Süre                : 1 Saat 46 dakika
Çıkış Tarihi     : 26 Aralık 2002 Perşembe, Yapım Yılı : 2002
Türü                : Drama,Komedi
Taglar             : fahişe,Beğenilenler
Ülke                : Hong Kong
Yapımcı          :  Applause Pictures , Panorama Entertainment
Yönetmen       : Leung Chun 'Samson' Chiu (IMDB)
Senarist          : Leung Chun 'Samson' Chiu (IMDB),Matt Chow (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Sandra Kwan Yue Ng (IMDB), Eric Tsang (IMDB)(ekşi), Eason Chan (IMDB)(ekşi), Hin-Wai Au (IMDB), Alfred Cheung (IMDB)(ekşi), Kwok-Ping Cheung (IMDB), Mo-Chan Chik (IMDB), Jun Hu (IMDB)(ekşi), Andy Lau (IMDB), Wai-Kai Law (IMDB), Tiffany Lee (IMDB), Tony Leung Ka Fai (IMDB), Kim-Wah Ng (IMDB), Kristal Tin (IMDB), Chapman To (IMDB), Irene Tsu (IMDB), Felix Wong (IMDB), Mei-Yin Wong (IMDB)

Gam gai (~ 101 sztori a szexrol) ' Filminin Konusu :
Gam gai is a movie starring Sandra Kwan Yue Ng, Eric Tsang, and Eason Chan. After his attempted robbery runs aground, a thief takes a shine to his would-be victim -- a charming prostitute -- who begins to tell him her life story.


  • "tersten okunuşu için bana (bkz: )peşin edit: evet iğrencim ve yeni farkettim."
  • "kage bunshin no jutsuyu o kadar çok kullandı ki izleyerek öğrendim. şu an evde 8 kişiyiz."




Facebook Yorumları
  • comment image

    zamanında buraya "mangasının daha iyi olduğunu söylüyorlar" gibisinden boş bir laf etmiştim, yakın bir zamanda seriye başlayıp burayı editleyecektim ama baya geç kaldım, itiraf ediyorum kardeşim bu entryi parselledim yalan yok bizde. deliğaanlı adamız biz bi lafı olan varsa çıksın garşıma alnını garışlayım. yaklaşık bir yıldır arşivimde duran bu animeye uzunluğundan korkarak devamlı başlamak istemiş başlayamamıştım. çok büyük hata etmişim zira başlamamla bitirmem bir oldu.

    öncelikle şunu söyleyeyim, geçen zaman zarfında anladım ki bir serinin animesini ve mangasını karşılaştırmak sütle yoğurdu karşılaştırmak gibi birşey. "süt mü daha güzel yoğurtmu?". "ayva mı daha güzel patlıcan mı?" dan pek bir farkı yok sanırım. ha güzel bir yoğurt için güzel bir süt gerekiyor. sen güzel sütü iyi mayalayamazsan güzel yoğurt elde edemezsin o da ayrı mesele. neyse zaten öğle arası karnım da aç kapatıyorum meseleyi. sonuçta animeyle mangayı karşılaştırmak saçmalık.

    ne diyorduk? evet naruto.. gerçi son dört gündür aklımda başka bir konu yok. animesever olduğumu iddia edip hayatımda 10 bölümü ardarda izlememiş olan ben şu son üç günde 92 bölümlük bir seriyi tamamladım ve otakuluğun ne olduğunu kavradım. evet.

    peki neydi beni naruto'ya bu derece bağlayan? kesinlikle birçok animeden farklı olan ve türlü zeka pırıltılarıyla süslü konusu ve standartların üzerindeki animasyonu. üçüncü önemli neden ise birbirinden bağımsız konusu olan tek bir bölümün bile bulunmaması. naruto 92 bölüm boyunca hızını hiç kesmeyen ve devamlı gelişip budaklanan bir konuya sahip. bu tür uzun animelerde genelde seriyi uzatmak amaçlı yapılan ve bir bölümde başlayıp biten hikayelere bolca rastlanır. ancak naruto'da bu şekilde bir bölüm bile yok ve sekseninci bölümdeki hikayenin altyapısı taa onuncu bölümden başlayabiliyor. inanılmaz.

    naruto'nun yaşadığı dünya nasıl bir dünya? geniş ormanlarla kaplı bir dünyanın içine serpilmiş köy ve kasabalardan kurulu. konumuz bu kasabalardan biri olan kum kasabasında geçiyor. bu dünyada alabildiğine fazla ve çeşitli ninjalar bulunuyor. ninjalıkla ustalaşmış zeki çevik ahlaklı ve master yoda karizmasındaki insanlar tarafından yönetiliyor bu kasabalar. kasabalarda ninja okulları önemli bir yer tutuyor çünkü asayiş eğitim gibi hizmetler buradan mezun olan ve anbu adı verilen ninja grupları aracılığıyla yapılıyor. ninjaların kademeleri var, genin-chunin gibi. ki ilk bölümde naruto genin bile değildir. konunun geçtiği zaman ise günümüz zamanı sayılabilir. telefon-elektrik-televizyon gibi aletlerin bulunması buna delil ancak bu tür şeylerin üzerinde pek durulmuyor. yani şu ana kadar ne elinde bir tabanca olan ne de arabaya binen birini gördüm. bu arada evet hiç araba yok bu memleketlerde. millet paso yürüyor.

