Süre                : 1 Saat 30 dakika
Çıkış Tarihi     : 22 Şubat 2008 Cuma, Yapım Yılı : 2008
Türü                : Macera,Komedi
Taglar             : 2000'ler,İstanbul,İstanbul,Türkiye,otel
Ülke                : Türkiye
Yapımcı          :  Aksoy Film , Özen Film
Yönetmen       : Togan Gökbakar (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Serkan Altunigne (IMDB)(ekşi),Mehmet Ali Bayhan (IMDB),Sahan Gökbakar (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Mehmet Ali Bayhan (IMDB), Sahan Gökbakar (IMDB)(ekşi), Furkan Turan (IMDB), Fatma Toptas (IMDB), Tulug Çizgen (IMDB), Ismail Hakki (IMDB), Vural Buldu (IMDB), Hakan Akin (IMDB), Lemi Filozof (IMDB), Murat Akdag (IMDB), Zeynep Aydemir (IMDB), Ferhat Uçar (IMDB), Önder K. Açikbas (IMDB), Yakup Yavru (IMDB), Hakan Altinkök (IMDB), Serkan Altunigne (IMDB), Adem Atbas (IMDB), Mücahit Avci (IMDB), Mustafa Balci (IMDB), Hasan Baran (IMDB), Sevgi Berna Biber (IMDB), Hakan Bilgin (IMDB), Veysel Bozkurt (IMDB), Volkan Cal (IMDB), Gözde Demirbilek (IMDB), Asiye Dinçsoy (IMDB), Nedim Dogan (IMDB), Hakan Duyar (IMDB), Batuhan Ergün (IMDB), Mehmet Güler (IMDB), Serhan Güler (IMDB), Kaya Gürel (IMDB), Gamze Inci (IMDB), Sevcan Irsi (IMDB), Somer Karvan (IMDB), Selvihan Kazancioglu (IMDB), Resit Kurt (IMDB), Janine Munday (IMDB), Merve Mutlu (IMDB), Hüseyin Pulas (IMDB) >>devamı>>

Recep Ivedik ' Filminin Konusu :
Şahan Gökbakar'ın Güngörenli bir lumpen proleteryayı başarıyla canlandırdığı bu komedi filmi, Türk sinemasında daha önce pek eşi benzeri görülmemiş düzeyde kaba saba espriler kullandığı gerekçesiyle bir kısım sinema insanları tarafından yoğun eleştiri bombardımanına tutulmuştur. Filmde adamın biri yolda cüzdanını düşürür, başka bir adam tam cüzdanı kapıp kaçacakken Recep İvedik onunla mücadeleye girer. Sonunda, sahibine teslim etmek üzere, evsiz adamın elinden cüzdanı almayı başaran Recep İvedik kafasını çevirdiği anda cüzdan sahibinin çoktan gittiğini farkeder. Akşam evinde televizyon seyreden Recep İvedik, cüzdanın Antalyalı çok önemli bir iş adamına ait olduğunu öğrenince arabasına atlar ve güneye doğru yola koyulur. Yol boyunca birbirinden komik sürprizlerle karşılaşan Recep İvedik en sonunda Antalya'ya varmayı başarır ve cüzdanı turizmci Muhsin Bey'e teslim eder. Tam otelden ayrılacakken çocukluk aşkı Sibel'in bir tur otobüsünden indiğini farkeder. Artık Recep İvedik'in tek bir amacı vardır; kendisini tanımayan, hatta hatırlamayan Sibel'e kendini beğendirmek.


  • ""koyim de tur at" esprisini süzme bir kıronun değil de bizzat şahan tarafından yapıldığını düşünenlerin izlemesinin sakıncalı olduğu film."
  • "(bkz: bi butonu vardi ne oldu ona)"
  • "ingiliz kırosu mr. bean'e gülenlerin gülmediği adam. çünkü ingiliz kırosuna gülünce elit oluyorum, buna gülünce hayvan, ama evcil değil."
  • "günlük hayatta şahan gökbakar rolü yapan bir vatandaşımızdır."
  • "imdb'de,18 yaş altı erkekler: 6.218 yaş altı kızlar....: 1.4vermiş bu filme. ahaha.ve yine ilginç bir şekilde:18-29 erkekler: 4.918-29 kadınlar: 5.9hımm... ilginç."
  • "dikkat şahan çıkabilir'de sözlükteki bir çaylağı oynayan, halime'nin ipini çekmiş keş insan"
  • "katildigi tehlike cani* programinda; ''caylak modundayim, eksi sozluk yazariyim, girdin mi oraya hayvan ara dugmesine bastin miydi ben cikarim...'' repligi ile yarmis sahan gokbakar tiplemesi."
  • "büyük ödülü kazandığı halde çeki kabul etmemiş, onun yerine "sen buradaki herkese birer tane bira söyle yeter" diyerek the shawshank redemptiona göz kırpmıştır."




