Interview (~ Görüsme) ' Filminin Konusu : Son yıllarda yıldızı parlayan güzel oyuncu Sienna Miller ve usta aktör Steve Buscemi’yi müthiş bir elektrikle bir araya getiren “Görüşme”, medya ve şöhreti merkezine alan, dengelerin sürekli değiştiği bir hikayeyi anlatıyor. Bir savaş muhabiri olarak isim yapan Pierre (Buscemi), kendisine kızgın olan editörünün verdiği yeni işten hiç hoşlanmamıştır. Amerika’nın en ünlü pembe dizi yıldızı Katya (Miller) ile bir röportaj yapması gerekmektedir ancak Pierre’in Katya hakkında hiçbir bilgisi yoktur. Bu iki zıt kutup buluştuğunda, Pierre’in küçümseyici, katı politik dünyası ve Katya’nın yüzeysel şöhret dünyası şiddetle çarpışır. Ancak her şey göründüğü gibi değildir. Birbirlerine giderek daha özel itiraflarda bulunan bu iki yaralı insanın bağı kuvvetlense de, bazı gerçeklerin ortaya çıkması türlü aldatmacaları aydınlığa kavuşturacaktır. İkilinin tutku ve gizem dolu atışmaları, perçinleyen bir sürpriz sona varacak ve kimse bu satranç oyununda başladığı noktada kalmayacaktır. Hollandalı yönetmen Theo Van Gogh’un aynı adlı filminin yeniden çevrimi olan “Görüşme”, nükteli tonu, zekice yazılmış senaryosu ve oyuncularının kimyasıyla ilgiyi sürekli ayakta tutan sürükleyici bir film.
Trees Lounge(1996)(7,2-12663)
Interview(2003)(7,0-1450)
Animal Factory(2000)(6,6-11913)
Lonesome Jim(2005)(6,6-7382)
Factory Girl(2007)(6,4-19885)
200 yılın özetidir. 24 yaşında (1791 yılında) vampir olmuş sevgili louis aktarır öyküyü. lestat rolü, tom cruise'un iyi oynadığı rollerdendir. sevmem kendisini ama bu rolü güzel oynamış. hakkını vermek lazım. armand müthiş bir vampirdir. (özellikle kırmızı peleriniyle.) bu filmi tekrar tekrar izlemekten sıkılmıyorum. çocukken vampir olmayınız, yoksa çok pişman olursunuz uyarısı yapılmıştır. lestat, claudia'nın ruhu itibariyle çocuk olmadığını kabul edememiştir. ona her doğum gününde bebek almaktadır. claudia'nın tuzağı çok başarılıydı. lestat'ın louis'ye laf soktuğu sahnelerde çok eğlendim. "fare leşlerine bakarak buldum seni."imdb'de 10 üzerinden 7.2 puan almış. lestat'ın boğazının kesildiği sahnede robot kullanmışlar. tom cruise'la röportaj yaparlarken parmağındaki yüzük dikkatimi çekti. film çekildiğinde nicole kidman'la evliydi. hey gidi günler. bu yaşta vampir olmayı çok isterim. (bkz: perfect timing) ne çocuğum, ne de yaşlı. (bkz: filmi ısrarla anlamamak)
(johnny depp mania - 2 Şubat 2007 16:49)
türkiye'de gösterime girdiğinde şu anda adını hatırlamadığım bir gazetede (muhtemelen sabah olduğunu tahmin ediyorum), kirsten dunst'un çocuk değil cüce olduğunu iddia eden bir haber çıkmasına vesile olan filmdir. muhtemelen haberi hazırlayan, pardon sallayan, acar muhabir o rolü 12 yaşında bir kız çocuğunun oynayacağına inanamadı ve böyle bir haber yaptı. sene 1994-95 olunca bir imdb'yi açalım da bakalım deme şansımız da yoktu pek. bendeniz de dunst'ı senelerce cüce olarak bildim durdum.
