Süre                : 1 Saat 42 dakika
Çıkış Tarihi     : 24 Ağustos 2002 Cumartesi, Yapım Yılı : 2002
Türü                : Cinayet
Taglar             : muziplik
Ülke                : Japan
Yapımcı          :  IMJ Entertainment , Kobi Co. , Mainichi Broadcasting System (MBS)
Yönetmen       : Hiroyuki Tanaka (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Hiroyuki Tanaka (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Shin'ichi Tsutsumi (IMDB)(ekşi), Ren Ohsugi (IMDB), Ko Shibasaki (IMDB)(ekşi), Masanobu Andô (IMDB)(ekşi), Toshio Kakei (IMDB), Susumu Terajima (IMDB)(ekşi), Yasuko Matsuyuki (IMDB), Kanji Tsuda (IMDB), Keisuke Horibe (IMDB), Akemi Kobayashi (IMDB), Akaji Maro (IMDB), Suzuki Matsuo (IMDB), Yutaka Matsushige (IMDB), Kumi Nakamura (IMDB), Toshie Negishi (IMDB), Nao Ômori (IMDB), Hiroshi Shimizu (IMDB), Sansei Shiomi (IMDB), Ikko Suzuki (IMDB), Tomorowo Taguchi (IMDB), Tamayo (IMDB)

Drive ' Filminin Konusu :
Drive is a movie starring Shin'ichi Tsutsumi, Ren Osugi, and Ko Shibasaki. A salaryman is hijacked by bank robbers.


Oyuncular
  • "güzel film hoş film de 5 ileri 4 geri vitesli bir araba var bu filmde.vites ata ata bitiremedi, devir ala ala yediremedi koç yiğit driver efendi hey hey hey."
  • "--"blue valentine"de ryan gosling'in oynadığı karakter ne yaptıysa ailesini elinde tutamıyordu, bu filmdeki karakteri de ne yaptıysa o aileyi ele geçiremedi. hayat ne tuhaf, metrobüsler filan.--"
  • "izlerken 80'lerin en iyi filmlerinden birisinin 2011'de çekilmiş olmasının kafasını yakalayabilenler için enfes film."
  • "bryan cranston'un belize'den bahsettiği filmdir. aynı belize'den ironik olarak breaking bad'de de bahsetmiştir. hem de aynı manaya gelecek şekilde."




Facebook Yorumları
  • comment image

    seksenli yıllar'ın ortalarından unutulmaz, hüzünlü bir the cars klasiği.

    who's gonna tell you when
    it's too late
    who's gonna tell you things
    aren't so great
    you can't go on
    thinking nothing's wrong
    who's gonna drive you home tonight

    who's gonna pick you up
    when you fall
    who's gonna hang it up
    when you call
    who's gonna pay attention
    to your dreams
    who's gonna plug their ears
    when you scream

    you can't go on
    thinking nothing's wrong
    who's gonna drive you home tonight

    who's gonna hold you down
    when you shake
    who's gonna come around
    when you break

    you can't go on
    thinking nothing's wrong
    who's gonna drive you home tonight


    (comandante - 20 Aralık 2002 00:27)

  • comment image

    güzel film hoş film de 5 ileri 4 geri vitesli bir araba var bu filmde.

    vites ata ata bitiremedi, devir ala ala yediremedi koç yiğit driver efendi hey hey hey.


    (hellguard - 28 Eylül 2011 06:58)

  • comment image

    başrollerini ryan gosling ve carey mulligan'ın oynadığı drive; bir stunt aktörünün geceleri yaptığı "beş dakikalık" sürüşleri ile başlıyor.

    yeni bir jason statham filmi misali, getir-götür işlerinde kullanılan, işinin ehli bir sürücünün aksiyon dolu hayatında bulacağız sanıyoruz kendimizi. aradan çok geçmiyor ki, ağır tempo ve müzikler tüm bu fikirleri temizliyor insanın aklından ve drive, güzel bir film noir örneği haline bürünüyor.

    filmin atmosferi zaman ilerledikçe karanlıklaşıyor.

    film, her sahneyi üst noktaya taşıyan müziklerle bezeli. aslında müziklerin taşıdığı çok fazla film görmeye başladık son zamanlarda. geneli idare eder şeklinde giden filmleri dahi bir iki basamak yukarıya taşıyor müzikler. bunun son örneğini tron-daft punk örneği ile yaşamıştık. drive ise sahnelerin çok iyi desteklediği müziklerle donatılmış. sanki müzikler için çekilmiş sahneler izliyorsunuz ya da daha doğru tabiriyle, uzun metraj klipler izliyorsunuz.