Facebook Yorumları
  • comment image

    "koyim de tur at" esprisini süzme bir kıronun değil de bizzat şahan tarafından yapıldığını düşünenlerin izlemesinin sakıncalı olduğu film.


    (hububrad - 25 Ocak 2008 20:42)

  • comment image

    hala insanların çocuk esprileri şeklinde vurmaya çalıştıkları film.. eğer siz recep ivedik'ten zeki, cem yılmaz tarzı espriler bekliyorsanız daha önce recep ivedik izlememişsiniz demektir.. bu da yanlış beklentiyle filme gidildiğini gösterir.. recep ivedik söylediği şeyle değil de, söyleyiş tarzıyla komik olan bir karakter.. tamamen boş, ama doğal komik bir hali var.. ben herhangi bir ortamda "burası apış arası kokuyor" desem millet uzaylı görmüş gibi bakar bana, ama recep ivedik derse bu bir şekilde komik olabiliyor.. o yüzden buraya gelip murat koyyum da tur at diyen bir karakterin nesi komik olabilir ki canııım, ne kadar banalll demeyiniz.. basbaya komik olabiliyor işte recep ivedik olunca.. elin hollywood'unda yığınla skim sokum filmler çekiyorlar, bizden bir komedyen değişik, hoş bir karakter çıkarmış.. bırakın çıkarsın bokunu, insanlar da gidip gülsünler rahat rahat.. ben öyle yapacağım mesela, tavsiye ederim herkese.. ama karakter ultra boş bi karakter tabi, bu da ayy ne kadar banal, bu espri hiç zeka kokmuyor diyen insanların ortalarda da dolanmasına neden oluyor.. bekliyordum şahsen, şaşırmadım..


    (parma maniac - 24 Şubat 2008 00:45)

  • comment image

    cumartesi günü gittiğim ve zevkle izlediğim filmdir. muhtemelen ikincisi de çekilecek, ona da giderim.
    komediden ne anladığımı şimdi kelimelerle ifade edemicem ama ilkokulda salı ve perşembe günleri show tv de yayınlanan kemal sunal filmlerini orta okul yıllarında yeri geldi adile naşit - münir özkul lu neşeli günler ve türevleri yeri geldi zeki metin li aslan bacanak ve de türevleri takip etti. hababam sınıfı ise her daim en çok güldüğüm film oldu. üniversite hayatım bile hababam ın repliklerini gün içerisinde arkadaşlarımla birbirimize hatırlatarak geçti. derslerde yeri geldi durduk yerde "sarıyer nere samatya nere hocam" falan dedik, yeri geldi arkadaşlarım bizde kaldığında kahvaltıda ablama "tuzluğu uzatır mısın feride abla?" diye seslendiler. yani amacım kendimi ya da espri anlayışımı burada afişe etmek değil ama şu recep ivedik için son zamanlarda yazılan yazıları okuyorum da...
    yaşar usta nın "dokunma çocuklarıma...dokunma aileme..." dediği gibi ben de daha fazla bu filme dokunmamanızı rica ediyorum. recep ivedik i sevdik, sevmekle kalmayıp gülerek de izledik, yani sanane... git o 7 yaşından beri sinema üzerine sahip olduğun entellektüel birikimi zeki demirkubuz filmlerinde falan yazılar yazarak değerlendir. 7 yaşı özellikle vurguluyorum, ee malum çünkü ilkokul zamanlarımızın esprisi "murat koyum da tur at" bile belli ki sizlere o yaştada banal gelirmiş...
    yani recep ivedik neticede film, elbette ki eleştirilir ama gidenlerden ne istiyorsunuz onu bir türlü anlamadım. en iyisi boşverin bu film ve bu filmi izleyenler hakkında daha fazla atıp tutmayı... ne bileyim gidin facebook hesabınızı kapatıp nirvana ya ulaştığınızdan falan bahsedip karizmanıza karizma katıp real madrid takılın, biz de "murat koyum da tur at" esprilerine gülerek athletico siirt olarak küme düşmede en ön sırada yerimizi alalım...


