Süre                : 1 Saat 44 dakika
Çıkış Tarihi     : 09 Şubat 1977 Çarşamba, Yapım Yılı : 1977
Türü                : Drama
Taglar             : yatak,Flashback,bilinçaltı,rüya,Mülk
Ülke                : Fransa,İsviçre,İngiltere
Yapımcı          :  Action Films , Société Française de Production (SFP) , France 3 (FR 3)
Yönetmen       : Alain Resnais (IMDB)(ekşi)
Senarist          : David Mercer (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Dirk Bogarde (IMDB)(ekşi), Ellen Burstyn (IMDB)(ekşi), John Gielgud (IMDB), David Warner (IMDB), Elaine Stritch (IMDB)(ekşi), Cyril Luckham (IMDB), Denis Lawson (IMDB)(ekşi), Kathryn Leigh Scott (IMDB)(ekşi), Milo Sperber (IMDB), Anna Wing (IMDB), Peter Arne (IMDB), Tanya Lopert (IMDB), Joseph Pittoors (IMDB), Samson Fainsilber (IMDB)

Providence ' Filminin Konusu :
Providence is a movie starring Dirk Bogarde, Ellen Burstyn, and John Gielgud. A dying writer bases his last book on his own perception of his family.


  • "h p lovecraft in dogdugu, yasaminin buyuk kismini gecirdigi ve gomulu oldugu kent."
  • "godspeed you black emperor'in bir sarkisina isimini vermis sehirdir. adini vermistir cunku sarkinin basindaki diyalog providence, rhode island sokaklarinda kaydedilmistir."
  • "kelimenin bir anlamının türkçesi ilahi takdir olsa gerektir.edit: bunu nerden çıkardım şimdi bilemiyorum, (bkz: inayet) falan gibi geliyor 2016 itibariyle."
  • "h p lovecraft'ın memleketi. hatta mezartaşında "i am providence" yazmaktadır."
  • "yollari son derece bozuk olan rhode island sehri"




Facebook Yorumları
  • comment image

    şarkı olmayan godspeed you black emperor şeyi. şarkıdan çok öte. neredeyse yarım saat sürüyor ama yarım saat değil.. ne bileyim sanki başka bir boyuta geçip orada muhteşem ve ilginç bir zaman geçirip geri dönüyorsunuz. çok farklı bir şey.


    (ashtraygirl - 16 Eylül 2006 00:14)

  • comment image

    ulver şarkısı, wars of the roses albümünden.

    we drink and drink
    a subtle poison

    more in sorrow
    than in anger

    our skin is so thin
    and left to love

    the sentence we serve
    our masks discarded

    the blind rage of youth
    the black starry eyes

    all animal passions
    covering up the truth

    there is no deliverance
    providence is lost


    (schizophrenia13 - 26 Mart 2011 12:30)

  • comment image

    1. daydream nation'ın en uçuğu en kaçığı. kimilerine göre sönük kalır böyle bir başyapıtın içinde; ama bence albümdeki dinamiğe en fazla etkisi olan parçalardan biri bu. uğultuların, telesekreter sinyallerinin, gürültülerin, mike watt'ın konuşmalarının ve belirli belirsiz melodilerin getirdiği acayip bir parçalanmışlık hissi var bunda. providence'ı dinlerken hiçbir temaya odaklanmak zorunda değilsiniz, hiçbir ritmi hiçbir melodiyle bağdaştırmak gerekmiyor. hatta, nedendir bilinmez, velvet underground'ın berlin'ini hatırlatıyor bazen.

    2. başka bir başyapıtın (bkz: f a) başka bir uçuğu daha. godspeed you black emperor'ın 29 dakikalık destanıdır providence. süresiyle filan alakası yok; zira iç içe geçmiş bölümlerle, dünyanın sonuna işaret eden vaizden referans olarak alınan kehanetlerle, harmonic arpejlerden kanırtan drone'lara yapılan çatır çutur geçişlerle ve özellikle tasarlanmış bölük pörçük melodilerle birlikte zaten alıp götürüyor f a'yı. tam da olması gerektiği gibi, the dead flag blues ile başlayıp, east hastings ile iyice dağılan bünyeleri daha da dağıtıyor.


