öykü anlatıcının egosuyla barışık olunan filmlerde gayet yerinde olabilir. yani yönetmeni babaysa, voice over da şahanedir.

jean luc godard'ın 2 ou 3 choses que je sais d'elle filmi bunun için çok çılgın bir örnek olabilir, keza burada kafa sesi adeta filmin felsefi derinliği, subconscious olanın deşifre edici avant-garde öznesi olmuştur. tarihi karakteristiğini de göz önüne alarak stanley kubrick'ın barry lyndon filminde de voice over mükemmel bir anlatım öğesi, tarihe atılan ironik eleştirel bakışın baş müsebbibi konumundadır. diyebiliriz ki, her teknik gibi, bu teknik de ehil bir elde güzel kullanılmış.

(el fikir - 16 Ekim 2007 02:01)

goruntuyle bir sey anlatamayan yonetmen iddiasi film okuluna gidip hocalardan bunu belleyen toy sinemaci gercegiyle paralellik tasir. sinema okulu denen sik aslen kimseye bir bok ogretemediginden bu tip sik sok formalizmler ogreterek sorumlulugu atar. "goruntuyle bir sey anlatamayanin secimi voice over" diyenlerin standart soylem ve geyikleri ozetlenirse sunlardir:

"2001'deki kemikten uzay gemisine gecis cok iyi"
"diyalektik montaj, eisenstein"
"ozu kamerayi yere koymus"
"tarkovski plani uzun tutmus"
"orson welles o sahnede kamerayi soyle yapmis"
"trufo filim sonunu izleyiciye birakmis"
"hakan sukur golu dusunmus"

turkiye ekonomisi dendiginde "yastikalti, akyitdisi ekonomi" diyenden ne kadar usaniyorsam, sinema dendiginde "derdini goruntuyle anlatamayan yonetmen" geyiginden de o kadar sikiliyorum. tabi zaman aliyor, bir zamanlar ben de bunlari dedim, simdi astim, mastim.

(otisabi - 16 Ekim 2007 02:06)

(bkz: sözlüğün ebesi)

(caponsever - 16 Ekim 2007 02:26)

filmlerde arka planda birinin konuşup konuyu daha iyi anlamamizi sağlayan bazen sinir bozucu o lan bir metod. (bkz: film noir) (bkz: mike hammer).

blade runner'ın ilk versiyonlarinda voice over varken director's cut'da kaldirilmistir.

(kris - 2 Mart 2000 12:03)

bu işin amerikan üstadı don lafontaine'dir.

(antihumanist - 16 Ocak 2011 00:47)

apple ürünlerindeki ekran okuyucu program. tamamen insan sesi olup özellikle ingilizce metin okumalarında zevkle dinlenebilendir. ancak bilgisayar kullanımında klavyeyi voice over moduna geçirmek yerine her iş için tuş kombinasyonları atamış olması insanı zaman zaman 5 tuşa birden basmak zorunda bırakıyor. belki ayarlarıyla oynanmak suretiyle bu durum düzeltilebilir. hasılı, bir kaç günlük deneme sürüşüm esnasında sürekli olarak ekrana hakim olamadığım ve bir şeyleri kaçırdığım hissini bana yaşatmıştır. tabi bu durum voice overın beceriksizliğinden mi yoksa mac kullanmayı bilmediğim için benim beceriksizliğimden mi kaynaklanıyor bilemedim. ama ne olursa olsun denenmesi ve hakkında çok daha fazla bilgi edinilmesi gerekendir.

(mimicree - 31 Ocak 2011 09:31)

ing. genellikle dış ses. ama anlatici^* kendi de filmin icinde oynuyorsa (ki bu genellikle basroldur) turkce'de buna ic ses deriz. bu acidan ic ses anlamina da gelebilir.

(bkz: iç ses vs dış ses)

(theory of everything - 17 Ağustos 2013 03:13)

film fragmanlarının sinemalarda gösterilen versiyonlarında kullanılan bir yapım tekniğidir.
bunu meslek olarak icra edenlere de “voice-over artist” denir.

perdede reklamı yapılan filmden kareler gösterilirken, genelde tok ve etkileyici bir sese sahip olan şahıs filmin tanıtımını yapar. bu tekniğin kendine has bir üslubu vardır, bu üslup dahilinde kullanılan söz öbekleri fragman klişeleri haline gelmiştir.

(bir cocuk aleko - 11 Eylül 2013 19:39)

iphonelar üzerinde çalışıp özellikle görme engellilerin hayatını kolaylaştıran uygulama

(vazovski - 8 Mart 2017 12:23)

apple urunlerine entegre gelen ekran okuyucu icin: (bkz: voiceover).

(max zorin - 7 Haziran 2017 12:36)