ota boka "fascinating!" demesiyle gönüllere taht kurmuştur.

neyin fascinatingi, kimin fascinatingi? daha geçen bölüm zaman kadar yaşlı olan bir hüllamayı uzayın boşluğuna yolladınız... ondan önce de parelel bir evrendeki bir tv kanalı tarafından kaçırılıp oynatılmıştınız?

yahu onu bunu geçtim, mavisin. tüylüsün...ve profesörsün be birader?
neye şaşırıyorsun artık, neye yahu!

(mortifera - 12 Şubat 2007 01:03)

nico vega'ya ait şahane parça, sözleri şöyle;

stand tall for the beast of america.
lay down like a naked dead body,
keep it real for the people working overtime
they can't stay living off the governments dime.
little birds looking down at the battle grounds,
can't fly if the wind ain't kind.
they plant seeds for the beast of america
putting little kids on meds and wine.
we've got to rock, rock the king in the beast
we have to shake, shake him out of his mind.
we've got to shock, shock the beast of america,
cuz tiptoeing soldiers ain't gonna change nobodies minds.
no, so let's go

(solidsession - 19 Mart 2010 16:00)

nico vega'nin amerikan sistem elestirisi sarkisi bomba gibi geliyor. bi kac ay icinde tum radyolarda, internet'te her yerde gorme olasiligimiz yuksek. tabii kor gozune parmagim hukumet elestirisi yaptigi icin mtv tarafindan aforoz da edilebilir.

(kusmuk - 18 Şubat 2013 19:20)

bioshock infinite'in muhteşem beast of america trailer'ının tema müziğini de oluşturur bu enerji bombası.

(daemonwrathchild - 26 Mart 2013 10:37)

(bkz: beautiful night)
(bkz: shadow)

(yarim duzine gol atan takim - 14 Ekim 2013 14:14)

2011 yapımı christoffer boe filmi.

bruno'nun karısı maxine'e olan aşkı / saplantısı öyle büyük ki zamanla bruno'nun vücudunun bir parçası haline geliyor. bruno'nun bir seks seansında karısının göğsünün altında bıçakla bir kesik açıp emdiği kan, maxine'e olan aşkını temsil ediyor (sanıyorum) ve maxine bruno'dan uzaklaşıp yeni bir aşka yelken açtığında paramparça olan bu aşk, bruno'nun içinde onu zehirlemeye ve değiştirmeye başlıyor.

maxine karakteriyle ne istediğini bilmeyen, tutarsız kadın portresi çizilmiş. bir bakıyoruz valdemar'a deli gibi aşık ve onun için hayatını değiştirmeye hazır, bir bakıyoruz küçük bir atışma sonrasında adamdan vazgeçiyor ya da bir sahnede bruno'nun sadist yatak odası oyunlarından zevk alıyor ve halinden gayet memnun, "you're the man who loves so much, you must destroy what you love, so it can be yours. and i'm the woman willing to be destroyed" diyor, başka sahnelerde ise bruno'dan kurtulmaya niyetli gözüküyor.

"you're the man who loves so much, you must destroy what you love" repliği de oscar wilde'ın each man kills the thing he loves dizesini hatırlattı. nihayetinde izlenesi bir film.

(green knight - 20 Ekim 2013 21:44)

incil'in ingilizce çevirisine göre, şeytanın ete kemiğe bürünüp insanlara görünen hali.

(ventolin - 5 Ağustos 2017 01:25)

ilk başlarda sadece büyük el ve ayaklara sahip bir mutant iken daha sonraları hormonal değişikliğe neden olacak bir özüt alır, bu sayede sivri dişler, pençeler ve mavi kürkü çıkar artık isminin hakkını veren beast, akrobatik dövüş stili, pençeleri ve zekası ile ön plana çıkar. x-men animated series'te bir bölümde gözleri görmeyen kızın tedavisinde rol almış ve iyileştirmiştir, fakat kızın kendisini göreceğini ve tiksineceğini düşünmüştür ama kız kendisini sesinden tanımış ve beast'te hayran kalmıştır. hikayesi güzel ve çirkin'deki beast ile uyumludur aynı zamanda.

