• "bittikten sonra uyandırdığı ilk izlenim "tekrar izlemek istiyorum lan bu neydi?!" olan sıradışı film."
  • "nuri bilge ceylan amerikalı olsa ve komedi çekmeye kalksa zannedersem bunun az bi şey sofistikesini çekerdi. yavaş ilerleyen durağan hikaye, uzun süren sabit planlar, taşra yaşantısı, vs."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bittikten sonra uyandırdığı ilk izlenim "tekrar izlemek istiyorum lan bu neydi?!" olan sıradışı film.


    (minca - 11 Eylül 2007 15:22)

  • comment image

    holywood'un bizlere (hem tu kaka hem de imrendirici yüzleriyle) sunduğu amerika'dan çok uzak, belki başka hiçbir filmde göremeyeceğiniz farklı bir yaşam tarzını en akla gelmeyecek detaylarıyla (80'lerden kalma gibi gözüken güncellikten uzak dans partisinde napoleon'un kafasına değen yıldız dekoru, retro fotoğrafçılık anlayışı, yine çok eskilerden kalma bir geleneksellikle yürütülen pazarlama işi, kaset izlerken amca-yeğen arasında oluşan anlık homofobik gerilim, öğle yemeği olarak yumurta-ekmek veren tavuk çiftliği, başka bir muadili olmadığı için çok iyi resim çizdiği söylenen çocuğun aslında bok gibi çizmesi, birbirleri arasında 5 mil bulunan dağ manzaralı evler, okulun en sarışın kızını götüren salak amerikan liselisi tripleri, vs.) bize gösteren, geri kalmış, izole, abd gündeminden ve bulunduğu çağdan uzak dandik bir eyalet kasabasının rutin hayatının işlendiği, film olmaktan ziyade bir karakterin hayatından bir kesit sunan, akla geldikçe belirli aralıklarla tekrar tekrar izlenen, mizah anlayışı bakımından benzeri olmayan özgün bir filmdir. dün 4. kez izledim. salak mıyım neyim..

    bu arada angry alien yorumu da komiktir:

    http://www.angryalien.com/aa/napoleondynabun.asp


    (sir gawain - 19 Şubat 2010 11:19)

  • comment image

    karakter filmidir. napoleon olsun rico olsun kip olsun çok marjinallerdir ama summer'in sevgilisi o sari herif kopartir. kizlarin gosterilerini yapigi sırada ve sonrasinda adamin verdigi tepkiler nedir arakadas.


    (baby s got new clothes - 28 Haziran 2011 19:37)

  • comment image

    nuri bilge ceylan amerikalı olsa ve komedi çekmeye kalksa zannedersem bunun az bi şey sofistikesini çekerdi. yavaş ilerleyen durağan hikaye, uzun süren sabit planlar, taşra yaşantısı, vs.


    (d max - 1 Kasım 2013 20:54)

  • comment image

    patates diyari idaho'nun bagrinda, preston kasabasinda yasayan 2 metre boyunda, siska, modasi gecmis gozlukleri [hic moda olmuslar miydi, orasi da supheli], jewfro'su, nasil tasiyacagini bilemedigi vucudu, altinda ezildigi ismi ile lisenin jock'larinin tasak oglani, hedef tahtasi olmus geek kardesimiz napolyon'un hayatindan anekdotlar seklinde ilerleyen, filmcilik acisindan cok da bir sey vadetmese de, eglendiren, gulduren [eglendirirken dusunduruyor mu, bilemeyecegim, beni dusundurmedi] 2004'un sundance hiti, bagimsiz film. mormon kari koca jared hess ve jerusha hess'in yazdigi, yine jared'in ilk yonetmenlik denemesi olan film, acemiligini sevimli kilmayi beceriyor. basroldeki jon heder, geekligin ulasabilecegi en uc noktalarda dolasiyor, butun igrencligine ragmen sevimli gorunuyor goze. white stripes'in we are going to be friends'i ile acilan film, sadece napoleon'un jamiroquai'in canned heat'ine yaptigi muhtesem dans icin bile seyretmeye deger.
    sagda solda welcome to the dollhouse'a benzetmisler, ama bu cok hafif, yazlik bir film. dollhouse'un trajikligi ile karsilastirilmaz.


    (willy van der kerkhoff - 21 Haziran 2004 22:08)

  • comment image

    "maybe i will, gosh..."

    hep bir kararsizlik icinde, hicbir zaman ettigi tehtidin arkasinda duramayan, kendisini savunmaktan aciz, mukemmel karakter napoleon'un hayatindan ufak kesitlerlen bezeli bir "eziklerin intikami" tadinda film. bana gore cok guzel bir absurd komedi ornegi, amerika'da lise hayatinda gecen hemen hemen herseyin, her ufak detayin inanilmaz olculerde abartilarak sunuldugu muthis film.

    napoleon dynamite'in cizdigi resimler ve kafasinda yarattigi yaratiklar (liger gibi), bana elfwood, deviantart gibi ortamlarda milletin sergiledigi resimleri hatirlatti desem yeridir. bu karakter gibi daha bircok karakter vardir dunyada, hatta turkiye'de bile kendisine benzeyen bir iki sahis tanidigimi soylesem yeridir.

    film muhtemelen gunumuzde geciyor, ancak daha once phish'in de dedigi gibi, idaho'da nispeten izole bir kasabada insanlar halen daha 1980ler'i yasiyorlar. oyle ki, napoleon'un amcasi halen daha 1982'ye geri donmek istiyor, vs.

    internetten sevgili bulmak gibi temalarin da dahil oldugu, her zaman itilip kakildiklari icin dunyadan ve birbirlerinden nefret eden, bu nefretlerini en ufak islerde bile (lama'yi beslemek, vs.) disa vuran insanlarin, nasil olursa olsun bir sekilde dost arayisinda olduklarini, dostlugun gercek anlamini bildiklerini, en onemlisiyse hicbir zaman imkansiz gibi gozuken seylerin insanin gozunu korkutmamasi gerektigini anlatiyor.

