her diyalogunu ayri ayri yazmak istedigim sosyofobiklerin derinden anlayacagi zamanlarda en cok guldugum bastaci yaptigim film.

(asfaltina - 6 Eylül 2006 02:06)

peter naess'in yönettiği, 2002 en iyi yabancı film oscarına aday olmuş norveç yapımı tatlı film. iki yıl psikiyatrik tedavinin ardından normal hayata uyum sağlaması umulan elling, kjell bjarne ile beraber oslo'da bir daireye taşınır. hepimizde zaman zaman ortaya çıkan uyum sorununu elling gibi uç bir örnekte görmek hoşumuza gidiyor sanırım.

http://www.elling.nu/

(cubique - 23 Nisan 2002 02:37)

norvec dilinin tüm estetik dışı sesine^* rağmen seyrine doyulmaz eğlenceli film. sakın olan afişine bakıp da "salak ile avanak" benzeri bir film için bilet aldığınızı sanmayın bence bir kahramanlık öyküsü bu.

(carno - 30 Mayıs 2002 14:10)

senaryosundan oyunculuğuna kadar keyif veren bir sinema filmi. festival gösterimine elling'i oynayan oyuncunun katılması da ayrıca hoştu.

(dikakana bey - 30 Mayıs 2002 14:17)

beyaz zenciler adlı süper kitabın yazarı, norveçli güzel insan ingvar ambjornsen' in brodre i blodet (kan kardeşler) adlı romanından uyarlanan film.

(dreamania - 21 Haziran 2002 12:17)

sözlükte bana mors elling'i getir denilince yönlendirilen başlık.

ha "mors elling" nedir? yine ingvar ambjörnsen'in kitabından uyarlanan ve "elling"'in prequeli olan filmdir.

elling'in sosyofobikliğinden rahatsız olan ve oğlunun hayatta ayakları üzerinde durmasını isteyen annenin oğluna farklılık yaratmak amacıyla beraber mallorca tatiline gidişlerini konu alır. elling ise yine aynı elling'tir. huysuz, agresif, insanlarla diyalog kuramayan ve onlara önyargılı yaklaşan koca bir adam!

ha bir de şu var: (bkz: elsk meg i morgen)

(beerserk - 17 Nisan 2009 19:29)

elling karakterini oynayan per christian ellefsen'in çok iyi bir oyunculuk sergilediği, trajikomik ve çok güzel bir peter næss filmi. elling karakterinin sosyofobiyi yenerken kabuğundan yavaş yavaş sıyrılışını, ev arkadaşı kjell bjarne'ın ve elling'in içinden geçtiği süreci çok gerçekçi bir şekilde anlatan, insanı gülümseten bir kuzey avrupa filmi daha.

(strangelittlegirl - 18 Ağustos 2010 00:55)

per christian ellefsen'in muhteşem oyunculuğu eşliğinde, kimi zaman hüzünlendiren, kimi zamansa içimizi ısıtan norveç yapımı bir film... elling'in öncesini anlatan mors elling ve sonrasını anlatan elsk meg i morgen bölümleri de mutlaka izlenmelidir...

(king of gondor - 20 Şubat 2011 14:14)

mutsuzken battaniyeye sarılıp gözleriniz dolu dolu uyumaya yakın izlerken, huzurla uyanmanızı sağlayan; soğuk, karlı ama aydınlık havalara çok yakışan bir film. moralim bozuldukça izliyorum. karakterlerini arkadaşlarım gibi görmeye başladım artık. öyle benimsedim, öyle çok seviyorum bu filmi ve seriyi.

--- spoiler ---

elling'le kjell bjarne'nin birbirlerine hediye verdikleri sahnede çok duygulanmıştım. ki o duygulanma, kjell bjarne'nin reidun'un evinde kalması sonucu elling'in verdiği histerik tepkilerle gözyaşlarına dönüşüyor. filmlerde kolay kolay ağlayan bir insan da değilim aslında, ama mekanlar, müzikler ve diyaloglar birbirlerini çok güzel tamamlamışlar. ister istemez bir duygusal patlama ortaya çıkabiliyor. mecburiyet ve ihtiyaçla başlayıp, sevgiye dönüşen arkadaşlığa özenebiliyorsunuz. per christian ellefsen'i ayrıca takdir etmek gerek ki; oyunculuğu gerçekten çok başarılı. elling'in çaresizliğini, mutluluğunu, heyecanını, özellikle ifadelerinde çok güzel yansıtmış.

şu diyalogdan çok hoşlanmıştım bir de, onu da paylaşayım;

"- plastik bir alete konuşmak hiç doğal değil, karşındakini bile göremiyorken konuşman gerekiyor.
- o zaman dışarı çıkıp insanlarla yüz yüze konuş.
- içinde oturamayacaksak niçin bir evdeyiz?"

--- spoiler ---

elsk meg i morgen'in üzerinden 6 sene geçmiş, elling'le elsk meg i morgen arasında da 4 sene olmasına rağmen devamının çekilmesinden yana pek ümidim yok. keşke çekilse de izlesek...

film olarak değil ama, mors elling ve elling arasındaki dönemi incelemek isterseniz utsikt til paradiset'i^* okuyabilirsiniz. ingvar ambjørnsen'in diğer kitaplarına göre oldukça geride kalıyor aslında. seriyi izlemeden önce kitabın oldukça ağır ve karanlık bir havada ilerlediğini düşünmüş ve sıkılmıştım; ancak filmlerden sonra tekrar okuyunca, gözümde daha farklı, huzurlu bir atmosfer canlandı.

bir de filmin sonunda çalan şarkıyı çok sevmiştim. buradan dinleyebilirsiniz.