(filmmaker - 5 Eylül 2007 10:32)
vampirler ve vampircilikten cok cok, hatta azicik satir arasi okumak isteyene olumsuzlukten ote, allegorilerle orulu, insan hayatini uc farkli karakter uzerinden anlatabilen super bir film. hani bir cin atasozu vardir "ne istedigine dikkat et, gercekle$ebilir" diye, temasi budur bence bu filmin.--- spoiler ---karisini ve cocugunu kaybeden birinin* hayattan vazgecmesi sonrasinda olumu davet etmesiyle ba$liyor filmin hikayesi, ve bu davetine cevap bir vampirden geliyor; ancak vampirin istedigi asirlarca suren ve surmeye de devam edecek gibi gorunen hayatinda kendisine yolda$lik edecek ba$ka bir olumsuz. louis farketmez diyip, olumsuzluge adim attigi andan itibaren aslinda bulundugu bo$lugun sonundaki kararsizliginin olumden kotu oldugunu, kendisine sadece sonsuz bir aci verecegini farkediyor ancak i$ i$ten gecmi$ oluyor coktan; louis karakteri icin onceki hayatinda saf, gununu gecirme modunda ya$ayan cok uc istekleri olmayan $eklinde bir yaki$tirma yapabiliriz. kendi icinde, yine kendine donuk hesapla$malarindan oturu [biraz zayif bir dayanakla] bir nevi vicdan diyecegim kendisine..lestat karakteri ise epey bir farklilik arzediyor louis den; hayatini zevk odakli ya$ayan, pek bir $eyi dert etmeyen, oldurmek ile ilgili herhangi bir problemi olmayan, "tanri ayirdedmeksizin olduruyor" diyerek hayatini ya$ama $eklini [ki vampir herif memur hayati surecek degil herhalde] hakli gormeye cali$an bir karakter. gecmi$inde cok saglam tokatlar yedigini, yaraticisi vampir ile arasinin pek iyi olmadigini louis den bu konularda sorular geldiginde ya$adigi, icinden kopup gelen patlamalarinda farkediyoruz. kendisi daha cok umidini kaybettigi $eyleri hayatinda tutmanin kendisine bir fayda saglamayacaginin farkinda olan bir insanin, kendini yarattigi veya olduguna inandirdigi alabilecegi $eylerle oyalamasina benziyor, ancak hayati olumsuz [immortal] oldugu icin herhangi bir $ekilde doyuma ula$masinin mumkun olmadigini bildigi icin herhangi bir $ekilde olculu olmak, durmak, beklemek gibi pasif durumlardan epey uzak, because i can mottosuyla "atin olumu arpadan olsun" diyecek ama olumden korkmayacaginin farkinda olan birisi. karma$adan bir fayda olmadigini farkedip kendisini dogala ve basite vermi$; kokusu ustunde mis gibi de id.armand ise daha guclu, deger yargilari olan ancak bunlari kendi istekleri cercevesinde esnetip yok etmekten cekinmeyecek bir vampir. gorunu$e ve cevresinde olup bitene onem veren, tetigi cekmek icin uygun zaman kollamayi yeg tutan, saksisinin carklari az bucuk cali$an bir vampir. olgun tavirlarinin arkasinda tutkularini da oldurmedigini farkettiriyor hemen; korkularinin veya kendisini belli sinirlar icinde tutan $eyin temelinde, tanimadigi ve inanmadigi bir tanri veya $eytan dan ziyade, aci cekmek olan bir karakter. kontrolu elinde tutma egiliminin gun gibi a$ikar olmasi sonucu cekinmeden diyorum ki kendisi icin, bal gibi de superegodur bu $ahsin kar$iligi.--- spoiler ---defalarca izleyince ister istemez farkediyor ki insan, hic bir karakterin hayati da ya$anilasi ve devam ettirilesi bir hayat degil, o zaman ki ideal insan veya hayat icin ,bunlarin belli $ekillerde kari$malari gerekiyor armand in louis e yaptigi teklif de du$unlunce.. filmde olmuyor, ve gercek hayatta ki$isini hayatinda zaman zaman baskin rol oynasa da bu uc karakterin temsil ettiklerinin birle$mesi cogunlukla yakalanamayan bir uyum. ancak bu uclunun birbirlerini gozetip ya$amalari halinde, nasil bir sonsuzluk surecekleri du$uncesi goz kama$tirici oluyor sadece. --- spoiler ---sona yakla$ilirken gazetecinin asirlik hikayeyi duyup, yine de olumsuzlugu istemesi ise herkesin kendi hayatini kendisinin deneyimlemesi ve sonuclarini cikarmak istemesine bir gonderme; bir nevi merakin trajediye zaferidir kanimca.--- spoiler ---
(r7 - 11 Ocak 2008 17:22)
turkcell superlig gibi film.christian slater da trabzonspor oluyor işte. (opvea'nın katkılarıyla...)
