığı ve kendisinden beklenenleri gerçekleştiremediği için dışlanmış ve yalnız olarak sürdürdüğü hayatının hikayesi bu. kanatlarını açma ve açmama arasında gidip gelen walter, gökyüzünün yeterince büyük olmadığını iddia etmekte. 80'li yıllarla gelen neoliberalizm hayatını tamamen değiştirse de; o, büyük ve yalnız bir şehirde tutunmaya çalışmakta; bir yandan da hayat, ölüm, sanat, eylem ve aşk üzerine sorgulamalarda bulunmaktadır. aşık olduğu kadın onu terk ettikten ve ona istediği biçimde sevgi göstermeyen ailesini de kaybettiğini öğrendikten sonra eski bir dostunu aramaya çıkıp kendini bulan walter'ın hikayesi, bence herkesin kendine iyi gelecek birşeyler bulacağı bir hikaye. roman okumak isteyenler için müthiş bir tercih.

    '' ... mutsuzluğun büyük bölümü yanlış yol seçmekten kaynaklanıyordu. çok dar, - ya da çok geniş - ayakkabılarla birkaç kilometre yürüdükten sonra dünyaya lanet etmeye başlanır. benim çözemediğim, insanın neden en baştan kendi ayağına uygun ayakkabıları seçemediği sorusuydu. ''


    (rhodius - 18 Aralık 2017 16:01)

Yorum Kaynak Link : anima mundi