(phthalo blue red - 3 Temmuz 2011 01:50)

varoluşsal mutsuzluk. bitmek tükenmek bilmeyen bir yalnızlık arayışı. mühendislik ve şairlik.

--- spoiler ---

"hayatım boyunca iki büyük düşmanım oldu, baş dönmesi ve korku." elling

elling bir klasik müzik sevici, kjell bir rock müzik sevici. kjell rockerin doğasına göre biraz daha vurdumduymaz ve kabadır. lakin elling'in derinliği bazen bir filozofa erişmektedir. kjell öyle bir şey yapar ki, mühendis zekası o yalnız iq'sü ile birleşir ve ortaya bir mucize çıkar.

"aman tanrım elling, sen şiire başladın! boş boş yürüdün tüm hayatın boyunca. bir şair olduğunu bilmeden! bir yanlış anlama için endişelenmeye gerek yok. ne zamandır şiirim, kendi dilim, içimde bir sırdı!" elling işte bu son replik için 7 saniyeden fazla güldüm. enteresan bir yaklaşım.

"'kızma birader' oynamaya ne dersin? sakinleşirsin." kjell

elling kendini şair sandıktan sonra şiir buluşması diye bir hadise cereyan ediyor. orada geçen dizelerden biri, "ne kadar kötüyse o kadar alkışlıyorlar."

"gerçekten de bir arkadaşım mı olmuştu? hem de norveç hükümetinin yardımı olmadan." elling

"yapacağım en son şey olsa da o arabayı yürüteceğim." kjell

"kjell bjarne tanıştığı her insanı sırtında taşıyor gibi." elling

"en azından kendi şiirlerim vardı. sadece bana ait." elling

"kendimi tanıtmak bazen çok cezbedici olsa da, hayır. olduğum kişi olarak kalmak istiyorum. ana kuzusu. gecenin sessiz sokaklarından gelen, bilinmeyen ses." elling

yalnız anlamadığım bir şey var aga, bu deli şair ve deli mühendisin hesaplarını kim ödüyor ya? ona göre içecem ya da inşaa edecem de.

--- spoiler ---

(saykoblack - 14 Temmuz 2011 23:29)

"sanırım bir dost edindim; hemde norveç hükümeti'nin yardımı olmadan!!!"

(pirit - 22 Nisan 2003 08:37)

enfes bir insanlık filmi, seyrederken insan olmanın ne kadar güzel bir şey olduğunu hissediyoruz, içimizde biraz ellinglik ve biraz kjell bjarnelik olduğunu görüyoruz.

(jupitersubat - 22 Ocak 2012 18:51)

en güzel sahnelerinden birisi vigeland parkı'nda çekilmiş filmdir. kjell bjarne'nin heykellere kerkindiği sahne oldukça ilginçtir.

(arboga nehrinin kiyisinda uyuyan adam - 24 Ocak 2012 11:10)

soguk kuzey ulkelerinden gelen simsicak karakter.
--- spoiler ---
the sauerkraut poet mahlasi ile gonullere taht kurmus tursu kutusu sairi, en hasindan bir gizli kahraman.
--- spoiler ---

(elling - 7 Ağustos 2004 01:43)

bazi bunyelerde^* suser olma duygusu yaratan film.elling kadar cesur olabilmek ve yazmaya baslamak yillar alir bazen.

(elling - 7 Ağustos 2004 01:47)

zorlu hava, yol ve yurt^* koşullarına dayanıklı, elektrostatik korumalı gömleğin en çok yakıştığı insan türü.. apti'nin ablası, ciğerimin köşesi..

(leliel - 13 Şubat 2005 01:31)

norveçce denilen dilden zerre haz edemedim. filme bile konsantre olamadım dil yüzünden... ellling karakterini canlandıran şahıs da rainman'deki dustin hoffman'a benziyor...bir bay e vakası daha...filmin sonundaki şarkı ise gayet hoş...

--- spoiler ---

herşey geçer,
başka bir deyişle her şey başka şeyle değişir...

--- spoiler ---

(theoria - 15 Ağustos 2005 16:14)

"birkaç saat sokaklarda dolaşırım, rastgele şiddet için ideal hedef olurum." repliğiyle içime işlemiş film. yılın çeşitli zamanlarında izlenilesi. her an kötü birşeyler olabilir düşüncesinin nasıl da içimize işlemiş olduğunu ispatlar aynı zamanda.

(budala - 20 Mart 2006 00:39)

--- spoiler ---

"bazı insanlar güney kutbunu yalnız geçerken benim restoranın zemininde yürümem için bütün gücümü toplamam gerekiyor"

--- spoiler ---

(martenit - 30 Haziran 2006 12:11)

2001 yılı mahsulu petter naess tarafından yönetilmiş olan norveç yapımı film.

keyifle izlenen huzurlu bir pazar sabahı filmi.
filmin neredeyse tamamı gerçek mekanlarda çekilmiş. özellikle elling'in alışveriş yaptığı, şiirlerini paketlere özenle yerleştirdiği market ile yemek yedikleri lokantalar oslonun batı kesiminde bulunuyormuş ve bu mekanlar hiç değiştirilmeden filme alınmışlar.

train ticket salesman: that'll be 130 kroner per ticket.
elling: 130 kroner? the last time mother and i took the train to larvik the ticket cost 25.
train ticket salesman: that must have been about 30 years ago.
elling: yes.

(uzuntu - 6 Ağustos 2006 14:36)