Çıkış Tarihi     : 28 Eylül 2012 Cuma, Yapım Yılı : 2012
Türü                : Animasyon,Macera,Drama,Fantazi,Korku,Gizemli,Bilim Kurgu
Ülke                : Japan
Yapımcı          :  A-1 Pictures , Pony Canyon , TV Asahi
Yönetmen       : Masashi Ishihama (IMDB)
Senarist          : Yûsuke Kishi (IMDB)(ekşi),Masashi Sogo (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : John Kaiser (IMDB), David Wald (IMDB), Haruka Kudô (IMDB), Ayumu Murase (IMDB), Daisuke Namikawa (IMDB), Risa Taneda (IMDB), Kanako Tôjo (IMDB)

Shin Sekai Yori (~ From the New World) ' Dizisinin Konusu :
Shin Sekai Yori is a TV series starring John Kaiser, David Wald, and Haruka Kudô. In a post-apocalyptic world set a thousand years after our era, the remaining humans, now with telekinesis, live in a seemingly peaceful society, but...


  • "psikokinezi ve telekinezi elementlerini hikayesine çok güzel yedirmiş distopik dünyada geçen fantastik bir seridir. yayınlanan her yeni bölüm ile git gide hikayesi ilginçleşmeye başlamıştır."




Facebook Yorumları
  • comment image

    2012 sonbahar sezonunda özellikle beğenerek takip ettiğim ikinci anime serisi shin sekai yori. bu seri kishi yuusuke'nin spekülatif kurgusu olan roman versiyonundan uyarlama. sanırsam 2008'de ödül bile almıştı. gayet ilginç bir havası olmakla birlikte eğer gin`iro no kami no agito'yu izleyipte seven olmuşsa bu seriyi de mutlaka sevicektir. a-1 pictures'un da güzel sunumuyla bu sezon hiç olmazsa güzel bir seri daha izleyebileceğiz. hikaye günümüzünden bin yıl sonra japonya'da bir ütopya kasabasında geçiyor. ilk bakışta göze çarpan şey her şeyin tamamen doğayla iç içe olması ve teknolojik bakımdan hiç bir şeyin göze batmaması. kuş, yeşil, böcek ve alabildiğine yeşillik... baş rollerimizde beş tane kahramanımız var ama asıl kahramanımızın saki olduğunu söyleyebiliriz. hikayenin geçtiği zamanda o zamanın dünyasını elinde tanrı gücü veya lanetlenmiş gücü barındıran yani telekinesis güçleri olan kişiler tarafından yönetiliyor. bu beş arkadaşın başlarına gelen önemli bir olaydan sonra nasıl bir dünyada yaşadıklarının farkına varıyorlar ve çok geçmeden insanlığı şu anki durumuna getiren kanlı tarihini dahil her şey öğreniyorlar. zaten yıkımın eşiğinde olan dünyanın ve saki ve arkadaşlarının bulundukları durumu öğrenince hayatlarını tehlikeye atıcak bir maceranın içine atıyorlar arkadaşlarını gelicek tehlikelere karşı koyarak ve olaylar gelişiyor tabii. ilk bölümde reiko'nun kabolmasına üzüldüm. keşke oda kalsaydı hikayede. neyse eğer ütopik tarzda doğaüstü tarzı hikayeler seven varsa bu karanlık lakin bir o kadar da ilginç hikayeyi kaçırmamalarını tavsiye ediyorum.


    (toutaku - 7 Ekim 2012 02:12)

  • comment image

    stein's gate serisinden beri adam gibi bir seri çıkmadığından hayıflanıyordum ki japonlar bu animeyi hediye ettiler bize. gerek konusu, gerek çizimleri ve müzikleri ile birlikte sonbahar döneminin en dikkat çeken ya da ne dikkat çekeni bildiğin en iyi animesi.


    (yardiran adam - 7 Ekim 2012 03:34)

  • comment image

    psikokinezi ve telekinezi elementlerini hikayesine çok güzel yedirmiş distopik dünyada geçen fantastik bir seridir. yayınlanan her yeni bölüm ile git gide hikayesi ilginçleşmeye başlamıştır.