    (albertinesimonet - 4 Ocak 2004 22:26)

  • comment image

    hıristiyan teolojisinde sık sık karşımıza çıkan kavram.

    tolkien'in aule'sini hatırladınız mı? eru elfler ve insanları yaratmadan evvel, yaratacağını duyunca, özenip cüceleri yaratır. eru ona kızınca da, "bir çocuk babasını taklit etti diye cezalandırılır mı?" diye af diler.

    aule'nin cüceleri, aule zihin gücünü onlara yönelttiğinde hareket edebiliyor, konuşabiliyor, ancak aule'nin zihni başka bir yere yönelince bitkisel hayata giriyorlardı. providence tam olarak bu; tanrı'nın zihninin bütün canlılar ve olaylara yönelmiş olması, onları düzenliyor, takip ediyor ve mümkün kılıyor olması. eru, aule'ye yaratıklarının zihni başka yere yönelince hareket edemediğini göstermişti. çünkü aule tanrısal güçleri olsa da (aule bir vala'dır. vala, çoğulu valar, tolkien'in elfçesinde "güç" ve "güçler" anlamına gelir. katolik teolojide karşılığı "güçler", yani "potestates", ingilizce'ye aşina olanlar için "powers" diye anılan melekler. by the powers dediğinde, güçler adına demiyor, "güç" kavramıyla özdeşleşmiş o melekleri anıyor.) omnipresent, yani her yerde var olan bir tanrı değildir. ancak eru, omnipresent, yani her yerde "hazır" olan tanrıdır, ancak onun zihni hiç dağılmadan bütün canlılar ve olaylara odaklanıp onların varlığını ve müstakilliğini devam ettirmesini temin edebilir.

    providence tam olarak bu. etimolojisi "provide" (sağlamak) ile akraba. üstelik "provide" sözcüğü ilk olarak "öngörü" anlamına gelmiş. (latince pro - video, ön-gördüm) yani tanrı her şeyi öngörür ve her şeye imkan sağlar.

    hıristiyanlıkta tanrı, bütün varlıkların var ve canlı olmasını mümkün kılan "providence" sahibi olduğu gibi, zaman zaman bu mutad ve "pasif güç"ünün yanında, aktif güç de kullanır. duaya karşılık vererek sizi bir zulümden, ölümden, kazadan kurtarabilir mesela. bu özel durum da providence'dir.

    çeviri yapacağım zaman sık sık karşılaşıyorum. her defasında konsepte uygun bir sözcük öbeğiyle karşılıyorum. bu başlığa baktım, "inayet" ve "takdir-i ilahi" karşılık olarak önerilmiş.

    düşününce, islam teolojisinde providence kavramını en iyi karşılayan tabir, "murakebe-yi ilahi" olabilirdi. providence, direkt tanrının adı olarak da kullanılır ve bu halinde, islam'da tanrının işlev ve özelliklerini sıralayan esma-ül hüsna'daki "er-rakib" ismiyle karşılanabilir. er-rakib, her şeye rekabet eden, yani her şeyi gözleyen, her şeyin "rakibi", gözetleyicisi, denetleyicisi olan demek. kısmi olarak eş-şehid ile de ilişkili: her şeye şahit olan.

    inayetse ilgilenmekle alakalı, itina ile akraba. sürekli bir hali değil de, özel bir anda, bir olay ya da seslenme karşılığı ilgi göstermek gibi bir anlamı var. providence'in ikinci halinin karşılığı olabilirse de, tam karşılığı olamaz.

    yani kavram olarak özetlemek gerekirse providence, tanrının her şeye ve her canlıya murakebe etmesidir. bu sayede her şeyin ve her canlının "mümkün" olmasını sağlamasıdır. bu gözetleyiş nedeniyle zaman zaman müdahil de olur, bu da providence'dir ve buna inayet diyebiliriz.


    (nostalgiaman - 10 Aralık 2018 13:28)

Yorum Kaynak Link : providence