Süre                : 2 Saat 57 dakika
Çıkış Tarihi     : 08 Temmuz 1977 Cuma, Yapım Yılı : 1977
Türü                : Biyografi,Drama,Tarih,Savaş
Taglar             : 7. yüzyıl,Mekke,Suikast girişimi
Ülke                : Lübnan,Libya,Kuveyt,Fas,İngiltere
Yapımcı          :  Filmco International Productions
Yönetmen       : Moustapha Akkad (IMDB)(ekşi)
Senarist          : H.A.L. Craig (IMDB),Tewfik El-Hakim (IMDB)(ekşi),A.B. Jawdat El-Sahhar (IMDB),A.B. Rahman El-Sharkawi (IMDB)(ekşi),Mohammad Ali Maher (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Anthony Quinn (IMDB)(ekşi), Irene Papas (IMDB)(ekşi), Michael Ansara (IMDB)(ekşi), Michael Forest (IMDB)(ekşi), Garrick Hagon (IMDB), André Morell (IMDB)(ekşi), Robert Brown (IMDB)(ekşi), Earl Cameron (IMDB)(ekşi), Richard Johnson (IMDB)

The Message (~ Çağrı - İslamiyetin doğuşu) ' Filminin Konusu :
6. yüzyılda Mekke. İslam tarihçilerinin Cahiliye Devri olarak anmaktan hoşlandıkları dönemdeyiz. Şehrin ileri gelenlerinin Mekke’yi köleliğin ve alkol, uyuşturucu gibi maddelerin pençesinde acımasızca yönettiği rivayet ediliyor. Kız çocukların yeni doğduklarında diri diri gömüldüklerinin anlatıldığı acımasız bir dönem. Böyle karanlık bir çağda, Hz. Cebrail tarafından ziyaret edilen Hz. Muhammed insanları tek bir Tanrı’ya tapmaya davet ediyor ve şehre hükmedenlerin vahşi metotlarına karşı çıkıyor.Allah’tan inen bir ayet, peygamberin silaha sarılmasını ve Mekke ordularına karşı direnmesini emrediyor. Müslümanların ordusu tecrübesiz olduğu halde Bedir savaşını kazanıyor. Uhud savaşının ardındansa 10 yıllık bir barışa evet diyerek arada geçen süreyi İslam’ı yaymak için kullanıyorlar. Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğu, Allah’tan başka tanrı olmadığı haberi Arap yarımadasını hızla katediyor.En iyi müzik dalında Oscar’a aday olan Çağrı, Hz. Hamza rolündeki Anthony Quinn’in benzersiz oyunculuğu kadar, büyük bir prodüksiyon olması ve Hz. Muhammed’i göstermeden İslam’ın doğuş ve yayılışını anlatmadaki başarısıyla da tüm dünyadaki Müslümanların beğenisini toplamış bir yapım.


  • "muhammed ali, bilal rolünü oynamak istemiş; fakat mustafa akkad bunun ticari bir hamle gibi algılanmasından çekindiği için reddetmiştir."
  • "türkiye'de artık ramazan pidesi gibi bir şeye dönüşmüş 1976 yapımı filmdir."
  • "hz. hamza'nın * ilk göründüğü ve akabinde ebu cehil'in ağzına yayın kafasını caktigi sahneyle şu yaşımda beni yine gaza getirmeyi başarmış yapım."
  • "yapimcilarin destegini cekmesi ile tum ekip fasta bir otelde gunlerce beklemek zorunda kalmi$, en sonunda beklenen para kaddafi tarafindan verilmi$ ve film bitirilebilmi$tir."
  • "kötü kraliçenin hamza'nın kalbini yediği sahne vardır ki, yanında kaç exorsist, ne onüçüncü cumalar piknik gezisinde bir gün gibi kalır."
  • "daha onceden yazildiginin aksine soundtracki oscar filan almami$tir, zaten guzel olmalarinin gostergesi yahut tescili icin de buna gerek yoktur."
  • "bu filmde peygamberin yuzu hic gozukmuyo.herseyi onun gozunden goruyoz.bi de bu filmi her ramazan otuza bolup oyle yayinlarlar tv de.hic bi bok anlamayalim diye..."
  • "bu sene kanal d tarafından her gun 1 doz (30 saniye falan) mantalitesiyle yayınlanan, sut kardeslerden sonra en cok istismar edilmis film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    izlemekten bıkmayacağım film.
    peygamber'den "artık kendinizi gizlemeyin" emri geldikten sonra, ilk inananların saklanıp ibadet ettikleri evden büyük bir coşkuyla çıkarak islam'ı müjdeledikleri sahne, kanımca filmin en vurucu sahnesidir.