    (toutaku - 26 Ekim 2012 00:02)

  • comment image

    şimdi bir maymun türü var böyle kendisini acayip streste hissedip ve böyle gergin olduğu zaman sinirini veya bu yetisini karşısındaki maymundan şiddet yolu ile çözmektense seks yolu ile böyle üzerindeki stresi, gerginliği veya korkuyu atıyorlarmış. maymunların bu davranışından yola çıkarak gelecekte de çılgın bilim adamlarımızda bu hal ve harekete bağlı sevginin egemen olduğu bir toplum yaratmaya çalışıyor ve genlerine bu maymunların yaptıkları bu hareketi yerleştiriyorlar. düşün ki etrafın tanımadığın bir tür tarafından sarılmış ve ölmek üzeresin. onlar tarafından hapsedilip ölümünü bekliyorsun ve yanında bulunan kıza bu içinden çıkmaz durumun verdiği endişeyi onun üzerine atlayıp seks yaparak çıkartmak istiyorsun. oh mis amına koyim. yani hem gelişmemiş hem de erkek erkeğe veya kız kıza farketmiyor. yetişkinsen de kendini kaygıda hissediğin zaman canın seks yapmak istiyor. ama saki ablam güzel dedi. biz maymun muyuz anuna koyim diyip satoru'yu elinin tersi ile itti. düşünsene kafan birine kızıyor acayip ve adama küfür ediceğin veya bir kere o eli indir diyip tam kafa atacağın sırada "domal ulan, şimdi götünü siktim senin" diyorsun. hahahah valla genlerimizde bu babun mudur nedir bu maymunların davranışları olsaydı çok şahane bir dünya olurdu diye düşünüyorum.


    (toutaku - 28 Ekim 2012 15:07)

  • comment image

    --- anime bölüm 19 - spoiler ---

    fiend kimdi, neyin nesiydi bilemeyeceğim ama hastane doktorunun ağzına bir çakasım geldi hastanedeki o sahneler boyunca karşı oldukları şeyin ney olduğunu söylememesi. tahminim fiend queraat'slar tarafından büyütülmüş birisi. hastanede queeratların öldüğünü görünce onlar gibi çığlık atmasının başka bir nedeni olamaz. bu buyutulen kiside yine tahminimce mamoru ve maria'nın cocukları. maria ve mamoru'yu muhtemelen oldurduler cocukları oldukları zaman. işin kotusu fiend queraatları kendisi gibi goruyor ve insanları bu yuzden yok ediyor. sen yokmusun squelar. tam bir sinsi göt.

    --- anime bölüm 19 - spoiler ---


    (toutaku - 11 Şubat 2013 04:28)

  • comment image

    animenin ortalarından sonra çalmaya başlayan yeni ending şarkısı böyle birden ciddi ortamı kesmesiyle insanın canını acayip sıkmaktadır. insana içten içe şu güzel ortamı bozuyosun dedirtir sesli sesli. hele hele bir sözleri var ki gelmiş geçmiş en güzel yuri şarkılarına taş çıkarıcak nitelikte.


    (toutaku - 3 Mart 2013 21:28)

