Süre                : 5 Saat 19 dakika
Çıkış Tarihi     : 12 Şubat 2014 Çarşamba, Yapım Yılı : 2014
Türü                : Drama
Taglar             : Deneysel film,nehir,Araba,dışkı,hamile
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Laurenz Foundation
Yönetmen       : Matthew Barney (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Matthew Barney (IMDB)(ekşi),David Grimm (IMDB)
Oyuncular      : Dave Bald Eagle (IMDB), Milford Graves (IMDB), John Buffalo Mailer (IMDB), Ellen Burstyn (IMDB)(ekşi), Maggie Gyllenhaal (IMDB)(ekşi), Madyn Greer Coakley (IMDB), Paul Giamatti (IMDB)(ekşi), Joan La Barbara (IMDB), Stephen Payne (IMDB), Aimee Mullins (IMDB), Matthew Barney (IMDB), Jennie Knaggs (IMDB), Eugene Perry (IMDB), Herbert Perry (IMDB), Brennan Hall (IMDB), Shara Nova (IMDB), Elaine Stritch (IMDB), Lila Downs (IMDB), Jerry Giles (IMDB), Luis Alvarez y Alvarez (IMDB), Sidsel Endressen (IMDB), Phil Minton (IMDB), Deborah Harry (IMDB), George Stonefish (IMDB), Terrell Howard (IMDB), Michaela Dennis (IMDB), Melica Nikcevic (IMDB), Magno Gama (IMDB), Bobbi Starr (IMDB), Belita Woods (IMDB), Pablo Silva (IMDB), Clara Adame (IMDB), Ezekiel Ah Sue (IMDB), Val Aiyeola (IMDB), Ramon Aleman (IMDB), Christian Alvarado (IMDB), Kevin Alvarengan (IMDB), David Amram (IMDB), Jade Archuleta-Gans (IMDB), Jose G. Arevalos (IMDB) >>devamı>>

River of Fundament ' Filminin Konusu :
River of Fundament is a movie starring Dave Bald Eagle, Milford Graves, and John Buffalo Mailer. In 2007, Matthew Barney and Jonathan Bepler began a new collaborative project inspired by American author Norman Mailer's 1983 novel...


  • "turk siyasi hayatina yanilmiyorsam suleyman demirel sokmustu bu kelimeyi."
  • "civilization 2'de bütün teknolojiler bitince geçilen yönetim biçimi. unhappiness 0'a iniyor ve unit'ler support yapmıyor. yani insanlarınızı eşşek gibi çalıştırıp bok gibi ordu kurabiliyorsunuz."
  • ""temellere" dönme yolundaki reformist bir talep ile sadece dinsel meselelerin ötesine geçen sistem karşıtı bir retoriğin bileşimi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    civilization 2'de bütün teknolojiler bitince geçilen yönetim biçimi. unhappiness 0'a iniyor ve unit'ler support yapmıyor. yani insanlarınızı eşşek gibi çalıştırıp bok gibi ordu kurabiliyorsunuz.


    (blackflag - 30 Mayıs 2002 23:22)

  • comment image

    tanımı sadece dinsel anlamıyla değil de, daha genel anlamıyla, her hangi bir ideolijiye körü körüne bağlanmak olarak açıklarsak, türkiye'nin en büyük sorunudur. mete tuncer güzel anlatmıştır bunu, kemalizm bütün içinde barındırdığı ritüellerle (her sabah and içen çocuklar), litürjisiyle (10 kasım'daki saygı duruşları), kutsal kitabıyla (nutuk), ruhban sınıfıyla, sofularıyla, radikalleriyle, kimin daha atatürkçü olduğu tartışmalarıyla bir dinin sahip olduğu bütün aşırı anlamdırılmaya sahiptir. eh hal böyleyken türk devletinin resmi dini yoktur demek pek kolay değil ama zaten ben de devletin resmi ideolojisinden değil, bu topraklarda yeşeren hemen hemen bütün akımların fundamentalist olduğundan bahsetmek istiyorum. kemalizm, toplumun modernleşme arzusunun vücut bulmuş halidir. ama modernizasyonu yüzeysel haliyle, topuyla tüfeğiyle, tüketim anlayışıyla ve ekonomik gücüyle algılamış onu bir demokratik değerler bütünü ve bireysel özgürlüşme olarak algılamamıştır. burada bunu mustafa kemal'in kendi algılamamıştır diyemem ama kemalizmin bunu algılayamadığı çok açıktır.