    "komedi demeye bin sahit lazim" gibi yorumlari dikkate almaya bile deger gormezsek eger, cekim teknikleri (yanlis zoom yapan kamera filan), kiyafetler ve arada sirada cikan, hikaye ile cok, ama cok alakasiz ve absurd sahneler ile film tamamiylen absurd bir yapim olmus.

    tina majorino ise masumiyeti ile gorulmeye deger. kendisini zaten waterworld'deki ufak kiz ve corrina corrina'daki konusmayan kiz rollerinden hatirlayiniz.

    beni sahsen karakterlere cok yakinlastirdi bu film. gercekten onlar icin kotu hissettim, "igrenc lan bu dunya" dedim. ama filmi de cok begendim, karakter betimlemelerine bayildim.

    artik ne zaman birsey basarsam elimi yumruk yapip "yısss..." diyebilirim saniyorum ki.


    (spincrus - 21 Ocak 2005 08:26)

  • comment image

    amerikalıların, amerikanın görmemek veya unutmak istedikeri kesimlerinden birinde yaşayan insanlara, burunlarından kan, gözlerinden yaş gelene kadar güldükleri bir nevi amerikan kibar feyzo'su. fakat kibar feyzo'da bir konu, muhteşem oyunculuk varken burada öne çıkarılan şey mallık ve amerikanın görünmeyen yüzünün ne kadar geriden geldiğidir.

    amerikalıların bu filmi muhteşem bulmalarının sebebi, çok uzun zamandır en samimi film olmasıdır belki. amerika'ya gidenler veya orada yaşayanlar çok iyi bilirki tvde veya filmlerde görülen amerika hiçte gerçektekiyle örtüşmemektedir. ne newyork'ta her sokakta gördüğünüz kadın sizle yatmak istemektedir*, ne de los angeles sadece zenginlerin olduğu, hollywood sign'ın her yerden görüldüğü muhteşem bir şehirdir. bu tip göz boyamalar tamamen kuvvetli oldukları sinema ve tv endüstrisinde şehirlerini aşırı pazarlamalarından kaynaklanmakta. fakat ne yazıkki buralar gittiğiniz zaman küçüklüğünüzdn beri gözünüze beyninize işlenen şeylerin sahte olduğu suratınıza çarpıyor. işin gerçeği ise özellikle amerika'da içlere doğru biraz yol aldığınız ve küçük kasabaları back to the future1'den fırlamış taşrayı gördüğünüz zaman anlaşılır. işte buralarda ne napoleon dynamite'lar görürsünüz.
    çünkü şöyle bir gerçek var amerikalıların çoğu doğduğu yerde ölmekte ve burası dışında hiç bir yer bilmemekte. amerikalılar nd'nin break dans yapmasına gülerken aslında filmin komikliğine, karakterin boşluğuna falan değil, karakterin her gün sokakta görebildikleri bir tip olmasına gülüyorlar.


    (tasslehoff - 28 Mart 2006 09:35)

  • comment image

    izleyince illa ki kriz gecirten bir filmdir, ya gulmekten ya da sinirden. sahsen ben ilk izleyisimde sinirden, ikincisinde de gulmekten fenalik gecirdim. yapilan espriler cok ince falan degildir, yapilanlar da komik degildir cogu kimseye gore, ben napoleon'u the office dizisindeki patron karakterine benzetiyorum, seven bayilir , sevmeyense iki dakika bile dayanamaz.

    sevdigi kizin dudaginin ust bolgesinin golgesini iki saatte cizendir napoleon, sicak yemegi cebine koyan sonra da derste paylasmak isteyen arkadasina vermeyendir, evinde lama besleyendir. ornegin napoleon bir kiza iltifat ederken farkli yollardan yaklasandir : "i see you're drinking 1%. is that 'cause you think you're fat? 'cause you're not. you could be drinking whole if you wanted to... " gosh!

    -----spoiler------
    hic suphesiz ki filmin en guzel kisimlarindan biri su dans videosudur:

    (bkz:http://www.youtube.com/watch?v=ixszy2425ey)

    ------spoiler------


    (suti - 20 Haziran 2006 06:39)

  • comment image

    hiç gülmeden seyredip çok eğlendiğim film. bir yandan da gördüğüm en hüzün verici filmlerden biri. insana olmaktan korktuğu şeyleri çok acıklı bir şekilde gösterir.

    --- spoiler ---

    genel gidişatla uyumlu bir final beklerken napoleon'un bir anda cemirikleşmesi*, şahsıma altıncı his ya da the others gibi filmlerin bile yaşatamadığı şaşkınlığı yaşatmıştır. bu son iki dakikalık kısmı izlerken inanın tüyleri ürperir.

    ---
    spoiler ---


    (ventolin - 17 Ağustos 2006 07:30)

Yorum Kaynak Link : napoleon dynamite