How Heavy This Hammer ' Filminin Konusu : How Heavy This Hammer is a movie starring Erwin Van Cotthem, Kate Ashley, and Seth Kirsh. Erwin (Erwin van Cotthem), a family man who spends most of his time playing computer games, makes a drastic shift in his life when he suddenly...
The Cause of Progress(2018)(7,7-115)
Boro in the Box(2014)(7,4-176)
La résurrection des natures mortes (Living Still Life)(2014)(7,2-166)
Spring Night, Summer Night(1970)(7,0-275)
Wùlu(2017)(6,8-261)
Blue Black Permanent(1992)(6,7-101)
Jätten(2016)(6,6-905)
Did You Wonder Who Fired the Gun?(2017)(6,6-240)
Werewolf(2017)(6,1-306)
Zi hudie(2004)(6,1-1093)
the smoked herring once upon a time there was a big white wall — bare, bare, bare, against the wall there stood a ladder — high, high, high, and on the ground a smoked herring — dry, dry, dry, he comes, holding in his hands — dirty, dirty, dirty, a heavy hammer and a big nail — sharp, sharp, sharp, a ball of string — big, big, big, then he climbs the ladder — high, high, high, and drives the sharp nail — tock, tock, tock, way up on the big white wall — bare, bare, bare, he drops the hammer — down, down, down, to the nail he fastens a string — long, long, long, and, at the end, the smoked herring — dry, dry, dry, he comes down the ladder — high, high, high, he picks up the hammer — heavy, heavy, heavy, and goes off somewhere — far, far, far, and ever afterwards the smoked herring — dry, dry, dry, at the end of that string — long, long, long, very slowly sways — forever and ever and ever. i made up this story — silly, silly, silly, to infuriate the squares — solemn, solemn, solemn, and to amuse the children — little, little, little
(panakuya - 11 Şubat 2007 23:41)
the future black poppies and the fading cornflowers in the ripe hay by the stable, yellowed letters of my respectable grandfather, full of old fashioned vows to my grandmother, snuff box of my great uncle, backgammon board inlaid on the little table, carry me away, so i can imagine a time when my verses will carry you away, you who are not yet born. for i was very much alive. every wind which blew brought the odor of hawthorn blossoms and lilacs. the sound of kisses drowned out the tolling of bells. o readers to come, who will live in the joy of sixteen, of lilacs and first kisses, your loves will rejoice my rotting bones. charles cros (1842-1888)
(panakuya - 11 Şubat 2007 23:44)
eski zeman hazinelerinden biridir bu adam; tozlu raflardan indirilişi, ikinci cihan harbi sonrasına rastlar nitekim.. sanki 4118 tarihli bir şairdir; üstelik fonograf'ı da edison beyden önce cros bey icat etmiştir, hani böyle biline.. ah, bu derya adamın bir de "çirozname" adlı öyle bir yapıtı vardır ki, kendi başına bir başlık olmayı fazlasıyla haketmiştir nazarımda..
(atlantisten gelen zekiye - 16 Mart 2002 14:54)
bu adam adina kurulmus charles cros academy var fransa'da. muzik odulleri falan veriyorlar. hatta 1971'de mogollar'in o klasik olmus anadolu pop adli lp'sine vermisler en iyi album odulunu. mogollar her firsatta ovunmeyi severler bu odulle, ki haklari da var..mogollar'dan once jimi hendrix'in electric ladyland'i ve pink floyd'un ummagumma'si almis cunku. 90'li yillarda da jeff buckley, nick cave and the bad seeds gibileri odul aldi.
(willy van der kerkhoff - 16 Mart 2002 22:08)
(bkz: kendisini ve hayati hafife alan adamlar)
(cekirge - 3 Haziran 2003 15:20)
willy van der kerkhoff'un bahsettiği bu ödülü 80'li yılların başında almış bir diğer türk sanatçısı da tülay german'dır.
(goddard - 3 Haziran 2003 16:58)
(bkz: #77312990)
(otaylancelebi - 24 Mayıs 2018 22:15)
çiroznamebir herif geldi elleri - kirli mi kirlitutmuş bir çekiç bir çivi - sivri mi sivribir büyük yumak da sicim - zorlu mu zorluçıktı merdivene derken - yüksek mi yüksekmıhladı sivri çiviyi - tak tak da tak takduvarın tâ tepesine - çıplak mı çıplakattı çekici elinden - düş allahım düştaktı çiviye sicimi - uzun mu uzunastı ucuna çirozu - kuru mu kuruindi merdivenden tekrar - tıkır da tıkırsırtında çekiç merdiven - ağır mı ağırçekti gitti başka yere - uzak mı uzako gün bugündür çirozcuk - kuru mu kurumezkûr sicimin ucunda - uzun mu uzunnazikçe sallanır durur - durur mu dururben bu hikayeyi düzdüm - basit mi basitkudursun bazı adamlar - ciddi mi ciddive gülsün diye çocuklar - küçük mü küçük.cev: orhan veli
(gabbiano - 17 Ağustos 2005 21:47)
orhan veli kendisi için şöyle demiştir :"cros'un le hareng saur adlı şiirinin tercümesini ulus gazetesinde neşrettiğim zanalar bir çok kimseler bunun tercüme olduğuna inanmadılar.hakları da yok değildi.çünkü cros , yalnız bizim memleket için değil , avrupa memleketleri için de az tanınmış bir şairdi.bundan aşağı yukarı yirmi sene evvel çıkmış bir antolojide ondan bahseden bir muahrrir "fonografı" diyor "edison'dan evvel icad eden odur.ama ne yazık ki onun bu icadı unutuldu.onun büyük bir mucit olduğunun unutulması bir yana ; işin hazini , büyük bir şair olduğunun da unutulmasıdır". verlaine ondan "bir deha" diyerek bahsediyor.ömrü paris kahvelerinde monologlar söyleyerek , türlü işler ,türlü serserilikler peşinde geçen charles cros , aradan seneler geçtikten sonra yeniden keşfediliyor.son aylarda şiirleri fransa da yeniden basıldı , hakkında bir çok yeni yazı yazıldı.oğlunun da şiirleri var.ama onun şiirlerinde babasının gençliğini bulamadık.cros un anlaşılması , ciddiye alınması için harp sonrası şairlerin gelmesi , aradan aşağı yukarı , bir asırlı kzamanın geçmesi icab etti.bu hazi kaderi cros herhalde yaşarken de biliyordu.ama herhalde , kendisini böyle bir kadere mahkum eden dünyayı alaya almasını da biliyordu.yosa o şiirleri kolay kolay söyleyemezdi..."orhan veli - çeviri şiirler kitabından..
(teletabi - 3 Mayıs 2006 02:00)
Yorum Kaynak Link : charles cros