    islami ideoloji bir karşı devrim akımı olarak zaten doğası gereği her zaman fundamentalist kalmıştır. cumhuriyet tarihi boyunca kimi zaman destek bulduğu milliyetçilik, turancılık, türkçülük gibi akımlar da (bunların için deki bazı oluşumlar direk olarak kemalizmin bir varyantıdır zaten (ulusalcılık gibi) kemalist olsun olmasın, islamcı olsun olmasın her halikürda fundamentalist akımlardır. türk tarihinin, türk kanının, kurtuluş savaşının aşırı bir anlamlandırılışı, başbuğ konsepti, türk efsaneleriyle doğrudan doğruya inancı hedefleyen ideolojilerdir.

    sola bakacak olursak, kemalizm'den kurtulduğu anda (ki zaten bu ikisi nasıl bağdaşır anlamak mümkün değil), milliyetçiliğe yanaşmış, ondan kurtulduğu zaman totaliter komünist sistemlere yanaşmış akımlar olarak gelmiştir karşımıza. 60'ların devrimci hareketlerini incelediğimiz zaman, fundamentalist dinamikleri bir bir seçip bulmak mümkün (yüceltilen liderler stalin vs, bütün devrimcilerin eline dağıtılan devrimcinin nasıl giyinmesi, davranması, yaşaması gerektiğini anlatan broşürler, kitaplar vs.)

    bütün bunların yanında fundamentalizm'den arınmış bir sol ideoloji hiçbir zaman destek bulamamıştır. liberal söylemler, diğer güçlü söylemlerin yanında erimiş gitmiş bi çok parti asıl ideolojilerine liberalizmi de eklemiştir kendi yorumlarıyla. ya da özgürlüklükçü, çevreci, kalkınmacı ideolojiler türeten politikacı pek olmamıştır. olsa bile destek bulamamıştır. bu bütünüyle eleştirel olamayan kültürümüzün bir sonucudur bana göre.


    (lordofdrinks - 9 Temmuz 2008 06:39)

  • comment image

    "fundamentalizm" terimini incelemeye kalkıştığımızda latincede gidilebilecek en eski köklerin "dip", "çiftlik", "mülk", "yetkili" manalarındaki fundus, -i ismi; "kurmak", "temelini atmak" manalarındaki fundo, fundare (sinonimleri: condo, -ere; exstruo, -ere) ve "dökmek", "akıtmak", "dağıtmak", "bolca ekin üretmek" manalarındaki fundo, fundere fiilleri (yunancası kseo, kseusw) olduğu görülüyor. sonraki kuşak kelimeler ise funda, -ae "sapan"; funditor "sapan atan kimse"; fundito, funditare "sapanla atmak", "fırlatmak"; funditus "tamamen", "bütün", "dipteki" manalarında. bana kalırsa fundamentalizm terimini ilk andıran kelime olarak karşımıza (kent vb.) "kurucu", "yapıcı" manalarındaki fundator çıkıyor. bu isimle birlikte "kurmak" manasındaki fundare fiilini düşünürsek, cinssiz bir isim olan fundamen, fundaminis kelimesinin "temel", "esas", "dayanak" manalarına gelmesi de doğaldır. şu da var ki ingilizcede pek sık karşımıza çıkan find / found ve foundation'ın da anlamca ve yapıca kökü buradadır. zira yukarıda işlediğim fundator'un ingilizce karşılığı founder'dır.

    şu ana kadarki seyir şöyle:

    fundus / fundare -> funda / fundator -> fundamen

    fundamentalizm teriminin en yakınını bulabiliriz bu noktada: (genelde çoğul kullanılan) fundamentum. bu terim yine "temeller", "dayanaklar", "esaslar" manasındadır. latin oxford dictionary'de bu terimin fundare+mentum/mens birleşiminden oluştuğu yazılı. yani:

    fundamentum= temel atmak + düşünce / akıl / anlayış / niyet / plan = temel atma düşüncesi / temeli atılmış düşünce, niyeti.