(mortifera - 15 Ekim 2009 13:13)
şu tıvaylayt faciasıyla karşılaştırmak zaten günah da, yeniyetmeliğimizde ne kadar şanslı olduğumuza bir kez daha inanmamıza sebep olan filmdir. sırf claudia'nın lestat'a öldürücü darbeyi vurduktan sonra yerde akan kanıyla pembe saten ayakkabılarının kirlenmesini önlemek için sergilediği oyun bile bütün bir tıvaylayt külliyatı eder.
(eneenteenteene - 17 Aralık 2009 03:32)
bir adet twilight hayranı alınır. bu bir adet hayrana bir adet a clockwork orange filmi seyrettirilir. filmdeki beyin yıkama sahneleri hakkında iyice bir konuşulur, twilight hayranı arkadaşımız yeterli derecede kızdırılır. the clockwork orange'daki beyin yıkama aparatları özenle temin edilir, arkadaşa 3 gün üç gece interview with the vampire izlettirilir. zannediyorum hastalığın kesin çözümü olacaktır.
(thessetenar - 2 Temmuz 2010 16:53)
yeniden çekilecekse bence yine tom cruise ve brad pitt ikilisi oynasın. aynı duruyorlar zira. yoksa?
(jc denton - 6 Aralık 2010 20:46)
vampir filmlerinin en kült olanıdır.film sayesinde ilk aşık olmam gereken erkeği tanıdım. antonio banderas
(apsimo - 3 Mart 2011 15:57)
twighlightı acımasızca eleştirdikten sonra vampir filmlerine attığım o kadar lafı bana yediren film.
(netexp - 3 Mart 2011 16:01)
bu film için tom cruise 15 milyon dolar brad pitt ise 5 milyon dolar ücret almış. brad pitt'in oynadığı louis'in hikayesi anlatılsa da o dönem fazla popüler olmamasından ya da tom cruise'un aşırı popüler olmasından dolayı filmin posterinde sadece tom cruise'un resmi vardır. brad pitt'in ise sadece ismi yazılmıştır. http://www.imdb.com/…6739840/tt0110148?ref_=tt_ov_idünyada yakışıklı denince ilk akla gelen , birbirlerinin en büyük rakibi olan , çocukları dahi karşılaştırılan bu 2 dev ismi bir daha beraber görmemiz zor olacak gibi. o yüzden kıymeti bilinmesi gereken filmlerden.
(koobee24 - 4 Mart 2011 19:23)
brad pitt'in nefret ettiği bir filmmiş. çekimlerin sıkıcı geçtiği ve o dönem tom cruise'un gölgesinde kaldığını düşündüğünden pek sevmiyormuş bu işi. (bkz: oh louis, louis. still whining louis)
(koobee24 - 16 Ekim 2011 23:39)
kanımca kirsten dunst'ın, oynadığına hem çok sevindiği hem de üzüldüğü bir filmdir. 12 yaşında bu filmdeki gibi bir performans göstermek muhteşem bir olayken, hayatı boyunca bunun üstüne çıkamayacağını farketmek de bir o kadar üzücüdür eminim.*
(rukawa kaede - 26 Ekim 2011 01:58)
http://8e.img.v4.skyrock.net/…726806848_small_1.jpg
(koobee24 - 28 Kasım 2012 21:31)
televizyonda twilight'ı görünce hasretle yadettiğim film. vampir filmi de sevmem bak. kanlı sahnelere hiç tahammül edemem ama bu film, ah bu film, bence sinema tarihinin en önemli yapıtlarından biri. vampir filmi yapacaksan böyle olur, benim gibi korku edebiyatını, ürkünç yaratıkları falan sevmeyenlere bile güzellemeler yazdırır, tekrar tekrar kendini izletir.
(gri balikcil - 15 Mart 2013 20:43)
sinemasal açıdan vampirleri ciddiye alan tek vampir filmi.
(belit - 25 Haziran 2001 00:48)
defalarca izlediğim, her seferinde beni büyüleyen film... "uzun ömürlü olmak kimin işine yarar", "iyi midir kötü müdür", "peki ya vampir olmak?" gibi sorular üzerine de düşündürür...