    (belgarath - 27 Şubat 2008 01:53)

  • comment image

    itiraf etmekten hosnut olmadigimiz lumpen bi zevkimiz recep ivedik ülkece.. yani hepimiz güldük eglendik ama kimse bunu gogsunu gere gere itiraf edemiyor.. cünkü cok dandik, espriler orta okul seviyesinde, küfüre osuruga gülüyorsun, ama gülüyorsun yahu. yani en süpper woody allen filminde bile gülmedim recep ivedik'e güldügüm kadar..

    ama işte nasil ki hande yener'in bir sarkisini seven metalci genc bunu itiraf edemiyorsa, recep ivedik'i izleyen birisi de cikip "anira anira güldüm, gozumden yas geldi" diyemiyor.. sinemada hayatinin kizini veya erkegini bulacak birisi, gonul rahatligi ile "recep ivedik filminde tanismistik" diyemiyor.. zira son yillarda türk toplumunun basina ismail ykdan sonra gelen en dandik sey.. ama işte insan tüm entelektüel begenilerinin icinde arada osuruga da gülmek istiyormus, arada hareket cekmek de komik olsun istiyormus..

    ben sahsen umutluyum sahandan.. ilk film olarak süpper bi film yapmis.. ileriki recep ivedik filmlerinde, küfür dozu, gorsel komiklikler yerini daha durum komedisine birakicaktir.. insallah..


    (azuth - 1 Mart 2008 21:51)

  • comment image

    ne zaman beğenmedim desem karşımdaki çoğu insan tarafından çakma entel, dandik elitist, kibirli mayhoş ve patates kabuğu*olarak tanımlandıgım film.
    evet recep ivedik sağlam bir karakter eksiksiz, ancak ben bu adamı tanıyorum zaten, devamlı görüyorum ve elitist ben oluyorum.
    asıl bu karaktere gülen elitisttir çünkü görmediği yada görmek istemediği için bu adamı ilginç bulur hareketlerine güler.
    yani şimdi ben sokakta devamlı gördüğüm ve nefret ettiğim insana neden sempati duyayım ve güleyim.

    o zaman ismail türüt'ü sevmeyene de bok atalım.

    edit: film eleştirisi değil diyenler olabilir ancak bu filmde recep ivedik karakteri dışında bir öge olmadığı için recep ivedik' e yogunlaşılmıştır. tabi bu filmin dandikliğini ayrıca tanımlayan bir durumdur.


    (trickster - 25 Ekim 2008 02:58)

  • comment image

    ingiliz kırosu mr. bean'e gülenlerin gülmediği adam. çünkü ingiliz kırosuna gülünce elit oluyorum, buna gülünce hayvan, ama evcil değil.


    (protothyas - 26 Aralık 2008 00:37)

  • comment image

    geçen cuma vizyona girip tüm seansları talan eden adam. ya da seri adı, bilmiyorum. ama vicky cristina barcelona, avrupa yakasında tek bir salonda bile gösterilmiyorsa tek sebebi bu recep efendi'dir. erteleye erteleye kaçırdık güzelim filmi, şimdi irade ile bilgisayar başında izlemeye çalışmak var.

    15 dakika arayla seans olur mu yahu? dolmuş gibi. bırakın seans da koymayın, salon dolunca kapatın kapıları, başlatın filmi. gidecek film yok lan koca istanbul'da!

    ama çok sevilmese, milyonlarca kişi gitmezdi sanırım. bana giren çıkan yok, sevmediğim şeylere vakit harcamam olur biter, hatta kendisinden memnun olan kitle için her ay çekse, her ay 4 milyon adam gider filmine. bak şahane de fikrim var, şahana da fikrim var. adam her şeyden önce çok güzel yere dükkan açtı, 7 düveline yeter bu seri. benjamin button'dan önce fragmanını izleme şansına eriştim de, anladığım kadarıyla çekmesi 3 haftayı bile bulmuyordur. ne bir mekan, ne görsel efekt, ne oyunculuk, ne dönem, hiç bir sik yok. su katılmamış öküzlük gördüm. bunlar olur, severiz biz böyle adamı. "sadece gülmek için gittiğim film" de denir. ama bu işin bir ayarı olsa gerek, diğer filmlere de şans tanımak gerek. ilkel gibi, dvdsi bile çıkmış filmler vizyona girmiyor, festivaller oluyor yetersizlikten bilet bulunamıyor. ortalamaya hitap etmeyen güzel bir film 2. haftasını görmüyor.