    ayrıca bu dünyada çeşitli ve köklü ninja aileleri var. ninja yeteneklerini kuşaktan kuşağa aktaran bu klanlar konuyu zenginleştiriyor. her ninjanın kendine özgü ve genelde doğumda veya çocuklukta edindikleri dövüş stili ve ninja yetenekleri var.

    kahramanımız uzimaki naruto ise 13 yaşına kadar ailesiz, kendisine belediyenin baktığı bir yetim. ancak onu baş aktör yapacak olan büyük bir özelliği var. o doğmadan önce konoha kasabasına musallat olan 9 kuyruklu devasa tilki canavarı öldürülemediği için yeni doğan bu çocuğun içine hapsediliyor. ancak bu yaratıkla mücadele eden köyün ileri gelenleri (ki kendilerine hokage deniliyor) bu mücadele sonrasında ölüyorlar. 4 hokageden üçü ölüyor ancak üçüncü hokage hayatta kalarak köye bilgelik aşılamaya devam ediyor. naruto köydeki birçok insana ölümler veren ve bir çoğunu acılar içinde bırakan içindeki bu canavardan ötürü devamlı dışlanan bir tip. bundan ötürü kendini kanıtlama çabasına girmiş ve bu azimi bütün seri boyunca naruto'nun nasıl geliştiğini görmemizi sağlıyor. karizma yoksunu saf tipli, tembel ama azimli bu çocuğun içindeki şeytanın gücünü nasıl kullandığını görünce gözlerinize inanamıyacak, nefesinizi tutarak koltuğa yapışacaksınız.

    animasyon: anime deyince akla gelen ilk şey animasyon tabiiki. ilk 3-4 özürlü bölümü atlarsak naruto'nun animasyonu mükemmel. bazı bölümler anime filmleriyle bile yarışacak derecede ancak bu bölümler hokagelerin dövüşü gibi çok özel sahnelere tanık olduğumuz zaman ortaya çıkıyor. naruto'nun standart animasyonunun tam olarak 17. bölümde başladığını söyleyebilirim. genel itibariyle parlak ve canlı renklerin kullanılmasının yanısıra renk uyumu çok iyi kullanılıyor. harika karakter tasarımları da cabası.

    müzik:(böyle başlıklara parçalamak daha güzelmiş) naruto'nun birinci başlangıç(rocks) ve ikinci bitiş müziğini atlarsak açılış ve kapanış müziklerinin mükemmel olduğunu söyleyebilirim. pop'dan rap'e kadar çok çeşitli müzikler var ki "cultivate your hunger" diye başlayan ve japon abimizin karnından söyleyerek yaptığı ingilizce müzik yorumunu sağda solda söyler oldum. ikinci açılış müziği ise aşırı gaz. ben böyle gaz giriş görmedim valla. soundtracklere değinmeyeceğim zira adamlar sırf bir dövüş için bile soundtrack bestelemişler.

    seride flashbackler önemli bir yer tutuyor ve oldukça fazla kullanılıyor. gizemli karakterlerin kişilikleri ve geçmişleri hakkında bilgi edindiğimiz bu flashbacklerin bazen 3 saniyelik bir yumruk arasında 10 dakika boyunca sürenleri var, yıllar önce tsubasa ile tanıştığımız bu tekniğin ne kadar geliştiğini gözler önüne seriyor. bu flashbackler dövüşü biraz uzatıyor ancak şunu da söyleyeyim hiç bir dövüşün 3 bölümden fazla sürdüğünü görmedim. konunun sürekli olmasından ötürü 8 hatta 15 bölüm süren hikayeler var tabi ancak 10 bölüm süren süpastik uçuk dövüşlerin bulunduğu, bir yumrukla bir adanın yerle bir edildiği dragolball z ile karşılaştırmanın saçma olduğunu düşünüyorum. spincrus gibi bir eksperin böyle bir şey yapmayacağını biliyorum ancak sayesinde böyle insanların varlığını da öğrenmiş olduk.

