Süre                : 1 Saat 57 dakika
Çıkış Tarihi     : 10 Mayıs 1958 Cumartesi, Yapım Yılı : 1958
Türü                : Komedi
Ülke                : Fransa,İtalya
Yapımcı          :  Specta Films , Gray-Film , Alter Films
Yönetmen       : Jacques Tati (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Jacques Lagrange (IMDB)(ekşi),Jean L'Hote (IMDB)(ekşi),Jacques Tati (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Jacques Tati (IMDB)(ekşi)

Mon oncle (~ Amcam) ' Filminin Konusu :
Filmdeki Arpel çifti, Marie-France gibi dergilerin tavsiye edebileceği türden bir sosyal başarıyı simgeliyor. Adam ciddi bir işadamıdır, kadınsa kusursuz bir  ev kadını. Mülklerindeki her şey yenidir: ev, geometrik bahçe, çakıl döşeme. Bu işlevsel evrende eksik olansa yaşama zevki ve israf edilmiş alanlar, baştan savmacılık ruhu ve okuldan kaçmalardır. Küçük Arpel bu ruhu ancak ‘ailenin yüzkarası’ olan dayısı Bay Hulot'yla keşfeder. Bay Hulot mutludur; St. Maur'da, herkesin birbirini tanıdığı, insanların çok basit bir kural, yani kibarlık çerçevesinde hareket ettiği küçük bir mahallede yaşar. Bay Hulot'nun Arpellerin evine gelişi (bu ev herhangi bir yerde olabilirdi) çeşitli felaketlere yol açar. Sadece evin küçük oğlu, suç ortağı ve dostu olarak dayısına elini uzatır. Filmimin herhangi bir mesajı yok. Buna karşın modern dünyanın kayıtsızlığının beni çok sarstığını söyleyebilirim. Artık kimse kimseyi tanımazsa, el emeği binalar yıkılıp yerlerine beton dikilirse, sohbet etmek isteyeceğiniz insanlara rastlayacağınız küçük restoranlar yerine vitrinlere oturup yemek yerseniz; bakkal dükkânı eczaneye benzerse, sırf canınız farklı kırmızı ışıklar ya da yeni kapı kolları istedi diye otomobilinizi değiştirirseniz başarı, konfor ve ilerlemenin ne anlamı kalır? (...) Bence iki tür yönetmen vardır: Ticari filmler yapanlar (ki bu bazıları için gereklidir) ve bilinmeyenin derinliklerine dalmak zorunda olan diğer grup. -Jacques Tati

Ödüller      :

Cannes Film Festivali:Jury Special Prize


Oyuncular
  • "dokuzuncu nesil yazar."
  • "1958'in en iyi yabancı film oscar'ı'nı alan yapıtıdır.10. uluslararası istanbul film festivali'nde 'amcam' adıyla gösterilmişti."
  • "cazibenin işaretlerini ve imgedeki karşılığını, değer etiğinin en güzel taklitini işleyen jacques tati filmi."
  • "yer yer biraz sıksa da moderniteye, gösteriş meraklısı insanlara ve hayata getirdiği eleştirleriyle çok değerli bir film. yarım asır önce yapılan bu film güncelliğini bugün bile koruyor."
  • "(bkz: amcam)"
  • "yıllar önce trt vermişti de neye uğradığımızı şaşırmıştık, meğer böyle filmler de varmış, allaaaalaa, demiştik"




Facebook Yorumları
  • comment image

    jacques tati'nin hem yönettiği hem de oynadığı 1958 yapımı filmi. modern mimari kanapeden, sandalyeden tutun da dış cepheye kadar her türlü hissedilmekte. modernite eleştirisi yapılan bu filmde, hulot isimli dayı, ablasının yaşadığı ve herşeyin otomatikleşmiş olduğu eve kıyasla derme çatma bir bina içinde, komşularıyla birlikte vasat bir yaşam sürdürüyor olmasına rağmen muhitinden ve halinden çok memnundur.

    bu filmideki hulot karakterinin tam zıttı olarak modern times'daki charlie chaplin'in oynamış olduğu şarlo karakteri örnek gösterilebilir. şarlo bugünün dünyasından, olaylara içeriden bakarken; hulot bunun tam tersini yaparak geleneksel dünyadan kopmadan geçmişten bakarak yaşıyor. hulot'nun modernizmin yoketmiş olduğu bir karakter olduğunu düşünürsek yaşadığı mahallenin (ayağına takıldığı minik tuğla parçasının yer değiştirmesini bile göze alamayıp onu tekrar eski yerine koyması), hayatının hiçbir şekilde değişmesini istememesinin yanı sıra çalışmak, iş yapmak da istemiyor; fakat şarlo çalışıp, zengin olup modern dünyanın nimetlerinden faydalanmak istiyor.

    müzikleriyle, görselleriyle ve anlattıklarıyla dolu dolu bir film olmasına rağmen bazı yerlerinde insan inanılmaz bayabiliyor.