    benjamin'den önce gösterilen ivedik fragmanında yanımdaki herif hayvanlar gibi güldü, kahkahalardan boğulacak gibi oldu. sonra benjo başladı ve daha 10 dakikasında bebekler gibi mışıl mışıl uyudu. kız arkadaşı dirsek attı da ancak uyanabildi paşa. recep ivedik'in silik bir yansıması olsa gerek, belki herkes kendini bulduğu için gidiyordur. onu da bilmiyorum, benim derdim bu afişlerdeki çirkin suratını bile görmeye dayanamadığım adam yüzünden diğer filmlere şans tanınmamasında.

    şehirler arası otobüslerde akşam erken saatte çıksa, mecburen uyuyorum. o kadar katlanılmaz.


    (mies - 16 Şubat 2009 16:19)

  • comment image

    üç senedir her şubat ayında sinemada, televizyonda ve sözlükte recep ivedik fırtınaları kopması türk sinemasının gittiği noktayla ilgili olarak insanı endişelendirse de kendisinin gösterim tarihinden iki ay sonra unutuluyor olması yüreklere su serpiyor.. şimdi recep ivedik mevsimi olduğu için kendisiyle ilgili gözlemlerimi paylaşmak istiyorum..

    dikkat şahan çıkabilir döneminde açıkçası çok da dikkat ettiğim bir karakter değildi ivedik, remzi pala kermes'le karıştırıyordum hatta. yani öyle koltuktan düşercesine gülmüyordum.. filmlerinde de (yalnızca ilk ikisini izledim) birkaç sahne dışında kahkahalarla güldüğümü hatırlamıyorum.. küfür edildiğinde gülmediğimi, bunu komik bulmadığımı da belirtmeliyim. keza cinsel içerikli (murat, koyyim de tur at böheheha) ve fiziksel aşağılamaya dayalı komikliklere de gülemiyorum maalesef. yoga hocasını adnan şenses'e benzetmesine (buna fiziksel aşağılama derseniz adnan şenses'le probleminiz var demektir) ve zort diye osurmasına (osuruğa gülenin osuruk kadar aklı yoktur) gülünür mesela.. neyse, yani girizgahı uzun tutmamın nedeni nelere güldüğümü bilmenizi istememdi.

    recep ivedik'le ilgili değinmek istediğim asıl nokta kitleleri etkileyebilme gücü ve uzun vadede toplum üzerinde nasıl bir etki bırakacağı.. şimdi, bildiğimiz gibi bu bir komedi filmi. komedi filmleriyle ilgili sık sık söylenen şeylerden biri "neticede komedi filmi, gülmek için gidiliyor, bu kadar abartmamak gerek" oluyor. evet, bu bir açıdan doğru. her filmin lost highway veya the godfather olmasını beklemek gülünç.. yine her komedi filminin de chaplin filmleri ayarında olmasını ve yine chaplin'e herkesin gülmesini beklemek de aynı oranda saçma. ancak unutulmaması gereken şey; recep ivedik ve benzeri filmlerin, bir başka deyişle "popcorn filmler"in gişeye oynadığı, hedef kitlesinin oldukça geniş olduğu ve dolayısıyla etkilediği kitlenin de o kadar geniş olduğudur. ilgili filmin başlığında biri "sinemaya normalde hiç gitmeyen insanlar sinemaya gittiği için birkaç salonda birden oynuyor.." demiş mesela. buna 10 yaşında çocuk da gidiyor, 23 yaşındaki işsiz delikanlı da.. üstelik okuma oranının hayli düşük olduğu ülkemizde eleştirel düşünce yok denecek kadar az. bir başka deyişle, insanlar kendilerine verilenleri sorgusuz sualsiz alıp içselleştiriyor. yani her köşe başında minik ivediklerin "konuşma leaağğn" diye böğürmesi bundan ileri geliyor..