    serinin beni en sinir eden tarafı ise sakura denen şabalak mizaçlı kıza aşk-duygusallık teması yüklenmesi ve aşk üçgeninin geniş açılı köşesine konulması. envai ninja yeteneğinden yoksun olan ve narutonun yazıldığı kız olmasa figüran olmaktan öte gidemeyecek olan ve her ortaya çıktığında hareketleri ile beni fitil eden bu kızın saçlarını kökünden yolasım geliyordu, şu an biraz rahatım*. narutoyu izlerken bazen gülmekten bazen hüzünlenmekten gözlerimden yaşlar geldi ancak bunda asla sakura dangalağının rolü olmadı. (spoiler vermemek için neye hüzünlendiğimi söylemiyeceğim ama zabuza olmadığını belirteyim)

    serinin en hoş yanlarından biri de karakter zenginliği. yine spoiler olmasın diye çoğu karakteri atlayacağım ama bu zenginlikten bir tadım alalım:

    naruto: biraz önce bolca bahsettik ancak ek olarak naruto kendini dünyaya kanıtlamak için hokage olmayı hedeflemiş, neşeli mizaçlı hiç bir şeyi kafasına takmayan baş karakter.

    sasuke: naruto'nun grup arkadaşı. bu arada gruplardan bahsedelim biraz. ninja okulunda genin olmaya hak kazananlar üçlü gruplar altında toplanarak başlarına anbu grubundan yetenekli bir sensei verilir. bu sensei grup elemanlarının yeteneklerini geliştirmekle görevlidirler. sasuke ise naruto grubunun en yetenekli, en cool elemanıdır. kızlar peşinde dolanır ama o yüz vermez. naruto'dan her zaman daha iyidir ve devamlı münakaşa içindedirler. hayatını bir kişiyi öldürmek için adamıştır.

    sakura: osuruk beyinli kıl tipli ve hiçbir yeteneği olmamasına karşın naruto'yu sürekli paylayan bir tip. olmasa daha iyiydi diyesim geliyor. narutonun aşık olduğu kızdır ancak naruto'ya yüz vermez. kendisi sasuke hastasıdır.

    kakashi: karizmanın diğer adı. vurdumduymaz hareketleriyle dikkat çeken ancak etrafındaki her hareketi en ince ayrıntısına kadar hesaplayan , naruto-sasuke-sakura üçlüsünün sensei'si. sol gözü ve ağzı devamlı kapalıdır. sol gözünün kapalı olma sebebini öğrendik ancak ağzı neden kapalı hala merak içindeyim. sol gözündeki sharingan ile bütün teknikleri kopyalayabilen hatta bunu rakibiyle aynı anda yapabilen bu yüzden kopya ninja olarak adlandırılan kişi. mük-kem-mel bir tipleme.

    shino: böcek çocuk. içindeki chakrayı böceklerle yem olarak paylaşmasına karşılık böceklerin yardımını almaktadır. vücudunun içinde böcekler besleyerek bunlarla inanılmaz teknikler uygulamaktadır.

    rock lee: rokku rii.. anadolunun bağrından kopup gelen muazzam kütle. bağrı yanık ninja. kalın kaşlarına zeytin gözlerine yandığım dövüşcü. sensei'sine "neden benim hiç özel yeteneğim yok" diye sorduğunda "senin özel yeteneğin azimle zçmak duvarı delmek" cevabını alan kişi. tipi kayık karizma. ben sana hiçbişey demiyorum.

    gaara: bir animede bu kadar çok karizma olur mu ya. kaşsız bir insan düşünün. ve ne kadar komik olacağını. ama gaara bunun tam tersini ispatlayacaktır size. gözlerinin etrafındaki siyahlığın içinden şeytanice bakacaktır size. alnındaki kanji aşk manasına gelir ve bu sadece kendini sevdiğinden ötürüdür. sırtındaki devasa balkabağındaki kumlarlı istediği şekle sokabilme yeteneğine sahiptir.

    size neji'yi hinata'yı iruka'yı zabuza'yı haku'yu gai'yi jiraiya'yı orochimaru'yu da tanıtmak isterdim ama en iyisi izleyerek tanımanız. naruto ilk bölülerdeki yavaş temposuyla sizi aldatmasın, ileriki bölümlerde hızına ayak bile uyduramayacaksınız. an azından bir 30 bölüm izleyin derim. aslında 80 e kadar izlemeden narutoyu tam olarak tanımlayamazsınız ama neyse. en sevdiğim animeler listesine tüm zamanların en yüksek yeni girişini yapan bu serinin her yeni bölümünü merakla bekler oldum. şu anda elimde 44 bölüme kadar fma var, biraz kendime geldikten sonra hemen başlayacağım, bakalım narutonun arkasına nasıl gidecek.


    (battuta - 22 Ağustos 2003 01:25)

  • comment image

    --- spoiler ---

    bu kadar güçlendikten sonra madara'nın sonunun kendi kibiri olacağı, shounen tanrıları tarafından belirlenmişti zaten. ama bunu gidip madara'ya, rikudou sennin'in eşyalarını "ptüf" diye tükürterek yapmasaydın iyi olurdu be kishimoto.