(hmmm - 22 Eylül 2001 01:51)
anne rice'in sekiz kitaptan olusan vampire chronicles serisinin ilk kitabidir ama en iyisi degildir. genelde bir seride iki veya ucuncu kitaptan sonra gelenler kabak tadi vermeye baslarken (bkz: dune), anne rice'in kitaplari daha derine inip, vampirlerin binlerce yillik tarihini felsefe ve din ile oyle bir yogurur, size oyle bir sunum yapar ki, hic bitmesin istersiniz. bu baslik altindaki entryler maalesef bu kitaptan uyarlanan film uzerine yogunlasmistir; oysa ki ilk uc kitabi okuyanlar, lestat'i kitaplardaki tasvirlere gore kafalarinda canlandirmis kisiler bu role tom cruise'un layik gorulmesini pek hazmedemezler. efendiler, lestat uzundur, uzun! uuuuzuuuun. tall. alto. hoch. âûñîêîğîñëî* . ayrica iri yapilidir, ve fransizdir.tom cruise'e ya da filmin yapimcilarina camur atmak degil amacim, yanlis anlasilmasin... bu secim anne rice'in kendisi tarafindan yapilmistir; yani yazar tarafindan atilan bir kaziktir bu bize. kendisi tom cruise'a olan hayranligini defalarca dile getirmistir, lestat rolunu oynamasi icin de elinden geleni ardina koymamistir. yani neymis? askin gozu kormus.tabi bir de queen of the damned filminde, en buyuk ozelligi sut beyazi teni olan akasha rolunu aaliyah in oynamasi fenomeni vardir ki...(bkz: yapma canim yapma arkadasim)
(24th fret - 27 Şubat 2005 02:46)
brad pitt ve tom cruise'un ba$rollerinde oynadigi gayet guzel roman okur gibi bir keyif veren guzide film..
(ssg - 12 Ocak 2000 00:43)
tom cruise'nin en başarılı olduğu filmlerden biridir. ayrıca brad ve tom'un dudaktan öpüşme sahnesinin çekilebilmesi için brad ve tom önce rus milliyetine geçirilmiştir... film sonrası birbirlerinden habersiz olarak ikisi de "zaten arzuluyordum" şeklinde demeç wermişlerdir.
(cyrano - 12 Ocak 2000 00:48)
ana teması bir insan için ölümsüzlüğün anlamı ve imkansızlığı olan kült film.sanılanın aksine bu filmin vampirlerle pek bir alakası yoktur. birçok vampir efsanesine ve yüzlerce yıllık vampir kültürüne karşı gelen bir filmdir. ölümsüzlük ne kadar güzel bir şey gibi dursa da aslında biz insanoğlu için lanet statüsüne girebilecek bir kavramdır. bunu bize en güzel gösteren de claudia karakteridir. filmin en güzel işlenmiş karakteridir kendisi. çocukluktan olgunluğa doğru yolculuğu bize ne kadar acı çektiğini gösterir ve bunu fiziksel durumuna bağlaması da sadece çektiği acıyı hafifletmek için bulduğu bir oyundur. yoksa brad pitt ve tom cruise un oynadığı karakterlerde fiziksel anlamda taş gibi olmalarına rağmen aynı acıları çekmektedirler. herbirinin bu acıyı bastırmak için uydurduğu nedenler farklıdır. örneğin lestat kendini bir predator olarak görmektedir. doğası kan emmeyi ve avlanmayı emreden bir avcıdır o. buna karşı gelmekte yapılabilecek en anlamsız şeydir. fakat dediğim gibi bu sadece bir kılıf olduğu için zaman zaman kılıfın inceldiği noktalar, özü insan olan bu yaratıklara korkunç acılar vermektedir. ölümsüz olduktan sonra bir dakikayla bir yüzyılın bir farkı olmadığını en güzel armand ile yapılan konuşmalar anlatır. ölümsüz olmak herşeyini kaybetmektir. bu andan sonra artık zamanın bir önemi kalmamaktadır.biraz spoiler olacak ama filmin sonundaki röportaj yapan adamın dönüp de beni lütfen vampir yap demesi ise herşeyin son bir özetidir."sen anlattıklarımdan hiçbirşey anlamamışsın" ...*
(son nefes - 7 Aralık 2005 18:24)
Yorum Kaynak Link : interview with the vampire