    diyeceksiniz ki, "recep ivedik'in insanları etkilemesi kötü mü? küçük burjuva eleştirisi yapıyor, kasaba ve şehir arasında sıkışmış kalmış, tırnak içinde kültürlü insanları yeriyor, onlarla dalgasını geçiyor.." evet, recep ivedik kırk yılda bir sinemaya giden, patron ve devlet zulmüne maruz kalmış mazlumun yapamadıklarını yapmak suretiyle adamın içinin yağlarını eritiyor. buna bir diyeceğim yok. başta böyle mi kurgulandı bilemem, ama evet recep ivedik salt bir komedi filmi olarak değil de söyleyecekleri olan bir film olarak düşünülürse görülecektir ki her seferinde iktidar sahiplerini şark kurnazlığını ve çarıklılığını kullanarak alt etmektedir. bir ikon olmaya aday olması belki de bundan ileri gelmektedir.

    bu bağlamda -çok kızılsa da- onu şaban ve onun ilham alındığı karakter olan şarlo ile mukayese edebiliriz. şarlo 1910lar amerikasında yoksul bir serseri (tramp) olarak vücut bulmuştur. melon şapkası ve bastonu vardır, dönemin diğer yoksulları gibi dökülmüyordur üstü başı. yoksulluğuna rağmen tabiri caizse "şık"tır şarlo. iyi yüreklidir ayrıca, çok naziktir. günü kurtarmaya bakıyordur yalnızca. hiç şüphesiz ki the immigrant'ta polisin kıçına tekmeyi bastığı an milletin içinin yağlarını eritmiştir. şaban da şark kurnazlığının yanında yufka yürekli bir karakterdir, o da günü kurtarmaya bakıyordur.. onun da façası düzgündür, "eşşoğlueşşek" demesine rağmen naziktir. belediye memuru kılığına girerek bakkalın ürünlerini denetleme ayağına hem kendi hem de kızının karnını doyurma derdindedir. erk sahiplerinden öcünü bu şekilde alıyordur. recep ivedik ise yufka yürekli olmasına rağmen bu iki karakterin aksine oldukça kaba saba, küfürbaz ve tipiyle aslında türkiye'nin gerçeğini yansıtan bir karakterdir. yine iki karakterin aksine insanların onu "komik" bulmasına yarayan eklentileri vardır (birleştirilmiş kaşlar, bol bol kıl, üzerine küçük gelen kıyafetler, eski ve küçük araba, eski ve kocaman telefon).

    film boyunca insanlar tarafından aşağılanır durur, ancak filmin sonunda izleyicinin takdirini kazanacacağı şeyi mutlaka yapar.. işte bence filmle ilgili en önemli nokta budur. o küfürbaz, dalgacı, sözümona komik karakter bir anlamda idealize edilir. doğruyla yanlışı ayırt etmekten, sorgulamaktan aciz genç insan ise bunları yapan aynı kişi olduğu için doğru olanı, iyi olanı yapmakla milletle dalga geçmenin, küfür etmenin aynı şey olduğunu düşünür. bu durumda kim onu suçlayabilir ki?

    yani, recep ivedik film boyunca yaptığı mide bulandırıcı hareketleri film sonunda yaptığı güzel ve doğru şeyle telafi etmekte, idealize edilmektedir. bu recep ivedik gibilerin eleştirildiği değil, yüceltildiği bir filmdir. aşağılanan ivedik'le seyircinin empati kurması amaçlandığından ve bu bir şekilde başarıldığından üç senedir sokaklarda ivedikler görmekteyiz. ne yazık ki ivedik'in iyi yönlerini değil kötü yönlerini örnek alan seyirci şehir magandasına dönüşmektedir.

    sonuç olarak; "bu, gülünen ve salondan çıkıldıktan sonra unutulan bir komedi filmidir, ne kadar etkileyebilir ki?" diyor olabilirsiniz. ancak unutmayalım ki herkes sizin gibi doğruyla yanlışı ayırt edebilen, sorgulayan bir akla sahip değil. o yüzden recep ivedik filmlerinin ne gibi durumlara gebe olduğunu bir kez daha düşünmekte yarar vardır.