    ---
    spoiler ---

    hayır bi' de bitircem diyor seriyi. yahu madara'yı godmode'a soktun. kendin itiraf ediyorsun, nasıl yeneceklerini ben bile bilmiyorum diye. gel bu madara, tsuki no me'yi yapsın. bizimkilerin bu genjutsu'dan kurtulmasını konu alan bir arc daha çiz. hatta beri gel:

    ---spoiler---

    madara abimiz hayvani genjutsusunu yapmış olsun. tam o sırada sasuke ve naruto da ölümden kurtarılmış olsun. hatta sasuke'yi kurtaranı gizli tut, böyle "shinobi dünyasının kaderi senin ellerinde" minvalinde açıklamalarla canından can versin. neden? çünkü meğersem sasuke'mizde eternal mangekyou sharingan olduğu'çün genjutsudan etkilenmiyormuş bi de çünkü abisi onu her şeyden çok sevmiş zamanında ve de vay efendim gözleri nasıl da karaymış... bir bahane bul işte. hal böyle olunca bu sasuke'miz de kaçak ninja olarak shinobi dünyasını kurtarmak için badass bir role kavuşsun. o ergenliği bi indirsin önce. naruto kardeşini bulsun "güç senin içinde naruto, sen seçilmiş kişisin" desin. narutocuğumuz başta bunları takmasın. neden? çünkü genjutsu-rüyalar aleminde hokage çocuğu, şımarıklık almış yürümüş. konoha'da kaldırmadığı kunoichi kalmamış olsun. azcık bi' gün yüzü görsün lan bu çocuk! öhöm, sakinim.

    neyse gel zaman git zaman sasuke'ciğimiz bir yandan madara'yı alt edecek yollar ararken bir yandan da kaçak göçek bir şekilde naruto'yu ikna etmeye çalışsın. mesela naruto orgy'den sıkılıp balkona çıktığında yakalasın, "follow the white rabbit" desin . tam naruto "sen de kimsin" diye sorduğunda ptuff! kaybolsun, anbu gelsin "naruto-sama, iyi misiniz", içerden hinata "hadi naruto-kun, nutella soğuyor" diye seslensin. naruto da yıllardır* içindeki boşluğun sebebini bu gizemli ninjada bulmaya çalışsın. narusasuke yaoicilerine de gün doğsun.

    naruto, arkadaşlık ve sevgi gibi öeh kavramlarla will of fire'ı bulsun, shounen çok yaşasın. azcık da yıllar geçsin, savaş esnasında power-up almak yerine çalışıp güçlensinler. ninjalığın tüm sırlarına vakıf olup vatanına milletine faydalı birer delikanlı olsunlar. bıktım naruto'nun kadın tarafından seslendirilmesinden. bu sırada madara da yaptığı hayvani genjutsu nedeniyle azcık güçten düşsün, şartlar eşitlenmiş olsun. naruto ve sasuke de kardeş kardeş yensinler madara abimizi. bozsunlar genjutsuyu, gerçek hayata dönsünler, arka planda da sad but true çalsın.

    bi de hani sasuke'yi kurtaran gizemli abimiz vardı ya, kendini feda edip. o da babasının space-time jutsularını ilerletmiş, gelecekten gelen naruto-kun'umuzdan başkası olmasın. aslında shinobi dünyasını o kurtarmış gibi olsun, paradokslarda kaybolalım. bu hareketiyle de yeni nesil legendary sannin'lerden biri olarak hokagelik hayalini panpası sasuke'ye bıraksın, bizi gözyaşlarına boğsun. çünkü bütün bunlar zamanında madara uchiha'yı hokage yapmadılar diye oldu. zırlak uchiha'lar...

    ---
    spoiler---

    sonunda bana fan-fiction da yazdırmış mangadır efenim.


    (safsatr - 14 Şubat 2014 03:17)

  • comment image

    bu hafta sonu 9 aylık yeğenime izlettim bunun bir bölümünü. sevdi velet: introda başını salladı, naruto'ya güldü, sasuke'yi sevmedi, sakura'ya bir tepki göremedim, kakashi'yi anlamaya çalıştı bayağı.

    tamamdır bu iş hanımlar beyler! anasının babasının haberinin bile olmadığı bu animeleri ben izleticem ona. patates suratlı pepee ile büyümeyecek bu çocuk! önce naruto ile başlarız 10-12 gibi. az daha büyüyünce kenshin death note derken...

    oldu bu iş!


    (in pyjamas - 7 Nisan 2014 13:55)

  • comment image

    --- spoiler ---

    naruto, yahiko bedenli pain'i babadan kalma rasenganla yenmeden önce "give up to trying make me give up!" cinsinden bir cümle kurmuştu. sasuke denen ergen/emo'ya da aynısını yapsın istiyorum. fuuton rasenshuriken fırlatsın, ne bileyim "alo oda servisi mi oodama rasengan ahahaha!" diyerek chou oodama rasengan vursun kafasına. her hücresine ayrı ayrı eziyet etsin istiyorum. ama bu kadar gore bir insan olmadığını bildiğimden telefonun başında çaresiz bekliyorum; ama çalmayacak biliyorum...

    ulan allahın yok mu senin sasuke!