    dikkat çekici yönlerden bir diğeri; branson'da tom hardy'ye sahnedeki tüm özgürlüğü veren yönetmen nicolas winding refn bu filmde de ryan gosling'e aynı rolü veriyor. kurgulanması güç mimikler ile gosling, yer aldığı tüm sahnelerde kontrolü ele alıyor, sahnedeki diğer rollere bakasınız dahi gelmiyor. her sahnenin hakimi, güzeller güzeli carey mulligan'a rağmen ryan gosling oluyor.

    sonuçta da şu aralar çok sık karşılaşmadığımız bir türden, karanlık filmlerden, drive ortaya çıkıyor.

    filmin içeriğine çok fazla girmeden, spoilerdan kaçarak drive'ı anlatmaya çalıştım. şu an için imdb puanı 8.1 ve bence tam hakkını alıyor. bu tarz filmleri çok kötü ve basit bulanlar da fazla sayıda lakin çok fazla örneği yok drive ve türevlerinin günümüz sinemasında. fırsat bulursanız bir göz atın derim.


    (glosoli - 3 Ekim 2011 21:14)

  • comment image

    güldürürken düşündüren film. yok lan güldürmüyor bakma öyle dediğime, film bildiğimiz dram.

    konu klişe gibi gözüküyor ama değil, film sıradan gibi duruyor ama değil, başroldeki dayımız duygusuz gibi gözüküyor ama değil. kurgu alışılagelmiş gibi duruyor ama değil, hatun bildiğimiz hatun gibi duruyor, evet öyle.

    buradan sonrası şipoyler.

    --- spoiler ---

    şimdi bakıyoruz nedir olay, dayı var arabalardan anlıyor, direksiyonu kuvvetli, tekniğinden fln da çakıyor bayağı. buna ek olarak hırsızlara transporter'lık yapıyor, üç beş sakalını alıp yoluna bakıyor filmin sonrasında işte komşu hatunla tanışmaca ve klasik aşk ve ceza, pride and prejudice, ehliyet ve ruhsat.

    fakat benim bu filmde gördüğüm bu değil tam olarak. baktığımız zaman abimizin herhangi bir ailevi bağı yok, küçük yaşta walter white'ın yanına karın tokluğuna girmiş sonrasında klasik bir yalnız kovboy olmuş, buraya kadar bilinen bir senaryo tamam. lakin benim gördüğüm adam bu rutinlikten fena bunalmış ve amiyane tabirle konuşmak gerekirse heyecan arıyor. bütün bu hırsızlara yardım etme olayını sırf adrenalin ve ego için yaptığına eminim. akabinde hatunla tanışma ve hatuna vurulma kısımları mevcut ve bunlar da klişe doğru ama bu ilişkide de fark yaratan nokta şu ki kız tokmakçısının hapisten döneceğini söylediğinde abimiz hiç tepki vermiyor.

    normal şartlar altında sorunlu insanlar olduğunu anladıktan sonra esas oğlanımız sen yoluna ben yoluma der, en olmadı bi seçim yap der, en en olmadı bu kadar iç meselelerine karışmaz ama abimiz bilerek ve isteyerek içlerine giriyor çünkü biliyor birşeyler çıkacak ordan. aynen tahmin ettiği gibi bunların birtakım kişisel sorunlarının içinde bulur kendisini ama yine full adrenalin ve ego ihtiva edecek şekilde. sonrasında ölüm riskini göze ala ala bernie'yle yüzyüze buluşmaya silahsız gider. gördüğümüz üzere herhangi bir ölüm veya kaybetme korkusu da yok.

    bu filmden benim anladığım her insanoğlunun rutinden kaçmak isteyip kaçamayışına karşıt olarak bunu gayet başarılı şekilde yerine getirmiş bir insan ve böyle davranılırsa başınıza gelebilecek olayların neler olduğu.

    son olarak esas oğlanın aksine hatunsa bildiğimiz hatun. iki adam arasında seçim yapamayan, ikisini de riske atan, öyle de böyle de mutlu olmayan, klasik bildiğimiz hatun.

    ---
    spoiler ---

    bu sebeplerden ötürü imdb notunu sonuna kadar hakeden bir filmdir imho.

    edit 1a: asansör sahnesiyle irréversible'e selam çakmış film.
    edit 1b: akrep month fazla kitsch.


    (longitudinale posteriore - 22 Ekim 2011 17:41)

  • comment image

    ilk sahneden sonra çok hızlı bir film beklemeye başlıyorsunuz. fakat hemen sonrasında filmin tek derdinin size hızlı bir macera filmi izlettirmemek olduğunu anlıyorsunuz.