    (nickini vermek istemeyen yazar - 15 Şubat 2010 06:42)

  • comment image

    heyt be.

    bu karakter agresif, kompleksli ekşi sözlük çaylağı olarak ünlendi ilk önce.
    o zamanlar kimse bilmezdi, ama sözlükte onu sevmeyen yoktu.
    şimdi herkes biliyor, ama sözlükte seveni olmadığına eminim.

    nereden nereye..

    o dönemlerdeki halime'li, salih abi'li on dakikalık recep ivedik skecinin şimdiki bütün recep ivedik filmlerinden daha kaliteli olduğunu düşünen tek kişi değilim herhalde.

    para, ün..insana neler yaptırıyor.

    (bu da ilk ve son yorumum olsun bu adamla ilgili, uzatırsam götüme girer zira)


    (melankomik - 8 Nisan 2010 19:11)

  • comment image

    imdb'de,

    18 yaş altı erkekler: 6.2
    18 yaş altı kızlar....: 1.4

    vermiş bu filme. ahaha.

    ve yine ilginç bir şekilde:

    18-29 erkekler: 4.9
    18-29 kadınlar: 5.9

    hımm... ilginç.


    (melankomik - 4 Temmuz 2010 06:07)

  • comment image

    bana hayatımın en büyük dumurlardan birisini yaşamama sebebiyet vermiş olan film...

    yurt dışında yunan arkadaşlarımla bir restoranda oturup yemek yiyoruz. ben bir yandan yemek yerken bir yandan da onlara birşeyler anlatmaya çalışıyorum. şimdi hatırlamıyorum ama çok heyecanlı bir konuydu. neyse anlatıyorum anlatıyorum heriflerden ses yok, mal mal bakıyolar. olum bişi desenize diyorum, tepki yok. sinirlenip susuyorum. saniyeler sonra sonunda birisinden bir tepki geliyor. tepki: ''konuşma leeyn!''. afallıyorum, konuşamıyorum, nutkum tutuluyor. nasıl yani dememe kalmadan başka birisi ''böhöhöhöy!'' diyor. daha da afallıyorum. ne diyeceğimi şaşırıyorum. kendimi toparladıktan sonra ''oğlum siz bunları nerden biliyorsunuz lan!?'' diyorum ve anlatmaya başlıyorlar... recep ivedik'i bir arkadaşları önermiş bunlara olum çok komik film mutlaka izleyin diye. bizimkiler de bildiğiniz oturmuş yunanca altyazıyla izlemişler filmi. altlarına sıçmışlar gülmekten. aralarında fenomen olmuş film. ortamda sürekli filmden replikler dönüyor. tüm bunlar yetmezmiş gibi o recep ivediğin ağzını cama dayama sahnesi var ya, onu yapıyorlar bana arabada. işin kötü yani ben recep ivedikten nefret ederim. konuşmasına onun repliklerinden kesitler dahil edenlerle, onun yaptığı hareketleri taklit edenlerle aynı ortamda bulunmamaya çalışırım. meğersem kaçış yokmuş bu recep ivedikten. ülkemdekilerden kaçmak isterken yurt dışında tam 1 ay boyunca 3 recep ivedikle gezmek zorunda kaldım ben. yağmurdan kaçarken doluya tutuldum. şimdi napıyorlar bilmiyorum. en son 3. filmin altyazısını istiyorlardı benden...


    (fofeynk - 16 Kasım 2010 23:03)

  • comment image

    genelinde güzel güldüğüm film serisi.

    2. filmde şöyle bir sahne vardı, yarılmıştım:

    -iyi günler iş ilanı için aramıştım.
    ben yapamam bu işi.
    ben yapamam.
    saolun teşekkür ederim.
    aradım ama ben yapamam.
    saolun.


    (ernsteverhard - 11 Temmuz 2011 19:22)

  • comment image

    bugün hakkında denenlerle gelecekte denecekler taban tabana zıt olacaktır.

    gençler hatırlamaz, yirmi yıl önce "şaban filmleriyle aptallaştırılan halkımız" diye başlayan bi cümle etmek zaruriydi, söylemeyene entelektüel, aydın denmezdi, zaman geçti, bugün "ah büyük usta, seni çok arıyoruz, şimdi recep ivedik'lere kaldık, gitgide aptallaştırılıyoruz" demek zaruri oldu.

    yirmi sene sonra ne deneceğini tahmin edin bakalım (ki bence şahan gökbakar kötü bi mizahçı da değildir ha).


    (brick top - 10 Nisan 2013 15:44)

Yorum Kaynak Link : recep ivedik