    ---
    spoiler ---


    (delimanyaa - 13 Eylül 2014 09:31)

  • comment image

    ya bu amk kishimoto'su bir ciğerimizi soğutamadı ya sinirden kendimi sikicem.

    --- spoiler ---

    ulan biz naruto sasuke'yi haldır huldur dövsün diye bekledik yıllarca lan! ağzını yüzünü şöyle doyasıya siksin, sen gene happy ending yapıyosan ondan sonra yap diye bekledik. naruto'nun mağlubiyetiyle biten ilk dövüşte bile sasuke'ye ağız burun daldığı bi bölüm vardı. orgazm olmuştuk resmen orada. şimdi yıllardır beklediğimiz dövüş gelmiş, sürekli birbirine denk jutsular atıyolar birbirlerine. çakralar bitiyor birbirine denk dövüşüyorlar, bir de üstüne ara ara sasuke üstünlüğü ele geçiriyor. şimdi bir şekilde naruto bu dövüşü kazansa bile tatmin etmeyecek artık beni. senin ben sıfatını, sasuke aşkını sikeyim kishimoto. 28 yaşında adamım, manga için bu kadar sinirlendirebiliyorsun beni!
    ---
    spoiler ---


    (matheas - 23 Ekim 2014 16:10)

  • comment image

    --- spoiler genel ---

    - naruto en iyi serilerden biri olmasa da uzunluğuyla alakalı olarak iyi kotarıldığını onaylayabiliriz. bozulma ise pain - naruto savaşından sonra başladı. kendi içinde klişeler yarattı serimiz. kishi seri boyunca pek az kişinin kötülüğü birebir temsil ettiğini ifade etti. hatta hayır, onların da içinde yatan kötülüğün sebeplerini seri takipçilerine sorgulatmayacak kadar meşguldü. (hidan, kakuzu, deidara vs.) kötücüllüğe dair oluşan kanallar hep aynıydı. star wars dönüşümünü andıracak şekilde, fazla sevgiydi bu adamları kötü yapan. e peki, madara kardeşinin kaybını karşılamayacak acı doluydu da niye hashirama'ya yanaştı. bilakis orochimaru. neydi bu adamın tam olarak nefretinin kaynağı köye? keza sasuke. daha pek çok olay ve isim sayılabilir. ancak genellikle bu sevgi klişesi ile sağlamaya çalıştığı tematik bağ kishi'nin özellikle son 1-1.5 senedir inandırıcılığını yitirmesini sağladı.

    -klişelerden devam edersek naruto'nun alamet-i farikası talk no jutsu ile devam etsek yeridir. ancak bu konu yerebileceğim bir mesele değil. zira kishi'nin seri takipçilerine naruto konusunda aşıladığı şey onun bitmek tükenmeyen inadı ve insanlara olan inancından ziyade, naruto'nun kendisine olan inancıydı. yani insanları değiştirebileceğine yönelik duyduğu umut. ayrıca talk no jutsu'ya maruz kalan ninjaların hepsi kararsızlık içinde kalan shinobiler. pain (nagato), obito, zabuza... tabi bilirsiniz ki bu listede uzar gider. iyi ki madara'ya bulaşmadı en azından.

    bir diğer klişe olayımızdan bahsetmeden geçemiyciğim, nesillerin sürekli birbirlerini kopyalayıp durması. sürekli bir döngüye tutturulan nesiller hep aynı olayları yaşayarak, ki bunu da yapmaları zorundaymış gibi sunulması ise ayrı bir olaydır. neredeyse her manga sayısında vardır bununla ilgili bir durum, kaçırmayın bakın. 700. sayıda bile adam naruto'nun oğlu vasıtasıyla bu konuya değindi (la oğlu da çok tatlı, bal gibi yanaklar hhaha)

    -karakterlere gelelim. bir kere kimse kusura bakmasın serinin en iyi karakteri itachi uchiha'dan başkası değildir. tabi gerçekliği en az olan karakter de odur. itachi uchiha karakteri tamamen kökleşmiş bir klanın iyice itilmeye başladığı dönemde doğup gelişiyor. ancak bu adam nasıl tüm o şeyleri yapıyor, yani bir insan klanı salla; aile ve köy arasında tercih yapmak zorunda bırakılıp nasıl ailesini iter, sadece kardeşim kalsın diyerek. yani normal şartlarda bu adamın sasuke dövüşündeki gibi psikopat başlayıp psikopat bitirmesi gerekiyordu seriyi. her şeyi planlayan, savaş stratejisi tüm karakterlerin önünde olan itachi köy kursun gider yaşarım arkadaşlar. shinobi oluruz fena mı. itaçiii

    diğer taraftan ise ım, belki de gerçeklikten bütünüyle kopuk olması da onu sevdiriyor olabilir. tüm o baskıya dayanabilmesi, acısını gözlerine dökülen yağmur damlalarına boşaltması.