    (objects in the mirror - 20 Ekim 2006 10:44)

  • comment image

    sadece hz. muhammed'in değil, dört büyük halifenin hiçbirinin gösterilmediği islamiyetin doğuşunu anlatan filmdir bu. hatta bu halifelerden hz. ömer ve hz. osman'ın isimleri hiç anılmamıştır bile.. filmin yarısından çoğunda ön plana çıkan karakter peygamberimizin amcası hz. hamza'dır. yani zamanın efsane aktörü anthony quinn. zaten kendisi uhud savaşı'nda şehit edildikten sonra insanın içinde bir burukluk oluşur ve filmin geri kalanından aynı haz alınmaz. en azından ben böyle hissediyorum her seferinde... müziklerini aşmış fransız besteci maurice jarre yapmıştır. moustapha akkad'ın yönetmenliğini yaptığı filmin çekimleri 1976 yılında libya ve fas'ta tamamlanmış... ülkemizde de çoğu genç bireyin islamiyetin nasıl şartlar atında kurulduğunu idrak etmeleri bakımından başyapıt niteliğinde bir filmdir. öyleki bu film özellikle ramazan aylarında ve diğer mübarek gecelerde devamlı seyrettirilir. artık çoğu sahne, insanların akıllarına kazınmıştır... kanımca zamanının ötesinde, harika bir filmdir...

    edit - zamanında yazmayı unutmuşum ama, bu filmin türkçe dublajı da başlı başına inanılmazdır. belirtmeden geçemeyiz...

    ayrıca hz. ömer'in ismi ufak bir sahnede anılıyormuş. uyarı için hernan jorge crespo'ya teşekkürler


    (filippo - 31 Ağustos 2010 08:43)

  • comment image

    hz. hamza'nın * ilk göründüğü ve akabinde ebu cehil'in ağzına yayın kafasını caktigi sahneyle şu yaşımda beni yine gaza getirmeyi başarmış yapım.


    (arnold schwarzeneger - 5 Eylül 2010 00:45)

  • comment image

    yapimcilarin destegini cekmesi ile tum ekip fasta bir otelde gunlerce beklemek zorunda kalmi$, en sonunda beklenen para kaddafi tarafindan verilmi$ ve film bitirilebilmi$tir.


    (neen - 16 Aralık 2002 17:23)

  • comment image

    kötü kraliçenin hamza'nın kalbini yediği sahne vardır ki, yanında kaç exorsist, ne onüçüncü cumalar piknik gezisinde bir gün gibi kalır.


    (eowyn - 28 Kasım 2000 03:44)

  • comment image

    yaşı yetenler hatırlar, 80'lerde internetin olmadığı, elinizin altında bilginin hazır bulunmadığı zamanlarda bu film referans görevi görmüştü. birisi islamiyet'le ilgili birşey sorduğu zaman "çağrı'yı izlemedin mi?" denirdi. mustafa akad filmin böylesine bir misyonu üstlenecek hale geleceğini önceden hesaplamış mıydı bilinmez ama bunda oyuncu ve cast tercihleri önemli rol oynamıştır. filmin müslüman oyuncularca çekilmiş ikinci versiyonunun aynı etkiyi yapmaması da bunu ispatlar. anthony quinn'in hamza rolündeki müthiş performansı zaten aşikardır. fakat ebu süfyan rolünde michael ansara ve hind rolünde iren papas da en az quinn kadar iyi performans sergilemiştir. filmin müzikleri de olabilecek en ehil ismin eline bırakılmıştır ve maurice jarre, "çölü tanımadan çöl müziği yapamam" deyip çölde bir çadırda tek başına uzun zaman geçirmiş, ortaya bu soundtrack'i çıkarmıştır; soundtrack de film gibi başyapıttır. tek kötü tarafı, temaların işlendiği, bizdeki hicaz makamına denk gelen tonun türk milletine hicaz aralığını yanlış anlatması, kulakta yanlış kalan bu aralığı sonradan düzeltmenin epey zor olmasıdır. (teknik açıklama için özür) zira piyanodaki hicaz ile türk musikisindeki hicaz farklı duyulur.
    filmin orijinal seslendirme ve altyazı ile de izlenmesi tavsiye edilir. bilhassa hamza'nın aslan avından dönüşte, kabe'nin önünde müslümanları ezen ebu cehil'i görünce "he is the bravest man in the desert" diyerek ayar verdiği sahnenin tadı orijinal seslendirmede daha bir başkadır.
    nur içinde yat mustafa akad. gönlüne sağlık maurice jarre.


    (starker mann - 20 Şubat 2012 03:56)

  • comment image

    bu filmin insanların içine işlemesinin sebepleri -bence- şunlar:

    1. ebu süfyan çok iyi çizilmiş bir karakter. film boyunca değişimini izliyoruz; kafasındaki şüpheleri, düşman saflarındaki "doğrucu" tavrını... filmin sonunda bile hala o kuşkuculuğu sürüyor. onunla birlikte merak ediyoruz peygamber'in mesajını, adeta filmdeki "rasyonel ben" işlevi görüyor.

    2. zeyd bin harise, film boyunca biz sıradan insanlara mesajı anlatıyor. ve bunu harika bir sadelikte yapıyor.

    3. hz. hamza, filmdeki güçlü figür. onun geçmişine sünger çekip mücadele saflarına katılması, izleyicide bir motivasyon uyandırıyor.

