sinematografi, karı kız kesmek falan güzel de, bu filmde benim en çok hoşuma giden yönetmenin sinema dili oldu. kağıt üzerinde kısa filmci senaryosu gibi görünebilecek metni çok başarılı bir şekilde anlatıyor, misal uzun cafe sahnesinde romantize estetiğin ayarını kaçırsa da anlatımda kullandığı belli sabitlerle 'şehir' hissiyatını nefis yakalıyor. sabit, şehir hissiyatı vs. açayım biraz. filmin adı sylvia'nın şehri olduğundan; yönetmen jetaime laurie duvar yazısı, seyyar satıcı, dilenci, sokaklardaki insanlar, dökülen bardaklar gibi ufak detayları filmde belirli aralıklarla tekrarlayarak bir şehir, tanıdık mekan hissiyatı yakalıyor ve bu sayede herkesin sylvia olduğu şehri daha iyi tahayyül edebiliyoruz. bir de bu atmosferi yakalamak için güzel kadınlara ihtiyaç var malum, özellikle takip sahnesi için güzel bir kadına ki olay ikna edici olsun; bu bağlamda (bkz: pilar lópez de ayala). özetle sevdim; filmi de, pilar'ı da.

(shocktheworld - 10 Temmuz 2009 23:54)

bakmak üzerine bir film, illa voyeur diye düşünmemek lazım, kafamda çektiğim aylak adam uyarlamasının estetiğine ve görsel atmosferine inanılmaz yaklaşmış bir film o yüzden de çok sevdim. strasbourg yerine istanbul olsa çok daha ilginç olabilirdi, fazla güzel/düzgün kalmış bence. flaneur kavramı çerçevesinde de okunabilecek son zamanlarda gördüğüm/baktığım/izlediğim en iyi şey. yalnız filmde olay örgüsü arayanlar izlemesin, zira internette okuduğum yorumların yarısında dünyanın en sıkıcı filmi diyordu, sonra demedi demeyin.

(onewayticket - 20 Ağustos 2009 01:46)

http://yazarbunlar.blogspot.com/…iann-sehrinde.html

(exist is pretty - 8 Temmuz 2011 23:42)

nerede, ne zaman okuduğumu hatırlamadığım bir deyiş var. yanlış hatırlamıyorsam "gelme, nasılsa gideceksin, ayak seslerin yeter bana." gibi bir şeydi. bu film, bu sözün, filme çekilmiş hali gibi. zaten, bu söz aklımda dolanırken, bitiverdi film. bana yetti. seyirlik, güzel bir film.

(fineman - 11 Temmuz 2011 04:19)

adi ispanyolca kendi fransizca film, belki de ben yanlis biliyorum ama orijinal ismi en la ciudad de sylvia diye geciyor cogu yerde. her neyse, simdi bu film ya overrateddir ya underrated. bu film ya cok seversiniz ya hic sevmezsiniz. gerci ben kendimi tam ortada goruyorum ama neyse. bir kere izleme niyeti olan varsa 1 saat 20 dakikalik filmde toplasan 300 kelime konusulmuyor onu bir soyleyelim. filmin konusu guzel ama ben sahsen bu kadar az konusma oldugu zaman bayiliyorum arkadas. cok derin anlamlar aramamak lazim bence filmde cunku yok. sonuna kadar bekledim vurucu bir noktasi olacak diye ama olmadi gitti. ama guzel ve farkli bir deneme olmus.

(bay b - 19 Nisan 2012 19:37)

(bkz: yeni başlayanlar altyazı)

(soloz - 9 Temmuz 2013 23:20)

fotoğrafların ve şehrin sesinin filmi.

elle/s.

(dunyanin karsisindaki ev - 12 Eylül 2015 23:49)