    naruto ise bildiğiniz gibi velet. sarışın, tatlış filan. hinata ile olan evliliğine sevindik, ailecek ev ziyaretine gideceğiz. tüm o inadıyla, asıl aşık olduğu kişinin saske olduğunu hep içinde saklamasıyla adsfgh. bizimkisi bi aşk hikayesi
    sasuke ise kishi tarafından serinin takipçilerinin önüne atıldı resmen. adamı karaktersiz kılan, yer yer şerefsizlik yaptıran kimi zaman da duygusuz bir pislik haline getiren mangakamızın sıçtığı karakterdi uchiha sasuke. bizim geri zekalı fangirl, fanboy topluluklarımız 'aayyıhhh bu ıdım saske'yi çoohk kayırııooo' dese de aslında sasuke, çabaları bölümlerce gözümüze sokulan naruto'nun aksine geri planda bırakıldı. adamın güçlenişine tanık olamadık. oldu olacak animenin adını değiştirin diyenler de bence suyu sıcak içsinler. yeterince inanıp, nincaa antremanlarını düzgün yaparlarsa onlar da konohagakure'yi göreceklerdir.

    sevgili mangakamızın asıl kayırdığı karakter ise kakasi'den başkası değildir tabi ki. beleş sharinganı olmasa sirklerde shinobilik yapacak bu adamın sırf fanları memnun etmek için 6. hokage yapılması ise ayrı bir saçmalıktır. evet son bir senede bu karakterin tüm saçmalamaları bana batar oldu. eğer sona kalsaydı inanılmaz savaş dehasıyla kaguya'yı yenebilmesi muhtemeldi. anlamadığım nokta şu, kakashi'den nefret etmek zorunda değildim ben, bunu da yaptığı saçmalıklarla kishimoto sağlıyor tabi. jiraiya gibi bir karakteri bir çırpıda harcarken bu adamın bata çıka nefes alması geleceğimiz adına (asdfg) umutsuz durumlara sokmaktadır bizleri. (kakaşi severler küfürleriyle mesajlarımı yeşillendirebilir. çok eylenirim.)

    jiraiya harcanan karakter arasında, itachi ile birlikte seride en büyük etkiye sahip olan iki karakterden biridir. düşünsenize, naruto'nun isim babası bu adam. nagatogillerin akademisyeni. sapık. abaza. canımız ciğerimiz. o da itachi gibi bir çok şeyi öngörmüştür. ancak kendileriyle alakalı asıl üzüldüğüm meseleye sonra değineceğim.

    minato ve pain gibi karakterler de seriye gizemleriyle can katan, kendileriyle ilgili olarak hep eksik bırakıldığımız karakterler olarak kaldılar. yine de derin bir iz bırakmayı başardılar tabi.

    - evet. naruto'daki en önemli mevzu asıl akatsuki ile başlıyor. plansız bir biçimle çıkardığı bu örgütün emellerini sürekli değiştiriyor mangaka teeaki örgütün son demlerinde ortaya çıkmaya başlıyor asıl mevzu. kılık kıyafetleri, davranış biçimleri ve tabi ki teknikleriyle shippuden'i iyi bir noktaya taşıyan araç bu örgüt oluyor.

    - serinin zirvesi ise jiraiya ve pain ile başlayan, itachi uciha - sasuke ve pain- naruto dövüşleridir. bu bölümler serinin en duygu yüklü bölümleri olmakla birlikte seriye can katan en önemli iki karakterin ebediyen arenadan çekilmesi anlamına geliyordu. jiraiya ve itachi bu serideki bir çok temel olayın gelişimine etki eden iki karakter olduğunu tekrardan belirtme ihtiyacı hissediyorum. ve seri biterken üzüntümün temel kaynağı yine bu ikili. son zamanlarda hiç atıfta bulunmadığı jiraiya ve köy için hayatını kedere bulandıran itachi, o hokage heykelleri arasında olabilir miydi, en azından onların mezarlarını (hadi cirayenin mezarı yok) onlara adanmış bir anıtı ziyaret edilemez miydi?

    kusura bakmasın kimse naruto'da hokkkkageyim ben diye gezsin ortalıkta. tıfılını heykellerden indirsin.

    -manga serisinden anime serisine geldiğimizde ise müzikleri mükemmel bir seri idi. hakikaten filler ile bizden orantısız kan alınsa da, naruto ve shippuden serilerindeki müzikler gerçekten çok başarılıydı. özellikle shippuden serisinin daha karanlık müzikleri içerik ile mükemmel bir uyum içindeydi.

    sona erdi, tabi bir ukde kalmıyor değil insanın içinde. zira hepimizin görmeyi dilediği farklı şeyler vardı ancak çizer amcamızın oğlu değil. olsun.

    ninja dünyasını yüceltmekten ziyade buradaki bozuklukları ortaya seren bir eser bıraktı kishimoto. damağımıza çaldığı o güzel karakterler özlenecek.