    oxford'un sözlüğünde fundamentum'un "gereklilik", "kaçınılmazlık" (indispensable) durumunu yani "temel zorunluluk / gereksinim" halini (fundamental necessity) gösterdiği de söyleniyor. charlton t. lewis'in 1879 tarihli a latin dictionary; founded on andrews' edition of freund's latin dictionary'sinde (trustees of tufts university, oxford) fundamentum'a sinonim olarak "sedes" ve "initium" isimleri önerilmiş; bunlardan ilkinin yine "oturulacak yer", "ikamet edilen yer" manaları vardır, yani "ait olunan yer" anlamını çıkartırız sedes'ten (ki bu kelime için bakılacak kaynak da "oturmak" manasındaki sedeo, -ere fiilidir). ikincisi "initium" ise benim bayıldığım bir terimdir; initio, -are ("başlatmak, önayak olmak, takdis etmek" manalarında) fiilinden gelir "başlangıç", "ilke" manasında olup felsefi metinlerde genelde çoğul olarak ("initia") kullanılır ve " (başlangıç) öğeler(i)" manasındadır. özellikle de presokratik filozoflardan, atomculardan bahsedilirken sık kullanılır. fundamentum hem sedes hem de initium ile sinonim olunca; haliyle iyice "temel"e yerleşmiş oluyor. bütün bu açıklamalardan sonra fundamentalizm terimini incelemeye kalkıştığımızda karşımıza çıkan manalar şunlar oluyor: bir yere ait olan, başlangıç öğe, esas, esaslar, temeli kuran düşünce, kaçınılmaz nokta.

    seyir şu durumda:

    fundus / fundare -> funda / fundator -> fundamen -> fundamentum

    şimdi fundamentalizm terimine daha da yaklaşabilmek adına latincedeki sıfat üreten eklerden olan -e/alis'e sığınacağız; bu durumda: "ilk ilkelere, esaslara özgü / aitlik durumunu gösteren" fundamentalis sıfatını bulmuş oluyoruz. bu kelimenin terimleştiğini küçük bir arama sonunda görüyoruz: http://openlibrary.org/b/ol6408672m - http://www.archive.org/…s/institutionesth00knolgoog vs. yine kilisenin temel yasasından bahsedilirken "lex ecclesiae fundamentalis" (örn. james a. coriden, an introduction to canon law, p.47, continuum international publishing group, 2004) dendiğini de akılda tutmak gerek.

    lexicon latinitatis nederlandicae medii aevi'de (brill, 1987) fundamentalis'in dutch dilindeki karşılığı olarak "van het fundament" denmiş yani yukarıda yazdığım gibi "esasa, temele özgü". yine aynı sözlükte fundamentalia sözcüğü için "grondslagen" yani "esaslar" manası verilmiş. yine fundamentalitas (veya adverb olarak fundamentaliter) şeklinde isim olarak karşımıza çıkan anlam ise "esas olarak, temelde, esasa, temele, orjinal olana özgülük hali"dir.

    fundus / fundare -> funda / fundator -> fundamen -> fundamentum -> fundamentalis / fundamentalia / fundamentalitas

    sonuç itibariyle latincesi fundamentalitas olan fundamentalizm (ing. fundamentalism; fr. fondamentalisme; alm. fundamentalismus; it. fondamentalismo; nor. fundamentalisme ; por. ve isp. fundamentalismo) sistemli bir şekilde esas olana bağlılık, tutkunluk, temelden yani başlangıçta yerleşmiş olduğu yerden sapmayı kabul etmemek vb. manaları vermiş olur. en nihayetinde böyle bir kelimenin dinsel manada "aşırılık"ları (ki bunlarda da ilk yerleşilen, kabul edilen noktanın savunulması, herhangi bir sapma yaşanmaması söz konusudur) göstermesi doğaldır. temelden sapma veyahut temelde bulunan şeyi, kavramı geliştirmek, doğal olarak fundamentalitas'ın dışına çıkmak demektir. aşırılara bakarsanız, ilk haliyle kabul etme halini açıkça görürsünüz; zaten saplanmış oldukları için aşırıdırlar.