  • comment image

    herkesin sevmeyeceği ama içinde işlediği konular yüzünden hakkında sayfalar dolusu tez yazılabilecek ve bundan belki on veya daha sonra artık anime denilince kültleşmiş seriler arasında isminin yer bulunacağı on üzerinden onluk bir seri. son bölümünü ile birlikte izlememle birlikte tadı damağımda kalmış içimde kelimeler ile ifade edemeyeceğim mükemmel ve insan olarak karışık duygular beslememe vesile olmuştur. sırf bu seri hakkında şu topiğe benden başka kimsenin de yazı yazmaması beni ayrıca bir üzmüş ve artık günümüzde anime-severleri ne tür serilerin hoşnut ettiğini bana bir kez daha göstermiştir bu seri. belki şu an yazdığım bundan uzun bir süre sonra tamamen kült ve klasik bir anime serisi olarak anılacağı biraz abartı kaçmış olabilir amma velakin eğer benim gibi bu seriyi beğenen ve bu seriyi izledikten sonra bu anime serisinin kendisinin içinde ap ayrı bir yeri olduğuna inan ve kıymetini bilen insanlar varsa işte o zaman bana ayrı bir mutluluk verir bu serinin varlığını bilmem. fazla uzatmak istemiyorum çünkü eğer uzatırsam aynen eve no jikan başlığında olduğu gibi yine uzun uzun yazmaya başlayacağım ama bu sefer bu huyumu kenara bırakmak istiyorum. belki bir gün gelir hakkında uzun uzun yazmaya başlarım eğer hak ettiği değeri görmeye başlarsa. eğer ki ileride bu mesajı okuyan insanlar var ise onlara tavsiyem değişmek için içinizdeki umudu asla kaybetmeyin ve hayalgücünüz sizinle var olduğu müddetçe insanoğlunun kendisine çizdiği rotayı, insanlığın yararına ve mutluluğuna dair her zaman değişme gücüne sahip olacaksınız. yani william wordsworth'un o meşhur sözünü asla aklınızdan çıkarmayın: "the spontaneous overflow of powerful feelings: it takes its origin from emotion recollected in tranquility". ve bu animenin sonunda da belirttiği hayalgücü her şeyi değiştirebilme yetisine sahiptir ve her zaman açık görüşlü insan olun. uzun lafın kısası bu wordsworth vari havanın insanın içine işleyen yanı ile ve animenin sonundaki o alıntı wordsworth ustaya sanki bir selam çakma niteliğindeydi o yüzden bu kapanış ile bile benden çok büyük bir takdir topladı bir seri. yani bu seri herkese göre değil ama anlayarak izleyip insanın içinde bir şeyleri değiştirme isteği oluşturan kişilerin ağzında çok güzel bir tat bırakıyor. bana göre bu yılın en iyi animesi ve sanırım son yıllarda yayınlanmış en güzel distopya tarzı bir anime.


    (toutaku - 24 Mart 2013 04:25)

  • comment image

    ingilizce adı ile "from the new world". bu seriyi tek kelime ile anlatabilecek olsam o kelime "inanılmaz" olurdu. spoiler'sız biraz bahsedecek olursam, günümüz tarihinden çok çok ötede muhtemel bir gelecekte, günümüz dünyasının gidişatından çok daha farklı bir yöne evrilmiş, teknolojiden arınmış bir gelecek görüyoruz. bir dünya düşünün ve bu dünyada her yer otlak, çeşit çeşit çiçekler böcekler mevcut, yeni yeni türler evrimleşmiş ve bu harmoninin içerisinde eğlenen, vakit geçiren, okula giden, ödev yapan, kendi topluluklarının onlara dayatmış olduğu ya da arkadaşlarından duymuş oldukları şeylere inanan/korkan ve insanoğlunun bu bin yıllık evrim sürecinde edinmiş olduğu doğru/yanlışlarla büyümekte olan beş çocuk düşünün. işte bu onların hikayesi. bu muhtemel gelecek her ne kadar huzurlu gibi görünse de ilk bölümden itibaren gergin bir havanın hakim olduğunu hissedebiliyorsunuz, ne kadar huzurlu bir ortam olsa da neticede bu hikaye post-apokaliptik bir dünyada geçiyor ve bu dünyayı günümüz dünyasının düzeninden çıkartıp bu kadar değiştirecek bir olaylar olmuş olmak zorunda. ve hemen söylemekte fayda var bu hikaye kesinlikle çocuklara göre değil.

    serinin bıraktığı ilk izlenim devamını kesinlikle izleme gereksinimi uyandırıyor bu doğru ancak bu seriyi başarılı kılan sadece konusu değil. bu konunun işlenişi, hikayenin anlatılışı da muazzam derecede güzel. detaylara iniş aşaması izleyiciyi sıkacak kadar yavaş değil ve detaylarda boğacak kadar hızlı da değil, tam ayarında. hikaye kendisine her seferinde yeni sorular eklerken, izleyiciye o sorular üzerine düşünecek vakit veriyor ve bu esnada önceden sormuş olduğu soruları cevaplamayı da ihmal etmiyor. ve daha da önemlisi neredeyse her zaman doğru soruyu soruyor, insan oğlu ne kadar acımasız olabilir? insanoğlu hayatta kalmak için neleri göze alabilir? kendi evladından vazgeçebilir mi? kendi hayatından vazgeçebilir mi? insan kendi arzuları için ne kadar ileri gidebilir? özgürlüğün bedeli nedir ne kadar canla ödenir? gibi gibi...
    bu soruları ve aklıma gelmeyen daha bir sürü soruyu hikayenin içerisine o kadar güzel yediriyor ve izleyiciyi bu soruyu kendisi yanıtlamaya teşvik ediyor. ben olsam nasıl yapardım, ben olsam ne kadar ileri giderdim diye düşünüyorsunuz.