    1999'dan günümüze kadar uzanan serinin özeti sevgili dostlar; http://www.naruto.com/j/countdown/

    ve serinin en karizma anları;

    deidara vs itaçççiiii

    asdhuadha

    itachi vs saskee

    görsek fena mıydı şu sahneyi? ha!!!

    felsefe dersleri

    saske vs itaçi

    akatsuki

    [http://i.hizliresim.com/2q0lja.png bi kaç efsane arasına şey eden ilgisizler :/]

    ağıt, boğaz düğümlenmesi, gözyaşı, küfür

    selam, biz geldik

    bu an, telefonumda, zihnimde. daha güzel bir görsel yok, ııh

    meb kadrosu ^^

    sonuç olarak itaçi uciha diyorum; ben fan değilim arkadaşlar, adam karizma adsfgh

    düzeltme: hobi olarak spoiler şeysini unutuyorum arkadaşlar.

    not-1: anlaşılan o ki bu entry defalarca düzeltme alacak, bi 15 sene düzeltip dururum az mı a dostlar. bu kez 99 dan günümüze naruto linki ile tazelenmiştir.

    not-2:(bkz: beat lee), kakashi'ye çok haksızlık ettiğimi ifade etmiş. özellikle naruto ve sasuke'nin eğitimine - kişiliklerine dair yaptığı katkıları hatırlattı bana, kendisine teşekkür ediyor ve uyarılarına kesinlikle katılıyorum ancak 1- 1.5 senedir kakashi'den yaka silktim, kendisini yine de severiz tabi ki.

    not-3 (bkz: #46897234) (iki entryi peş peşe okuyabilenler novella okumuş sayılacak)
    --- spoiler genel ---


    (superbi - 7 Kasım 2014 11:59)

  • comment image

    serideki bütün karakterlerin, isimlerin, jutsuların ve olayların shintoism'den alıntı veya kurma olduğunu söylemekte yarar var. örneğin sıkça kullanılan amaterasu, tsukuyomi ve susano'o veya az kullanılsa da izanagi ve izanami gibi jutsular, shinto'dan gelmektedir. açıklayacak olursam; japon mitolojisinde, amaterasu, güneş tanrıçasıdır ve susano'o (fırtına tanrısı) ve tsukuyomi (ay tanrısı) adında iki kardeşi vardır.

    amaterasu, susano'o ve tsukuyomi; izanagi, izanami'yi yeraltı dünyasından (yomi) kurtarmaya çalıştıktan sonra*, kendini arındırırken dünyaya gelmiştirler. izanagi sol gözünü yıkadığında amaterasu, sağ gözünü yıkadığında tsukuyomi ve burnunu yıkadığında susano'o doğmuştur.

    benim gözlemlerimden biri, sağ/sol göz olayının jutsu kullanımında da yer etmesi. örneğin itachi ve sasuke amaterasu kullanırken gözleri kanıyor. sasuke'de sol göz kanarken, itachi'de sağ göz kanıyor. gözümden kaçmadı, hmm.

    tsukuyomi konusunda, itachi'nin kullandığı bir jutsu ve sol gözüne büyük stres koyuyor. japon mitolojisinde, amaterasu (izanagi'nin sol gözünden doğma), tsukuyomi'yi (izanagi'nin sağ gözünden doğma) kötü bir tanrı olarak gördüğü için ondan büyük acılar çekerek uzak durduğu söylenir. belki de itachi'nin tsukuyomi kullanırken sol gözüne stres uygulanması bu yüzdendir. ayrıca, tsukuyomi, zamanın geçişini kontrol ile de ilişkilendirilebilir ve bu da tsukuyomi gibi bir genjutsunun üstünde uygulanan kişinin zaman geçişini algılama yetisini nasıl kontrol edebildiğine dair bir ipucu olabilir.

    başka bir örnek ise, tobirama ve 4. hokage'nin kullandığı flying "raijin" jutsu, raijin'e yapılan bir göndermedir. raijin, izanagi ve izanami'den doğma, yıldırım ve fırtına tanrısıdır.

    izanagi ve izanami doujutsuları* da shinto kökenlidir. izanami, izanagi'nin karısıdır. ateş tanrısını (kagu-tsuchi) doğururken ölmüş ve yeraltı dünyasına nakledilmiştir. bu duruma katlanamayan izanagi, izanami'yi kurtarmak için yeraltı dünyasına gitmiştir. fakat oradayken karısının kurtlarla kaplı suratıyla karşılaşır çünkü karısı yeraltı dünyasında ona sunulan yemeği yemiş ve yeraltı dünyasından çıkamayacak hale gelmiştir. izanagi, izanami'yi kurtaramayacağını anlayınca ve karısının da o halini görünce, yeraltı dünyasından koşa koşa çıkmış. izanami ağlayarak raijin'e, izanagi'yi geri getirmesini ve eğer izanagi yeraltı dünyasına gelmezse, her gün "1000 kişiyi öldüreceğini" söylemiş. izanagi de haliyle sinirlenmiş ve o da her gün "1500 yaşam vereceğini" söylemiş.