    --- spoiler ---

    bir aile hayali driver a güzel geliyor filmin başlarında.sonra sonra imkansız bir aşk hikayesi ile ölümlerin iç içe geçtiği bir örgü içinde buluyorsunuz kendinizi.driver da biliyor aslında öldürdükçe daha da çok uzaklaştığını sıradan bir hayattan ama elinden başka bir şey gelmiyor. sevdiği kadın için yaptıkları yine ondan uzaklaştıran oluyor kendisini.asansördeki sahne bu bakımdan harikaydı.yani az sonra öldürmeyi tasarladığı adamı öldürdükten sonra yapamayacağını bildiği için, sevdiği kadını ilk belki de son kez öpüyor.sonra da adamı onun için öldürüyor.ama bundan sonra asansörün kapısı hiç açılmayacak şekilde aralarına giriyor.bundan sonrası onun için sevdiği kadını korumaktan ibaret.

    filmin son sahnesindeki gözün kırpılma sahnesinin yönetmen tarafından o kadar çok uzatılmasının sebebi de, yönetmenin driver ın aşkı için hayatını verip vermeyeceği, buna deyip değmeyeceği sorularını kendi kendimize sormamızı istemesindendi düşüncesindeyim.

    ---
    spoiler ---


    (good grief - 26 Ekim 2011 23:28)

  • comment image

    güzel soundtrack listesine sahip film.

    01 “nightcall” – kavinsky & lovefoxxx
    02 “under your spell” – desire
    03 “a real hero” – college feat. electric youth
    04 “oh my love” – riz ortolani feat. katyna ranieri
    05 “tick of the clock” – the chromatics
    06 “rubber head”
    07 “i drive”
    08 “he had a good time”
    09 “they broke his pelvis”
    10 “kick your teeth”
    11 “where’s the deluxe version?”
    12 “see you in four”
    13 “after the chase”
    14 “hammer”
    15 “wrong floor”
    16 “skull crushing”
    17 “my name on a car”
    18 “on the beach”
    19 “bride of deluxe”

    bunun dışında ryan gosling için daha önceden de söylediğim gibi kesinlikle sinemada özel bir yeri olan aktör. bunu bu filmde de rahatlıkla görebiliyoruz. sıkılgan, kafası karışık, sertliğinin altında güzel gülümsemeyle ortaya çıkan iyilik var adamın rollerinde. iyi başlayıp iyi ilerleyen bir film. ama hani. "görme kusurlarını, zevk alamazsın öyle dikkat edersen" klişesi vardır ya, öyle bir dikkat çekiyor ki bazı hatalar insan takılmıyor değil. ayrıca, belli bir yerine kadar ryan hiç konuşmayacak sandım ki öyle olup bütün film boyunca konuşmasa iyi bir reklam olurdu film için. anthony hopkins'in kuzuların sessizliği'nde toplamda 16 dakika görünüp oscar ödülünü alması nasıl hala dillerdeyse bu da o misal olacak gibiydi. yüzüyle her şeyi cümlelerden daha iyi anlatmak gerekse ryan gosling iyi bir malzeme ki dediğim gibi filmin genelinde sesini az duyuyoruz.

    müzikler ve kullanımları, oyunculuklara verilen önem, kurgu ve yönetmenlik gayet başarılı. iyi film bu, olmuş bu.


    (haknurrr - 15 Aralık 2011 02:40)

  • comment image

    karizma film. unutulmayacak film.

    ama çok karizma film.

    9/10

    müzikleri bile yeter. açılış sahnesi bile yeter. oyunculuklar bile yeter. filmin sıra dışılığı bile yeter. sinematografisi tek başına yeter.

    yılın en iyi iki-üç filminden biri.

    çok net.

    zöge: bir daha şöyle fastforward yaparak izledim de bu entryi zamanın ötesine yollayın insanların ne derece twilight sever insanlar olduklarını bir kez daha anladım. ulan sırf beklediğinizi bulamadınız diye itin götüne soktunuz filmi. imdb puanı 8.1'di galiba dediğim gibi daha bile fazlasını hak ediyor. inadını yılın en iyi ikinci filmi.

    film kültürü gelişmemiş insanların anlayamayacağı zevk alamayacağı film. en sevdiğiniz film twilightsa önermiyorum. siz zaten izlemeyin de.

    (bkz: haters gonna hate)

    birincisi için ise (bkz: warrior/@eksici oglan)


    (eksici oglan - 25 Aralık 2011 22:29)

  • comment image

    izlerken 80'lerin en iyi filmlerinden birisinin 2011'de çekilmiş olmasının kafasını yakalayabilenler için enfes film.


    (wiggin - 13 Ocak 2012 18:22)

Yorum Kaynak Link : drive