    (helixset - 20 Mart 2007 17:32)

  • comment image

    jacques tati'nin yönettiği film; köpeklerle başlıyor, köpeklerle bitiyor.1958 yapımı modern zamanlar eleştiri filmi. bugün modern dünya'ya ait ne varsa 58 yılında tati eleştiriyor, tati eleştiri/komedi sunuyor, eleştiri kısmı güzel, çocukların gözünden hayata bakış, insanlarla dalga geçme durumları, sekreter yürüyüşü. modern/teknolojik ev durumları. komedi kısmı biraz eksik kalıyor. tati durum komedisi sunuyor. anlayana demek ister gibi.


    (tanrek - 14 Şubat 2009 14:55)

  • comment image

    modern ev mimarisine hayran birakan film, jacques tati'nin 50'lerin sonlarina dogru cektigi.. hatta ilk renkli filmi.. tv eki gibi ozetlersek, gosteris meraklisi, pek zengin bir ailenin mutsuz bir cocugu vardir; bütün o abartili 'modern-life' ortamında loser fakat hayat dolu dayisiyla (bizde amcam olmus) daha mutlu zaman gecirmektedir.. gelisen olaylar bir yana, evin tasarimina iliskin detaylar adeta modernite dersi gibi.. daha dogrusu modernite'nin lime lime edilmesi.. her karesi hatirlanasi filmlerden..


    (aritmi - 24 Şubat 2003 11:50)

  • comment image

    mon oncle, tati’nin 1958’de çektiği modern zamanlar eleştirisi olarak karşımıza çıkan bir film. pek çok açıdan incelenebilecek olan bu filmi modern zamanların en önemli biçimsel özelliklerinden biri olan ‘gösterişsizlik’ açısından ele alalım.

    tarihin ve sürecinde yaşayan insanların zamanla gelişen alışkanlıkları ve bu alışkanlıklar doğrultusu biçimlenen ve belki de zaman zaman biçimlendiren mimarlık ürünleri, modern zamanlar öncesinde çokça süs ve çeşitli bezemelerle yapılmıştır. gösterişin ve ilginin nispeten daha popüler olduğu eski zamanlarda bu etki çoklukla rönesans ve reform dönemlerinde doruk yapmıştır ve günümüze en yakın art nouveau ile can bulmuştur. zamanla insanların nüfusu ve ihtiyaçlar nitelikten niceliğe doğru kaymış ve bu süs terkedilmiş, ancak travması devam etmiştir.

    bu süs travması, adolf loos tarafından da ‘ornament is crime’ çalışmasıyla eleştirilmiştir. modern zamanları anlatan bu filmde de süsün yerini düz ve sade cisimler ele geçirse bile, insanların alışkanlıklarını değiştirmesi ne yazık ki bu kadar kolay değildir. zira evinde tek bir süs öğesi bile olmayan bir kadının(bahçedeki süs havuzunu saymazsak) komşularına karşı ne şekilde hava atacağını şaşırması ve bunu gayet de becerebilmesi bunun göstergesi olabilir.

    tati evin hanımı karakterinde filmin gösteriş konusunda en büyük misyonunu yüklemiş ve her komşusu geldiğinde fıskiyeyi çalıştırması ile bunu tescilleyen kadın, modern zamanlardaki bazen aşırıya kaçmış olan sadeliğin kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz olduğunu düşünüyor olabilir. bunun farkında bile değildir belki de. bütün araç gereçlerin komşulara tanıtılması, bahçedeki taşların konumlandırılması, evin kapısı ve tüm bunların bir sistem içinde ve düzgün çalıştığının vurgulanmaya çalışılması, süs olmayan bir ev için oldukça ironiktir.

    modern zamanlar eleştirisi olan bu filmde her türlü süsten arındırılmış olan ‘modern ev’ kavramı, kadının süs arzulayan ve gösteriş meraklısı yaşam tarzını bastıramamaktadır. gösterişsiz bir hayat stili inşa ederken tam da tersini yaşatan bir mimarlık eseri ortaya çıktığı aşikardır.


    (ephirasiyabb - 13 Mart 2012 16:23)

  • comment image

    60 larda izlesem "vay be sinema neler yapabiliyormuş, tatinin hayal gücü olağan üstü."
    70 lerde izlesem "tati ne adammış be, dur şu adamı iyice bir takip edeyim."
    80 lerde izlesem "rahmetli başarılı iş çıkarmış ama biraz fazla mı durum?"
    90 larda izlesem "mekanize hayatı iyi hoş eleştirmiş de biraz uzun mu olmuş ne?"
    diyeceğim film.

    ama ben kendisini 2003 de izledim ve "sadece sinemanın güzelliğini bir kez daha göz önüne seren ama son derece sıkıcı ve bu sıkıcılığı ile de eleştirel noktaları zor görülür kılmış, ince basamak bir film." diyorum.