    bunun dışında; karakterleri, müzikleri ve çizimleri yine benden tam puan alıyor, normal durağan sahnelerdeki arka plan manzaraları ya da aksiyonlu sahnelerdeki detaylar ve bu sahnelerdeki müzikler animenin içerdiği yoğun duyguları oldukça güzel yansıtıyor ve pekiştiriyor, anlatımı daha da güzel kılıyor. özellikle ilk ending şarkısını her seferde dinletmeyi başardı keşke ikinci endingi de ilki kadar güzel olsaydı demedim değil ancak tabi dünyanın sonu da değil bu.

    bundan sonrası spoiler olacak ama;

    --- çok ağır spoiler içerir ---

    ilk başlarda bu kadar güzel bir konuda neden queeratlara yada minoshirolara yada benzeri garip garip şekilli hayvanlara bu kadar ağırlık verdiklerini özellikle queeratların bu kadar çok ekran süresi aldığını anlayamamış ve serideki zayıf bir yön olarak düşünmüştüm. neticede gelecektesin fareden başka bişey bulamadın mı yani. sonra timelapse oldu 20li yaşlarının ortalarına atladılar ve bir anda yavaşladı aksiyon bir şeyler oldu soğumaya başladım gibi oluyor derken... kendimi squealer'a söverken buldum. zaten kıllanmıştım senden ve sana toriko'dan fena beddua ettim squealer, senin ölmeni bekleyerek izledim bu animeyi. sana acıdım sonlarda neticede haklısınız hatta ve hatta torunum sayılırsınız size yapılan şey çok şerefsizce bişey biliyorum ama maria ve mamoruya yapmayacaktın bunu squealer. bana kendisini bu denli nefret ettirebilen bir karakter katabildiği için hayatıma, seviyorum bu animeyi.

    --- çok ağır spoiler sonu ---


    (flameweaver - 31 Temmuz 2013 12:47)

  • comment image

    hikaye anlatımı açısından çok başarılı, kurgusu ve senaryosu akılcı, orijinal bir senaryoya sahip, başarılı bir distopik gerilim animesi.

    başındaki soru işaretini finale güzel bağladı ve topu biraz da ters köşeye atması ile düşündürttü.


    (hiko seijuro - 18 Haziran 2015 22:08)

  • comment image

    güzel bir distopik anime türü. toplumsal eleştirileri ve sosyal, siyasal, güç dengeleri gibi konuları böyle bir evrende işlemeleri tatlı ve dozunda olmuş. insanın güç için sınırsız bir zulüm içinde olabileceği ve toplumun zulme çok çabuk uyum sağlayabileceğini de göstermiştir. hikaye işlenişi ve görsellik çok iyi. seslendirmeler çok başarılı, zaten çoğu usta seiyyular.
    animeye dair tek eleştirim konunun fantastik kısımlarının hep cevapsız bırakılmış olması. tamam işin bu telekinezi boyutu esas mesaj için araç olarak kullanıldı farkındayız ama en azından biraz açıklasaydınız.
    mesela karma şeytan ve lanet sızıntısına sebep olan şeyler ve bunun nasıl gerçekleştiği. bir de o denizatı benzeri kütüphane robotu yok edilince bir kadın silüeti çıkmıştı o neydi? sonraki bölümlerde yine aynısı oldu. aşırı spoiler olur diye burada soramadığını daha böyle bir sürü soru.
    bu birkaç soruya rağmen genel olarak kesinlikle beğendim. sürekli akıl çalıştırıp anlamaya ve teori üretmeye zorluyor insanı. ortalara gelince bazı şeyler şekillense de son bölüm ipler kopuyor ve tüm taşlar yerine oturuyor. izleyin mutlaka.


    (cevizlibagdan gecer mi - 15 Ekim 2018 01:00)

Yorum Kaynak Link : shinsekai yori