    4. düşmanlık edenler çılgın ve karakteristik bir kötülük peşinde değil, neden karşı çıktıkları anlaşılabiliyor.

    5. ajitasyon dozu gerçekten de yerinde. çok daha fanatik bir film çekilebilirdi ki, islamcılığın altın devirlerinde yapıldı bu film, onu da düşünmek lazım...


    (cam irmagi tas gemi - 4 Temmuz 2012 23:52)

  • comment image

    daha onceden yazildiginin aksine soundtracki oscar filan almami$tir, zaten guzel olmalarinin gostergesi yahut tescili icin de buna gerek yoktur.


    (flagg - 12 Ağustos 2003 18:29)

  • comment image

    güzelim film. bunu 30'a bölüp her gün bir parçasını yayınlayalım diyen yönetici şimdi ne yapıyordur acaba? kim düşünmüşse şeytani zekası önünde saygıyla eğiliyorum. islam, islam olalı böyle zulüm görmedi. ebu cehil torunu mudur? nedir?


    (de nada - 14 Temmuz 2013 23:23)

  • comment image

    gereksiz bilgi: çağrı filminde ebu süfyan'ı seslendiren kişi mehmet ali erbil'in babası saadettin erbil'dir.

    gerekli bilgi: çağrı filminin yönetmeni mustafa akat, el kaide'nin düzenlediği bir bombalı saldırıda ölürken, filmin çekilmesi için hem ordusunu hem de topraklarını yapım ekibine bedava veren kaddafi, allahu ekber nidalarıyla linç edilmiştir.


    (parliament night blu ray - 27 Haziran 2014 21:21)

  • comment image

    hep önyargılı olduğum için şimdiye kadar dikkatli izlememiştim. biraz izleyince islam'ın ilk doğuşunun devrimci altyapısını ve günümüzde ne kadar dejenere edildiğini farketmek mümkün. ayrıntılı bir izlemeyle günümüze dair de çok ilginç saptamalar yapılabilir.

    hele bir sahne var ki çok acayip. bilal habeşi bedir savaşından önce peygamberimizin emirlerini savaşçı müslümanlara iletirken ağaçları kesmeyeceksiniz diyor. gerçekten böyle bir konuşma yapılıyor mu bilmiyorum ama bizim akp'liler bu sahneyi izleyince ne hissediyorlar çok merak ediyorum.


    (eseksudangelinceyekadar - 27 Haziran 2014 21:58)

  • comment image

    hz. muhammed'in hiç gösterilmediği, ama olay yerinde bulunduğu her sahnede, orada bulunduğunun tanımlayamadığım bir şekilde ifade edilebildiği filmdir bu. inceden bi ses efekti vardır ki, insana tuhaf bir güç duygusu verir izlerken. oldukça eski bi film olmasına rağmen, pek de aşılabilir olmadığını düşünüyorum.


    (shirak - 5 Ocak 2005 21:45)

  • comment image

    bu filmde peygamberin yuzu hic gozukmuyo.herseyi onun gozunden goruyoz.bi de bu filmi her ramazan otuza bolup oyle yayinlarlar tv de.hic bi bok anlamayalim diye...


    (gelerli - 9 Aralık 1999 11:38)

  • comment image

    islamiyetin doğuşunu en iyi anlatan ve belkide bu alanda tekel konumunda bulunan filmdir. müzikleri ise ayrı bir olaydır. özellikle mekke 'nin fethi sahnesindeki o muhteşem görüntünün arkasında çalan entry to mecca adlı parça tüyleri diken diken eder. islamiyet 'in yeryüzüne yayılışının hiç de kolay olmadığının bir işaretidir bu film.


    (luis alberto - 8 Mayıs 2005 21:58)

  • comment image

    kanımca en çarpıcı sahnesi 3 sahabe'nin peygamberin islama davet çağrılarını (bkz: the message) dönemin 3 imparatoruna (bizans, mısır, iran) götürürken çölde dörtnala gitmeleri olan filmdir. o sırada arkada çalan müzikle beraber insan duygulanır, zira çölden çıkan sıradan bir insan dönemin en güçlü insanlarına peygamberliğini tanımaları için davet yollamaktadır, inanılır gibi değil.


    (disconnect - 3 Ağustos 2005 16:17)

  • comment image

    mekkelilerin kendi aralarında hz. muhammed'in kadınlara ve hayvanlara tanıdığı hakları tartışırken aralarından birinin ağzından dopdolu bir "allah kahretsin" kaçırdığı film. gerçi bu daha çok bizimkilerin çevirisiyle ilgili de olsa ilginç bir ayrıntı. zaten filmin sonuna doğru eleman hak yolunu bulduğundan çok da önemli birşey değil, allah söyletti der geçeriz.

    bir de çölde tek başına aslan avlayan hz. hamza'nın ilk göründüğü sahnede anthony quinn'in atı üstünde bir gelişi vardır ki, akıllara ziyan. bir kere çekilebilecek; senaryosu, oyunculuğu ve müzikleriyle kusursuz bir film.


    (keyifadami - 30 Ekim 2005 15:52)

Yorum Kaynak Link : the message