    (narkissos - 15 Temmuz 2003 21:58)

  • comment image

    giriş jeneriğinin arkadaki inşaat seslerine paralel inşaat panoları ile verilmesi ve filmin aynı inşaatın bu kez görüntüleri ve sesleri ile bitmesi; modern toplumun son derece robotik ve motomot,nizami hareketleri ardından nam-ı diğer amca olan dayının mahallesinde ise bu nizami tavrın tam tersinin aks edişi ve dayının yani bay hulot'un naif, dışardan karmaşık ancak içinde yerli yerinde hayatının tezatlığını derli toplu tastamam vermeyi başaran jacques tati kuşkusuz aklı da filmleri gibi derli toplu bir yönetmen izlenimi vermektedir. filmde öyle detaylar öyle güzellikler yakalamak mümkün ki, hele de sylvain chomet'in the illusionist inde direkt olarak bu filmden esinle tati'ye selam çakması, onun izlerini görmek çok keyifli. illusionist'deki özellikle bu sahneden ama ona bile gerek kalmadan, aslolarak karakter tasarımından chomet'in tati'den nasıl etkilendiğini görmek mümkün. şimdi the illusionist daha bir anlamlı bile diyebilirim tati'ye vakfedilen anlam bakımından.
    şu sahne ve daha niceleri inanılmaz keyifli bir zekanın ürünü olacak ve filmin sonuna değin o keyfi sizden esirgemeyecek...


    (behelit - 22 Şubat 2015 02:32)

  • comment image

    kazandığı başarı üzerine elde edilen finansal destekle çekilen (bkz: playtime)'dan çok daha sıcak ve çok daha az sıkıcı olan film.

    iki mahalleyi ayıran kırık dökük duvar ve topuk sesleri ve tabi ki fıskiye.

    insanın ardarda bi sürü sevimli manidar whatsapp ikonu koyası geliyo her düşündükçe.


    (mansonilized - 16 Mart 2015 23:20)

  • comment image

    yer yer biraz sıksa da moderniteye, gösteriş meraklısı insanlara ve hayata getirdiği eleştirleriyle çok değerli bir film. yarım asır önce yapılan bu film güncelliğini bugün bile koruyor.


    (sirtimdaki kelimeler - 9 Nisan 2015 21:01)

  • comment image

    türkçe adı "amcam" olan film.

    yanlış oldu özür dilerim. türkçe'ye dandik çevirisi "amcam" olan film.

    büyük ihtimalle herhangi bir sözlüğü açıp hmm bakalım mon ne demekmiş dediler. hmm evet "benim" demekmiş. (bunu çeviren mon/ma farkını da bilmiyordur aidiyette). evet bunu yazalım. bakalım şimdi oncle ne demekmiş, hmmm "amca" demekmiş. evet bunu da yazalım. ne oldu benim amcam. hatta "benim" kelimesine de gerek yok salla gitsin. yaz kızım, filmin adı "amcam"

    şimdi bakıyorum ben en basitinden çocukluğumuz kabusu larousse'a, şöyle diyor.

    oncle. frère du père ou de la mère

    yani, babanın ya da annenin erkek kardeşi.

    ingilizce'sine de doğrudan uncle demiş.

    ama tabi kim çevirdiyse artık annenin erkek kardeşi olan dayı kelimesini hiiiiiiç umursamamış.

    ama gel gör ki film dayı hakkında.
    ama filmin adı "amcam"

    bir kul da çıkıp yahu bu çeviri hatası düzeltelim şunu dememiş, o gün bugündür bu adla film festivallerinde yayınlanıyor bu.

    ben böyle işe afdghafdhafj

    der susarım.


    (kedu - 10 Nisan 2015 21:08)

  • comment image

    dayı [namı diyer amca] kendi mahallesinden kız kardeşinin yaşadığı zengin mahallesine giderken, iki bölgenin sınırlarını belirleyen duvar parçasının üzerindeki bir tuğlayı düşürür...bir an duraksar...ordaki düzeni bozduğunu düşünerek onu geri dönüp kaldırır...duvardaki yerine koyar yeniden.

    işte modernizme böyle bakar tati: modernizm ilkeleri bozulmak için değildir. ancak, modernist mimarinin gösterişe dönüştüğü -ki aslında sadece "etkin" olması önemliydi- ya da seri üretim gibi bir belanın insanların rutinine bulaşıp, onları kendisine dönüştürdüğünden, içlerindeki "insani" yanı alıp götürdüğünden beri o, "eleştrilebilir"dir artık.


    (talkingheads - 19 Şubat 2006 14:27)

  • comment image

    modernizm ile siddetli derecede dalga gecen filmdir. modernizmin determinist olan her turlu yaniyla dalga gecer. en belirgin hedef fabrikatorun otomatik evidir. annenin topuk sesleri, misafirin kimligine gore acilan agzindan su cikaran su fiskiyesi (aslen dayi olan amca geldiginde acilmaz) unutulmayan ogelerdir. amca, ev neyi temsil ediyorsa, tam tersidir.


    (celikmetre - 23 Ocak 2002 01:47)

  • comment image

    yıllar önce trt vermişti de neye uğradığımızı şaşırmıştık, meğer böyle filmler de varmış, allaaaalaa, demiştik


    (16bg - 31 Ocak 2002 19:47)

Yorum Kaynak Link : mon oncle