    örneklerimiz bununla da bitmiyor. itachi'nin sasuke'yi orochimaru'nun curse'ünden kurtarmak için ölmeden kullandığı totsuka blade, izanagi'nin veya susano'o'nun kılıcı aslında.* neden "veya"? çünkü birçok deity bu tür bir kılıcı bulunduruyor. naruto ile ilgili olarak, totsuka blade, susano'o ile amaterasu arasındaki bir yemine işaret eder. amaterasu, kılıcı susano'o'dan alır ve 3 parçaya böler. bölünen parçalardan 3 tane tanrıça yaratılır.* diğer bir totsuka blade, izanagi'ye aittir ve onu oğlu kagu-tsuchi'yi* öldürmek için kullanır, çünkü kagu-tsuchi'nin doğumu, annesi izanami'nin ölümüne sebebiyet vermiştir. kagu-tsuchi, bilindiği üzere sasuke'nin amaterasu/alev-kontrol tekniğidir.

    son olarak, sasuke'nin kılıcı "sword of kusanagi" (grass-cutter sword), susano'o'nundur ve o kılıçla kushinada-hime'yi, yamata-no-orochi'den* kurtarmış ve kushinada-hime ile evlenmiştir. ekstra ekleyeceğim yorum da, mikoto ve kushina benzeri isimlerin kesinlikle bir şekilde shintoism ile bağlantılı olduğunu düşünmemdir.

    kısacası, söylenebilecek bir sürü şey daha var ama shintoism ve/veya naruto ile ilgili sorularınız varsa sorun, seve seve cevaplarım. eğer naruto'yu sevdiyseniz, shintoismle bağlantılarını görmek sizi daha da şaşırtabilir. ben şaşırdım doğrusu.

    kishimoto'dan ne kadar nefret etsem de storyline is very strong with this one (except for character development and conclusion, tabii).

    not: sasuke ve naruto'nun elindeki güneş ve ay şekilleri bir tür yin-yang sembolizasyonudur. özellikle evli çiftlerde, evli çiftlerin birbirinin zıt versiyonları olduğuna ve aynı zamanda da birbirlerini tamamladıklarına inanılır. yani, bu inanca göre, sasuke ve naruto evliler. naruto'nun son chapter'ı (700. chapter) bunun için bana göre storyline'a ve fujoshi'lere tamamen ihanet ve hakarettir, para kazanmak için yapılmış ucuz bir harekettir.

    not2: naruto'nun budizm'den de rahatça etkilendiğini söyleyebilirim çünkü naruto 700 chapter sürdü, naruto 7. hokage oldu. budizm'de "7" sayısı yaşamdan ölüme geçişi simgeler, yani tamamlanmayı.

    mindblown, huh?


    (moshimoshisena - 17 Şubat 2015 22:27)

  • comment image

    bu 1664. entry. hepsini okudum her hafta yeni manga çıktığında. manga bitti evet. nerdeyse 10 yıldır sürekli takip ettiğim, okyanuslar kadar geniş mitolojik derinliğinde teoriler kurmaktan usanmadığım bu muhteşem manga bitti. felsefik altyapısı bu hayatta kişiliğimin oluşmasına en çok katkı yapan eser oldu. savaş ve nefret konularında hayatım boyunca bu mangadan öğrendiklerimi uygulayacağım sanırım. belki ütopya ama evet, will of fire sonsuza kadar içimde kalacak. ilk okumaya başladığımda 20 yaşında falandım. şu an 30 oldum ve bu manga benim için hep en güzel şey olacak.

    sonu falan artık geçelim bunları. herhalde bir daha yazmam bu başlığa. takip ettiklerim arasından da çıkaracağım birazdan. kısmet olursa ileride çocuğumla izlemek istiyorum.

    o zamana kadar sayonora rokudaime, güzel kalpli sarışın çocuk. sayonora kakashi sensei, ero sennin, yodaime sama, kurama!, itachi niisan, shikamaru, lee, choujo, gai sensei. sayonora princess tsunade, iruka sensei, yamato taicho, nidaime sama, killa b, gaara.

    sayonora güzel hinatam. sayonora konoha. siktirin gidin sakura sasuke ikilisi.


    (sereftir seni sevmek - 19 Temmuz 2015 01:13)

Yorum Kaynak Link : naruto