(darkwizard - 2 Ekim 2018 20:14)

süper-insan kuvvetine, hızına ve çevikliğine sahiptir. müthiş akrobatik yetenekleri vardır.

henry mccoy'un mutant özellikleri daha doğuştan belliydi. normal bebeklerden daha büyük elleri ve ayakları vardı. hank'in mutasyonu büyük ihtimalle henüz o daha doğmadan önce babasının çalıştığı nükleer istasyonda geçirdiği kaza sonucu maruz kaldığı radyasyondan kaynaklanmaktaydı. gençken hank'in süper-insan çevikliği ve atletik yetenekleri ortaya çıktı. charles xavier, hank'in varlığından haberdar olunca onu yetenekli gençler okulu'na davet etti. hank 'beast' olarak x-men'lere katıldı. üstün zekasıyla x-men'lerin malikanelerinde antrenman yaptıkları yer olan tehlike odası'nda (danger room) pek çok modifikasyon yaptı.hank okuldan mezun olduktan sonra ekibi terk edip brand corp. adlı şirkette genetik araştırmalara başladı. burada mutasyonu harekete geçiren bir katalizatör icat etti. hank bulduğu serumu kendi üzerinde denedi ama bu onda hiç beklenmedik bir etki yaparak vücudunda tüyler çıkmasına, dişlerinin büyümesine ve atletik yeteneklerinin daha da artmasına neden oldu. hank eski görünümüne asla geri dönemeyeceğini anladı. ilk başlarda bu görünümünü herkesten saklamaya çalıştı ama sonra bu yaratığımsı görünümünü kabullenmeyi öğrendi. brand corp.'u terk eden beast, ünlü süper kahraman grubu avengers'a katıldı. avengers'ta bir süre hizmet verdikten sonra oradan ayrılarak defenders'a katıldı. daha sonra buradan eski takım arkadaşları angel ve iceman ile birlikte x-men'e geri döndüler.beast'in x-men'e geri döndükten sonra ki en büyük mücadelesi eski iş arkadaşı moira mactaggert ile mutantlara yayılan ölümcül bir hastalık olan legacy virus adlı hastalığı durdurmaya çalışmak oldu. beast tedaviyi buldu. keşfettiği antidotu bir mutanta enjekte etmesi gerekiyordu, böylece bu antidot o mutantın güçlerini ateşleyerek iyileştirici antikorların atmosfere yayılmasını sağlayacaktı. fakat bu aynı zamanda serumun enjekte edildiği mutantın ölümü demekti. beast daha uygun başka bir antidot üzerinde çalışmaya başladı, fakat kızkardeşini bu virus yüzünden kaybetmiş olan takım arkadaşı colossus serumu kendi üzerinde denedi. sonuçta beast hastalığı durdurmayı başardı fakat bu arkadaşı colossus'un ölümüne neden olmuştu.beast gerek fiziksel yetenekleri gerekse zekasıyla grubun en önemli elemanlarından biridir. dış görünümünü başkalarını korkutmak için kullanmayı sevmez. ürkütücü dış görünümünün tam tersine son derece iyi kalpli ve eğlenceli birisidir. konuşurken sık sık shakespeare'den veya diğer ünlü yazarlardan alıntılar yapar. geçen yıllarda görünümünü tamamen kabullenmeyi başarmıştır ve bazen kendi görünümüne takılıp kendi kendisiyle dalga geçtiği bile olur

(streetprincess - 25 Eylül 2005 17:27)

iki insanı birbirine yakınlaştıran o sonsuz ve izahsız halin meyyal edebileceği tüm hastalıklı, çelişik, kompleks duyguları merkeze alan beast uzun zamandır yapılmış en saf aşk filmi bana göre. toplumun, genel ahlak ölçütlerinin, yerleşik düzenin ötesinde, rafine, konsantre aşk formüllerinin uzağına ilişen ötekinin ötekiyi ötekiliğinden sebep sevmesi durumunu damarlarına katıyor beast. instagramın başı çektiği filtrelerle rafine edilen, güzelleştirilen, kusursuzlaştıran aşkın ideasını tutkunun vahşi atının sağrısına bindirip uçsuz bucaksız ovalara, kırlara bırakıp, özgürleştiriyor. finalde ahlaki bir seçim, yara gibi duran eylem mutlak ahlakçılıktan ziyade aşkın doğasıyla ilgili belki de. aşkın terbiye edilemez tutkusunu, idealize edilmiş tur paketi şeklinde arayan (hepsinden biraz olsunl ütfen) patetik insanların doyumsuz seçimlerine dokunduruyor dolaylı yoldan yönetmen final seçimiyle. aşk ve tutkunun suça, kuralsızlığa, başkaldırıya, isyana, yaratıma, yeniden doğuşa teşvik eden büyülü, düşkün hezeyanının ulaşabileceği tatlı deliliğin ruhuna dokunuyor. aşkı hediye kutusu içinde verilen değerli bir şeymiş gibi gören kadınların/ adamların ideal formunu paramparça eden açık sözlülüğü bir yana, mitin ''aşkı uğruna ölmek'' çekirdeğini ''aşkı uğruna aşkı(nı) öldürmek'' bilinciyle nefis bir olgunluğa kavuşturuyor.

tutkunun vahşi atları dolanıyor filmin damarlarında. kendi izahını kusursuza yakın bir şekilde yapıyor. tek kelimeyle kusurlardan doğan bir kusursuzluğun portresi. nefis.

(kulotsuzcorap - 16 Şubat 2019 11:59)