    meraklısına: incelemiş olduğum latince kelimelerin bazılarının lewis'in sözlüğünden karşılıklarını, kullanım alanlarını google defterine attım, meraklıysanız bakarsınız:
    http://www.google.com/…9501994974/bdrebqgoqpo2bj-qj

    corrigendum@:

    büyük üstadım, rehberim olan teoman duralı hocamın bir noktadaki itirazını sizlerle paylaşmak istiyorum:

    cengiz, latince "fundare"nin germen menşeli "find"la kökdeşliği yok... sözü ingilizcenin en yetkili kökenbilim sözlüklerinden robert claiborne'nun "the roots of english"ine bırakıyorum: ilkin, "fundus", bhudh- kök öbeğine ait: "latin 'fundus' (germanic 'bottom') or base. the latin word 'foundation' (base) of a building and the foundations 'founded' and 'funded' by rich people, the 'fundamental' things that are basic, and the 'profound' idea that gets to the bottom of something." "find" ise, pent- söz öbeğine mensup: "to tread, go, whence 'find' ('go after'); the germanic 'path' one treads on was borrowed from iranian, via some steppe people. various l words center on the sense 'way' (where one goes), as with 'pontoons' sometimes used to bridge (make a way across) a river. from 'pontifex', priest ('he who prepares the way'), comes 'pontifex maximus', the 'highest priest' (of rome), now one of the titles of the 'pontiff' --whence to 'pontificate' 'speak as if one were the pope.


    (jimi the kewl - 17 Aralık 2008 01:03)

  • comment image

    yirminci yüzyılın başlarında, kitab-ı mukaddes'in nihai otorite olduğunu kabul ederek modernist ve bilimsel eleştirilere karşı çıkan hıristiyan hareketi. özellikle 1960'lı yıllardan sonra batılılaşma, modernleşme ve laikleşmeye karşı çıkan ve sağlam, güvenilir ve bağlayıcı nitelikteki bilgilerin, islamın kaynak kitaplarında mevcut olduğu için, hakikatin modern literatürde değil bu kaynaklarda aranması gerektiğini savunan yaklaşıma da islam fundamentalizmi denmektedir


    (risk - 12 Aralık 2002 11:34)

  • comment image

    ''hristiyan köktendinciliği; dine çok fazla etkin bir şekilde ilgisi olmayan insanların, kiliseye katılmaları ve liberal teolojiye karşı bir tepki olarak değerlendirilebilir. amerika'da hristiyan köktendinci örgütlerin büyümesi geçen yirmi beş yılın en göze çarpan özelliklerinden biridir. köktendinciler gayet açık bir şekilde, siyaset, aile, iş, hükümet ve tüm beşeri ilişkiler için pratik bir kılavuz kitap olduğuna inanırlar. amerika'daki en etkili köktendinci gruplar, güney baptist topluluğu, tanrı meclisleri ve yedinci-gün adventistleri'dir. ''


    (xaos - 13 Ocak 2011 23:28)

  • comment image

    fundamentalistler, kutsal kitapta yazanların baştan sona doğru olduğu inancına sahip kimselerdir. en basit örnekle dünya 6 günde yaratılmıştır efsanesine inanıp, bilimin söylediği dünyanın 5 milyar yaşında olduğu gerçeini kabul etmezler. kitapta yazan her şeyi harfi harfine kabul ederler, değiştirmeye ya da bilimsel gerçeklerin ispatladığı şeylere kesinlikle kalkışmazlar.ayrıca, kendi inandıkları doğruları da bilim olarak görmek isterler.


    (lilith lita - 22 Haziran 2005 05:54)

  • comment image

    "dinsel fundamentalizmin rakip ideolojilere göre birçok üstünlüğü vardır. hem eğitimli hem de eğitimsiz müslümanlar tarafından kolayca anlaşılabilen fundamentalizm, kitleleri harekete geçirmede ve hem yanlış olanın eleştirisi hem de doğru olanın bir program halinde anlatılmasında son derece bildik, dolayısıyla etkili olan bir dizi tema, slogan ve sembol sunar.

    dinci hareketler, az ya da çok otokratik yönetimlere sahip ortadoğu ve kuzey afrika toplumları ve benzeri toplumlarda başka bir pratik avantaja daha sahiptir: diktatörler partileri, toplantıları yasaklayabilirler ama diktatörler halkın toplu ibadetini yasaklayamaz; yapabildikleri ancak ibadeti bir noktaya kadar denetim altında tutmaktır.

    sonuçta ortada tek muhalif grup olarak, bir araya gelebilecekleri düzenli toplantı mekânına ve devletin kontrolü dışında ya da en azından tümüyle kontrol edemediği bir iletişim ağına sahip dinci gruplar kalmıştır. rejim ne kadar baskıcıysa, muhalefet etme tekelini fiilen onların eline teslim ederek fundamentalistlere o kadar çok hizmet eder."

    bernard lewis - the crisis of islam


    (eksantrik forvet - 15 Aralık 2018 22:53)

Yorum Kaynak Link : fundamentalizm